Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk ve dünyaca ünlü yazar Alberto Manguel'in ortaklaşa hazırladığı 'Aklın Manzaraları' sergisi, edebiyat ve görsel sanatların kesişim noktasında okuma eyleminin zihinsel süreçlerine odaklanıyor. İki yazarın entelektüel birikimlerini yansıtan sergi, okuma eylemini bir tür zihinsel yolculuk olarak ele alıyor.

Sergi, okurun metinle kurduğu ilişkiyi, hayal gücünün sınırlarını ve zihinsel imgelerin nasıl oluştuğunu görsel bir dille ifade ediyor. Pamuk ve Manguel, okuma deneyimini sadece metnin satırları arasında değil, aynı zamanda zihinde canlanan manzaralar ve duygularla birlikte değerlendiriyor.

Sergide, yazarların kişisel arşivlerinden seçilmiş kitaplar, notlar, çizimler ve fotoğraflar yer alıyor. Bu materyaller, okuma sürecinin farklı aşamalarını ve okurun zihninde yarattığı dünyaları gözler önüne seriyor. Ziyaretçiler, sergiyi gezerken hem yazarların okuma alışkanlıklarına tanık oluyor hem de kendi okuma deneyimlerini yeniden düşünme fırsatı buluyor.

‘Aklın Manzaraları’, edebiyatın görsel sanatlarla olan ilişkisini derinlemesine inceleyen ve okuma eyleminin çok boyutlu yapısını vurgulayan bir etkinlik olarak öne çıkıyor. Sergi, edebiyatseverler ve sanat meraklıları için kaçırılmaması gereken bir deneyim sunuyor.

İsrail, güvenlik gerekçesiyle olağanüstü hal tedbirleri kapsamında Mescid-i Aksa'ya girişleri yasakladı. Bu karar, bölgede gerginliğin artmasına neden oldu.

Mescid-i Aksa'ya girişlerin yasaklanması, Filistinliler tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Yasağın ne kadar süreceği ise belirsizliğini koruyor. İsrail yetkilileri, yasağın güvenlik durumuna göre yeniden değerlendirileceğini bildirdi.

Olayın ardından bölgede güvenlik önlemleri artırıldı. İsrail polisi, Mescid-i Aksa çevresinde geniş güvenlik önlemleri alarak olası protesto gösterilerine karşı hazırlıklı bekliyor.

Yasağın gerekçesi olarak gösterilen güvenlik tehdidinin kaynağına dair net bir açıklama yapılmadı. Ancak İsrail medyası, son günlerde bölgede artan gerginlik ve olası saldırı riskinin bu kararda etkili olduğunu belirtiyor.

Mescid-i Aksa, Müslümanlar için en kutsal üçüncü mekan olarak kabul ediliyor ve bu tür yasaklar, İslam dünyasında büyük yankı uyandırıyor. Yasağın kaldırılması için çeşitli sivil toplum kuruluşları ve uluslararası örgütler İsrail'e çağrıda bulundu.

Özetle: İsrail, olağanüstü hal tedbirleri çerçevesinde Mescid-i Aksa'ya girişleri yasakladı. Bu karar, Filistinliler ve uluslararası toplum tarafından tepkiyle karşılandı. Yasağın ne kadar süreceği belirsizliğini korurken, bölgede güvenlik önlemleri artırıldı.

23 Haziran 1985 tarihinde Air India'nın 182 sefer sayılı Montreal-Londra-Delhi uçuşunu gerçekleştiren Boeing 747 tipi uçağı, İrlanda açıklarında bir terör saldırısı sonucu düşmüştü. Uçakta bulunan 329 kişiden kurtulan tek kişi, mucizevi bir şekilde hayatta kalan 11A numaralı koltukta oturan yolcu olmuştu. Bu trajik olay, uçaklardaki koltuk güvenliği konusunu yeniden tartışmaya açtı.

Uçak kazalarında hayatta kalma şansını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar arasında uçağın tipi, kazanın şiddeti, yolcunun oturduğu koltuk, acil çıkışlara yakınlık ve yolcunun fiziksel durumu sayılabilir. Uzmanlar, uçak içerisinde en güvenli koltuğun neresi olduğuna dair kesin bir yanıt olmamakla birlikte, bazı genel eğilimlerin bulunduğunu belirtiyor.

Geçmişteki uçak kazaları incelendiğinde, uçağın arka kısmındaki koltukların ön kısımdakilere göre bir miktar daha güvenli olduğu görülmektedir. Özellikle acil çıkışlara yakın olan koltuklar, tahliye sırasında yolculara avantaj sağlamaktadır. Ancak her kazanın farklı dinamikleri olduğu ve bu nedenle kesin bir genelleme yapmanın mümkün olmadığı unutulmamalıdır.

1985'teki Air India kazasında tek kurtulan yolcunun 11A numaralı koltukta oturması, bu koltuğun özellikle güvenli olduğu anlamına gelmemektedir. Bu durum, tamamen şans eseri bir durum olarak değerlendirilmelidir. Kazanın oluş şekli, uçağın düşüş açısı ve diğer faktörler, hayatta kalma şansını etkileyen önemli unsurlardır.

Sonuç olarak, uçak yolculuklarında güvenlik her zaman öncelikli olmalıdır. Yolcuların, uçuş öncesinde güvenlik brifinglerini dikkatle dinlemesi, emniyet kemerlerini doğru şekilde bağlaması ve acil durumlarda kabin ekibinin talimatlarına uyması büyük önem taşımaktadır.

Fransa açıklarında, şimdiye kadar keşfedilen en derin noktalardan birinde, 16. yüzyıla ait bir ticaret gemisi enkazı bulundu. Bu keşif, denizcilik tarihi açısından büyük önem taşıyor. Enkazın bulunduğu derinlik, geminin korunmuş olmasını sağlamış ve bu da araştırmacılara o döneme ait ticaret yolları ve gemi teknolojileri hakkında eşsiz bilgiler sunma potansiyeli taşıyor.

Gemi enkazının keşfi, özel bir araştırma ekibi tarafından yürütülen detaylı çalışmalar sonucunda gerçekleşti. Uzmanlar, enkazın bulunduğu bölgedeki deniz tabanının haritasını çıkarmak ve geminin durumunu detaylı olarak incelemek için son teknoloji sonar sistemlerini ve su altı robotlarını kullandı. İlk incelemeler, geminin büyük ölçüde sağlam kaldığını ve içerisinde çok sayıda tarihi eser barındırdığını gösteriyor.

Araştırmacılar, geminin hangi ülkeye ait olduğunu ve hangi rotayı izlediğini belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor. Enkazdan çıkarılan eserlerin incelenmesiyle, geminin taşıdığı mallar, mürettebatın yaşam tarzı ve o dönemin denizcilik koşulları hakkında daha fazla bilgi edinilmesi hedefleniyor. Bu keşif, 16. yüzyıl Avrupa'sının ticaret ağlarına ve denizcilikteki teknolojik gelişmelere yeni bir ışık tutabilir.

Bu önemli keşifle ilgili olarak, Fransız hükümeti ve ilgili araştırma kuruluşları, enkazın korunması ve bilimsel olarak incelenmesi için gerekli tüm önlemlerin alınacağını açıkladı. Enkazın bulunduğu bölge, koruma altına alınarak olası tahribatların önüne geçilmesi planlanıyor. Ayrıca, enkazdan çıkarılacak eserlerin sergilenmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi için çalışmalar başlatılacak.

İngiltere'de Blenheim Sarayı'ndan çalınan 18 ayar altından yapılmış klozetin hırsızlarına hapis cezası verildi. Oxfordshire'daki saraydan 2019'da çalınan ve o dönemde 4,8 milyon sterlin değerinde olduğu belirtilen eser hala kayıp.

Oxford Crown Mahkemesi'nde görülen davada, James Sheen 17 yıl, babası George Sheen ise 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hırsızlık olayında, sarayın su tesisatına zarar verilerek eserin çalındığı belirtildi. Savcı Jessica Clarke, hırsızlığın 'yüksek planlama ve organizasyon' gerektirdiğini vurguladı.

Eserin İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan tarafından yapıldığı ve 'America' adını taşıdığı belirtildi. Sarayda sergilendiği dönemde ziyaretçiler tarafından kullanılabiliyordu. Hırsızlık, sarayın UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almasına rağmen güvenlik açıklarını gündeme getirdi.

Hırsızlık sırasında sarayın su tesisatına zarar verilmesi, tarihi yapıda su baskınına neden oldu ve önemli hasara yol açtı. Yetkililer, eserin bulunması için çalışmaların devam ettiğini, ancak hırsızların eseri eritmiş olabileceği ihtimalini de göz önünde bulunduruyor.

Davanın seyrinde, hırsızların daha önce de çeşitli suçlara karıştığı ortaya çıktı. James Sheen'in, antika soygunları ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi suçlardan sabıkası bulunuyor. George Sheen'in ise daha çok yerel hırsızlık olaylarına karıştığı belirlendi.

Özetle:

• Blenheim Sarayı'ndan çalınan altın klozetin hırsızları hapis cezası aldı.
• Eser hala kayıp ve bulunması için çalışmalar sürüyor.
• Hırsızlık, sarayın su tesisatına zarar vererek su baskınına neden oldu.
• Hırsızların daha önce de çeşitli suçlara karıştığı belirlendi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart yerel seçim sonuçlarının ardından parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu. Seçim sonuçlarını değerlendiren Özel, bu sonuçların CHP için bir başarı olduğunu vurguladı.

Özgür Özel'in açıklamalarından satır başları:

• 'Bugün demokrasi kazandı, Türkiye İttifakı kazandı. Kimsenin ötekileştirilmediği, herkesin eşit yurttaş olduğu bir Türkiye hayali kazandı.'
• 'Vatandaşlarımız bize bir mesaj verdi. Bu mesajı doğru okuyacağız. Bundan sonra daha da çok çalışacağız.'
• 'Türkiye'nin her yerinde CHP'nin bayrağını dalgalandırmaya devam edeceğiz. Bu sonuçlar, partimiz için yeni bir başlangıçtır.'

Özel, seçim sonuçlarının ardından yaptığı açıklamada, partisinin Türkiye genelinde önemli bir başarı elde ettiğini ve bu başarının gelecek için umut verici olduğunu belirtti. Ayrıca, vatandaşların verdiği mesajı doğru okuyacaklarını ve Türkiye için daha çok çalışacaklarını ifade etti.

Yerel seçim sonuçlarının ardından CHP'nin ülke genelindeki performansı, siyasi analistler tarafından da yakından takip ediliyor. Özgür Özel'in liderliğindeki CHP'nin, önümüzdeki dönemde Türkiye siyasetinde nasıl bir rol oynayacağı merakla bekleniyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 28 Mayıs'ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun kesin sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Recep Tayyip Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı seçildi.

YSK Başkanı Ahmet Yener, kurulda yaptığı açıklamada, seçim sonuçlarına ilişkin itirazların karara bağlandığını ve kesin sonuçların ilan edildiğini belirtti. Yener, seçim sürecinde görev alan tüm personele teşekkür etti.

Kesin sonuçlara göre:

• Recep Tayyip Erdoğan: %52.18
• Kemal Kılıçdaroğlu: %47.82

Seçime katılım oranı %85.72 olarak gerçekleşti. Yurt dışı seçmen katılımı ise %53.80 oldu.

YSK'nın kesin sonuçları açıklamasının ardından, mazbata düzenlenerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunulacak. Erdoğan'ın önümüzdeki günlerde TBMM'de yemin ederek görevine başlaması bekleniyor.

Seçim Süreci: Türkiye, 14 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri için sandık başına gitmişti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadığı için seçim ikinci tura kalmıştı.

İtirazlar: Seçim sonuçlarına ilişkin çeşitli itirazlar yapılmış, ancak YSK bu itirazların çoğunu reddetmişti.

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere üç gün kala adaylıktan çekildiğini duyurdu. İnce, kararını 'Memlekete hayırlı olsun' sözleriyle duyurdu. İnce'nin adaylıktan çekilme kararı, seçimlere kısa süre kala siyasi dengeleri değiştirebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

İnce, adaylıktan çekilme nedenlerine dair yaptığı açıklamada, son günlerde kendisine yönelik artan baskılara ve itibar suikastlarına dikkat çekti. '45 gündür memleketin her yerine gittim. Yalanlarla, sahte dekontlarla, montajlarla itibar suikastı yaptılar' diyen İnce, bu durumun kendisini ve sevenlerini üzdüğünü ifade etti.

Muharrem İnce'nin çekilmesiyle birlikte, cumhurbaşkanlığı yarışında aday sayısı üçe düştü: Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Sinan Oğan.

Adaylıktan çekilme kararının ardından, İnce'nin Memleket Partisi'nin seçimlerde nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Partinin genel seçimlerde hangi ittifakı destekleyeceği veya bağımsız bir şekilde mi hareket edeceği henüz netlik kazanmadı.

Türkiye, 31 Mart 2024 Pazar günü yerel seçimler için sandık başına gidiyor. Milyonlarca seçmen, beş yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticileri belirlemek için oy kullanacak. Seçim sonuçlarının ne zaman açıklanacağı, oy verme saatleri ve hangi illerde yarışın daha çekişmeli geçeceği gibi konular seçmenlerin merak ettiği konular arasında yer alıyor.

Oy verme saatleri: Türkiye genelinde oy verme işlemleri saat 08:00'de başlayacak ve saat 17:00'de sona erecek. Ancak, bazı doğu illerinde oy verme saatleri farklılık gösterebilir. Bu illerde oy verme işlemleri saat 07:00'de başlayıp 16:00'da sona erecek.

Seçim sonuçları ne zaman açıklanır? Seçim sonuçlarının açıklanma zamanı, oy sayım işlemlerinin hızına ve Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) yayın yasağını kaldırma kararına bağlı olarak değişebilir. Genellikle, büyük şehirlerde sonuçlar daha hızlı açıklanırken, kırsal bölgelerde sayım işlemleri daha uzun sürebilir. YSK'nın yayın yasağını kaldırmasıyla birlikte sonuçlar kamuoyuyla paylaşılmaya başlanacaktır. YSK'nın seçim takvimine göre, seçim sonuçlarının en geç 1 Nisan Pazartesi günü açıklanması bekleniyor.

Hangi illerde yarışılıyor? 31 Mart yerel seçimlerinde, 81 ilin tamamında belediye başkanlığı, il genel meclisi üyeliği ve belediye meclisi üyeliği için seçim yapılacak. Ayrıca, bazı illerde muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimleri de gerçekleştirilecek. Özellikle büyük şehirlerde ve bazı kritik illerde yarışın daha çekişmeli geçmesi bekleniyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya gibi büyük şehirlerdeki seçim sonuçları, ülke genelindeki siyasi dengeler açısından büyük önem taşıyor.

Seçimlerde görevli sandık kurulu üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve güvenlik güçleri de görevlerinin başında olacak. Seçimlerin huzur ve güven içinde tamamlanması için gerekli tüm önlemler alındı.