Oyuncu Aslıhan Güner, sosyal medya hesabından kız kardeşleri Yasemin ve Aslıhan ile birlikte çekildiği bir fotoğrafı paylaştı. Güner'in paylaşımı kısa sürede büyük ilgi gördü ve çok sayıda yorum aldı.

Üç kardeşin benzerliği, takipçilerinin dikkatini çekti. Birçok sosyal medya kullanıcısı, kardeşlerin birbirlerine olan benzerliklerini vurgulayan yorumlar yaptı. Bazı kullanıcılar, üç kardeşin de güzelliğine övgüler yağdırdı.

Aslıhan Güner, fotoğrafın altına herhangi bir not düşmedi. Ancak paylaşım, kardeşler arasındaki yakın ilişkiyi gözler önüne serdi.

Aslıhan Güner, son olarak 'Uzak Şehrin Masalı' dizisinde rol almıştı. Oyuncunun yeni projeleri merakla bekleniyor.

Sosyal medyada yapılan bazı yorumlar şu şekildeydi:

• "Üçü de birbirinden güzel"
• "Maşallah ne kadar da benziyorlar"
• "Güzellik genetik"

Aslıhan Güner'in kız kardeşleri ile olan bu paylaşımı, sosyal medyada uzun süre konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor.

Gaziantep'te özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde tedavi gören 68 yaşındaki alzaymır hastası Eyüp Özer, iddialara göre İtalyan bisikletçi Michele Minguzzi'nin intihar yöntemine benzer bir şekilde hayatına son verdi. Olay, Şehitkamil ilçesinde bulunan özel bir hastanede meydana geldi. Eyüp Özer, daha önce düşme sonucu kalçasını kırmış ve bu nedenle hastanede tedavi altına alınmıştı. Durumu ağırlaşınca yoğun bakım ünitesine kaldırılan Özer, burada yaşamını yitirdi.

Olayın ardından başlatılan soruşturmada, Eyüp Özer'in boynunda serum hortumuna benzer bir iple asılı bulunduğu belirlendi. Bu durum, akıllara 2011 yılında aynı yöntemle intihar eden İtalyan bisikletçi Michele Minguzzi'yi getirdi. Minguzzi, 27 yaşındayken bisikletinin gidonuna bağladığı iple intihar etmişti.

Eyüp Özer'in cenazesi, otopsi yapılmak üzere Gaziantep Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Hastane yönetimi ve yetkililer konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı.

Olayın detayları henüz netleşmezken, benzer bir intihar yönteminin kullanılması dikkat çekiyor. Soruşturma, olayın intihar mı yoksa başka bir durum mu olduğunu aydınlatmaya çalışacak.

Galatasaray'ın 2000 yılında UEFA Kupası'nı kazanmasının 24. yıl dönümü kutlamaları için Gheorghe Hagi ve Gheorghe Popescu İstanbul'a geldi. Sarı-kırmızılı taraftarların gönlünde taht kuran iki Rumen efsane, bu özel günde taraftarlarla bir araya gelecek.

Hagi ve Popescu, İstanbul'a gelişlerinde havalimanında çiçeklerle karşılandı. Galatasaray'ın unutulmaz zaferinde önemli rol oynayan bu iki isim, yıl dönümü etkinliklerine katılacak ve o günleri yeniden yaşayacak.

Hagi'nin açıklamaları: Hagi, İstanbul'a gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Burada olmak, o günleri hatırlamak çok güzel. Galatasaray taraftarı her zaman kalbimizde. Bu zafer, Türk futbolu için de çok önemliydi." dedi.

Popescu'nun görüşleri: Popescu da benzer duygularla, "2000 yılındaki UEFA Kupası zaferi, kariyerimin en önemli anlarından biriydi. O günleri unutmak mümkün değil. Galatasaray taraftarına sevgilerimi gönderiyorum." şeklinde konuştu.

Galatasaray, 2000 yılında Kopenhag'da oynanan finalde Arsenal'ı penaltılarla mağlup ederek UEFA Kupası'nı kazanmıştı. Bu zafer, bir Türk takımının Avrupa futbolundaki en büyük başarısı olarak tarihe geçti. Hagi ve Popescu, o dönemde takımın en önemli oyuncuları arasında yer alıyordu.

Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Hagi ve Popescu'nun taraftarlarla bir araya geleceği çeşitli organizasyonlar düzenlenecek. Galatasaray taraftarları, bu iki efsane ismi bir kez daha görme ve onlarla birlikte zaferin coşkusunu yaşama fırsatı bulacak.

Peynirli sufle, kahvaltı sofraları için pratik ve lezzetli bir alternatiftir. İşte bu nefis suflenin tarifi:

Malzemeler:

• 2 adet yumurta
• 2 yemek kaşığı un
• Yarım su bardağı süt
• 1 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı
• Yarım su bardağı rendelenmiş peynir (beyaz peynir, kaşar peyniri veya lor peyniri karışımı)
• Tuz, karabiber (isteğe bağlı)

Hazırlanışı:

1. Fırını 180 dereceye (önceden ısıtılmış) ayarlayın.
2. Yumurtaların sarısı ve beyazını ayırın.
3. Yumurta sarılarını bir kapta çırpın. Üzerine unu ekleyip karıştırın.
4. Sütü ve eritilmiş tereyağını ekleyip pürüzsüz bir kıvam elde edene kadar karıştırın.
5. Rendelenmiş peyniri ekleyip karıştırın. Tuz ve karabiber ekleyebilirsiniz.
6. Ayrı bir kapta yumurta beyazlarını bir tutam tuz ile kar gibi olana kadar çırpın.
7. Yumurta beyazlarını, peynirli karışıma yavaşça ve söndürmeden spatula ile karıştırın.
8. Karışımı yağlanmış sufle kaplarına paylaştırın.
9. Önceden ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar yaklaşık 15-20 dakika pişirin.
10. Sıcak servis yapın.

Püf Noktaları:

• Yumurta beyazlarını kar gibi çırpmak suflenin kabarması için önemlidir.
• Yumurta beyazlarını karışıma yavaşça ekleyin ve söndürmemeye özen gösterin.
• Fırının kapağını pişirme esnasında açmamaya çalışın, aksi takdirde sufle çökebilir.

Afiyet olsun!

Bu tarif, evde kolayca hazırlanabilen, lezzetli bir portakal reçeli yapımını anlatmaktadır. Reçel için gerekli malzemeler 1 kilogram portakal, 750 gram toz şeker, 1 adet limon suyu ve 1 su bardağı sudur.

Hazırlanışı:

1. İlk olarak portakallar güzelce yıkanır ve kabukları soyulur. Kabukların beyaz kısımları bıçak yardımıyla temizlenir.
2. Temizlenen portakal kabukları ince şeritler halinde doğranır ve acısının çıkması için bir tencereye alınarak üzerine su eklenir. Kaynamaya başladıktan sonra suyu süzülür ve bu işlem 2-3 kez tekrarlanır.
3. Portakalların iç kısımları da zarlarından ayrılarak küp küp doğranır.
4. Tencereye doğranmış portakal içleri, şeker ve su eklenerek kaynatılır. Şeker eriyip kaynamaya başlayınca, acısı alınmış portakal kabukları da eklenir.
5. Reçel kıvam alana kadar yaklaşık 45-60 dakika kadar kısık ateşte pişirilir. Pişirme sırasında üzerinde oluşan köpükler alınır.
6. Reçel kıvamını bulmaya yakınken limon suyu eklenir ve 5 dakika daha kaynatılır.
7. Ocaktan alınan reçel soğuduktan sonra sterilize edilmiş kavanozlara paylaştırılır ve ağızları sıkıca kapatılır.

Püf Noktaları:

• Portakal kabuklarının acısının tamamen çıkması için haşlama işlemi önemlidir.
• Reçelin kıvamını anlamak için bir kaşık reçel bir tabağa damlatılır. Soğuduktan sonra akışkanlığı kontrol edilir.
• Reçelin daha uzun süre dayanması için kavanozların sterilize edilmiş olması gereklidir.

Afiyet olsun!

Hürriyet Cumartesi'nin bu haftaki kitap önerileri, okurları yüzleşme teması etrafında bir araya getiriyor. Birbirinden farklı yazarların kaleminden çıkan eserler, karakterlerin kendileriyle, geçmişleriyle ve toplumsal sorunlarla yüzleşmelerini konu alıyor.

Önerilen kitaplar arasında:

• 'Kuşlar Yasına Gider', Şule Gürbüz'ün okuyucuyla buluşan yeni romanı. Yazarın kendine has üslubuyla örülen bu eser, karakterlerin iç dünyalarına derinlemesine bir yolculuk sunuyor.
• 'Unutma Bahçesi', Meltem Yılmaz'ın kaleminden çıkan bir diğer roman. Bu kitap, geçmişle yüzleşme ve unutmanın sınırlarını sorgulayan bir hikaye anlatıyor.
• 'Benden Sonra Kırmızılar', Burak Aksak'ın okurlarla buluşan yeni kitabı. Yazarın mizahi anlatımıyla harmanladığı bu eser, hayatın karmaşıklığı ve yüzleşmeler üzerine düşündürüyor.

Bu hafta sonu için kitap seçimi yapmak isteyenler için, yüzleşme temalı bu eserler, farklı bakış açıları ve içsel sorgulamalar sunarak keyifli bir okuma deneyimi vaat ediyor.

Dans, ritim ve hareketin birleşimiyle ortaya çıkan evrensel bir ifade biçimidir. Sadece fiziksel bir aktivite olmanın ötesinde, duygusal, zihinsel ve sosyal faydaları da beraberinde getirir. Dans etmenin insan üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmez.

Dansın Faydaları:

• Fiziksel Sağlık: Dans, kardiyovasküler sağlığı geliştirir, kasları güçlendirir, esnekliği artırır ve koordinasyonu sağlar. Düzenli dans etmek, kilo kontrolüne yardımcı olur ve enerji seviyesini yükseltir.
• Zihinsel Sağlık: Dans, stresi azaltır, ruh halini iyileştirir ve özgüveni artırır. Yaratıcılığı teşvik eder ve problem çözme becerilerini geliştirir. Müzikle birlikte hareket etmek, endorfin salgılanmasını sağlayarak mutluluk hissini artırır.
• Sosyal Bağlar: Dans, insanlarla bağlantı kurmanın harika bir yoludur. Dans dersleri veya sosyal dans etkinlikleri, yeni insanlarla tanışma ve arkadaşlık kurma fırsatı sunar. Partnerli danslar, iletişim becerilerini ve işbirliğini geliştirir.

Farklı Dans Türleri:

1. Bale: Zarafet ve disiplinin ön planda olduğu klasik bir dans türüdür.
2. Salsa: Latin Amerika kökenli, enerjik ve hareketli bir danstır.
3. Hip Hop: Sokak kültüründen doğan, ritmik ve özgür bir danstır.
4. Modern Dans: Geleneksel bale kalıplarının dışına çıkan, daha özgür ve ifadeci bir danstır.
5. Zumba: Latin müzikleri eşliğinde yapılan, eğlenceli bir fitness dansıdır.

Dans etmek için profesyonel bir dansçı olmaya gerek yoktur. Herkes kendi ritmini bulup, müziğin akışına kendini bırakarak dansın keyfini çıkarabilir. Dans, sadece bir hobi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olabilir.

Nilay Erdönmez’in yazıp yönettiği ‘Duygular Dans Ediyor’ adlı tiyatro oyunu, çocuklara yönelik duygusal farkındalık temasıyla sahneleniyor. Oyun, duyguların karmaşıklığını ve ifade edilme biçimlerini dans, müzik ve interaktif öğelerle harmanlayarak anlatıyor.

Oyunun temel amacı, çocukların duygusal zekalarını geliştirmelerine yardımcı olmak. Çocuklar, oyunu izlerken kendi duygularını tanıma ve ifade etme konusunda cesaretleniyor. Aynı zamanda, başkalarının duygularını anlama ve onlarla empati kurma becerileri de destekleniyor.

‘Duygular Dans Ediyor’, sadece bir tiyatro oyunu olmanın ötesinde, eğitici bir deneyim sunuyor. Pedagoglar ve çocuk gelişim uzmanları tarafından da desteklenen oyun, çocukların duygusal gelişimine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Oyunun müzikleri ve koreografisi de duyguların ifadesine uygun olarak tasarlanmış. Dans ve müzik, duygusal anlatımı güçlendirerek çocukların oyuna daha fazla dahil olmasını sağlıyor.

Nilay Erdönmez, oyunun yazarı ve yönetmeni olarak, çocukların duygusal dünyasına dokunmayı hedeflediğini belirtiyor. Erdönmez, tiyatronun çocukların duygusal gelişiminde önemli bir rol oynadığına inanıyor ve bu oyunla çocukların duygusal farkındalıklarını artırmayı amaçlıyor.

Oyunun sahnelendiği mekanlar ve gösterim tarihleri, tiyatro severler tarafından takip edilebilir. ‘Duygular Dans Ediyor’, çocukların duygusal yolculuğuna eşlik eden, eğlenceli ve öğretici bir deneyim sunuyor.

İngiltere'nin Northumberland kıyısında bulunan Farne Adaları, 100 yıldır koruma altında olan önemli bir doğal yaşam alanıdır. Bu adalar, özellikle deniz papağanları (Puffin) olmak üzere birçok deniz kuşuna ev sahipliği yapmaktadır. Her yıl olduğu gibi bu yıl da deniz papağanı popülasyonunu belirlemek amacıyla bir sayım başlatıldı.

National Trust tarafından yönetilen adalar, deniz kuşlarının üreme döneminde büyük bir yoğunluğa sahne olur. Gönüllüler ve uzmanlar, adaları ziyaret ederek deniz papağanlarının yuvalarını ve sayılarını tespit etmeye çalışıyor. Bu sayım, popülasyonun sağlığı ve değişimi hakkında önemli veriler sunmaktadır.

Deniz papağanları, renkli gagaları ve sevimli görünümleriyle tanınır. Ancak, iklim değişikliği, deniz kirliliği ve aşırı avlanma gibi faktörler bu türün geleceğini tehdit etmektedir. Farne Adaları'ndaki koruma çalışmaları, bu tehditlere karşı önemli bir rol oynamaktadır.

Adalardaki sayım çalışmaları sırasında elde edilen veriler, deniz papağanlarının yanı sıra diğer deniz kuşlarının da durumunu anlamamıza yardımcı oluyor. Bu bilgiler, gelecekteki koruma stratejilerinin belirlenmesinde ve uygulanmasında büyük önem taşıyor.

Farne Adaları, sadece deniz kuşları için değil, aynı zamanda deniz memelileri ve diğer deniz canlıları için de önemli bir yaşam alanıdır. Bu nedenle, adaların korunması, deniz ekosisteminin genel sağlığı için kritik bir öneme sahiptir.

Yıllık sayım sonuçları, deniz papağanı popülasyonunun durumu hakkında detaylı bir rapor sunacak ve koruma çalışmalarının etkinliğini değerlendirme imkanı sağlayacaktır.