Kuru fasulye, Türk mutfağının sevilen ve sıkça tüketilen yemeklerinden biridir. Ancak, pişirme sırasında karşılaşılan bazı sorunlar, yemeğin keyfini kaçırabilir. Özellikle kuru fasulyenin dağılması ve gaz yapması, birçok kişinin şikayet ettiği durumlardır. Bu sorunları çözmek için farklı yöntemler denenmektedir. Bu yöntemlerden biri de, kuru fasulyeyi ıslatırken içine bir adet belirli bir malzeme eklemektir.

Kuru fasulyenin gaz yapmasını önlemek için bilinen yöntemlerden biri, pişirme suyuna kimyon eklemektir. Ancak, fasulyenin dağılmasını engellemek için farklı bir yöntem uygulanması öneriliyor. Bu yöntemde, kuru fasulye ıslatılırken içine bir adet soğan doğranması tavsiye ediliyor. Soğanın içerdiği enzimler, fasulyenin daha kolay pişmesini ve dağılmasını önlemeye yardımcı oluyor.

İşte kuru fasulyeyi pişirirken dağılmasını ve gaz yapmasını önlemek için uygulayabileceğiniz yöntem:

1. Kuru fasulyeyi bol su ile yıkayın.
2. Bir tencereye alın ve üzerini geçecek kadar su ekleyin.
3. İçine bir adet soğanı dörde bölerek ekleyin.
4. Bu şekilde en az 6-8 saat veya tercihen bir gece boyunca bekletin.
5. Islatma suyunu süzün ve fasulyeleri tekrar yıkayın.
6. Tencereye yeni su ekleyerek fasulyeleri pişirin.

Bu yöntem sayesinde kuru fasulyenin hem daha lezzetli hem de daha kolay sindirilebilir hale gelmesi amaçlanıyor. Soğan, fasulyenin yapısını güçlendirerek dağılmasını önlerken, aynı zamanda gaz yapıcı etkisini de azaltmaya yardımcı oluyor.

Dışişleri Bakanlığı, Pakistan'ın Kuzey Veziristan bölgesinde meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybedenler için taziye mesajı yayımladı. Bakanlık, saldırıyı kınayarak Pakistan halkına ve hükümetine başsağlığı diledi.

Bakanlığın mesajında şu ifadelere yer verildi:

"Pakistan’ın Kuzey Veziristan bölgesinde 16 Mart 2024 tarihinde meydana gelen terör saldırısında çok sayıda Pakistanlı kardeşimizin hayatını kaybettiği ve yaralandığı derin üzüntüyle öğrenilmiştir. Bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz.

Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kardeş Pakistan halkına ve hükümetine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Türkiye, Pakistan’ın terörle mücadelesinde her zaman yanında olmaya devam edecektir."

Saldırıda çok sayıda Pakistanlı hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin Pakistan'ın terörle mücadelesine olan desteğini vurguladı.

Sağlık Bakanlığı, 3 bin 658 sürekli işçi alımı için başvuru sürecini tamamladı. Adaylar, nihai isim listesini ve kura sonuçlarının ne zaman açıklanacağını merak ediyor.

Sağlık Bakanlığı’nın taşra teşkilatında görevlendirilmek üzere 3 bin 658 sürekli işçi alımı yapılacak. Başvurular, İŞKUR üzerinden tamamlandı. Sürecin tamamlanmasının ardından, başvuru sahipleri nihai isim listelerini ve kura sonuçlarının ne zaman açıklanacağını öğrenmek istiyor.

Nihai isim listesi sorgulama ekranı henüz erişime açılmadı. Sağlık Bakanlığı'nın nihai isim listesini ve kura tarihlerini yakın zamanda açıklaması bekleniyor.

Kura çekimi, noter huzurunda ve kamuya açık bir şekilde gerçekleştirilecek. Kura sonuçları ve diğer önemli duyurular, Sağlık Bakanlığı’nın resmi internet sitesi olan https://www.saglik.gov.tr adresi üzerinden ilan edilecek.

Adayların, Sağlık Bakanlığı'nın resmi internet sitesini ve İŞKUR duyurularını takip etmeleri önemlidir.

2025 Sağlık Bakanlığı işçi alımı kura sonuçları ne zaman açıklanacak? Bu konuda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, sürecin yakın zamanda tamamlanması ve sonuçların ilan edilmesi bekleniyor.

Sağlık Bakanlığı'nın personel alım ilanlarına başvuran adaylar, süreci yakından takip etmeye devam ediyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelmesi ve ‘rasyonel zemine dönüş’ mesajları vermesiyle birlikte sıcak para beklentisi oluşsa da, Türkiye’den sermaye çıkışı sürüyor.

Sözcü Gazetesi'nin haberine göre, TCMB verileri incelendiğinde, 2018’deki Rahip Brunson krizinden sonraki en büyük portföy çıkışının yaşandığı görülüyor.

Bakan Şimşek’in açıklamalarına rağmen, yabancı yatırımcılar Türkiye piyasalarına temkinli yaklaşıyor. Yüksek enflasyon, kurdaki oynaklık ve siyasi riskler yabancı yatırımcıyı tedirgin ediyor olabilir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, son dönemde yaşanan portföy çıkışları, ekonomideki kırılganlığın devam ettiğini gösteriyor. Yabancı yatırımcıların güvenini yeniden kazanmak için yapısal reformların yapılması ve ekonomik istikrarın sağlanması gerekiyor.

Analistler, sıcak para girişinin kalıcı olabilmesi için Türkiye'nin yatırım ortamını iyileştirmesi gerektiğini vurguluyor. Hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve öngörülebilirlik yatırımcılar için kritik öneme sahip.

Rahip Brunson krizi, Türkiye ekonomisi üzerinde derin izler bırakmış ve yabancı yatırımcı güvenini sarsmıştı. Kriz sonrası yaşanan sermaye çıkışı, ekonomideki toparlanmayı geciktirmişti. Benzer bir durumun tekrar yaşanmaması için dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor.

Romanya'nın Başkenti Bükreş'te düzenlenen Balkan Şampiyonası'nda Türkiye'yi temsil eden bisiklet sporcuları Ahmet Örken ve Ege Erülkü, gümüş madalya kazandı. Milli sporcular, zamana karşı yarışında önemli bir başarı elde etti.

Türkiye Bisiklet Federasyonu tarafından yapılan açıklamada, sporcuların başarısı duyuruldu ve tebrik mesajı yayımlandı. Açıklamada, "Balkan Şampiyonası’nda Ülkemizi temsil eden Ahmet Örken ve Ege Erülkü, zamana karşı yarışında gümüş madalya kazanmıştır. Sporcularımızı tebrik eder, başarılarının devamını dileriz." ifadelerine yer verildi.

Ahmet Örken ve Ege Erülkü’nün bu başarısı, Türkiye bisiklet camiasında sevinçle karşılandı. Sporcuların gelecek yarışmalarda da aynı başarıyı göstermesi bekleniyor. Balkan Şampiyonası, bisiklet sporcuları için önemli bir sınav niteliği taşıyor ve bu tür başarılar, genç sporcuları motive ediyor.

Türkiye Bisiklet Federasyonu, genç yetenekleri desteklemeye ve bisiklet sporunun gelişmesi için çalışmalarına devam edeceğini belirtti. Bu tür uluslararası yarışmalarda elde edilen başarılar, Türkiye'nin bisiklet sporundaki potansiyelini gösteriyor.

Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) yapılan araştırmalar sırasında, daha önce Dünya'da rastlanmamış yeni bir bakteri türü keşfedildi. Bu olağanüstü buluş, bilim insanlarını hem heyecanlandırdı hem de meraklandırdı. Bakterinin özellikleri ve potansiyel etkileri üzerine yoğun çalışmalar başlatıldı.

Yeni Bakteri Türünün Keşfi: Astronotlar tarafından ISS'de bulunan bu bakteri türü, Dünya'daki hiçbir bakteriyle tam olarak eşleşmiyor. Bu durum, bakterinin uzay ortamında evrimleşmiş olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Bilim insanları, bakterinin genetik yapısını ve özelliklerini detaylı bir şekilde inceleyerek, kökenini ve evrim sürecini anlamaya çalışıyor.

Açıklanamayan Detay: Bakterinin en dikkat çekici özelliklerinden biri, bilim insanlarının henüz tam olarak açıklayamadığı bir mekanizmaya sahip olması. Bu mekanizma, bakterinin uzay ortamında hayatta kalmasına ve çoğalmasına olanak tanıyor gibi görünüyor. Araştırmacılar, bu mekanizmanın nasıl çalıştığını çözmek için çeşitli deneyler ve analizler yapıyor.

İnsanlık İçin Önemi: Uzayda yeni bir bakteri türünün keşfi, insanlık için birçok açıdan önemli olabilir:

• Yeni İlaç ve Tedavi Yöntemleri: Bakterinin sahip olduğu benzersiz özellikler, yeni ilaçların ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine ilham verebilir. Özellikle, bakterinin hayatta kalma mekanizması, zorlu koşullara dayanıklı ilaçlar üretmek için kullanılabilir.
• Uzaydaki Yaşamın Anlaşılması: Bu keşif, uzaydaki yaşamın nasıl olabileceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Bakterinin uzay ortamına adaptasyonu, diğer gezegenlerde veya uydularda yaşam olup olmadığını anlamamıza yardımcı olabilir.
• Biyoteknoloji Uygulamaları: Bakterinin genetik yapısı ve enzimleri, biyoteknoloji alanında yeni uygulamalar için kullanılabilir. Örneğin, bakterinin ürettiği özel maddeler, endüstriyel süreçlerde veya çevresel temizlikte kullanılabilir.

Bilim İnsanlarının Çalışmaları: Şu anda, bilim insanları bakterinin tam olarak ne olduğunu, nasıl evrimleştiğini ve insan sağlığına veya çevreye herhangi bir zararı olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Bu amaçla, bakterinin genetik haritası çıkarılıyor, farklı ortamlarda nasıl davrandığı gözlemleniyor ve diğer mikroorganizmalarla etkileşimleri inceleniyor.

Bu keşif, uzayın derinliklerindeki sırları çözmek ve insanlığın bilgi birikimini artırmak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Meksika, arka arkaya işlenen iki siyasi cinayetle sarsıldı. Michoacán eyaletinde, iktidardaki Ulusal Yenilenme Hareketi'nin (Morena) belediye başkan adayı Israel Delgado Vega silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Aynı gün içerisinde Guerrero eyaletinde de Özgürlük ve Meksika için İlerici Hareket Partisi'nin (MPML) belediye başkan adayı Tomas Morales Patino uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.

Morena Partisi lideri Mario Delgado, Israel Delgado Vega'ya yönelik saldırıyı kınadı ve olayın aydınlatılması için yetkililere çağrıda bulundu. Delgado, faillerin yakalanıp adalete teslim edilmesini talep etti.

Guerrero eyaletindeki cinayetin ardından MPML de bir açıklama yayınlayarak Tomas Morales Patino'nun öldürülmesini şiddetle kınadı. Partiden yapılan açıklamada, siyasi şiddetin ülkedeki demokrasiye büyük bir darbe vurduğu vurgulandı.

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, yaşanan bu iki siyasi cinayet üzerine soruşturma başlatılması ve suçluların yakalanması için özel talimat verdi. Sheinbaum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, olayların tüm yönleriyle araştırılacağını ve sorumluların adalete teslim edileceğini belirtti.

Siyasi analistler, bu cinayetlerin 2 Haziran'da yapılacak genel seçimler öncesinde ülkedeki siyasi gerginliği daha da artırabileceğine dikkat çekiyor. Meksika'da seçim dönemlerinde siyasi şiddet olayları sıkça yaşanırken, yetkililer seçim güvenliğini artırmak için çeşitli önlemler alıyor.

Meksika'da siyasi cinayetler geçmişte de sıkça yaşanmış ve bu durum ülkedeki demokrasi ve hukuk devleti ilkesi açısından ciddi endişelere yol açmıştır. Hükümetin bu tür olayların önüne geçmek için daha etkin önlemler alması ve faillerin cezalandırılması gerektiği vurgulanmaktadır.

• Israel Delgado Vega: Morena Partisi belediye başkan adayı, Michoacán.
• Tomas Morales Patino: MPML Partisi belediye başkan adayı, Guerrero.

Milli basketbolcu Cedi Osman'ın 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladığı sosyal medya paylaşımı, Yunanistan'da tepkilere neden oldu. Osman'ın, Türk bayrağı ve Atatürk fotoğrafı eşliğinde yaptığı paylaşım, bazı Yunan kullanıcılar tarafından provokasyon olarak değerlendirildi.

Paylaşımın ardından Yunan sosyal medya kullanıcıları, Cedi Osman'ı hedef alan çok sayıda yorum yaptı. Bazı kullanıcılar, Osman'ın paylaşımını 'Türkiye'nin yayılmacı politikalarının bir göstergesi' olarak yorumlarken, bazıları ise 'Yunanistan'a karşı bir provokasyon' olarak nitelendirdi.

Cedi Osman'ın paylaşımına gelen tepkiler sadece sosyal medyayla sınırlı kalmadı. Bazı Yunan haber siteleri ve spor portalları da konuyu haberleştirerek, Osman'ın paylaşımının Yunanistan'da rahatsızlık yarattığını belirtti.

Öte yandan, Cedi Osman'a destek veren Türk kullanıcılar da sosyal medyada #CediOsmanYanındayız etiketiyle paylaşımlar yaparak, milli basketbolcuya desteklerini dile getirdi. Türk kullanıcılar, Osman'ın sadece milli bayramını kutladığını ve bunda herhangi bir art niyet aranmaması gerektiğini savundu.

Cedi Osman, konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı.

Sefer Levent'in yazısında, McDonald's'ın İsrail'deki faaliyetleri nedeniyle boykot edilmesine değiniliyor ve Türkiye'deki fast food alışkanlıkları ile alternatif markalar ele alınıyor. Yazar, özellikle son dönemde artan boykot çağrılarına dikkat çekerek, McDonald's'ın yanı sıra benzer tutum sergileyen diğer markaların da sorgulanması gerektiğini belirtiyor.

Yazıda, Türkiye'deki tüketicilerin fast food tercihlerinde yerli markalara yönelmesinin önemine vurgu yapılıyor. Özellikle Bursa İskender Kebap, Dönerci Celal Usta, Pidem, Sbarro ve Usta Dönerci gibi markaların McDonald's'a alternatif olabileceği ifade ediliyor. Bu markaların, hem yerli sermaye olmaları hem de Türk damak zevkine uygun ürünler sunmaları nedeniyle tercih sebebi olabileceği belirtiliyor.

Yazar ayrıca, fast food sektöründeki rekabetin artmasının tüketiciye daha fazla seçenek sunacağını ve bu durumun yerli markaların gelişimine katkı sağlayacağını savunuyor. Boykotların, markaların politik duruşlarını gözden geçirmelerine ve daha etik davranışlar sergilemelerine yol açabileceği de değerlendiriliyor.

Son olarak, tüketicilerin bilinçli tercihler yapmasının ve sadece fast food değil, genel olarak tüketim alışkanlıklarını sorgulamasının önemine dikkat çekiliyor. Yazar, bu tür boykotların uzun vadede tüketim kültüründe olumlu değişikliklere yol açabileceğini ifade ediyor.