İran-İsrail arasındaki gerilim, piyasalarda belirsizliğe yol açarak yatırımcıları güvenli limanlara yöneltti. Bu durum, döviz kurlarında ve altın fiyatlarında artışa neden oldu. Doların yükselmesiyle birlikte asgari ücretli vatandaşların alım gücü düşüş gösterdi.

İran ve İsrail arasındaki savaş endişesi, ekonomik piyasaları olumsuz etkileyerek yatırımcıları daha güvenli limanlara yönlendirdi. Bu durum, döviz kurlarında ve özellikle dolarda yükselişe neden oldu. Doların artması, Türkiye'deki asgari ücretli vatandaşların alım gücünü doğrudan etkiledi.
Dolar kurundaki yükseliş, ithal ürünlerin fiyatlarını artırarak enflasyonu körükledi. Temel tüketim mallarından akaryakıta kadar birçok ürünün fiyatı yükseldi. Bu durum, özellikle dar gelirli vatandaşların bütçesini zorladı. Asgari ücretli bir vatandaşın maaşı, döviz kurundaki artış nedeniyle reel olarak azalmış oldu.
Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre, jeopolitik risklerin artmasıyla birlikte döviz kurlarındaki oynaklık devam edebilir. Bu durumun önüne geçmek için, hükümetin ekonomik istikrarı sağlayacak önlemler alması ve yatırımcı güvenini yeniden tesis etmesi gerekiyor. Aksi takdirde, döviz kurundaki artışın enflasyonu tetiklemesi ve alım gücünü düşürmesi kaçınılmaz olacaktır.
Savaş endişesiyle birlikte altın fiyatları da yükseldi. Altın, yatırımcılar tarafından güvenli liman olarak görüldüğü için, belirsizlik dönemlerinde talep görmektedir. Altın fiyatlarındaki artış, yatırımcılar için bir fırsat yaratırken, altın almayı düşünen vatandaşlar için maliyeti artırmış oldu.
Sonuç olarak, İran-İsrail arasındaki gerilim sadece bölgesel bir sorun olmanın ötesine geçerek, Türkiye'deki asgari ücretli vatandaşların ekonomik durumunu da olumsuz etkilemiştir. Döviz kurlarındaki artış ve enflasyon, alım gücünü düşürerek geçim sıkıntısını artırmıştır. Bu durumun önüne geçmek için, ekonomik istikrarın sağlanması ve jeopolitik risklerin yönetilmesi büyük önem taşımaktadır.