Çorum'da meydana gelen bir olayda, kavga sırasında bir kişi silahıyla kendini vurdu. Olay, kentte büyük bir şaşkınlık yaratırken, yaralı şahıs hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.

Olayın detaylarına göre, Çorum'da henüz bilinmeyen bir nedenle iki grup arasında sözlü tartışma başladı. Tartışmanın kısa sürede kavgaya dönüşmesi üzerine, taraflardan biri yanında taşıdığı silahı çekti. Ancak, yaşanan arbede sırasında silah bir anda ateş aldı ve şahıs kendisini vurdu.

Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaralı şahsa ilk müdahaleyi olay yerinde yaptıktan sonra ambulansla Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırdı. Yaralının sağlık durumu hakkında henüz net bir bilgi verilmezken, hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.

Polis ekipleri, olay yerinde geniş güvenlik önlemleri alarak inceleme başlattı. Kavganın çıkış nedeni ve taraflar arasındaki ilişkinin boyutu araştırılıyor. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında, görgü tanıklarının ifadeleri alınarak olayın nasıl gerçekleştiği aydınlatılmaya çalışılıyor. Polis, kavga eden diğer şahısların da kimliklerini tespit etmeye çalışıyor.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Suudi Arabistan Profesyonel Ligi ekiplerinden Al Ahli'de top koşturan milli futbolcu Merih Demiral'ı sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla tebrik etti. TFF'nin resmi Twitter hesabından yapılan paylaşımda, Merih Demiral'ın Al Ahli formasıyla sergilediği başarılı performans ve katkıları vurgulandı.

TFF'nin paylaşımında şu ifadelere yer verildi: "Suudi Arabistan'da Al Ahli forması giyen milli futbolcumuz Merih Demiral'ı tebrik eder, başarılarının devamını dileriz." Bu tebrik mesajı, Demiral'ın milli takım camiasındaki önemini ve TFF'nin oyuncuya verdiği değeri göstermesi açısından dikkat çekiyor.

Merih Demiral, Al Ahli'ye transfer olduğundan bu yana takımının önemli oyuncularından biri haline geldi. Savunmadaki başarılı performansının yanı sıra, hırslı yapısı ve mücadeleci ruhuyla da taraftarların beğenisini kazandı. Milli futbolcunun Suudi Arabistan'daki performansı, Türkiye'deki futbolseverler tarafından da yakından takip ediliyor.

TFF'nin bu tebrik mesajı, milli oyunculara verilen desteğin ve moralin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Demiral'ın da bu destekle birlikte performansını daha da artırması ve Al Ahli'ye katkı sağlamaya devam etmesi bekleniyor.

Ünlü DJ Mahmut Orhan, Bursaspor'a destek amacıyla sahne aldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından organize edilen konserde, hayranları DJ Mahmut Orhan'ın performansıyla coştu. Konserden elde edilen gelir, Bursaspor'a bağışlanarak kulübe destek sağlandı.

Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Açık Hava Sahası'nda gerçekleşen konsere Bursalılar yoğun ilgi gösterdi. DJ Mahmut Orhan, sevilen şarkılarını Bursaspor taraftarları için seslendirdi. Konser boyunca tribünler doldu taştı ve taraftarlar tezahüratlarla takımlarına destek verdi.

Bursaspor yönetimi, DJ Mahmut Orhan'a ve konseri düzenleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ'ye teşekkürlerini iletti. Yapılan açıklamada, bu tür etkinliklerin kulübe önemli bir gelir kaynağı oluşturduğu ve taraftarların desteğinin Bursaspor için büyük önem taşıdığı belirtildi.

DJ Mahmut Orhan da Bursaspor'a destek olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sanatçı, Bursaspor'un Türk futbolunda önemli bir yere sahip olduğunu ve kulübe her zaman destek olmaya hazır olduğunu ifade etti.

• Konser, Atatürk Kongre Kültür Merkezi'nde düzenlendi.
• Elde edilen gelir Bursaspor'a bağışlandı.
• Bursalılar konsere yoğun ilgi gösterdi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na (DMM) bağlı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2024 yılının 'Aile Yılı' ilan edilmesiyle hayata geçirilen projelere yönelik bazı basın yayın organlarında çıkan haberlerdeki iddiaları yalanladı. Genel Müdürlük tarafından yapılan açıklamada, söz konusu haberlerde yer alan bilgilerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi.

Açıklamada, 'Aile Yılı' etkinlikleri kapsamında planlanan ve yürütülen projelerin, aile kurumunun güçlendirilmesi, aile değerlerinin korunması ve ailelerin yaşam kalitesinin artırılması amacıyla yapıldığı vurgulandı. Bu projelerin, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde ve bilimsel verilere dayalı olarak hazırlandığı ifade edildi.

Genel Müdürlük, haberlerde yer alan bazı iddialara ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

• İddia 1: Projelerin belirli bir ideolojiye hizmet ettiği. Cevap: Projeler, tüm ailelerin ihtiyaçlarını gözeterek, evrensel aile değerlerini esas almaktadır. Herhangi bir ideolojik yönlendirme söz konusu değildir.
• İddia 2: Projelerin maliyetinin yüksek olduğu. Cevap: Projelerin bütçesi, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkesiyle belirlenmiştir. Ailelere yönelik hizmetlerin kalitesinin artırılması hedeflenmektedir.
• İddia 3: Projelerin yeterince şeffaf olmadığı. Cevap: Projelerin tüm aşamaları, ilgili mevzuat çerçevesinde yürütülmekte ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılmaktadır.

Açıklamanın sonunda, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 'Aile Yılı' projeleriyle ilgili doğru ve güncel bilgilere ulaşmak için resmi internet sitelerinin ve basın açıklamalarının takip edilmesini tavsiye etti. Ayrıca, kamuoyunu yanıltıcı ve yanlış bilgilere itibar edilmemesi çağrısında bulunuldu.

Galatasaray'ın orta saha oyuncusu Mario Lemina, takımın savunma hattının sağlam durmasının hücum oyuncularına olumlu yansıdığını belirtti. Lemina, savunmanın güven vermesiyle birlikte hücum oyuncularının daha rahat ve özgürce hareket edebildiğini vurguladı.

Lemina açıklamasında, 'Bizim geride sağlam durmamız, ilerideki oyunculara pozitif katkı sağlıyor. Savunma hattımız ne kadar güven verirse, hücum oyuncularımız o kadar rahat ve özgürce hareket edebilir. Bu durum, takımımızın genel performansını olumlu yönde etkiliyor' ifadelerini kullandı. Savunma ve hücum arasındaki bu sinerjinin önemine dikkat çeken Lemina, takım olarak daha iyiye gitmek için bu uyumu sürdürmeleri gerektiğini söyledi.

Ayrıca Lemina, takım içindeki rekabetin de performansı artırdığını belirterek, her oyuncunun forma için mücadele etmesinin takımın genel seviyesini yükselttiğini dile getirdi. Takım arkadaşlarıyla olan iletişiminin de çok iyi olduğunu söyleyen Lemina, uyumlu bir ekip olduklarını ve bu uyumun sahaya yansıdığını ifade etti.

Galatasaray'ın hedefleri doğrultusunda ilerlediğini ve her maçta daha iyi olmak için çalıştıklarını vurgulayan Lemina, taraftarların desteğinin kendileri için çok önemli olduğunu belirtti. Taraftarlara teşekkür eden Lemina, onların coşkusu ve inancının kendilerine güç verdiğini ve sezon sonuna kadar şampiyonluk için mücadele edeceklerini söyledi.

Son olarak Lemina, bireysel performansından ziyade takımın başarısının öncelikli olduğunu belirterek, elinden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

Bir vatandaş, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımla, uzmanı olmadığı bir alanda yapay zeka kullanarak bir projeden 1850 avro kazandığını duyurdu. X platformunda 'yazilimci anne' kullanıcı adıyla paylaşım yapan kişi, daha önce sosyal medyada gördüğü bir yapay zeka aracını kullanarak bu başarıya ulaştığını belirtti.

Paylaşımında, 'Geçenlerde sosyal medyada gördüğüm bir yapay zeka aracı sayesinde, hiç uzmanı olmadığım bir projeden 1850 avro kazandım. İnanılmaz değil mi?' ifadelerini kullandı. Bu paylaşım, yapay zekanın farklı alanlarda nasıl gelir elde etme potansiyeli sunduğuna dair dikkat çekici bir örnek olarak öne çıktı.

Söz konusu yapay zeka aracının ne olduğu veya projenin detayları hakkında daha fazla bilgi verilmedi. Ancak, bu olay, yapay zeka teknolojilerinin bireylerin yeteneklerini aşan işlerde dahi nasıl kullanılabileceğine dair bir farkındalık yaratmış oldu. Sosyal medyada hızla yayılan bu paylaşım, birçok kullanıcı tarafından ilgiyle karşılandı ve yapay zeka konusundaki merakı artırdı.

Vatandaşın bu başarısı, yapay zekanın iş dünyasındaki rolünün giderek arttığını ve yeni gelir kapıları açabileceğini gösteriyor. Uzmanlık gerektiren alanlarda dahi yapay zeka araçları sayesinde gelir elde etmek mümkün hale gelirken, bu durumun gelecekte daha da yaygınlaşması bekleniyor.

4 Mayıs 2025 itibarıyla müzik dünyasına kazandırılan yeni albümler ve öne çıkan çalışmalar müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Bu hafta vitrine çıkan albümler, farklı türlerdeki müzik zevklerine hitap etmeyi amaçlıyor.

Öne Çıkan Albümler:

• 'Yeniden Doğuş' - Aylin Aslım: Aylin Aslım'ın uzun bir aradan sonra yayınladığı bu albüm, sanatçının kendine has tarzını korurken, yeni müzikal arayışlarını da içeriyor. Albümde hem hareketli parçalar hem de duygusal baladlar yer alıyor.
• 'Sonsuz Döngü' - Murat Dalkılıç: Murat Dalkılıç, pop müziğin sevilen isimlerinden biri olarak bu albümünde de iddialı. 'Sonsuz Döngü', dans ritimleri ve akılda kalıcı melodileriyle dikkat çekiyor.
• 'Gölgeler ve Işıklar' - çeşitli sanatçılar: Farklı sanatçıların bir araya geldiği bu derleme albüm, alternatif müzik sahnesinin çeşitli renklerini yansıtıyor. Albümde, genç yeteneklerin yanı sıra, tanınmış isimlerin de yer aldığı dikkat çekiyor.

Bu hafta yayınlanan diğer albümler arasında elektronik müzik, caz ve klasik müzik türlerinde de dikkat çekici çalışmalar bulunuyor. Müzik dünyasının nabzını tutan bu yeni albümler, dinleyicilere farklı deneyimler sunmayı hedefliyor.

Müzik eleştirmenleri, Aylin Aslım'ın dönüş albümü 'Yeniden Doğuş'un, sanatçının kariyerinde yeni bir sayfa açtığını belirtirken, Murat Dalkılıç'ın 'Sonsuz Döngü' albümünün ise listelerde üst sıralara yerleşeceği öngörüsünde bulunuyor. 'Gölgeler ve Işıklar' derleme albümü ise alternatif müzik severler için kaçırılmaması gereken bir çalışma olarak değerlendiriliyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) avukatlarından Mustafa Kemal Çiçek, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay hakkında verdiği kararı uygulamayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ve üyeleri hakkında önemli bir hukuki girişimde bulundu. Çiçek, Şentürk ve daire üyelerinin 'görevi kötüye kullanma' suçunu işlediğini belirterek, bu suçtan dolayı verdikleri kararın yok hükmünde olduğunun tespiti için dava açtı.

Avukat Çiçek, dava dilekçesinde, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin AYM kararını uygulamamasının açıkça Anayasa'ya aykırı olduğunu ve bu durumun hukuk devleti ilkesini zedelediğini vurguladı. Dilekçede, AYM kararlarının bağlayıcı olduğu ve tüm kurumların bu kararlara uymak zorunda olduğu belirtildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin bu tutumu, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı bir davranış olarak nitelendirildi.

Çiçek, Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı ve üyelerinin bu eylemiyle, Anayasa'yı ihlal ettiklerini ve görevi kötüye kullandıklarını savundu. Bu nedenle, verdikleri kararın hukuki bir geçerliliği olmadığını ve yok hükmünde sayılması gerektiğini ifade etti. Açılan dava, yargı sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Dava sonucunda verilecek karar, benzer durumlar için emsal teşkil edebileceği gibi, yargı organları arasındaki yetki ve sorumlulukların sınırlarını da netleştirebilir.

Davanın açılmasının ardından kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Hukukçular ve siyasetçiler, davanın Anayasa'nın korunması ve hukukun üstünlüğü ilkesinin sağlanması açısından kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyorlar.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli' projesiyle eğitim sisteminde köklü değişikliklere hazırlanırken, medreselerin bu sistemdeki rolü de yeniden gündeme geldi. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Demirci, medreselerin tarihsel önemini ve günümüzdeki potansiyelini vurguladı.

Prof. Dr. Demirci, medreselerin İslam dünyasında önemli bir eğitim kurumu olduğunu belirterek, “Medreseler, İslam düşüncesinin ve ilim geleneğinin yüzyıllar boyunca aktarıldığı, geliştirildiği ve yayıldığı merkezler olmuştur” dedi. Medreselerin sadece dini ilimlerin değil, aynı zamanda matematik, astronomi, tıp gibi çeşitli bilimlerin de öğretildiği kurumlar olduğunu ifade etti.

Günümüzde medreselerin eğitim sistemine entegrasyonu konusunda farklı yaklaşımlar bulunduğunu belirten Demirci, “Önemli olan, medreselerin özgün kimliğini koruyarak, çağdaş eğitimle bütünleşmesini sağlamaktır” şeklinde konuştu. Bu entegrasyonun, hem dini ilimler alanında uzmanlaşmak isteyen öğrencilere hem de genel kültürü zenginleştirmek isteyenlere fayda sağlayabileceğini vurguladı.

Prof. Dr. Demirci, medreselerin eğitimdeki rolünün yeniden değerlendirilmesinin, Türkiye'nin kültürel ve tarihi mirasına sahip çıkma açısından önemli bir adım olduğunu sözlerine ekledi. Medreselerin, geçmişte olduğu gibi günümüzde de eğitim sisteminin önemli bir parçası olabileceğini ve topluma değer katabileceğini ifade etti.

MEB'in bu konudaki çalışmaları ve 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin detayları merakla beklenirken, medreselerin geleceği ve eğitim sistemindeki yeri hakkındaki tartışmaların önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor.