Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) 8. Bölge Müdürlüğü, Sivas İşletme Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilecek olan ihale duyurusu yapılmıştır. İhale, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 19'uncu maddesine göre açık ihale usulü ile gerçekleştirilecektir.

İhalenin konusu, Sivas İşletme Müdürlüğü sorumluluk sahasında bulunan muhtelif yerlerdeki aydınlatma tesislerinin yapım işidir. İhaleye ilişkin detaylı bilgiler aşağıdaki gibidir:

• İhale Kayıt Numarası (İKN): 2024/588550
• İdare Adresi: Kılavuz Mahallesi Ankara Caddesi No:113 58070 Merkez/SİVAS
• Telefon ve Faks Numarası: 03462234900 / 03462234949
• Elektronik Posta Adresi: sivasim@tedas.gov.tr
• İhale Dokümanının Görülebileceği ve Satın Alınabileceği Adres: TEDAŞ 8. Bölge Müdürlüğü Sivas İşletme Müdürlüğü

İhaleye katılmak isteyenlerin ihale dokümanını aynı adresten 250,00 TRY karşılığında satın almaları gerekmektedir. İhale dokümanı EKAP üzerinden de ücretsiz olarak görülebilir.

İhale, 12.07.2024 tarihinde saat 10:00'da TEDAŞ 8. Bölge Müdürlüğü Sivas İşletme Müdürlüğü'nde gerçekleştirilecektir. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar aynı adrese elden teslim edilebileceği gibi, iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir.

İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. İhale dokümanında belirtilen şartları taşıyan tüm istekliler teklif verebilir.

İhale, kısmi teklife açık değildir. İstekliler, işin tamamı için teklif vermek zorundadır.

İstekliler, tekliflerini birim fiyat üzerinden vereceklerdir. İhale sonucunda, birim fiyat teklifleri değerlendirilerek sözleşme imzalanacaktır.

Bu ihalede, iş deneyim belgesi istenmektedir. İhale dokümanında belirtilen benzer işlere ait iş deneyim belgesi sunulması zorunludur.

Ekonomik açıdan en avantajlı teklif, sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.

İhaleye ilişkin diğer detaylar, ihale dokümanında yer almaktadır.

Türkiye Kupası finali, Avrupa kupalarına katılım için kritik bir öneme sahip ve Süper Lig'deki 8 takımın kaderini etkileyebilir. Şampiyon olan takım, doğrudan UEFA Avrupa Ligi'ne katılma hakkı elde edecek. Ancak, şampiyonun ligi de Avrupa kupaları potasında bitirmesi durumunda, bu hak ligdeki diğer takımlara devredilecek.

Türkiye Kupası'nı kazanan takımın ligi ilk 4 içinde bitirmesi halinde:

• Türkiye Kupası şampiyonu zaten Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Ligi'ne katılma hakkı elde etmişse, kupa kontenjanı ligdeki sıraya göre dağıtılır.
• Bu durumda, ligi 4. sırada bitiren takım UEFA Avrupa Ligi'ne giderken, 5. sıradaki takım UEFA Avrupa Konferans Ligi'ne katılır.
• Ligi 6. sırada bitiren takım da UEFA Avrupa Konferans Ligi'ne katılma hakkı kazanır.

Türkiye Kupası'nı kazanan takımın ligi Avrupa kupaları dışında bitirmesi halinde:

• Kupa şampiyonu direkt olarak UEFA Avrupa Ligi'ne katılır.
• Ligi 4. sırada bitiren takım UEFA Avrupa Konferans Ligi'ne gider.
• Ligi 5. sırada bitiren takım da UEFA Avrupa Konferans Ligi'ne katılma hakkı kazanır.

Bu senaryolar, finaldeki takımın ligdeki konumuna göre değişiklik gösterebilir ve Avrupa kupalarına gidecek takımlar için önemli bir belirleyici faktör olacaktır. Süper Lig'de Avrupa hedefi olan takımlar için Türkiye Kupası finali, bu nedenle büyük bir önem taşıyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), yıpranma hakkından erken emeklilik konusunda çıkan haberlere açıklık getirdi. SGK'nın açıklamasına göre, fiili hizmet süresi zammı (FHSZ) olarak da bilinen yıpranma payı uygulamasında herhangi bir değişiklik yapılmadı.

Yıpranma Payı Nedir?

Yıpranma payı, bazı işlerde çalışanların sağlıklarının risk altında olması nedeniyle, normalden daha erken emekli olabilmelerini sağlayan bir uygulamadır. Bu uygulama sayesinde, belirli mesleklerde çalışanlar, çalıştıkları her yıl için belirli gün sayısı kadar prim gününe ekleme alırlar ve emeklilik yaşları da buna göre düşer.

SGK'nın Açıklaması Ne Diyor?

SGK, son günlerde çıkan 'yıpranma hakkı kalktı' yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Kurum, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde yıpranma payı uygulamasının devam ettiğini ve bu konuda herhangi bir değişiklik yapılmadığını vurguladı.

Kimler Yıpranma Payından Yararlanabilir?

Yıpranma payından yararlanabilecek meslekler, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda belirtilmiştir. Bu meslekler arasında madencilik, gazetecilik, demir ve çelik fabrikalarında çalışma gibi riskli ve yıpratıcı işler bulunmaktadır. Hangi mesleklerin yıpranma payından yararlanabileceği ve yıpranma süreleri, ilgili kanun ve yönetmeliklerde detaylı olarak açıklanmıştır.

Erken Emeklilik Şartları Nelerdir?

Yıpranma payından yararlanarak erken emekli olabilmek için, belirli bir süre boyunca yıpranma kapsamındaki işlerde çalışmış olmak ve diğer emeklilik şartlarını da yerine getirmek gerekmektedir. Yıpranma süresi, emeklilik yaşını düşürmede ve prim gün sayısını artırmada önemli bir rol oynar.

Sonuç

SGK'nın açıklamasıyla, yıpranma hakkından erken emeklilik uygulamasının devam ettiği ve bu konuda herhangi bir değişiklik olmadığı netlik kazanmıştır. Yıpranma payı kapsamındaki mesleklerde çalışanlar, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde erken emeklilik hakkından yararlanmaya devam edebilirler.

Muğla açıklarında meydana gelen 4.1 büyüklüğündeki depremin ardından Prof. Dr. Süleyman Pampal, bölgedeki sismik aktiviteye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pampal, Ege Bölgesi'nin genel olarak deprem riski taşıdığını ve özellikle Gökova grabeninin aktif fay hatları içerdiğini belirtti.

Pampal, Gökova grabeninin geçmişte büyük depremler ürettiğini ve gelecekte de üretebileceğini vurgulayarak, bu fay hattının özellikle incelenmesi gerektiğini ifade etti. "Gökova grabeni, geçmişte büyük depremler üretmiş bir fay hattıdır ve gelecekte de üretebilir. Bu nedenle, bu fay hattının yakından incelenmesi ve olası risklerin belirlenmesi önemlidir," dedi.

Ege Bölgesi'ndeki deprem aktivitesinin karmaşık yapısına dikkat çeken Pampal, bölgedeki fay hatlarının birbirleriyle etkileşim halinde olduğunu ve bu durumun deprem riskini artırdığını söyledi. Ayrıca, bölgedeki yapı stoğunun depreme dayanıklılığının da önemli bir faktör olduğunu belirtti.

Pampal, vatandaşları deprem konusunda bilinçli olmaya ve gerekli önlemleri almaya çağırarak, "Deprem, Ege Bölgesi için bir gerçektir. Bu nedenle, deprem konusunda bilinçli olmalı ve gerekli önlemleri almalıyız. Binalarımızın depreme dayanıklı olduğundan emin olmalı ve deprem sırasında nasıl davranacağımızı bilmeliyiz," şeklinde konuştu.

Son olarak, Pampal, deprem tahminlerinin henüz mümkün olmadığını ancak bilimsel çalışmalarla risklerin azaltılabileceğini vurgulayarak, bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Akaryakıt fiyatlarında yaşanan hareketlilik devam ediyor. Kısa süre önce benzin fiyatlarına zam yapılmıştı. Şimdi ise motorin fiyatlarında da büyük bir artış bekleniyor.

Sektör kaynaklarından edinilen bilgilere göre, motorin fiyatlarına yapılacak zam, benzin zammını takip edecek. Bu durum, özellikle ticari araç sürücüleri ve dizel araç sahipleri için ek maliyet anlamına geliyor.

Motorin zammının gerekçesi olarak, uluslararası piyasalardaki petrol fiyatlarındaki artış ve döviz kurlarındaki hareketlilik gösteriliyor. Petrol fiyatlarındaki yükseliş, doğrudan akaryakıt fiyatlarına yansırken, döviz kurlarındaki artış da maliyetleri yükseltiyor.

Sürücüler, motorin fiyatlarındaki bu beklenen artışın bütçelerini olumsuz etkileyeceğinden endişe ediyor. Özellikle şehir içi ve şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapan esnaf, akaryakıt zamlarının işlerini zorlaştıracağını belirtiyor.

Akaryakıt fiyatlarındaki bu dalgalanmaların, genel enflasyon üzerinde de etkili olması bekleniyor. Ulaşım maliyetlerindeki artış, mal ve hizmet fiyatlarına yansıyarak tüketiciyi olumsuz etkileyebilir.

Sektör temsilcileri, motorin fiyatlarındaki artışın ne kadar olacağına dair henüz net bir tahmin yapmaktan kaçınıyor. Ancak, benzin fiyatlarındaki son zam dikkate alındığında, motorinde de benzer bir oranda artış olabileceği öngörülüyor.

Vatandaşlar, akaryakıt fiyatlarındaki bu sürekli değişimlerin bütçelerini zorladığını ve bu konuda kalıcı çözümler bulunması gerektiğini ifade ediyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicilerin sağlığını korumak amacıyla taklit, tağşiş yapıldığı veya ilaç etken maddesi ilave edildiği tespit edilen ürünleri ve bu ürünleri üreten firmaları kamuoyuna duyurdu. Bakanlığın açıkladığı listede, sucuktan balığa, takviye edici gıdalardan çikolataya kadar birçok farklı ürün yer alıyor.

Listede yer alan sucuk markaları şunlardır:

• Afyon Gurme
• Alpa
• Beşler
• Bozbeyler
• Çakıroğulları
• Erşan Et
• Hisar Mutlu

Bakanlık, bu firmaların ürünlerinde yapılan incelemeler sonucunda, Türk Gıda Kodeksi'ne aykırı olarak farklı hayvan türlerine ait etlerin karıştırıldığını veya et oranının düşük olduğunu tespit etti. Ayrıca, bazı ürünlerde ilaç etken maddesi tespit edildiği de belirtildi.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bu açıklaması, tüketiciler arasında büyük yankı uyandırdı. Birçok kişi, güvendikleri markaların bu listelerde yer alması nedeniyle şaşkınlık yaşadı. Bakanlık, tüketicilerin sağlığını korumak amacıyla denetimlerin aralıksız devam edeceğini ve gerekli görülen tüm önlemlerin alınacağını vurguladı.

Bu tür durumların önüne geçmek için tüketicilerin de bilinçli olması ve güvenilir markaları tercih etmesi önem taşıyor. Ayrıca, ambalaj üzerindeki bilgilerin dikkatlice incelenmesi ve şüpheli durumlarda yetkililere başvurulması gerekiyor.

Altın fiyatlarındaki hareketlilik devam ederken, yatırımcılar ve piyasa analistleri yıl sonu tahminlerini güncelliyor. Özellikle küresel ekonomik belirsizlikler ve enflasyon beklentileri, altın fiyatlarını etkileyen temel faktörler arasında yer alıyor.

Ons altın fiyatı, uluslararası piyasalarda yaşanan dalgalanmalarla birlikte inişli çıkışlı bir seyir izliyor. ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz politikaları ve doların performansı, ons altın üzerinde belirleyici bir rol oynuyor. Analistler, FED'in faiz artırımlarına devam etmesi durumunda altın fiyatlarında baskının sürebileceğini belirtiyor.

Türkiye'de ise altın fiyatları, hem ons altındaki değişimlerden hem de döviz kurundaki hareketlilikten etkileniyor. Dolar/TL kurundaki yükseliş, gram altın fiyatını yukarı yönlü destekliyor. Bu durum, yatırımcıların gram altına olan ilgisini artırıyor.

Yıl Sonu Tahminleri:

• Piyasa uzmanları, altın fiyatlarının yıl sonuna kadar nasıl bir seyir izleyeceği konusunda farklı görüşlere sahip. Bazı analistler, küresel ekonomik risklerin artmasıyla birlikte altının güvenli liman özelliğinin ön plana çıkacağını ve fiyatların yükseleceğini öngörüyor.
• Diğer analistler ise, faiz oranlarındaki artışların ve enflasyonla mücadele politikalarının altın fiyatlarını baskılayabileceğini düşünüyor. Bu nedenle, altın fiyatlarında önemli bir düşüş yaşanabileceği de belirtiliyor.

Yatırım Tavsiyesi: Altın yatırımı yapmayı düşünen yatırımcıların, piyasayı yakından takip etmeleri ve uzman görüşlerini dikkate almaları önem taşıyor. Risk toleranslarına ve yatırım hedeflerine uygun stratejiler belirleyerek hareket etmeleri gerekiyor.

Sonuç olarak, altın fiyatlarındaki dalgalanmaların devam edeceği ve yıl sonu tahminlerinin de bu doğrultuda şekillendiği görülüyor. Yatırımcıların, dikkatli ve bilinçli kararlar alarak hareket etmeleri büyük önem taşıyor.

Mayıs ayının ortasında Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan kar yağışı, bölge sakinlerini şaşırttı. Erzurum'un Tortum ilçesinde, bahar havasının yerini aniden kışa bırakmasıyla birlikte lapa lapa kar yağdı.

Kar yağışı, özellikle yüksek rakımlı bölgelerde etkili oldu. Hava sıcaklığının hissedilir derecede düşmesiyle birlikte, Tortum'un yüksek kesimleri beyaza büründü. Vatandaşlar, bu mevsimde alışık olmadıkları kar manzarası karşısında şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Bölgede yaşayanlar, kar yağışının ardından sosyal medya hesaplarından fotoğraflar paylaşarak, bu sıra dışı durumu takipçileriyle paylaştı. Meteoroloji yetkilileri, kar yağışının bölgedeki yüksek basınç sistemlerinin etkisiyle meydana geldiğini belirtiyor.

Yetkililer, özellikle sürücüleri ve dağlık bölgelerde yaşayan vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Ani hava değişimlerinin yaşanabileceği ve kar yağışının ulaşımda aksamalara neden olabileceği belirtildi.

Kar yağışının ne kadar süreceği henüz bilinmezken, bölge halkı hem şaşkınlık hem de merak içinde gelişmeleri takip ediyor. Mayıs ayında yaşanan bu kar sürprizi, iklim değişikliğinin etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi.

Haberde, Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan verdiği mesajlar ile PKK'nın Kandil'deki lider kadrosunun bu mesajlara verdiği tepkiler arasındaki ayrılıklar detaylı bir şekilde inceleniyor. Altı temel maddede toplanan bu ayrılıklar, örgüt içindeki farklı görüşleri ve stratejik yaklaşımları ortaya koyuyor.

1. Müzakere Süreci: Öcalan, devletle müzakere sürecinin yeniden başlamasına vurgu yaparken, Kandil'deki PKK liderleri bu türden bir sürece temkinli yaklaşıyor ve ön şartlar ileri sürüyor. Öcalan'ın koşulsuz diyalog çağrısına karşılık, Kandil, devletin atması gereken adımların önceliğini vurguluyor.

2. Silahlı Mücadele: Öcalan, silahlı mücadelenin sona ermesi ve siyasi çözüme odaklanılması gerektiğini belirtiyor. Ancak Kandil, silahlı mücadelenin Kürt halkının haklarını savunmada hala bir araç olduğunu savunuyor ve silah bırakma çağrılarına mesafeli duruyor.

3. Türkiye ile İlişkiler: Öcalan, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi ve ortak bir geleceğin inşa edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Kandil ise, Türkiye'nin mevcut politikalarını eleştirerek, ilişkilerin düzelmesi için öncelikle bu politikaların değişmesi gerektiğini savunuyor.

4. Kürt Birliği: Öcalan, tüm Kürt gruplarının bir araya gelerek ortak bir strateji oluşturması gerektiğini vurguluyor. Kandil, bu konuda daha seçici bir yaklaşım sergileyerek, ideolojik farklılıkları göz önünde bulunduruyor ve bazı gruplarla işbirliğine sıcak bakmıyor.

5. Demokratik Özerklik: Öcalan, Türkiye içinde demokratik özerklik modelini savunurken, Kandil bu modelin uygulanabilirliği konusunda şüpheler taşıyor ve daha farklı yönetim modellerini tartışmaya açıyor.

6. Suriye'deki Durum: Öcalan, Suriye'deki Kürtlerin haklarının korunması gerektiğini belirtirken, Kandil bu konuda daha aktif bir rol üstleniyor ve YPG'ye destek veriyor. Öcalan'ın daha temkinli yaklaşımına karşılık, Kandil daha doğrudan bir müdahale yanlısı.

Bu altı madde, Öcalan ile Kandil arasındaki temel görüş ayrılıklarını net bir şekilde ortaya koyuyor ve örgüt içindeki farklı stratejik yaklaşımları gözler önüne seriyor.