Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Türkiye'de yapılacak seçimlerin takvimini açıkladı. Seçim süreci boyunca uyulması gereken kurallar ve oy verme gününe ilişkin yasaklar da belirlendi.

YSK'nın açıkladığı takvime göre:

• Seçmen listeleri güncellenecek ve askıya çıkarılacak.
• Siyasi partiler aday listelerini YSK'ya sunacak.
• Adaylar hakkında itirazlar değerlendirilecek.
• Seçim propagandası dönemi başlayacak.
• Oy verme günü yurt içinde ve yurt dışında sandıklar kurulacak.

Oy verme günü uygulanacak yasaklar ise şöyle:

• Saat 06.00'dan 24.00'e kadar alkollü içki satışı ve tüketimi yasak olacak.
• Umumi eğlence yerleri kapalı olacak.
• Silah taşımak yasak olacak.
• Emniyet ve asayişi korumakla görevli olanlar dışında hiç kimse üzerinde silah bulunduramayacak.
• Oy verme günü saat 18.00'e kadar radyolarda ve televizyonlarda seçimlerle ilgili haber, tahmin ve yorum yapılması yasak olacak.
• Saat 18.00 ile 21.00 arasında radyolarda ve televizyonlarda sadece YSK tarafından seçimlerle ilgili olarak verilecek haber ve duyurular yayınlanabilecek.
• Saat 21.00'den sonra bütün yayınlar serbest olacak.

YSK'nın seçim takvimi ve oy verme günü yasaklarına ilişkin detaylı bilgilere YSK'nın resmi internet sitesinden ulaşılabiliyor.

Türkiye, 31 Mart 2024 Pazar günü yerel seçimler için sandık başına gitti. Seçmenler, büyükşehir belediye başkanları, il belediye başkanları, ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve muhtarları belirlemek üzere oy kullandı.

Seçim sonuçlarına göre Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Türkiye genelinde birinci parti oldu. CHP %37,76 oy oranıyla birinci sırayı alırken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) %35,49 oy oranıyla ikinci sırada yer aldı.

Büyükşehirlerdeki Durum:

• İstanbul: Ekrem İmamoğlu (CHP)
• Ankara: Mansur Yavaş (CHP)
• İzmir: Cemil Tugay (CHP)
• Adana: Zeydan Karalar (CHP)
• Antalya: Muhittin Böcek (CHP)
• Bursa: Mustafa Bozbey (CHP)

AK Parti ise bazı büyükşehirlerde belediye başkanlıklarını kazandı:

• Gaziantep: Fatma Şahin (AK Parti)
• Konya: Uğur İbrahim Altay (AK Parti)

Diğer İllerdeki Durum:

CHP birçok ilde belediye başkanlığını kazanırken, AK Parti de bazı illerde belediye başkanlıklarını korudu veya yeni belediyeler kazandı. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve diğer partiler de bazı illerde belediye başkanlıklarını elde etti.

Oy Oranları:

• CHP: %37,76
• AK Parti: %35,49

Seçim sonuçları, Türkiye'nin siyasi haritasında önemli değişikliklere işaret ediyor. CHP'nin ülke genelindeki başarısı ve büyükşehirlerdeki hakimiyeti dikkat çekiyor.

Avrupa İlaç Kurumu (EMA), diyabet ve obezite tedavisinde yaygın olarak kullanılan bazı ilaçlarla ilgili önemli bir uyarı yayınladı. Kurum, bu ilaçların kullanımının potansiyel olarak görme kaybına yol açabileceğini belirtti. Özellikle glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1) reseptör agonistleri sınıfına ait ilaçların incelendiği ve bu ilaçları kullanan bazı hastalarda görme sorunları yaşandığı bildirildi.

EMA'nın açıklamasına göre, bu tür ilaçların yan etkileri arasında bulanık görme, görme keskinliğinde azalma ve diğer görme bozuklukları yer alabiliyor. Kurum, bu tür belirtilerin ortaya çıkması durumunda derhal bir göz doktoruna başvurulması gerektiğini vurguladı.

İnceleme, özellikle diyabet ve obezite tedavisinde kullanılan ve dünya genelinde milyonlarca kişi tarafından kullanılan ilaçları kapsıyor. Bu durum, hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri arasında büyük bir endişe yaratmış durumda.

EMA'nın tavsiyeleri doğrultusunda:

• Bu tür ilaçları kullanan hastaların görmelerinde herhangi bir değişiklik fark etmeleri durumunda derhal bir doktora başvurmaları,
• İlaçları reçete eden doktorların, hastaları olası görme sorunları konusunda bilgilendirmeleri,
• İlaç prospektüslerinde bu risklere dair uyarıların daha belirgin hale getirilmesi önem arz ediyor.

EMA, ilaçların fayda-risk dengesini değerlendirmeye devam edeceğini ve gerektiğinde ek önlemler alabileceğini de belirtti. Bu süreçte, hastaların ve sağlık profesyonellerinin iş birliği içinde olması ve herhangi bir şüpheli durumda hızlıca harekete geçilmesi büyük önem taşıyor.

Latin Amerikalı uzmanlar, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) giderek meşruiyetini yitirdiğini savunuyor. Arjantinli hukukçu Raul Zaffaroni, UCM'nin kuruluşundan bu yana emperyalist güçlerin güdümünde hareket ettiğini ve Afrika ülkelerine odaklanarak seçici davrandığını belirtiyor. Zaffaroni, mahkemenin uluslararası hukukun temel prensiplerini ihlal ettiğini ve siyasi amaçlarla kullanıldığını iddia ediyor.

Brezilyalı akademisyen Carol Proner ise UCM'nin Batılı güçlerin çıkarlarını koruduğunu ve küresel güneydeki ülkelere karşı önyargılı olduğunu vurguluyor. Proner, mahkemenin Filistin gibi konularda etkisiz kaldığını ve büyük güçlerin suçlarını görmezden geldiğini ifade ediyor.

Meksikalı analist Ana Esther Ceceña, UCM'nin meşruiyet krizinin derinleştiğini ve mahkemenin uluslararası toplumun güvenini kaybettiğini söylüyor. Ceceña, UCM'nin reforme edilmesi veya alternatif bir adalet mekanizması oluşturulması gerektiğini savunuyor.

Uzmanlar, UCM'nin yargılama yetkisinin sınırlı olması, büyük güçlerin mahkemeye tabi olmaması ve siyasi manipülasyonlara açık olması gibi faktörlerin mahkemenin itibarını zedelediğini belirtiyor. Ayrıca, UCM'nin Afrika ülkelerine yoğunlaşması ve diğer bölgelerdeki suçları görmezden gelmesi eleştiriliyor.

Sonuç olarak, Latin Amerikalı uzmanlar UCM'nin meşruiyetini sorguluyor ve mahkemenin tarafsızlığını, bağımsızlığını ve etkinliğini artırmak için reformlar yapılması gerektiğini vurguluyor.

Şili'de 6 Haziran 2024 tarihinde yerel saatle sabah saatlerinde 6.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin merkez üssü Ovalle şehrinin yaklaşık 39 kilometre batısında yer alırken, derinliği ise 52 kilometre olarak ölçüldü.

Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) tarafından yapılan açıklamaya göre, deprem Şili'nin orta kesimlerinde hissedildi. Depremin ardından herhangi bir tsunami uyarısı yapılmadı.

Depremin Etkileri:

• Deprem, başkent Santiago da dahil olmak üzere geniş bir alanda hissedildi.
• İlk belirlemelere göre herhangi bir can kaybı veya ciddi yaralanma bildirilmedi.
• Bazı binalarda hafif hasarlar meydana geldiği belirtiliyor.
• Yetkililer, deprem sonrası olası artçı sarsıntılara karşı halkı uyardı.

Şili, dünyanın en aktif deprem bölgelerinden biri olan Pasifik Deprem Kuşağı üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle ülkede sık sık depremler meydana gelmektedir.

Sonuç: Şili'de meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki deprem, ülke genelinde hissedilmiş olup, can kaybı yaşanmamıştır. Ancak, bazı binalarda hafif hasarlar meydana gelmiştir. Yetkililer, artçı sarsıntılara karşı dikkatli olunması konusunda uyarıda bulunmaktadır.

Rize'de etkili olan sağanak yağışların ardından ilginç bir olay yaşandı. Bir derenin suyu, nedeni henüz belirlenemeyen bir şekilde kandan kırmızı renkte akmaya başladı. Bu durum, çevrede yaşayan vatandaşlar arasında büyük bir şaşkınlık ve endişe yarattı.

Olay, Rize'nin hangi bölgesinde meydana geldiği belirtilmemiş olsa da, görüntüler sosyal medyada hızla yayıldı. Vatandaşlar, derenin renginin değişmesinin sebebini merak ederken, yetkililerden konuyla ilgili bir açıklama bekliyor.

Derenin kandan kırmızı akmasının olası nedenleri arasında, bölgedeki maden ocaklarından sızan kimyasal atıklar, toprak kayması sonucu suya karışan demir oksit gibi maddeler veya ender görülen bir bakteri türünün çoğalması gibi ihtimaller üzerinde duruluyor. Ancak henüz resmi bir açıklama yapılmadığı için kesin bir neden belirtmek mümkün değil.

Yetkililerin en kısa sürede olay yerine giderek inceleme başlatması ve derenin renginin neden değiştiğini tespit etmesi bekleniyor. Ayrıca, derenin suyundan numune alınarak laboratuvar ortamında analiz edilmesi ve sonuçların kamuoyuyla paylaşılması da önem taşıyor.

Bu tür olaylar, çevre kirliliğinin ve doğal kaynakların korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Vatandaşlar, yetkililerden çevre konusunda daha duyarlı olmalarını ve gerekli önlemleri almalarını talep ediyor.

Kurban pazarlarında, hayvan yetiştiricileri ve satıcıları artan maliyetler ve vatandaşların düşen alım gücü nedeniyle zor günler yaşıyor. Besi maliyetlerinin yüksekliği ve piyasadaki durgunluk, satıcıları zararına satış yapmaya zorluyor. Birçok satıcı, hayvanlarını elden çıkarmak için maliyetin altında fiyatlarla satış yapıyor.

Satıcılar, yem fiyatlarındaki artışın yanı sıra nakliye ve diğer giderlerin de yükseldiğini belirtiyor. Bu durum, kurbanlık fiyatlarını artırsa da, alım gücündeki düşüş nedeniyle beklenen talep oluşmuyor. Bazı satıcılar, hayvanlarını satabilmek için normal fiyatın çok altında teklifler vermek zorunda kalıyor.

Pazarda küçükbaş hayvanlar daha çok ilgi görürken, büyükbaş hayvan satışları daha yavaş ilerliyor. Vatandaşlar, bütçelerine uygun kurbanlık bulmak için pazarı dikkatle inceliyor. Ancak, genel olarak alım gücündeki düşüş, pazardaki hareketliliği olumsuz etkiliyor.

Satıcılar, Kurban Bayramı'na kısa bir süre kala satışların artmasını umut ediyor. Ancak, mevcut koşullarda zarar etmeden satış yapmanın zor olduğunu ifade ediyorlar. Birçok satıcı, gelecek yıllarda hayvancılık yapmanın daha da zorlaşacağını düşünüyor.

Özetle, kurban pazarlarında satıcılar maliyetlerin artması ve alım gücünün düşmesi nedeniyle zarar ederek satış yapıyor. Yem fiyatlarındaki artış ve diğer giderler, satıcıları zor durumda bırakırken, vatandaşlar da bütçelerine uygun kurbanlık bulmakta zorlanıyor.

Diyarbakır'da bir evde meydana gelen ve aynı aileden 4 kişinin yaşamını yitirdiği yangınla ilgili soruşturma başlatıldı. Yangın, Kayapınar ilçesi Fırat Mahallesi'nde bulunan 12 katlı bir apartmanın 8. katında meydana geldi.

Olayla ilgili olarak, yangının çıkış nedeninin belirlenmesi amacıyla başlatılan soruşturma kapsamında bazı kişiler gözaltına alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğü belirtildi.

Yangında hayatını kaybedenlerin kimlikleri belirlendi: anne Zekiye Koyun (40), çocukları Gamze (15), Emrullah (11) ve Yağmur Koyun (9). Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülürken, olay yerinde yapılan ilk incelemelerde yangının elektrik kontağından kaynaklanmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

Diyarbakır Valiliği de olayla ilgili bir açıklama yaparak, yangında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi ve soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü bildirdi.

Gözaltına alınan kişilerin kimlikleri ve gözaltı gerekçeleri hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında detaylı bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması bekleniyor.

Yangının kesin çıkış nedeninin belirlenmesi için olay yerinde detaylı incelemeler devam ediyor. Ayrıca, binadaki güvenlik önlemlerinin yeterliliği de soruşturma kapsamında değerlendiriliyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) yaşandığı iddia edilen bir olay, gündeme bomba gibi düştü. İddiaya göre, bir öğretim görevlisi, hakkında şikayette bulunan öğrencileri tespit etmek amacıyla özel dedektif tuttu. Bu durum, öğrenciler arasında büyük bir rahatsızlığa yol açtı ve öğrenciler konuyu yargıya taşıdı.

Olay, İTÜ'de bir öğretim görevlisinin ders anlatımı ve tutumuyla ilgili öğrencilerin şikayetlerini dile getirmesiyle başladı. Öğrenciler, öğretim görevlisi hakkında çeşitli platformlarda eleştirilerde bulundu. İddialara göre, bu eleştirilerden rahatsız olan öğretim görevlisi, kimliklerini tespit etmek amacıyla özel bir dedektiflik bürosuyla anlaştı.

Özel dedektiflerin, öğrencilerin sosyal medya hesaplarını ve diğer kişisel bilgilerini inceleyerek şikayette bulunanları tespit etmeye çalıştığı öne sürüldü. Öğrenciler, bu durumun özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini ve kendilerini baskı altında hissetmelerine neden olduğunu belirterek, olayı yargıya taşıma kararı aldı.

Konuyla ilgili olarak İTÜ yönetiminin nasıl bir tavır sergileyeceği merak konusu olurken, öğrenciler, öğretim görevlisi hakkında disiplin soruşturması başlatılmasını talep etti. Ayrıca, özel dedektif tutulmasının yasal olup olmadığı da tartışma konusu oldu.

Öğrenciler, avukatları aracılığıyla suç duyurusunda bulunarak, öğretim görevlisi ve özel dedektifler hakkında yasal işlem başlatılmasını istedi. Olayın yargıya taşınmasıyla birlikte, İTÜ'deki bu skandalın yankıları daha da büyüyeceğe benziyor.

Öğrencilerin temel şikayetleri şu şekilde sıralanıyor:

• Öğretim görevlisinin ders anlatımındaki yetersizlikler
• Sınavlardaki adaletsizlikler
• Öğrencilere karşı sergilenen olumsuz tutum

İTÜ yönetimi ve ilgili öğretim görevlisinden henüz resmi bir açıklama gelmezken, konunun yargı sürecinde nasıl bir gelişme göstereceği yakından takip ediliyor.