Ramazan Bayramı'nın ilk gününde İstanbul'da trafik yoğunluğu önemli ölçüde azaldı. Normal günlerde yoğun olan ana arterler ve caddeler, bayram sabahı boş kaldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) trafik yoğunluğu haritasına göre, saat 07.30 itibarıyla trafik yoğunluğu %9 olarak ölçüldü. Bu oran, normal günlerde aynı saatlerde görülen yoğunluğun oldukça altında.

Bayram tatili nedeniyle birçok İstanbullunun şehir dışına çıkması ve kalanların da bayram ziyaretleri için toplu taşıma veya özel araçlarını kullanmayı tercih etmemesi, yollardaki sakinliğin başlıca nedenleri arasında gösteriliyor.

Özellikle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü gibi önemli bağlantı noktalarında trafik akışı sorunsuz bir şekilde ilerledi. TEM otoyolu ve D-100 karayolunda da benzer şekilde düşük yoğunluk gözlemlendi.

Toplu taşıma seferlerinin de bayram boyunca belirli bir oranda azaltıldığı belirtildi. İstanbulluların çoğu, bayram ziyaretleri ve şehir içi ulaşım için toplu taşıma yerine özel araçlarını kullanmayı tercih ediyor.

Yetkililer, bayram tatili süresince trafik yoğunluğunun düşük seviyelerde seyretmesini beklediklerini ifade ettiler. Ancak, tatil dönüşü yaşanabilecek yoğunluğa karşı da gerekli önlemlerin alındığı bildirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı vesilesiyle bir mesaj yayımladı. Erdoğan, mesajında, bayramların toplumsal dayanışmayı güçlendiren, yardımlaşma ve paylaşma duygularını pekiştiren önemli günler olduğunu vurguladı.

Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi:

• "Aziz Milletim, kıymetli kardeşlerim, Kurban Bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik ediyorum. Bayramın tüm İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum."
• "Bayramlar, bizleri bir araya getiren, gönüllerimizi yakınlaştıran, birlik ve beraberliğimizi perçinleyen müstesna zamanlardır. Bu mübarek günlerde, ihtiyaç sahiplerine el uzatmak, yetimleri sevindirmek, yaşlılarımızı ziyaret etmek, küskünleri barıştırmak, kardeşlik bağlarımızı daha da güçlendirecektir."
• "Türkiye olarak, zorlu bir süreçten geçiyoruz. Ancak, milletimizin azmi, kararlılığı ve dayanışması sayesinde, tüm engelleri aşacağımıza inanıyorum. Özellikle, terörle mücadelemizdeki başarılarımız, ülkemizin geleceğine umutla bakmamızı sağlamaktadır."
• "Kardeşlik sürecini kararlılıkla sürdüreceğiz. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek, ortak değerlerimiz etrafında kenetleneceğiz. Birlikte Türkiye olacağız."
• "Bu vesileyle, tüm vatandaşlarımızın bayramını tekrar tebrik ediyor, sevdiklerinizle birlikte mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmenizi temenni ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajının sonunda, Kurban Bayramı'nın tüm İslam alemine ve insanlığa hayırlar getirmesi temennisinde bulundu.

Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Jinping arasındaki telefon görüşmesine ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, iki liderin 2020 başlarındaki ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdiği belirtildi.

Açıklamada, Başkan Trump'ın, Çin'in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelesine destek sunduğu ve salgının üstesinden gelme konusunda ABD'nin yardıma hazır olduğunu ifade ettiği belirtildi. İki liderin, ABD ile Çin arasındaki ticari anlaşmanın birinci fazının uygulanmasındaki ilerlemeyi ele aldığı belirtildi.

Açıklamada ayrıca, Trump ve Şi'nin, diğer ortak sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulunduğu ve temas halinde kalma konusunda mutabık kaldığı kaydedildi.

Özetle, Beyaz Saray'ın açıklamasına göre:

• Trump, Çin'e Kovid-19 ile mücadelede destek sundu.
• İki lider, ticaret anlaşmasının uygulanmasını görüştü.
• Ortak sorunlar hakkında fikir alışverişinde bulunuldu.

Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte, sevdiklerimize gönderebileceğimiz en güzel ve anlamlı bayram mesajları merak konusu oldu. Bu özel günlerde, dualı ve resimli mesajlarla sevdiklerimizin bayramını kutlamak, onlara verdiğimiz değeri göstermenin güzel bir yolu.

En Güzel Kurban Bayramı Mesajları:

• Kurban Bayramı'nın bereketi ve huzuru üzerinize olsun. Hayırlı bayramlar dilerim.
• Sevdiklerinizle birlikte nice mutlu bayramlara erişmeniz dileğiyle. Kurban Bayramınız mübarek olsun.
• Bu mübarek günde dualarınızın kabul, ibadetlerinizin makbul olmasını dilerim. Kurban Bayramınız kutlu olsun.

Anlamlı Kurban Bayramı Sözleri:

1. Kurban Bayramı, yardımlaşma ve dayanışma günleridir. Bu bayramda ihtiyaç sahiplerini unutmayalım.
2. Bayramlar, sevdiklerimizle bir araya gelmek, gönüllerimizi birleştirmek için bir fırsattır. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirelim.
3. Kurban Bayramı, Allah'a yakınlaşma ve teslimiyetin sembolüdür. Bu bilinçle bayramımızı idrak edelim.

Resimli Kurban Bayramı Mesajları:

Sosyal medyada ve mesajlaşma uygulamalarında paylaşabileceğiniz birbirinden güzel resimli Kurban Bayramı mesajları ile sevdiklerinizi mutlu edebilirsiniz. Bu mesajlar, bayram coşkusunu en güzel şekilde yansıtacaktır.

Arkadaşa Kurban Bayramı Mesajları:

• Canım arkadaşım, Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlarım. Nice mutlu bayramlara!
• Dostluğumuzun baki olduğu nice bayramlar geçirmek dileğiyle. Kurban Bayramın mübarek olsun.
• Bayram coşkusunu birlikte yaşamak dileğiyle, Kurban Bayramın kutlu olsun!

Kurban Bayramı, paylaşmanın, yardımlaşmanın ve sevdiklerimizle bir araya gelmenin önemini hatırlattığı müstesna bir zaman dilimidir. Bu bayramda, gönüllerimizi birleştirelim, dualarımızı eksik etmeyelim ve sevdiklerimize en güzel mesajlarla bayramlarını kutlayalım.

Rusya, Ukrayna'ya yönelik saldırılarını son günlerde artırarak devam ettiriyor. Özellikle başkent Kiev ve çevresindeki bölgeler, Rus ordusunun yoğun füze ve İHA saldırılarına maruz kalıyor. CNN Türk'ün canlı yayın haberine göre, bu saldırılar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in intikamı olarak değerlendiriliyor.

Haberde, Rusya'nın Ukrayna'nın kritik altyapı tesislerini hedef aldığı belirtiliyor. Enerji santralleri, askeri üsler ve iletişim ağları, Rus füzeleri ve kamikaze İHA'ları ile vuruluyor. Ukrayna hava savunma sistemleri, Rus saldırılarını engellemeye çalışsa da, saldırıların yoğunluğu nedeniyle bazı füzeler ve İHA'lar hedeflerine ulaşıyor.

Kiev'de patlama sesleri duyulurken, yetkililer halkı sığınaklara inmeye çağırıyor. Saldırılarda yaralananlar ve hayatını kaybedenler olduğu bildiriliyor. Ukrayna hükümeti, uluslararası toplumu Rusya'ya karşı daha sert önlemler almaya çağırırken, Rusya ise saldırıların, Ukrayna'nın NATO ile yakınlaşma çabalarına bir yanıt olduğunu savunuyor.

Saldırıların Detayları:

• Rusya, Ukrayna'nın başkenti Kiev'i ve çevresini hedef alıyor.
• Saldırılarda füze ve İHA'lar kullanılıyor.
• Enerji santralleri, askeri üsler ve iletişim ağları hedef alınıyor.
• Sivil kayıplar yaşanıyor.

Ukrayna'daki durumun kritik olduğu ve çatışmaların şiddetlenerek devam ettiği belirtiliyor. Uluslararası toplumun tepkisi ve olası yaptırımlar yakından takip ediliyor.

Dr. Engin Ünsal, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan grevin ardından gelinen noktayı değerlendiriyor. Grevin, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine başlamış ve belediye işçilerinin talepleri doğrultusunda gerçekleşmiştir. Ünsal, grevin sadece ekonomik boyutunun olmadığını, aynı zamanda yerel seçimler öncesinde siyasi bir mesaj taşıdığını belirtiyor.

Yazar, grevin temel nedeninin ekonomik talepler olduğunu vurgularken, belediye yönetiminin ve sendikanın uzlaşmaz tutumlarının süreci uzattığını ifade ediyor. İşçilerin enflasyon karşısında eriyen ücretlerinin artırılması talebi, grevin en önemli motivasyon kaynağı olmuştur. Ancak, belediye yönetiminin bütçe kısıtlamalarını gerekçe göstererek işçilerin taleplerini karşılamakta zorlandığı belirtiliyor.

Dr. Ünsal, grevin yerel seçimler öncesinde yaşanmasının siyasi sonuçları olabileceğine dikkat çekiyor. İzmir'in CHP'nin kalesi olarak görüldüğü ve belediye yönetiminin de CHP'li olduğu düşünüldüğünde, grevin seçmen nezdinde nasıl bir etki yaratacağı merak konusudur. Yazar, grevin, muhalefet partileri tarafından belediye yönetimini eleştirmek için bir fırsat olarak kullanılabileceğini öne sürüyor.

Sonuç olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki grev, ekonomik taleplerin yanı sıra siyasi boyutları da olan karmaşık bir süreçtir. Grevin sonuçları, yerel seçimler öncesinde İzmir'deki siyasi dengeleri etkileyebilir. Dr. Ünsal, sürecin tüm aktörlerinin sağduyulu davranarak ortak bir zeminde buluşmasının önemini vurguluyor.

• Grev Süreci: Toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine başlayan grev.
• Ekonomik Talepler: İşçilerin enflasyon karşısında eriyen ücretlerinin artırılması talebi.
• Siyasi Boyut: Grevin yerel seçimler öncesinde yaşanmasının siyasi sonuçları.

Özdemir İnce'nin yazısı, Türkiye'deki eğitim sisteminde yazma becerilerinin öğretimi ve değerlendirilmesi üzerine odaklanıyor. Yazar, uzun yıllardır okullarda kompozisyon derslerinin ve yazma sınavlarının yapılmadığını, bunun sonucunda öğrencilerin yazma yeteneklerinin gelişmediğini belirtiyor.

Yazma eyleminin önemine değinen İnce, düşünce ve bilginin yazıyla ifade edildiğini, yazma becerisinin bireylerin kendilerini ifade etme ve iletişim kurma yeteneklerini doğrudan etkilediğini vurguluyor. Yazma yeteneği olmayanların düşünme yeteneğinin de eksik kalacağına işaret ediyor.

Yazar, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bu konudaki eksikliğini eleştiriyor ve kompozisyon derslerinin ve yazma sınavlarının yeniden müfredata dahil edilmesi gerektiğini savunuyor. İnce, yazma sınavlarının sadece not vermek için değil, öğrencilerin düşüncelerini organize etme, ifade etme ve savunma becerilerini geliştirmek için bir araç olarak kullanılması gerektiğini belirtiyor.

Yazının devamında, farklı ülkelerdeki yazma eğitimi yaklaşımlarına değiniliyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde yazma eğitimine verilen önem vurgulanıyor ve Türkiye'nin bu alanda geri kaldığı ifade ediliyor.

Özetle, Özdemir İnce, Türkiye'deki eğitim sisteminde yazma becerilerinin geliştirilmesinin önemini vurgulayan ve bu konuda MEB'e eleştiriler yönelten bir yazı kaleme almıştır. Yazar, kompozisyon derslerinin ve yazma sınavlarının yeniden müfredata dahil edilerek öğrencilerin yazma yeteneklerinin geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Zülal Kalkandelen'in yazısında, şiddetin sadece fiziksel olmadığı, psikolojik, ekonomik ve sosyal boyutlarının da bulunduğu vurgulanıyor. Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet ve doğa katliamları gibi farklı şiddet türlerinin birbiriyle bağlantılı olduğu belirtiliyor. Yazar, şiddetin kaynağında yatan nedenleri ve bu nedenlerin toplumsal sonuçlarını irdeliyor.

Yazıda, medyanın şiddeti normalleştiren ve hatta teşvik eden yayınlarına dikkat çekiliyor. Dizilerde, filmlerde ve haberlerde sürekli olarak şiddet içeren içeriklerin yer alması, toplumun şiddete duyarsızlaşmasına ve hatta şiddeti içselleştirmesine yol açtığı ifade ediliyor. Medyanın bu konudaki sorumluluğuna vurgu yapılıyor.

Kalkandelen, şiddetin sadece bireysel bir sorun olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğunu belirtiyor. Şiddetin önlenmesi için sadece cezaların artırılmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda eğitim, bilinçlendirme ve toplumsal farkındalık çalışmalarının da yapılması gerektiğini savunuyor. Şiddetin kökeninde yatan nedenlerin ortadan kaldırılması için uzun vadeli ve kapsamlı bir mücadele gerektiğini vurguluyor.

Yazar, şiddete karşı durmanın ve şiddeti reddetmenin her bireyin sorumluluğu olduğunu ifade ediyor. Şiddetin her türlüsüne karşı ses çıkarmanın, şiddet mağdurlarına destek olmanın ve şiddeti önlemek için çaba göstermenin önemine dikkat çekiyor. Şiddetin olmadığı bir toplumun ancak hep birlikte mücadele ederek mümkün olabileceğini belirtiyor.

Son olarak, yazıda, şiddetin bir kısır döngü olduğu ve bu döngüyü kırmanın tek yolunun sevgi, saygı ve empati olduğu vurgulanıyor. Toplumun her kesiminin bu değerlere sahip çıkarak şiddeti önleme konusunda sorumluluk alması gerektiği ifade ediliyor.

Yaklaşık 600 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde hükümetin ilk teklifi merakla bekleniyor. Milyonlarca işçi ve ailesini yakından ilgilendiren bu süreçte, hükümetin ilk teklifi için bayram sonrasını işaret etmesi, işçi sendikalarında beklenti yaratmış durumda. Ancak, sendikalar, teklifin yetersiz bulunması halinde grev dahil olmak üzere çeşitli eylem planlarını devreye sokabileceklerini belirtiyor.

Türk-İş koordinasyonunda yürütülen görüşmelerde, işçi tarafı, enflasyonun üzerinde bir zam talep ediyor. Özellikle son dönemde artan hayat pahalılığı ve ekonomik zorluklar göz önüne alındığında, işçilerin beklentisi yüksek. Hükümetin bayram sonrasında yapacağı ilk teklif, bu beklentileri karşılayacak mı, yoksa grev ihtimali daha da mı güçlenecek, önümüzdeki günlerde netleşecek.

Sendika temsilcileri, 'işçinin hakkını korumak için her türlü mücadeleyi vereceğiz' mesajını sıklıkla vurguluyor. Grev, işçi sendikalarının son çare olarak gördüğü bir yöntem olsa da, masada uzlaşma sağlanamaması durumunda kaçınılmaz bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle, hükümetin yapacağı teklifin içeriği, sürecin gidişatını doğrudan etkileyecek.

TİS görüşmelerinin kapsamı, sadece ücret artışıyla sınırlı değil. Sosyal haklar, çalışma koşulları ve diğer özlük hakları da masada görüşülecek konular arasında yer alıyor. İşçiler, sadece enflasyona karşı korunmakla kalmayıp, aynı zamanda daha iyi çalışma koşullarına sahip olmayı da hedefliyor.

Özetle, yaklaşık 600 bin işçinin geleceğini belirleyecek olan TİS görüşmelerinde, hükümetin bayram sonrası yapacağı ilk teklif büyük önem taşıyor. İşçi sendikaları, beklentilerin karşılanmaması halinde grev dahil her türlü eylemi yapmaya hazır olduklarını belirtirken, milyonlarca işçi ve ailesi de bu sürecin sonucunu merakla bekliyor.