Alaçatı’da yer alan Asma Yaprağı, tam bir sayfiye meyhanesi atmosferi sunuyor. Mekan, özellikle mezeleriyle ön plana çıkıyor. Menüsünde enginarlı favadan midye dolmaya, Girit ezmesinden şevketi bostana kadar birçok farklı lezzet bulunuyor.

Asma Yaprağı, hem göze hem de damağa hitap eden mezeleriyle dikkat çekiyor. Mezelerin yanı sıra, ana yemek olarak sunulan deniz ürünleri ve et çeşitleri de oldukça beğeniliyor. Özellikle gün batımı saatlerinde Asma Yaprağı’nda keyifli bir akşam yemeği deneyimi yaşamak mümkün.

Meyhanenin dekorasyonu da Alaçatı’nın ruhunu yansıtıyor. Taş duvarlar, ahşap masalar ve asma yapraklarıyla süslü bahçe, mekana sıcak ve samimi bir hava katıyor. Asma Yaprağı, hem yerli hem de yabancı turistler tarafından sıklıkla tercih edilen bir mekan.

Asma Yaprağı'nda tadılabilecek bazı özel lezzetler şunlardır:

• Enginarlı Fava: Taze enginar ve bakla ile hazırlanan, hafif ve lezzetli bir meze.
• Midye Dolma: Ege'ye özgü baharatlarla tatlandırılmış, taptaze midyelerle hazırlanan geleneksel lezzet.
• Girit Ezmesi: Keçi peyniri, otlar ve zeytinyağı ile hazırlanan, aromatik ve doyurucu bir meze.
• Şevketi Bostan: Ege otlarıyla hazırlanan, zeytinyağlı bir meze.

Asma Yaprağı, Alaçatı’da keyifli bir akşam yemeği deneyimi arayanlar için ideal bir seçenek.

Bu hafta sonu Hürriyet Kelebek'te yayınlanan röportaj dizisi, ağırlıklı olarak duygusal konulara odaklanıyor. İlişkiler, geçmişle yüzleşme ve kişisel deneyimler gibi temalar ön plana çıkıyor. Röportajlar, okuyucuları kendi iç dünyalarına yolculuk yapmaya davet ediyor ve farklı bakış açıları sunarak düşündürmeyi amaçlıyor.

Röportajlarda, insanların hayatlarındaki dönüm noktaları, aşk, kayıp, umut ve yeniden başlama gibi evrensel duygular ele alınıyor. Konuşulan kişiler, kendi hikayelerini samimiyetle paylaşarak okuyucularla bağ kurmayı hedefliyor. Amaç, okuyucuların kendilerinden bir şeyler bulabileceği, empati kurabileceği ve duygusal olarak etkilenebileceği bir deneyim sunmak.

Röportaj dizisinde yer alan isimler ve konular hakkında spesifik bir bilgi verilmemektedir, ancak genel olarak duygusal derinliği olan ve insan hikayelerine odaklanan bir yaklaşım sergilendiği belirtiliyor. Bu tür röportajlar, genellikle okuyucuların kendi yaşamlarına dair farkındalıklarını artırmalarına ve farklı perspektifler geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Özetle, Hürriyet Kelebek'teki bu haftaki röportaj dizisi, duygusal konulara duyarlı okuyucular için kaçırılmaması gereken bir içerik sunuyor. İlişkiler, geçmiş ve kişisel deneyimler üzerine yapılan bu samimi sohbetler, okuyuculara duygusal bir yolculuk vaat ediyor.

Modern dans koreografı Canberk Yıldız ve viyolonsel sanatçısı Melih Kara’nın birlikte hayata geçirdiği ‘Duo’, dans ve müziği bir araya getirerek seyirciye farklı bir deneyim sunuyor. Yıldız’ın dansı ve Kara’nın viyolonseli, gösteri boyunca birbirini tamamlayarak yeni bir anlatı dili oluşturuyor.

Canberk Yıldız, hareketin ve canlı performansın gücüne inanarak, dansın sadece görsel bir şölen olmadığını, aynı zamanda derin bir ifade biçimi olduğunu vurguluyor. ‘Duo’ projesiyle, dans ve müziğin etkileşimini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyor. Melih Kara ise viyolonseliyle dansın ritmine eşlik ederek, duygusal bir bağ kuruyor ve performansın atmosferini zenginleştiriyor.

Gösteri, izleyicilere sadece bir performans izleme fırsatı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda dans ve müziğin evrensel dilini deneyimleme imkanı da veriyor. ‘Duo’, iki sanatçının uyumlu birlikteliğiyle sahne üzerinde yeni bir sanat formu yaratmayı amaçlıyor.

Projenin amacı, farklı disiplinlerden gelen sanatçıların iş birliği yaparak ortaya koyabileceği yenilikçi ve özgün eserlere dikkat çekmek. Canberk Yıldız ve Melih Kara, ‘Duo’ ile dans ve müziğin sınırlarını zorlayarak seyirciyi sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor.

Aslı Enver ve Mehmet Günsür, Disney+’ta yayınlanan 'Arayış' dizisinde birlikte rol alıyor. İkili, Hürriyet Cumartesi'ye verdikleri röportajda, setteki uyumlarını ve iş birliği süreçlerini anlattı.

Aslı Enver, Mehmet Günsür ile çalışmanın kendisi için çok değerli olduğunu belirterek, “Mehmet’le çalışmak çok değerliydi benim için. Çok şey öğrendim. Çok güzel bir partnerlikle çalıştık. Birbirimize alan açarak, birbirimizi dinleyerek... Birlikte çalışmayı çok iyi becerdik” dedi.

Mehmet Günsür ise, Aslı Enver ile çalışmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Aslı çok yetenekli, çok açık fikirli, çok mütevazı ve çok komik biri. Onunla çalışmak çok keyifliydi. Sette çok güldük. Umarım seyirci de bizim kadar keyif alır” şeklinde konuştu.

Dizideki karakterlerine de değinen Enver, “Benim karakterim biraz daha spiritüel arayış içinde olan bir kadın. Mehmet’in karakteri ise daha bilimsel yaklaşıyor olaylara. İki farklı bakış açısının çatışması ve birbirini tamamlaması üzerine kurulu bir ilişki var aralarında” dedi.

Günsür ise karakterini şu sözlerle tanımladı: “Benim karakterim biraz daha gerçekçi, ayakları yere basan bir tip. Ama o da zamanla spiritüel dünyaya açılıyor. İki karakterin de birbirini dönüştürdüğü bir yolculuk bu”

İkili, dizinin farklı ve özgün bir hikayeye sahip olduğunu vurgulayarak, izleyicilerin de bu arayış yolculuğuna ortak olacağını belirtti.

Röportajda ayrıca, ikilinin gelecek projeleri ve hayata dair düşünceleri de yer aldı.

Ajda Pekkan, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda sahne alarak hayranlarına unutulmaz bir konser verdi. Konser boyunca enerjisi ve sahne performansıyla dikkat çeken Pekkan, giydiği kostümlerle de göz kamaştırdı.

Pekkan, konserine klasikleşmiş şarkılarıyla başladı ve sevenlerinin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Sahnedeki dansçıları ve ışık şovlarıyla görsel bir şölen sunan sanatçı, gece boyunca farklı tarzlarda şarkılar seslendirdi.

Konser sırasında hayranlarıyla sık sık iletişim kuran Ajda Pekkan, onlara sevgisini dile getirdi ve birlikte şarkılar söyledi. Pekkan'ın performansı, izleyicilerden tam not aldı.

Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nu dolduran binlerce hayranı, Ajda Pekkan'ın şarkılarına eşlik ederek unutulmaz bir gece yaşadı. Konser, sanatçının bis yapmasıyla sona erdi.

Ajda Pekkan, Harbiye konserinde sadece müzikal yeteneğini değil, aynı zamanda sahne şovları ve kostümleriyle de adından söz ettirdi. Konser, uzun süre konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenmesi planlanan Filistin devletine ilişkin konferans, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından ertelendi. Konferansın ertelenme nedeni, bölgesel gerginliklerin artması ve diplomatik çabaların sekteye uğraması olarak belirtildi.

Konferansın amacı, Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması ve desteklenmesi için zemin hazırlamaktı. BM yetkilileri, konferansın ertelenmesinin, Filistin meselesine olan bağlılıklarını değiştirmediğini ve uygun bir zamanda yeniden düzenleneceğini ifade etti.

İsrail'in İran'a yönelik saldırıları, Orta Doğu'da zaten kırılgan olan barış sürecini daha da karmaşık hale getirdi. Birçok ülke, tarafları itidale davet ederek gerginliğin daha da tırmanmasını engellemeye çalışıyor.

Filistin yönetimi, konferansın ertelenmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirirken, uluslararası toplumdan Filistin devletinin tanınması için daha fazla çaba göstermesini istedi. Filistinli yetkililer, barış görüşmelerine yeniden başlanması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Konferansın ne zaman yeniden düzenleneceğine dair henüz bir tarih verilmedi. BM yetkilileri, bölgesel durumun istikrar kazanmasının ardından yeni bir tarih belirleyeceklerini açıkladı.

Bu erteleme, Filistin meselesinin çözümüne yönelik uluslararası çabalara bir darbe olarak değerlendiriliyor. Ancak, diplomatik kaynaklar, barış sürecinin yeniden canlandırılması için çalışmaların sürdürüleceğini belirtiyor.

Avrupa Birliği'nde yaşanan konut krizi, özellikle genç nüfusu derinden etkiliyor. Artan konut fiyatları ve kiralardaki sürekli yükseliş, gençlerin bağımsız bir yaşam kurmasını zorlaştırırken, ekonomik eşitsizlikleri de artırıyor. Birçok genç, yüksek maliyetler nedeniyle aileleriyle yaşamak zorunda kalıyor veya daha küçük ve kalitesiz konutlarda yaşamaya mecbur kalıyor.

Krizin temel nedenleri arasında, şehirlerdeki nüfus yoğunluğunun artması, yeni konut arzının yetersiz kalması ve yatırım amaçlı konut alımlarının yükselmesi yer alıyor. Ayrıca, enerji verimliliği standartlarına uygun konutlara olan talebin artması, mevcut konut stokunun yenilenmesini gerektirirken, bu durum da maliyetleri yukarı çekiyor.

Avrupa Parlamentosu ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, konut krizine çözüm bulmak amacıyla çeşitli öneriler sunuyor. Bu öneriler arasında, sosyal konut projelerinin desteklenmesi, kiralık konut piyasasının düzenlenmesi ve gençlerin konut alımını kolaylaştıracak finansal desteklerin sağlanması bulunuyor. Ancak, üye ülkeler arasındaki farklı ekonomik koşullar ve siyasi öncelikler, ortak bir çözüm bulunmasını zorlaştırıyor.

Konut krizinin gençlerin üzerindeki olumsuz etkileri sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik boyutlarda da kendini gösteriyor. Barınma sorunları, gençlerin eğitim ve kariyer hedeflerine ulaşmasını engellerken, sosyal hayata katılımını da kısıtlıyor. Ayrıca, sürekli artan maliyetler, gençlerde stres ve kaygı düzeyini yükseltiyor.

AB genelinde konut krizine karşı farkındalık artarken, sorunun çözümü için daha kapsamlı ve koordineli politikaların uygulanması gerektiği vurgulanıyor. Özellikle gençlerin geleceği için, uygun fiyatlı ve kaliteli konutlara erişimin sağlanması, öncelikli bir hedef olarak belirleniyor.

İran ve İsrail arasındaki gerilim, gece boyunca süren karşılıklı saldırılarla önemli ölçüde arttı. Her iki ülke de birbirlerinin topraklarına yönelik saldırılar düzenledi, bu durum bölgedeki istikrarsızlığı daha da körükledi.

Saldırıların Detayları:

• İran, İsrail'e yönelik bir dizi füze ve drone saldırısı başlattı.
• İsrail ise, İran'daki askeri hedeflere misilleme saldırıları düzenledi.
• Saldırılarda her iki tarafta da can kayıpları ve maddi hasarlar meydana geldiği bildiriliyor.

Uluslararası Tepkiler:

Uluslararası toplum, İran ve İsrail arasındaki gerilimin tırmanmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Birleşmiş Milletler ve çeşitli ülkeler, taraflara itidal çağrısında bulundu ve gerilimi düşürmeye yönelik diplomatik çabaların artırılması gerektiğini vurguladı.

Bölgesel Etkiler:

İran ve İsrail arasındaki bu son gerilim, Orta Doğu'daki zaten kırılgan olan istikrarı daha da tehdit ediyor. Bölgedeki diğer ülkeler de çatışmaya dahil olma riskiyle karşı karşıya, bu da daha geniş çaplı bir savaşa yol açabilir.

Gelecek Beklentiler:

Taraflar arasında yakın zamanda bir çözüm bulunması pek olası görünmüyor. Gerilimin daha da tırmanması ve çatışmanın yayılması ihtimali yüksek. Uluslararası toplumun, gerilimi düşürmek ve diplomatik bir çözüm bulmak için yoğun çaba göstermesi gerekiyor.

Özetle: İran ve İsrail arasındaki karşılıklı saldırılar bölgede ciddi bir krize yol açmıştır. Uluslararası toplumun acil müdahalesi, daha büyük bir çatışmayı önlemek için kritik öneme sahiptir.

İsrail medyası, İran'a yönelik gerçekleştirilen saldırılara geniş yer ayırdı. Yayınlarda, saldırının detayları, olası hedefleri ve bölgesel etkileri farklı açılardan değerlendirildi.

Bazı yayınlar, saldırının İran'ın nükleer programını hedef aldığını ve bu yönde önemli bir mesaj içerdiğini vurguladı. Bu yayınlarda, İsrail'in uzun süredir İran'ın nükleer kapasitesine karşı duyduğu endişe dile getirilirken, saldırının bu endişeyi gidermeye yönelik bir adım olduğu belirtildi.

Diğer yayınlar ise saldırının daha sınırlı bir kapsamda olduğunu ve İran'a bir uyarı niteliği taşıdığını savundu. Bu görüşe göre, saldırı, İran'ın bölgedeki provokatif eylemlerine karşı bir misilleme olarak değerlendirilebilir ve gelecekte benzer eylemlerin önüne geçmeyi amaçlıyor.

İsrail medyasında yer alan yorumlarda, saldırının bölgesel dengeler üzerindeki potansiyel etkileri de tartışıldı. Bazı analistler, saldırının bölgedeki gerilimi tırmandırabileceği ve yeni çatışmalara yol açabileceği uyarısında bulundu. Diğerleri ise, saldırının İran'ı daha temkinli bir yaklaşıma yöneltebileceğini ve bölgedeki istikrarı sağlayabileceğini savundu.

Genel olarak İsrail medyası, İran'a yönelik saldırıyı yakından takip ederken, farklı senaryolar ve olası sonuçlar üzerine çeşitli analizler yayınladı. Saldırının İsrail'in güvenliği ve bölgesel çıkarları açısından ne anlama geldiği, İsrail medyasının temel odak noktalarından biri oldu.

İsrail medyasının öne çıkan başlıkları:

• Saldırının İran'ın nükleer programına etkisi
• Bölgesel gerilim ve olası çatışmalar
• İsrail'in güvenlik endişeleri
• İran'ın gelecekteki politikaları