Hindistan'da Türk ürünlerine yönelik boykot giderek yaygınlaşıyor. Boykotun nedeni hakkında net bir açıklama yapılmazken, bazı kaynaklar Türkiye'nin Keşmir konusundaki tutumunun bu kararda etkili olduğunu belirtiyor.

Hindistan'daki perakendeciler ve toptancılar, Türk ürünlerinin satışını durdurma kararı aldı. Bu karar, özellikle tekstil, hazır giyim, halı, mücevher ve bazı elektronik ürünleri gibi çeşitli sektörleri etkiliyor. Hindistan genelinde birçok mağaza, Türk mallarını raflarından kaldırarak boykota destek veriyor.

Boykotun etkileri şimdiden hissedilmeye başlandı. Türk ihracatçılar, Hindistan pazarında önemli kayıplar yaşadıklarını belirtiyor. Ticaret Bakanlığı ve ilgili kurumlar, Hindistan'daki gelişmeler hakkında incelemelerde bulunuyor ve sorunun çözümü için diplomatik girişimlerin başlatılması bekleniyor.

Hindistan'da satışı yasaklanan bazı Türk ürünleri şunlar:

• Tekstil ürünleri: Giyim, ev tekstili, kumaş vb.
• Hazır giyim: Erkek, kadın ve çocuk giyim
• Halı ve kilimler
• Mücevherat: Altın, gümüş ve diğer değerli metallerden yapılan takılar
• Elektronik eşyalar: Beyaz eşya, küçük ev aletleri

Boykotun ne kadar süreceği ve Türk-Hint ticari ilişkilerini nasıl etkileyeceği henüz belirsizliğini koruyor.

Bilim insanları, tıp dünyası için yeni bir gelişme olarak nitelendirilen, daha önce karşılaşılmamış bir mikrop türü keşfetti. Bu keşif, mikrobiyoloji alanında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor ve insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkileri yakından inceleniyor.

Yeni mikrop türünün özellikleri ve yayılma yolları hakkında detaylı araştırmalar başlatıldı. Bilim insanları, bu mikroorganizmanın genetik yapısını ve diğer mikroplarla olan ilişkisini anlamaya çalışıyor. Bu çalışmalar, gelecekte olası salgınların önlenmesi ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor.

Mikrobun keşfi, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler için potansiyel riskler taşıyor. Bu nedenle, hijyen kurallarına uyulması ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi büyük önem arz ediyor. Araştırmacılar, mikrobun insan vücudundaki etkilerini ve yol açabileceği hastalıkları belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor.

Keşfedilen yeni mikrop türü, bilim dünyasında heyecan yaratırken, halk sağlığı açısından da dikkatle takip edilmesi gereken bir gelişme olarak öne çıkıyor. Bu alandaki bilimsel çalışmaların sonuçları, gelecekteki sağlık politikalarının belirlenmesinde ve hastalıklarla mücadelede önemli rol oynayabilir.

Özetle, yeni bir mikrop türünün keşfi, mikrobiyoloji alanında önemli bir dönüm noktasıdır ve insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkileri nedeniyle yakından takip edilmelidir.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın gerçekleştirdiği denetimlerde, 4 işletmenin daha domuz eti sattığı belirlendi. Daha önce de benzer vakaların ortaya çıkmasıyla birlikte, tüketiciler ve yetkililer konuyla ilgili endişelerini dile getiriyor.

Yapılan incelemelerde, söz konusu işletmelerin ürün etiketlerinde yanıltıcı bilgilere yer verdiği ve domuz etini farklı bir et türüymüş gibi göstererek satış yaptığı tespit edildi. Bu durum, özellikle dini inançları veya kişisel tercihleri nedeniyle domuz eti tüketmeyen vatandaşlar için büyük bir sorun teşkil ediyor.

Bakanlık yetkilileri, konuyla ilgili yaptıkları açıklamada, bu tür uygulamaların kesinlikle kabul edilemez olduğunu ve ilgili işletmeler hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatıldığını bildirdi. Ayrıca, tüketicilerin bu tür durumlara karşı daha dikkatli olmaları ve şüpheli gördükleri ürünleri yetkililere bildirmeleri gerektiği vurgulandı.

Bu tür olayların tekrarlanmaması için denetimlerin sıklaştırılacağı ve tüketicilerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmaların artırılacağı belirtildi. Tüketiciler, ürünlerin etiketlerini dikkatlice okuyarak ve güvendikleri markaları tercih ederek bu tür risklerden korunabilirler.

Söz konusu işletmelerin isimleri ve hangi ürünlerde domuz eti tespit edildiği henüz açıklanmadı. Ancak, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yakın zamanda detaylı bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Peynirli sufle, kahvaltı sofralarına veya ara öğünlere lezzetli bir alternatif sunuyor. İşte kolayca hazırlayabileceğiniz peynirli sufle tarifi:

Malzemeler:

• 2 adet yumurta
• 1 su bardağı süt
• 2 yemek kaşığı un
• 1/2 çay kaşığı tuz
• 1/4 çay kaşığı karabiber
• 1/2 su bardağı rendelenmiş beyaz peynir
• 1/4 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
• Sıvı yağ (Sufle kaplarını yağlamak için)

Hazırlanışı:

1. İlk olarak, sufle kaplarını sıvı yağ ile güzelce yağlayın. Bu, suflelerin kolayca çıkmasını sağlayacaktır.
2. Bir karıştırma kabında yumurtaları çırpın. Ardından sütü ekleyip karıştırmaya devam edin.
3. Unu, tuzu ve karabiberi de ekleyerek pürüzsüz bir kıvam elde edene kadar çırpın.
4. Rendelenmiş beyaz peyniri ve kaşar peynirini karışıma ekleyin ve güzelce karıştırın. Peynirlerin karışımın her yerine eşit dağılmasına dikkat edin.
5. Hazırladığınız karışımı yağlanmış sufle kaplarına paylaştırın. Kapları tamamen doldurmamaya özen gösterin, çünkü sufleler pişerken kabaracaktır.
6. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, sufleler kabarıp üzerleri kızarana kadar yaklaşık 20-25 dakika pişirin.
7. Fırından çıkardıktan sonra sıcak servis yapın. Afiyet olsun!

İpuçları:

• Suflelerin daha iyi kabarması için yumurtaların oda sıcaklığında olmasına dikkat edin.
• Fırının kapağını pişirme süresince açmamaya özen gösterin, aksi takdirde sufleler sönebilir.
• Dilerseniz farklı peynir çeşitleri de kullanabilirsiniz. Örneğin, lor peyniri veya parmesan peyniri de lezzet katacaktır.

Bu tarif, evde portakal kabuklarından reçel yapmayı anlatmaktadır. İşte adım adım portakal reçeli tarifi:

Malzemeler:

• 4 adet portakal
• 4 su bardağı toz şeker
• 3 su bardağı su
• Yarım limonun suyu

Yapılışı:

1. Portakalların kabuklarını soyun (çok kalın olmayacak şekilde). Soyulan kabukları rulo yapıp ince ince doğrayın.
2. Doğradığınız portakal kabuklarını tencereye alın ve üzerini geçecek kadar su ekleyip kaynatın. Kaynadıktan sonra suyu süzün. Bu işlemi 2-3 kez tekrarlayın (bu işlem, portakal kabuklarının acılığını almak için yapılır).
3. Tencereye şekeri ve suyu alın. Şeker eriyene kadar karıştırın ve kaynamaya bırakın.
4. Kaynamaya başlayan şerbetin içine haşlanmış portakal kabuklarını ekleyin. Kısık ateşte, kabuklar şeffaflaşana kadar yaklaşık 1-1.5 saat pişirin.
5. Reçel kıvam almaya başladığında limon suyunu ekleyin ve 5 dakika daha kaynatın.
6. Ocağı kapatın ve reçeli soğumaya bırakın. Soğudukça kıvamı koyulaşacaktır.
7. Soğuyan reçeli sterilize edilmiş kavanozlara doldurun ve ağzını sıkıca kapatın.

Püf Noktaları:

• Portakal kabuklarını haşlama işlemi, reçelin acılığını alması için önemlidir. Bu işlemi ne kadar çok yaparsanız, reçeliniz o kadar az acı olur.
• Reçelin kıvamını kontrol etmek için, bir tatlı kaşığı kadar reçeli soğuk bir tabağa damlatın. Eğer hemen yayılmıyorsa, reçeliniz olmuş demektir.
• Reçeli serin ve güneş görmeyen bir yerde saklayın.

Afiyet olsun!

Bu tarif, evde kolayca hazırlayabileceğiniz, hem lezzetli hem de besleyici bir bezelye çorbası sunmaktadır. İşte adım adım yapılışı:

Malzemeler:

• 500 gram dondurulmuş ya da taze bezelye
• 1 adet soğan
• 1 adet patates
• 1 yemek kaşığı zeytinyağı
• 6 su bardağı sıcak su ya da tavuk suyu
• Tuz, karabiber
• İsteğe bağlı: Krema ya da süt (servis için)

Yapılışı:

1. Soğanı yemeklik doğrayın. Patatesi soyup küp küp doğrayın.
2. Tencereye zeytinyağını alın ve soğanı pembeleşinceye kadar kavurun.
3. Patatesi ekleyip birkaç dakika daha kavurun.
4. Bezelyeyi ekleyin ve karıştırın.
5. Sıcak su ya da tavuk suyunu ekleyin. Tuz ve karabiberi de ilave edin.
6. Kaynamaya başlayınca ocağın altını kısın ve sebzeler yumuşayana kadar yaklaşık 20-25 dakika pişirin.
7. Çorbayı ocaktan alın ve blenderdan geçirin. Pürüzsüz bir kıvam elde edin.
8. İsteğe bağlı olarak, servis yaparken üzerine bir miktar krema ya da süt ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun!

Bu tarif, hem pratikliği hem de lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi olmaya aday. İsteğe göre farklı baharatlar ekleyerek de çorbayı zenginleştirebilirsiniz.

Elma reçeli, kahvaltı sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden biridir. Evde kolayca hazırlayabileceğiniz bu tarif ile marketlerde satılanlara kıyasla daha doğal ve lezzetli bir reçel elde edebilirsiniz. İşte adım adım elma reçeli yapımı:

Malzemeler:

• 1 kg elma
• 5 su bardağı toz şeker
• 3 su bardağı su
• Yarım limonun suyu
• 1 çay kaşığı tarçın (isteğe bağlı)
• 3-4 adet karanfil (isteğe bağlı)

Yapılışı:

1. Elmaları güzelce yıkayın, kabuklarını soyun ve çekirdeklerini çıkarın. Ardından küp küp veya rendeleyin.
2. Geniş bir tencereye elmaları alın, üzerine şekeri ekleyin ve karıştırın. Şekerin elmalarla iyice karışması için birkaç saat veya tercihen bir gece buzdolabında bekletin. Bu, elmaların suyunu salmasını sağlayacaktır.
3. Bekleme süresinin ardından tencereyi ocağa alın ve üzerine suyu ekleyin. Orta ateşte kaynamaya başlayana kadar karıştırın.
4. Kaynamaya başlayınca ocağın altını kısın ve reçeli kısık ateşte yaklaşık 1-1.5 saat kadar pişirin. Arada sırada karıştırarak dibine yapışmasını önleyin.
5. Reçel kıvam almaya başladığında limon suyunu ekleyin. Limon suyu, reçelin şekerlenmesini önleyecektir. İsteğe bağlı olarak bu aşamada tarçın ve karanfil de ekleyebilirsiniz.
6. Reçelin kıvamını kontrol etmek için bir çay kaşığı kadarını soğuk bir tabağa damlatın. Eğer hemen yayılmıyorsa ve kıvamlı duruyorsa pişmiş demektir.
7. Reçel piştikten sonra ocaktan alın ve üzerindeki köpükleri bir kaşık yardımıyla temizleyin.
8. Reçeli sıcakken sterilize edilmiş cam kavanozlara paylaştırın. Kavanozların ağzını sıkıca kapatın ve ters çevirerek soğumalarını bekleyin. Bu yöntem, reçelin daha uzun süre dayanmasını sağlayacaktır.

Soğuyan reçeli serin ve karanlık bir yerde muhafaza edin. Kahvaltılarınızda veya tatlılarınızda afiyetle tüketin.

Macaristan parlamentosu, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden (UCM) çekilme tasarısını onaylayarak önemli bir adım attı. Tasarı, 130 milletvekilinin oyuyla kabul edildi. Hükümetin bu kararı almasındaki temel gerekçe, UCM'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkarma olasılığına duyulan tepki olarak değerlendiriliyor.

Macaristan hükümeti, UCM'nin yetki alanının İsrail-Filistin meselesini kapsamadığını savunuyor. Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, daha önce yaptığı açıklamalarda, UCM'nin kuruluş amacının savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçları soruşturmak olduğunu, ancak İsrail-Filistin arasındaki çatışmanın bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini belirtmişti.

UCM'den çekilme kararının Macaristan'ın uluslararası ilişkileri üzerindeki etkileri merak konusu. Avrupa Birliği üyesi olan Macaristan'ın bu adımı, Birlik içinde de tartışmalara yol açabilir. Zira AB, UCM'nin desteklenmesi konusunda genel bir mutabakata sahip.

Muhalefet partileri ise hükümetin UCM'den çekilme kararını eleştiriyor. Kararın, Macaristan'ın uluslararası hukuk sistemine olan bağlılığını zedeleyeceği ve ülkenin itibarını olumsuz etkileyeceği görüşünü savunuyorlar. Ayrıca, bu kararın, Macaristan'ın insan hakları konusundaki duruşunu da sorgulanır hale getirebileceği belirtiliyor.

Macaristan'ın UCM'den çekilme süreci, uluslararası hukuk uzmanları tarafından yakından takip ediliyor. Çekilme kararının resmileşmesi için belirli bir prosedürün izlenmesi gerekiyor ve bu sürecin tamamlanması zaman alabilir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) üyesi ülkeler, İsviçre'de düzenlenen yıllık toplantıda Küresel Pandemi Anlaşması'nı imzalayarak gelecekteki pandemilere karşı iş birliğini güçlendirme kararı aldı. Anlaşma, pandemilere karşı daha adil ve eşitlikçi bir küresel yanıt verilmesini amaçlıyor.

Anlaşmanın temel hedefleri arasında, pandemi hazırlık ve müdahale kapasitelerinin artırılması, aşılar, ilaçlar ve teşhis araçları gibi tıbbi ürünlere eşit erişimin sağlanması ve uluslararası iş birliğinin teşvik edilmesi yer alıyor. DSÖ, anlaşmanın, üye ülkeler arasında bilgi paylaşımını ve koordinasyonu artırarak gelecekteki sağlık krizlerine karşı daha etkili bir yanıt verilmesine katkı sağlayacağını belirtiyor.

Toplantıda konuşan DSÖ yetkilileri, COVID-19 pandemisinin küresel sağlık sistemlerindeki zayıflıkları ortaya çıkardığını ve bu anlaşmanın, gelecekteki pandemilerin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için kritik bir adım olduğunu vurguladılar. Anlaşmanın imzalanması, uzun süren müzakerelerin ardından gerçekleşti ve üye ülkeler arasında geniş bir mutabakatın sağlandığını gösteriyor.

Küresel Pandemi Anlaşması'nın detayları arasında, pandemi sırasında ortaya çıkan eşitsizliklerin giderilmesi, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerin tıbbi ürünlere erişiminin kolaylaştırılması ve pandemi araştırmalarına daha fazla yatırım yapılması gibi konular bulunuyor. Ayrıca, anlaşma kapsamında, tek sağlık yaklaşımı benimsenerek insan, hayvan ve çevre sağlığının birbiriyle bağlantılı olduğu kabul ediliyor ve bu alanlarda iş birliğinin artırılması hedefleniyor.

DSÖ, anlaşmanın uygulanması için üye ülkelerle birlikte çalışmaya devam edeceğini ve düzenli olarak ilerleme raporları yayınlayacağını açıkladı. Anlaşmanın, uluslararası hukuk çerçevesinde bağlayıcı bir nitelik taşıması ve üye ülkelerin taahhütlerini yerine getirmesi bekleniyor.