Sözcü TV'ye verilen 10 günlük ekran karartma cezasına yönelik yürütmeyi durdurma kararı verildi. Kanal, RTÜK'ün verdiği bu cezaya karşı yargı yoluna başvurmuştu. Ankara Bölge İdare Mahkemesi, Sözcü TV'nin itirazını kabul ederek yürütmeyi durdurma kararı aldı.

Kararın gerekçesi henüz açıklanmadı. Ancak Sözcü TV avukatları, kararın ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ilkeleri çerçevesinde alındığını belirtiyor.

RTÜK'ün Sözcü TV'ye verdiği ceza, kanalın yayınlarında yer alan bazı ifadelerin, yayın ilkelerine aykırı bulunduğu gerekçesiyle verilmişti. Kanal yönetimi ise bu cezayı eleştirerek, kararın siyasi baskı sonucu alındığını savunmuştu.

Yürütmeyi durdurma kararıyla birlikte Sözcü TV, yayınlarına normal şekilde devam edebilecek. Kararın, yargılama sürecinin sonuna kadar geçerli olması bekleniyor.

Bu gelişme, basın özgürlüğü ve medya üzerindeki baskılar konusunda tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok gazeteci ve sivil toplum kuruluşu, RTÜK'ün uygulamalarını eleştirerek, medya özgürlüğünün korunması gerektiğini vurguluyor.

Sözcü TV avukatları, yürütmeyi durdurma kararının, hukukun üstünlüğüne olan inancı pekiştirdiğini ve adaletin tecelli ettiğini ifade ettiler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faizsiz bir ekonomi konusundaki vizyonunu bir kez daha vurgulayarak, bu yöndeki özlemini yüksek sesle dile getirmeye devam edeceğini ifade etti. Erdoğan, faizsiz ekonomik modelin Türkiye için önemine dikkat çekerek, bu konudaki kararlılığını sürdüreceğini belirtti.

Erdoğan'ın bu açıklaması, mevcut ekonomik politikalar ve faiz oranları konusundaki tartışmaların yoğunlaştığı bir dönemde geldi. Cumhurbaşkanı, faizsiz bir ekonomik sistemin, daha adil ve sürdürülebilir bir büyüme modeli sunabileceğine inanıyor. Bu bağlamda, Türkiye'nin faizsiz finans alanında daha da gelişmesi için gerekli adımların atılacağını vurguladı.

Erdoğan'ın faizsiz ekonomi vurgusu, özellikle katılım bankacılığı ve diğer İslami finans araçlarının önemini artırıyor. Cumhurbaşkanı, bu tür finansal enstrümanların Türkiye ekonomisine daha fazla entegre edilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, faizsiz finansın sadece dini bir tercih değil, aynı zamanda ekonomik istikrar ve sosyal adalet için de önemli bir araç olduğunu belirtiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu açıklamaları, ekonomi çevrelerinde farklı yorumlara neden oldu. Bazı uzmanlar, faizsiz bir ekonomik modelin uygulanabilirliği ve potansiyel etkileri konusunda şüphelerini dile getirirken, diğerleri ise bu yöndeki adımların Türkiye ekonomisine yeni fırsatlar sunabileceğine inanıyor.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizsiz ekonomi konusundaki kararlılığı, Türkiye'nin ekonomik geleceği açısından önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor. Bu konudaki tartışmaların ve politika arayışlarının önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor.

Rusya, Sırbistan'ı Ukrayna'ya silah tedarik ederek Moskova'yı 'sırtından bıçaklamakla' itham etti. Bu suçlama, Sırp yapımı havan mermilerinin Ukrayna ordusu tarafından kullanıldığına dair iddiaların ardından geldi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, düzenlediği basın toplantısında bu konuya değinerek, Sırbistan'ın Ukrayna'ya silah satışı yapmasının Moskova için kabul edilemez olduğunu belirtti. Zakharova, bu tür eylemlerin Rusya-Sırbistan ilişkilerine zarar verebileceği uyarısında bulundu.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ise iddialara yanıt olarak, ülkesinin uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ettiğini ve silah satışlarının şeffaf bir şekilde gerçekleştirildiğini savundu. Vucic, Sırbistan'ın Ukrayna'ya doğrudan silah satışı yapmadığını, ancak üçüncü ülkeler aracılığıyla bu tür satışların gerçekleşmiş olabileceğini ifade etti. Ayrıca, Sırbistan'ın Rusya ile iyi ilişkilerini korumak istediğini ve bu tür iddiaların ilişkileri zedelememesi için çaba göstereceklerini vurguladı.

Ukrayna tarafından Sırp yapımı havan mermilerinin kullanıldığına dair kanıtlar, sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde yer almıştı. Bu durum, Rusya'nın tepkisini daha da sertleştirdi. Moskova, Belgrad'dan konuyla ilgili detaylı bir açıklama talep etti.

Bu gelişmeler, Rusya ve Sırbistan arasındaki geleneksel olarak yakın ilişkilere gölge düşürebilir. Sırbistan, Avrupa Birliği üyeliği için aday ülke olmasına rağmen, Rusya ile yakın ilişkilerini sürdürmeye çalışıyor. Ancak, Ukrayna'daki savaş ve Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımlar, Sırbistan'ı zor bir denge politikası izlemeye zorluyor.

Türk resim sanatının öncülerinden Fahrelnissa Zeid'in ikonik eseri 'Break of the Atom and Vegetal Life', İstanbul Havalimanı'nda sanatseverlerle buluşuyor. Ünlü sanatçının başyapıtı, 30 Mayıs 2025 tarihinde açılan özel bir sergiyle havalimanı ziyaretçilerinin beğenisine sunuldu. Bu tek tabloluk sergi, Zeid'in soyut ve renkli dünyasına bir pencere açmayı hedefliyor.

Fahrelnissa Zeid, Türk resim sanatına getirdiği yenilikler ve özgün tarzıyla tanınıyor. 'Break of the Atom and Vegetal Life' adlı eseri, sanatçının olgunluk dönemine ait önemli bir yapıt olarak kabul ediliyor. Eser, atomun parçalanması ve bitkisel yaşamın doğuşu gibi kavramları soyut bir dille ifade ediyor. Zeid'in bu tablosu, renklerin canlılığı ve kompozisyonun dinamizmiyle dikkat çekiyor.

İstanbul Havalimanı, bu sergiyle sanat ve seyahati bir araya getirerek yolcularına farklı bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Havalimanı yetkilileri, sanat eserlerinin sergilenmesiyle yolcuların seyahat deneyiminin zenginleştiğini ve kültürel bir etkileşim ortamı yaratıldığını belirtiyor. Sergi, havalimanının yoğun temposu içinde bir mola vermek ve sanata dokunmak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir fırsat sunuyor.

Sergi, İstanbul Havalimanı'nın dış hatlar terminalinde, özel olarak hazırlanan bir alanda ziyaret edilebilecek. Sergi süresince, Fahrelnissa Zeid'in hayatı ve sanatı hakkında bilgilendirici materyaller de sunulacak. Sanatseverler, bu sergi sayesinde Zeid'in eserini yakından inceleme ve sanatçının dünyasına daha derinlemesine bir yolculuk yapma imkanı bulacak.

Fahrelnissa Zeid kimdir?

Fahrelnissa Zeid (1901-1991), Türk resim sanatının en önemli temsilcilerinden biridir. Soyut ve figüratif çalışmalarıyla tanınan Zeid, Doğu ve Batı sanatının sentezini yaparak özgün bir üslup geliştirmiştir. Sanatçının eserleri, dünyanın çeşitli müzelerinde ve özel koleksiyonlarında sergilenmektedir.

Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika'ya yaptığı ilk keşif gezisinde kullandığı amiral gemisi Santa Maria'nın birebir replikası, Londra'ya demir attı. İspanya'da inşa edilen ve 'Nao Victoria Vakfı' tarafından işletilen gemi, Greenwich'teki Ulusal Denizcilik Müzesi'nin yanında halkın ziyaretine açıldı.

Ziyaretçiler, geminin dört güvertesini gezebiliyor ve 15. yüzyıl denizcilerinin yaşam koşulları hakkında bilgi edinebiliyor. Replika gemi, orijinal Santa Maria'nın boyutlarına ve tasarımına sadık kalınarak inşa edildi. Gemi, 29 metre uzunluğa ve 8 metre genişliğe sahip.

Nao Victoria Vakfı yetkilileri, geminin amacının, Kristof Kolomb'un tarihi yolculuğunu ve denizcilik tarihini gelecek nesillere aktarmak olduğunu belirtiyor. Gemi, daha önce Avrupa ve Amerika'da birçok limanı ziyaret etmişti.

Santa Maria, Kolomb'un üç gemisinden en büyüğüydü. Diğer iki gemi ise Niña ve Pinta idi. Santa Maria, Karayipler'de karaya oturmuş ve batmıştı. Kolomb ve mürettebatı, geminin enkazından kurtardıkları parçalarla La Navidad adında bir yerleşim yeri kurmuşlardı.

Replika geminin Londra'daki ziyareti, denizcilik tarihine ilgi duyanlar için önemli bir fırsat sunuyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Özel, seçim sonuçlarını değerlendirirken, “Türkiye demokrasi tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını yapmıştır” ifadelerini kullandı. Seçimlerde elde edilen başarıyı, seçmenlerin CHP'ye duyduğu güvenin bir göstergesi olarak yorumladı.

Özel, konuşmasında, “Bu seçimlerde sadece belediye başkanları değil, aynı zamanda Türkiye'nin geleceği için de oy kullanılmıştır” dedi. CHP'nin seçimlerdeki başarısının, partinin politikalarının halk tarafından kabul gördüğünün bir kanıtı olduğunu belirtti. Ayrıca, seçim sonuçlarının Türkiye siyasetinde yeni bir denge oluşturduğunu ve CHP'nin bu dengeyi koruyarak ülkenin sorunlarına çözüm üretmeye devam edeceğini vurguladı.

CHP lideri, seçim sürecinde ve sonrasında emeği geçen tüm partililere ve gönüllülere teşekkür etti. Seçim sonuçlarının, Türkiye'nin her köşesinde yaşayan vatandaşların beklentilerini karşılayacak şekilde değerlendirileceğini ve CHP'nin bu beklentilere cevap vermek için çalışmalarını sürdüreceğini ifade etti.

Özel, konuşmasının sonunda, “Türkiye için umut var. Türkiye için çözüm var. Türkiye için Cumhuriyet Halk Partisi var” şeklinde konuştu. Seçim sonuçlarının, Türkiye'nin daha aydınlık bir geleceğe doğru ilerlemesi için bir fırsat olduğunu ve CHP'nin bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceğini belirtti.

Türkiye'de Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için oy verme işlemleri sona erdi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamaya göre, oy sayımına başlandı. Seçim sonuçlarının ne zaman açıklanacağı merak konusu olurken, YSK'nın seçim takvimine göre hareket edeceği belirtildi.

Oy verme işlemleri saat 17.00 itibarıyla tamamlandı. Sandıkların kapanmasının ardından oy sayımına geçildi. Seçim sonuçlarının açıklanma süreci, sandıkların açılması, oyların sayılması ve sonuçların sisteme girilmesi gibi aşamalardan oluşuyor.

YSK'nın seçim takvimine göre, seçim sonuçlarının en kısa sürede açıklanması hedefleniyor. Ancak, sonuçların kesinleşmesi ve ilan edilmesi süreci, itirazlar ve diğer yasal süreçler nedeniyle uzayabiliyor.

Seçim sonuçlarının ne zaman açıklanacağına dair kesin bir tarih verilmezken, YSK'nın sonuçları en hızlı ve şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşacağı vurgulandı.

Seçimlerde Cumhurbaşkanı adayları Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Sinan Oğan yarıştı. Milletvekili seçimlerinde ise birçok siyasi parti ve bağımsız aday Meclis'e girmek için mücadele etti.

• YSK'nın seçim takvimine göre hareket edeceği belirtildi.
• Oy verme işlemleri saat 17.00'de sona erdi.
• Seçim sonuçlarının en kısa sürede açıklanması hedefleniyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri için seçim takvimini açıkladı.

Takvim şu şekilde belirlendi:

• 1 Ocak 2024: Seçim başlangıç tarihi.
• 4 Ocak 2024: Seçmen kütüklerinin güncellenmesi için Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden adres bilgileri alınmaya başlanacak.
• 18 Ocak 2024: Siyasi partilerden oy pusulası ve seçim sandığı kurulu itirazları için üye bildirme işlemlerinin son günü.
• 27 Ocak 2024: Muhtarlık bölgesi askı listeleri askıya çıkarılacak.
• 6 Şubat 2024: Muhtarlık bölgesi askı listeleri askıdan indirilecek.
• 9 Şubat 2024: Siyasi partilerin birleşik oy pusulasındaki yerlerinin belirlenmesi için kura çekimi yapılacak.
• 21 Mart 2024: Seçim propagandası ve yasakların başlayacağı tarih.
• 30 Mart 2024: Seçim yasakları başlayacak.
• 31 Mart 2024: Oy verme günü.

YSK'nın seçim takvimi, seçim sürecinin şeffaf ve düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlıyor. Seçmenlerin kayıtlarını kontrol etmeleri ve seçim takvimindeki önemli tarihleri takip etmeleri önem taşıyor.

YSK Başkanı Ahmet Yener, seçim takviminin belirlenmesiyle birlikte tüm siyasi partilere ve adaylara başarılar diledi.

Beyaz Saray'da yeni bir güvenlik açığı krizi yaşanıyor. Özel Kalem Müdürü Annie Wiles'in kişisel telefonunun bilgisayar korsanları tarafından ele geçirildiği bildirildi. Bu durum, hassas bilgilerin sızdırılma olasılığına dair endişeleri beraberinde getirdi.

Siber saldırının detayları henüz tam olarak bilinmiyor, ancak ilk bulgular, Wiles'in telefonundaki özel yazışmalar, toplantı notları ve bazı gizli belgelere erişildiğini gösteriyor. Beyaz Saray yetkilileri, olayın ciddiyetinin farkında olduklarını ve derhal soruşturma başlattıklarını açıkladı. Soruşturma, hem iç güvenlik birimleri hem de dış siber güvenlik uzmanları tarafından yürütülüyor.

Bu sızıntı skandalı, ABD hükümetinin siber güvenliğe ne kadar önem vermesi gerektiği konusunu yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, devlet görevlilerinin kişisel cihazlarının güvenliğinin sağlanmasının kritik önem taşıdığını vurguluyor. Özellikle üst düzey yetkililerin iletişim araçlarının korunması, ulusal güvenlik açısından hayati bir gereklilik olarak değerlendiriliyor.

Olayın ardından Beyaz Saray'da güvenlik protokollerinin gözden geçirilmesi ve güncellenmesi bekleniyor. Ayrıca, benzer olayların önüne geçmek için ek önlemler alınması da gündemde. Siber güvenlik uzmanları, devlet kurumlarının sürekli olarak siber saldırılara karşı hazırlıklı olması ve savunma mekanizmalarını güçlendirmesi gerektiğini belirtiyor.

Annie Wiles'in telefonunun hacklenmesi, sadece Beyaz Saray'ı değil, tüm kamu kurumlarını siber güvenlik konusunda daha dikkatli olmaya çağırıyor. Bu tür olaylar, devlet sırlarının korunması ve ulusal güvenliğin sağlanması için alınması gereken önlemlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.