Afyonkarahisar'da yaşayan 67 yaşındaki Süleyman Gök, sivrisinek ısırığı sonucu Batı Nil virüsü kaparak hastaneye kaldırıldı. Gök, yaklaşık 20 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra yatağa bağımlı hale geldi.

Olay, Afyonkarahisar'ın Susuz beldesinde meydana geldi. Süleyman Gök, bahçesinde çalıştığı sırada bir sivrisinek tarafından ısırıldı. Birkaç gün sonra rahatsızlanan Gök, önce Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'ne, ardından da Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada yapılan tetkikler sonucunda Gök'e Batı Nil virüsü teşhisi konuldu.

Yoğun bakım sürecini anlatan Gök'ün eşi Şükran Gök, eşinin durumunun ciddiyetini vurgulayarak, “Eşim bahçedeyken sinek ısırmış. Birkaç gün sonra rahatsızlandı. Önce Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'ne gittik, oradan da Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hastanesi'ne sevk ettiler. Orada Batı Nil virüsü teşhisi konuldu. 20 gün yoğun bakımda kaldı. Şu anda yatağa bağımlı durumda. Konuşamıyor, yürüyemiyor, ihtiyaçlarını göremiyor” dedi.

Şükran Gök, yetkililerden ve hayırseverlerden yardım beklediklerini ifade etti. Gök ailesi, Süleyman Gök'ün tedavi sürecinde destek bekliyor.

Batı Nil virüsü, sivrisinekler aracılığıyla insanlara bulaşan bir virüstür. Virüs, genellikle hafif semptomlara neden olurken, bazı vakalarda menenjit veya ensefalit gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde risk daha yüksektir.

AK Parti içinde sular ısınıyor. Savcı Sayan'ın sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımlar, parti içerisinde büyük yankı uyandırdı. Sayan, paylaşımlarında '100 numaralı siyasetçi' olarak nitelendirdiği bir AK Partiliyi hedef aldı. Sayan'ın bu çıkışı, parti içinde kimin kastedildiği sorusunu gündeme getirdi ve tartışmalara neden oldu.

Sayan, söz konusu siyasetçiye yönelik eleştirilerinde, 'Doymuyorsun' ifadesini kullandı. Bu ifade, hedef alınan kişinin makam veya maddi çıkarlar elde etme konusunda açgözlü olduğu imasında bulunuyor. Sayan'ın bu sert eleştirileri, AK Parti tabanında ve kamuoyunda merak uyandırdı. Henüz kim olduğu bilinmeyen bu siyasetçinin kimliği, parti kulislerinde yoğun bir şekilde tartışılıyor.

Savcı Sayan'ın paylaşımları şu şekilde:

• “Sn. @avhamzadag bu saatten sonra benim için hükmün yoktur. Ben Reis'e kırgınlığımı söyledim. Ama bazıları gibi gemiyi terk etmedim. Dik duruşumdan rahatsız olan zavallılar bilsin ki Savcı Sayan bir duruş adamıdır.”
• “Yüz numara siyasetçi, Doymuyorsun değil mi? Hala bir şeyler peşindesin. Partinin en kritik döneminde ortalığı karıştırmak için elinden geleni yapıyorsun. Ama unutma, bu gemi batmayacak ve sen de enkazın altında kalacaksın.”

Sayan'ın bu sözleri, AK Parti içerisinde daha önce de benzer tartışmaların yaşandığını hatırlattı. Parti içindeki farklı görüşler ve rekabetler zaman zaman su yüzüne çıkarken, bu tür polemikler parti disiplini açısından soru işaretleri yaratıyor.

Olayın ardından AK Parti cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmedi. Ancak, parti yönetiminin bu konuyu yakından takip ettiği ve gerekli adımları atacağı belirtiliyor. Kamuoyu, '100 numaralı siyasetçi'nin kim olduğunu ve bu iddialara nasıl bir yanıt vereceğini merakla bekliyor.

Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından biri olan ve Anadolu’nun en büyük şirketlerinden biri olarak kabul edilen firmanın satılacağı iddiaları gündeme geldi. Şirketin ismi henüz kamuoyu ile paylaşılmamış olsa da, sektördeki büyük yankısı dikkat çekiyor.

Satış sürecinin nedenleri ve potansiyel alıcılar hakkında çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Şirketin büyüklüğü ve pazar payı göz önüne alındığında, satışın Türkiye ekonomisi üzerinde önemli etkileri olabileceği belirtiliyor.

Şirketin faaliyet alanları ve pazar liderliği gibi unsurlar, satış sürecini yakından takip eden yatırımcılar ve analistler tarafından değerlendiriliyor. Satışın gerçekleşmesi durumunda, şirketin yönetim yapısında ve stratejilerinde değişiklikler yaşanabileceği öngörülüyor.

Sektör temsilcileri, bu satışın Türkiye sanayisinin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabileceğine dikkat çekiyor. Şirketin devriyle birlikte, rekabet ortamının nasıl şekilleneceği ve yeni yatırım fırsatlarının doğup doğmayacağı merak konusu.

Haberin detayları henüz netleşmemiş olmakla birlikte, konunun önümüzdeki günlerde daha fazla açıklığa kavuşması bekleniyor. Satış süreciyle ilgili gelişmeler yakından izlenirken, şirketin çalışanları ve paydaşları da sürecin nasıl ilerleyeceğini merakla bekliyor.

Uçak seyahatlerinde yeni bir dönem başlıyor. Havacılık endüstrisi, yolcuların yan yana oturarak seyahat etmesini sağlayacak yenilikçi bir koltuk tasarımını test etmeye hazırlanıyor. Bu tasarım, uçak içerisindeki alanı daha verimli kullanarak yolcu kapasitesini artırmayı ve dolayısıyla bilet fiyatlarını düşürmeyi hedefliyor.

Şu anki geleneksel uçak koltuk düzeninde, yolcular genellikle aynı yöne bakacak şekilde konumlandırılıyor. Ancak yeni tasarım, yolcuların birbirlerine doğru yan oturmasını öngörüyor. Bu sayede, daha fazla koltuk uçağa sığdırılabilirken, her bir yolcunun kişisel alanı da optimize edilmeye çalışılıyor.

Bu yeni uygulamanın potansiyel faydaları arasında şunlar yer alıyor:

• Artan yolcu kapasitesi: Uçaklara daha fazla koltuk yerleştirilebilmesi, havayolu şirketlerinin daha fazla yolcu taşımasına olanak tanıyacak.
• Daha düşük bilet fiyatları: Artan yolcu kapasitesiyle birlikte, bilet fiyatlarında düşüş yaşanması bekleniyor.
• Daha sosyal bir seyahat deneyimi: Yan yana oturan yolcular, seyahatleri boyunca daha kolay iletişim kurabilecekler.

Ancak, bu tasarımın bazı potansiyel dezavantajları da bulunuyor:

• Kişisel alanın azalması: Yan yana oturmak, bazı yolcular için kişisel alanın kısıtlanması anlamına gelebilir.
• Hareket özgürlüğünün kısıtlanması: Yan yana oturan yolcuların hareket özgürlüğü, geleneksel koltuk düzenine göre daha sınırlı olabilir.
• Uyum sorunları: Her yolcu, yan yana oturma düzenine kolayca uyum sağlayamayabilir. Özellikle uzun uçuşlarda bu durum rahatsızlık yaratabilir.

Havacılık uzmanları, bu yeni tasarımın test sonuçlarının ve yolcu geri bildirimlerinin, uygulamanın geleceği açısından belirleyici olacağını belirtiyorlar. Eğer testler başarılı olursa ve yolcular tarafından olumlu geri bildirimler alınırsa, yan yana oturma düzeni yakın gelecekte uçaklarda yaygın olarak kullanılabilir.

Oğuz Murat Aci'nin babası Ferasettin Aci, oğlu Timur Cihantimur'un annesi Eylem Tok tarafından ABD'ye kaçırılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Aci, Eylem Tok'a sert tepki göstererek, 'Oğlumu Amerika’ya kaçırarak suç işledi. Vicdanı rahat mı?' ifadelerini kullandı.

Ferasettin Aci, Sözcü TV'ye yaptığı açıklamada, Eylem Tok'un oğlunu kaçırarak büyük bir hata yaptığını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Aci, 'Bir anne nasıl böyle bir şey yapar? Oğlunun geleceğini kararttı. Benim oğlumun da hayatını kararttı' şeklinde konuştu.

Kazanın ardından yaşanan süreçle ilgili de konuşan Aci, 'Adalete güveniyorum. Oğlumun ve diğer mağdurların hakkı sonuna kadar aranacak' dedi. Ayrıca, Eylem Tok'un yakalanarak Türkiye'ye iade edilmesi için yetkililerin gerekli tüm adımları atmasını beklediğini ifade etti.

Ferasettin Aci, gelini Eylem Tok'un bu eyleminin sadece kendi ailesini değil, kazada yaralanan diğer kişilerin ailelerini de derinden etkilediğini belirtti. Aci, 'Bu sadece bizim acımız değil, diğer ailelerin de acısı. Hep birlikte bu sürecin üstesinden gelmeye çalışacağız' ifadelerini kullandı.

Olayla ilgili soruşturma devam ederken, Ferasettin Aci'nin açıklamaları kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

ABD'nin Maryland eyaletinde meydana gelen silahlı saldırıda, İsrail Büyükelçiliği'nde görevli iki kişi hayatını kaybetti. Saldırı, Rockville bölgesinde bulunan bir iş merkezinde gerçekleşti. Polis, olayın ardından geniş çaplı soruşturma başlattı.

İlk belirlemelere göre, saldırgan veya saldırganlar binaya girerek ateş açtı. Saldırıda hayatını kaybedenlerin İsrail Büyükelçiliği çalışanı olduğu doğrulandı. Olay yerinde çok sayıda polis ekibi ve ambulans sevk edildi. Bölge güvenlik çemberine alınırken, görgü tanıklarının ifadelerine başvuruldu.

İsrail Büyükelçiliği yetkilileri, saldırıyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak, büyükelçilik yetkilileri, yerel makamlarla temas halinde olduklarını ve soruşturmanın yakından takip edildiğini belirtti. Saldırının nedeni ve failleri hakkında henüz net bir bilgi bulunmuyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı da olayla ilgili bir açıklama yaparak, İsrail Büyükelçiliği'ne ve İsrail halkına başsağlığı diledi. Bakanlık, saldırının tüm yönleriyle soruşturulacağını ve faillerin adalete teslim edileceğini vurguladı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik düzenlenen operasyonun üçüncü dalgasında gözaltına alınan 20 kişinin emniyetteki sorguları tamamlandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı olduğu iddia edilen ve İBB iştirak şirketlerinde çalıştığı belirlenen şüphelilere yönelik operasyonlar devam ediyor.

Bu kapsamda, daha önce yapılan iki operasyonun ardından üçüncü dalga operasyonu düzenlendi. Operasyonda gözaltına alınan 20 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Şüpheliler, bu sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi.

Soruşturmanın detayları ve şüphelilerin hangi terör örgütleriyle bağlantılı oldukları konularında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, soruşturmanın İBB'deki terör bağlantılı personel iddialarına yönelik olduğu biliniyor.

İBB yetkilileri ise konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Soruşturmanın selameti açısından sürecin yakından takip edildiği belirtiliyor.

Cybernews tarafından yapılan bir araştırma, popüler uygulamaların kullanıcı verilerini nasıl paylaştığını ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre, bazı uygulamalar diğerlerine göre daha fazla veri topluyor ve paylaşıyor.

En çok veri paylaşan uygulamalar:

• Instagram
• Facebook
• LinkedIn

Bu uygulamalar, kullanıcıların kişisel bilgileri, konum bilgileri, arama geçmişi ve diğer birçok veriyi topluyor ve reklamverenler ve diğer üçüncü taraflarla paylaşıyor.

En az veri paylaşan uygulamalar:

• Signal
• Telegram
• ProtonMail

Bu uygulamalar, kullanıcı gizliliğine daha fazla önem veriyor ve daha az veri topluyor.

Araştırma, kullanıcıların uygulamaların gizlilik politikalarını dikkatlice okuması ve hangi verilerin toplandığı ve paylaşıldığı konusunda bilinçli olması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, kullanıcıların gizlilik ayarlarını kontrol ederek veri paylaşımını sınırlayabileceği belirtiliyor.

Veri paylaşımının potansiyel riskleri:

• Kişisel verilerin kötüye kullanılması
• Hedefli reklamcılık
• Fiyat ayrımcılığı
• Kimlik avı

Kullanıcıların bu risklerin farkında olması ve verilerini korumak için gerekli önlemleri alması önemlidir.

Peyami Safa'nın mirasçıları, yazarın ölümünden sonra telif haklarını ihlal ederek 'Fatih-Harbiye' ve 'Matmazel Noralya'nın Koltuğu' adlı eserlerini izinsiz basan bir yayınevine karşı açtıkları davayı kazandı. İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, davacı mirasçıları haklı bularak, yayınevinin telif haklarını ihlal ettiğine hükmetti.

Mahkeme, yayınevinin söz konusu eserleri basarak çoğaltması, dağıtması ve satmasının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı olduğuna karar verdi. Bu nedenle, yayınevinin Peyami Safa'nın mirasçılarına tazminat ödemesine karar verildi. Tazminat miktarı, bilirkişi raporları ve mahkeme değerlendirmesi sonucunda belirlendi.

Mirasçılar, yayınevinin kitapları izinsiz basmasının yanı sıra, kitapların kalitesiz baskı ve yanlış bilgilerle dolu olduğunu da iddia ettiler. Mahkeme, bu iddiaları da dikkate alarak, yayınevinin Peyami Safa'nın itibarını zedelediğine hükmetti.

Kararda, yayınevinin bastığı izinsiz kitapların toplatılmasına ve imha edilmesine de karar verildi. Ayrıca, yayınevinin internet sitelerinde ve diğer mecralarda yapılan tanıtımların da kaldırılmasına hükmedildi. Bu karar, telif haklarının korunması ve yazarın mirasının saygıyla korunması açısından önemli bir emsal teşkil ediyor.

Dava Süreci:

• Peyami Safa'nın mirasçıları, yayınevinin izinsiz baskı yaptığını tespit etti.
• İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldı.
• Mahkeme, bilirkişi raporları ve delilleri değerlendirdi.
• Yayınevinin telif haklarını ihlal ettiğine karar verildi.
• Tazminat ödenmesine ve izinsiz kitapların toplatılmasına karar verildi.

Önemi: Bu karar, Türkiye'de telif haklarının korunması ve yazar haklarının savunulması açısından büyük önem taşıyor. Aynı zamanda, izinsiz yayıncılıkla mücadelede emsal teşkil edecek bir karar olarak değerlendiriliyor.