"Keşke Öğretmenim Bilse" projesi, 2017 yılında Sakarya'da bir sınıf öğretmeni tarafından başlatılan ve öğrencilerin öğretmenlerine anonim olarak geri bildirimde bulunmalarını sağlayan bir uygulamadır. Proje, öğrencilerin kendilerini daha rahat ifade edebilmeleri ve öğretmenlerin de bu geri bildirimler sayesinde kendilerini geliştirebilmeleri amacıyla hayata geçirilmiştir.

Proje kapsamında, öğrenciler öğretmenlerine yazılı olarak veya çeşitli platformlar aracılığıyla anonim geri bildirimler sunmaktadır. Bu geri bildirimler, öğrencilerin derslerle ilgili anlamadığı noktaları, öğretmenlerin davranışlarından rahatsız oldukları durumları veya öğretmenlere yönelik olumlu düşüncelerini içerebilmektedir. Öğretmenler, bu geri bildirimleri dikkate alarak ders işleyişlerini ve yaklaşımlarını öğrencilerin ihtiyaçlarına göre düzenleyebilmektedir.

Proje, ilk olarak Sakarya'da uygulanmaya başlanmış ve kısa sürede diğer illere de yayılmıştır. Özellikle pandemi döneminde online eğitimde yaşanan zorluklar nedeniyle projenin önemi daha da artmıştır. Birçok öğretmen, "Keşke Öğretmenim Bilse" projesi sayesinde öğrencilerinin online derslerde yaşadığı sorunları ve beklentilerini öğrenme fırsatı bulmuştur.

Projenin yaygınlaşmasında sosyal medyanın da büyük etkisi olmuştur. Birçok öğretmen ve öğrenci, projeyle ilgili deneyimlerini ve geri bildirimlerini sosyal medya platformlarında paylaşarak projenin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır. Proje, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da desteklenmekte ve diğer okullarda da uygulanması teşvik edilmektedir.

"Keşke Öğretmenim Bilse" projesi, öğrencilerin öğretmenleriyle daha sağlıklı bir iletişim kurmasına ve eğitim kalitesinin artmasına katkıda bulunmaktadır.

Bahçelievler Belediyesi'nin düzenlediği dekoratif aydınlatma ihalesi, sosyal medyada yapılan bir paylaşımla tartışma yarattı. 93 milyon TL'lik ihaleye sadece tek bir firmanın teklif vermesi dikkat çekti. İhaleye ilişkin detaylar ve sosyal medya tepkileri haberde yer alıyor.

İhalenin konusu, Bahçelievler ilçesinin çeşitli noktalarında kullanılacak dekoratif aydınlatma sistemlerinin temini ve montajı. İhale şartnamesinde belirtilen teknik özellikler ve estetik gereksinimler doğrultusunda, ilçenin görünümüne katkı sağlayacak aydınlatma elemanlarının seçilmesi amaçlanıyor.

Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda, ihalenin bedeli ve tek teklif verilmesi eleştiriliyor. Kullanıcılar, bu tür büyük çaplı ihalelerde rekabetin sağlanamamış olmasının kamu kaynaklarının verimli kullanılıp kullanılmadığı konusunda soru işaretleri yarattığını belirtiyor. Ayrıca, ihalenin şeffaflığı ve rekabet koşullarının sağlanması gerektiği vurgulanıyor.

Bahçelievler Belediyesi'nden henüz konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, ihaleye ilişkin tartışmaların ve sosyal medya tepkilerinin devam etmesi bekleniyor.

İhalenin Detayları:

• İhale Bedeli: 93 milyon TL
• Teklif Veren Firma Sayısı: 1
• İhale Konusu: Dekoratif Aydınlatma Sistemleri Temini ve Montajı

Sosyal medyadaki paylaşımlarda, ihalenin detaylarının kamuoyu ile daha şeffaf bir şekilde paylaşılması ve rekabet koşullarının sağlanması çağrısında bulunuluyor.

Dünya çapında üne sahip üç et şefi ve onların imza yemekleri tanıtılıyor. Bu şefler, et pişirme tekniklerindeki ustalıkları ve yarattıkları lezzetlerle gastronomi dünyasında önemli bir yer ediniyorlar.

1. Nusret Gökçe: Nam-ı diğer Salt Bae, Türk kasap ve şef. Restoran zinciri Nusr-Et Steakhouse ile dünya çapında tanınıyor. Özellikle etlere serptiği tuzlama hareketiyle fenomen haline geldi. Menüsünde yer alan Tomahawk steak ve dana kaburga gibi et yemekleri büyük ilgi görüyor. Restoranları, et kalitesi ve servis anlayışıyla öne çıkıyor.

2. Francis Mallmann: Arjantinli şef, özellikle Patagonya'daki ateş üzerinde pişirme teknikleriyle tanınıyor. Odun ateşinde pişirdiği kuzu ve diğer et yemekleri, doğal ve otantik lezzetler sunuyor. Mallmann, geleneksel Arjantin mutfağını modern tekniklerle birleştirerek özgün yemekler yaratıyor. Yemek pişirme felsefesi, doğayla uyum içinde, basit ve lezzetli yemekler hazırlamaya dayanıyor.

3. Wolfgang Puck: Avusturyalı şef, Amerika'da restoranları ve yemek kitaplarıyla tanınıyor. Et yemeklerinde farklı pişirme tekniklerini kullanarak özgün lezzetler yaratıyor. Puck'ın restoranlarında sunulan et yemekleri, yüksek kaliteli malzemeler ve özenli sunumlarla dikkat çekiyor. Özellikle biftek çeşitleri ve özel soslarla hazırlanan et yemekleri beğeniliyor. Wolfgang Puck, aynı zamanda catering hizmetleri de sunarak geniş bir kitleye ulaşıyor.

Bu üç şef, et pişirme konusundaki farklı yaklaşımları ve yarattıkları lezzetlerle dünya gastronomi sahnesinde önemli bir yere sahip. Her biri, kendi tarzıyla et yemeklerine farklı bir boyut kazandırıyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda bayram kutlamaları, padişahların tutumlarına göre farklılık göstermiştir. Bazı padişahlar şatafatlı törenler düzenlerken, bazıları ise daha sade kutlamaları tercih etmiştir. Bayramların en dikkat çekici özelliklerinden biri ise mahkûmlara özgürlük verilmesi geleneğidir.

Fatih Sultan Mehmet döneminde bayramlaşma törenleri büyük bir ihtişamla yapılırdı. Padişah, tahtında oturur, devlet erkanı ve halk bayramını tebrik ederdi. Ancak sonraki dönemlerde bu törenlerde değişiklikler yaşanmıştır. Örneğin, bazı padişahlar bayram namazını halkla birlikte kılmayı tercih etmiştir.

Bayramlarda mahkûmlara af uygulaması Osmanlı toplumunda önemli bir yere sahipti. Bu uygulama, toplumsal barışı ve adaleti sağlama amacı taşırdı. Ancak, affedilecek mahkûmların seçiminde bazı kriterler bulunurdu. Ağır suçlular ve devlet düşmanları genellikle bu aftan yararlanamazdı. Daha çok küçük suçlardan hüküm giyenler veya pişmanlık duyanlar affedilirdi.

II. Abdülhamid döneminde ise bayram kutlamaları daha sade bir hale getirilmiştir. Padişah, halkla daha yakın ilişkiler kurmaya özen göstermiş ve bayramlaşma törenlerini halkın katılımına açık hale getirmiştir. Bu dönemde, bayramlarda yapılan yardımlar ve hayır işleri de artmıştır.

Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nda bayramlar, sadece dini bir ritüel olmanın ötesinde, toplumsal dayanışmayı ve adaleti sağlayan önemli bir araç olarak görülmüştür. Mahkûmlara özgürlük verilmesi geleneği ise bu anlayışın somut bir göstergesiydi.

Eurostat verilerine göre Türkiye, Avrupa Birliği'nin en büyük atık ithalatçısı konumuna yükseldi. Bu durum, Türkiye'nin atık yönetimi politikaları ve çevresel etkileri açısından önemli bir tartışma konusu oluşturuyor.

Haberde belirtilene göre, Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye'ye yapılan atık ihracatı son yıllarda önemli ölçüde arttı. Bu artış, Avrupa'daki atık düzenlemelerinin sıkılaşması ve atık bertaraf maliyetlerinin yükselmesiyle ilişkilendiriliyor. Türkiye, daha düşük maliyetlerle atık işleme imkanı sunarak Avrupa'daki atık üreticileri için cazip bir seçenek haline geldi.

Atık ithalatının artması, Türkiye'deki geri dönüşüm sektörünü de etkiliyor. Geri dönüşüm tesisleri, ithal edilen atıkları işleyerek ekonomiye katkı sağlıyor. Ancak, atık ithalatının kontrolsüz bir şekilde artması, çevresel sorunlara da yol açabiliyor. Özellikle, tehlikeli atıkların yasa dışı yollarla ülkeye sokulması ve uygunsuz koşullarda depolanması, toprak ve su kirliliğine neden olabiliyor.

Türkiye'nin atık ithalatıyla ilgili olarak çeşitli eleştiriler de bulunuyor. Bazı çevre örgütleri, Türkiye'nin Avrupa'nın çöplüğü haline geldiğini ve bu durumun halk sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkileri olduğunu savunuyor. Bu eleştirilere karşı, yetkililer atık ithalatının sıkı bir şekilde denetlendiğini ve çevre standartlarına uygun olarak yapıldığını belirtiyor.

Sonuç olarak, Eurostat verileri Türkiye'nin AB'nin en büyük atık ithalatçısı olduğunu gösteriyor. Bu durum, hem ekonomik fırsatlar sunuyor hem de çevresel riskler taşıyor. Türkiye'nin atık yönetimi politikalarının, çevresel sürdürülebilirliği ve halk sağlığını koruyacak şekilde geliştirilmesi gerekiyor.

Galatasaray, yeni sezon öncesinde kaleci transferi için harekete geçmiş ve Arjantinli kaleci Franco Cuesta'yı listesine almıştı. Ancak yapılan değerlendirmeler sonucunda, kulüp yönetimi Cuesta transferinden vazgeçme kararı aldı.

Transfer döneminde birçok farklı kaleciyle temas kuran Galatasaray, teknik direktörün raporu doğrultusunda Cuesta'yı da değerlendirmeye almıştı. Scout ekibinin detaylı incelemeleri ve maliyet analizleri sonrasında, Cuesta'nın transferinin mevcut şartlarda uygun olmadığına karar verildi.

Galatasaray'ın kaleci arayışları devam ederken, farklı alternatifler üzerinde de çalışmaların sürdüğü belirtildi. Kulüp, hem yerli hem de yabancı kalecilerle temas halinde ve en uygun seçeneği kadrosuna katmak için titiz bir çalışma yürütüyor.

Galatasaray yönetiminin bu kararı, transfer stratejisi ve maliyet yönetimi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Kulüp, transfer bütçesini en verimli şekilde kullanarak, takıma katkı sağlayacak isimleri kadrosuna katmayı hedefliyor.

Süper Lig'in iki büyük kulübü, Alman yıldız futbolcu Leroy Sané'yi kadrolarına katmak için karşı karşıya geldi. Bayern Münih'te forma giyen Sané için kulüplerin yaptığı teklifler dikkat çekiyor.

İddialara göre, her iki kulüp de Sané'nin menajeriyle temas kurarak transfer şartlarını görüşmeye başladı. Kulüplerin Sané'ye yıllık ücret ve bonservis bedeli konusunda farklı teklifler sunduğu belirtiliyor. Transferin gerçekleşmesi halinde, Sané Süper Lig'in en yüksek profilli oyuncularından biri olacak.

Transfermarkt verilerine göre değeri 70 milyon euro civarında olan futbolcunun Bayern Münih ile 2025 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor. Oyuncunun güncel performansı ve potansiyeli, Süper Lig kulüplerinin ilgisini çekmesinde önemli rol oynuyor.

Transferde Belirsizlik Sürüyor: Sané'nin geleceği henüz netlik kazanmış değil. Oyuncunun Bayern Münih'te kalma ihtimali de bulunuyor. Ancak Süper Lig kulüplerinin cazip teklifleri, Sané'nin kararını etkileyebilir. Transfer sürecinin önümüzdeki günlerde daha da netleşmesi bekleniyor.

Gelişmeler yakından takip ediliyor.

Adana'da meydana gelen olayda, bir çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla bir kişi gözaltına alındı. Şikayet üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Savcılık sorgusunun ardından tutuklanma talebiyle mahkemeye çıkarılan zanlı, mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayla ilgili detaylı soruşturma devam ediyor. Yetkililer, bu tür suçların cezasız kalmaması için titizlikle çalıştıklarını belirtti.

Olay, toplumda büyük tepkiyle karşılandı. Çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar, bu tür suçların önlenmesi için daha etkin tedbirler alınması çağrısında bulundu. Sosyal medyada da olayla ilgili çok sayıda paylaşım yapıldı ve faillerin en ağır şekilde cezalandırılması istendi.

Adana Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, benzer olayların yaşanmaması için çalışmaların sürdürüleceğini ve vatandaşların bu tür durumlarda derhal yetkililere başvurması gerektiğini vurguladı.

İstanbul'daki barajların doluluk oranları İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından düzenli olarak takip edilmekte ve kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Yayınlanan son verilere göre, İstanbul barajlarındaki genel doluluk oranının ne düzeyde olduğu ve bu durumun su kaynakları açısından ne anlama geldiği değerlendirilmektedir.

İSKİ'nin verilerine göre, barajlardaki mevcut doluluk oranının geçen yıllara kıyasla nasıl bir değişim gösterdiği önemli bir gösterge olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda, kuraklık riskinin değerlendirilmesi ve su tasarrufu önlemlerinin alınması büyük önem taşımaktadır. İstanbul'un su ihtiyacının karşılanmasında kritik rol oynayan barajların doluluk seviyeleri, şehrin su geleceği hakkında önemli ipuçları sunmaktadır.

Barajlardaki su seviyesinin yükselmesi veya düşmesi, özellikle yaz aylarında artan su tüketimi göz önüne alındığında, yakından izlenmesi gereken bir durumdur. İSKİ, su kaynaklarının sürdürülebilirliği için çeşitli projeler yürütmekte ve vatandaşları su tasarrufuna teşvik etmektedir. Bu kapsamda, su kullanım alışkanlıklarının değiştirilmesi ve gereksiz su tüketiminin önüne geçilmesi hedeflenmektedir.

İstanbul'daki barajların doluluk oranları, sadece şehir sakinleri için değil, aynı zamanda tarım ve sanayi gibi su kaynaklarına bağımlı sektörler için de büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, İSKİ'nin düzenli olarak yayınladığı veriler, ilgili tüm paydaşlar tarafından dikkatle takip edilmektedir.

Sonuç olarak, İSKİ'nin paylaştığı baraj doluluk oranları, İstanbul'un su kaynakları yönetiminde önemli bir rol oynamakta ve su tasarrufu bilincinin artırılmasına katkı sağlamaktadır.