Trençkot ve pardösü, özellikle geçiş mevsimlerinde gardıroplarımızın vazgeçilmez parçaları arasında yer alıyor. Her ne kadar benzer görünseler de, bu iki dış giyim ürünü arasında belirgin farklar bulunmaktadır.

Trençkot:

• Genellikle daha hafif kumaşlardan üretilir. Gabardin veya pamuklu kumaşlar tercih edilir.
• Daha çok ilkbahar ve sonbahar aylarında giyilmek için uygundur.
• Diz hizasında veya biraz altında olabilir.
• Genellikle kruvaze (çift düğmeli) tasarıma sahiptir ve kemerlidir.
• Omuzlarında apoletler bulunur.
• Siperli yakası ve geniş cepleri ile dikkat çeker.
• İlk olarak I. Dünya Savaşı sırasında İngiliz askerleri için tasarlanmıştır.

Pardösü:

• Daha kalın ve sıcak tutan kumaşlardan üretilir. Yün, kaşe veya su geçirmez malzemeler kullanılabilir.
• Kış aylarında giyilmek için daha uygundur.
• Genellikle diz hizasında veya daha uzun olabilir.
• Tek düğmeli veya kruvaze olabilir. Kemerli veya kemersiz modelleri bulunur.
• Apoletler genellikle bulunmaz.
• Daha sade bir tasarıma sahiptir.

Özetle: Trençkot daha hafif, kruvaze, kemerli ve apoletli bir ilkbahar/sonbahar giysisiyken; pardösü daha kalın, tek veya çift düğmeli, kemerli veya kemersiz olabilen ve kışın giyilen bir dış giyim ürünüdür. Kumaş kalınlığı, tasarım detayları ve kullanım mevsimi, bu iki giysiyi ayıran temel unsurlardır.

Do Kyung-soo'nun başrolünde yer aldığı D.O. adlı film vizyona giriyor. Film, Güney Kore yapımı olup, Do Kyung-soo'nun oyunculuk performansıyla dikkat çekiyor.

D.O., Do Kyung-soo'nun canlandırdığı karakterin hikayesini anlatıyor. Filmde, karakterin karşılaştığı zorluklar ve bu zorluklarla başa çıkma mücadelesi konu ediliyor.

Filmin yönetmen koltuğunda deneyimli bir isim oturuyor. Senaryo ise başarılı bir yazar tarafından kaleme alındı. D.O., sinemaseverlere duygusal ve sürükleyici bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

Filmde Do Kyung-soo'ya eşlik eden diğer oyuncular da performanslarıyla göz dolduruyor. Yapımcılar, filmin geniş bir izleyici kitlesine ulaşmasını bekliyor.

D.O., sinemalarda gösterime girdikten sonra dijital platformlarda da yayınlanacak. Film, hem Güney Kore'de hem de diğer ülkelerde büyük ilgi görmesi bekleniyor.

Filmin fragmanları ve tanıtım videoları, sosyal medyada büyük beğeni topladı. İzleyiciler, D.O.'nun vizyona girmesini merakla bekliyor.

D.O., sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Film, duygusal sahneleri ve sürükleyici hikayesiyle izleyicileri etkilemeyi hedefliyor.

Oyuncu ve sunucu Evrim Akın, önceki akşam düzenlenen bir ödül töreninde 'Yılın En İyi Kadın Oyuncusu' ödülüne layık görüldü. Akın, ödülünü alırken duygusal anlar yaşadı.

Evrim Akın'a ödülünü kızı takdim etti. Kızının elinden ödül almanın mutluluğunu yaşayan Akın, sahnede yaptığı konuşmada kızına ve sevenlerine teşekkür etti. Akın, "Bu ödül benim için çok değerli. Kızımın elinden almak ise paha biçilemez. Beni bu ödüle layık gören herkese teşekkür ederim" dedi.

Törende şıklığıyla da dikkat çeken Evrim Akın, kırmızı bir elbise tercih etmişti. Akın, ödül töreninden sonra sosyal medya hesabından da bir paylaşım yaparak, "Bu gece benim için çok özeldi. Beni yalnız bırakmayan herkese sevgiler" ifadelerini kullandı.

Evrim Akın, son olarak 'Kendi Düşen Ağlamaz' adlı dizide rol almıştı.

Çağla Şıkel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla sık sık gündeme geliyor. Ünlü model ve sunucu, son olarak pasta tabağıyla dikkat çekti. Şıkel'in Instagram hesabından paylaştığı fotoğrafta, farklı desenlerdeki pasta tabakları görüldü.

Fotoğrafta yer alan tabakların farklı markalara ait olduğu ve fiyatlarının da değişkenlik gösterdiği belirtiliyor. Özellikle bir takipçisinin 'Çağla’cım tabakların çok güzel, nereden aldın?' sorusu üzerine Şıkel, tabakların farklı yerlerden alındığını ve özel bir koleksiyon oluşturduğunu ifade etti.

Şıkel'in paylaşımı kısa sürede büyük ilgi gördü. Takipçileri, tabakların desenlerine ve renklerine övgüler yağdırdı. Birçok kişi, Şıkel'in zevkini takdir ettiğini belirtti. Paylaşımın altına yapılan yorumlarda, tabakların markaları ve fiyatları hakkında da çeşitli tahminler yapıldı.

Çağla Şıkel'in bu paylaşımı, sosyal medyada yeni bir trendin başlamasına neden olabilir. Özellikle ev dekorasyonuna meraklı olan kişiler, Şıkel'in tabaklarından ilham alarak kendi koleksiyonlarını oluşturmaya başlayabilir.

Ünlü modelin bu türden paylaşımları, takipçileri tarafından her zaman ilgiyle karşılanıyor. Şıkel, sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanarak hayatına dair kesitleri takipçileriyle paylaşmaya devam ediyor.

Bursa Gayrimenkul Satış İcra Dairesi Müdürlüğü, Bursa ili, Nilüfer ilçesi, İrfaniye Mahallesi'nde bulunan bir daireyi açık artırma yoluyla satışa sunmaktadır. İhale, Bursa Adalet Sarayı Mezat Salonu'nda gerçekleştirilecektir.

İhale Detayları:

• Satılacak Gayrimenkul: 2879 Ada, 2 Parsel, 4. Kat, 10 Nolu Bağımsız Bölümdeki daire
• Adresi: Bursa İli, Nilüfer İlçesi, İrfaniye Mahallesi, Ufuk Sokak, Sevil Apartmanı, No:12, Kat:4, Daire:10
• Yüzölçümü: 114 m²
• İmar Durumu: Yok
• Hissesi: Tam
• Cinsi: Mesken
• Özellikleri: Taşınmaz, 3 oda, 1 salon, mutfak, banyo, WC ve 2 balkondan oluşmaktadır. Isınma sistemi doğalgaz kombidir. Ulaşım ve altyapı imkanları mevcuttur.
• Kıymeti: 1.200.000,00 TL
• 1. Artırma Tarihi: 26/06/2024 günü, saat 14:00 - 14:05 arası
• 2. Artırma Tarihi: 25/07/2024 günü, saat 14:00 - 14:05 arası
• Artırma Yeri: Bursa Adalet Sarayı Mezat Salonu

Artırma Şartları:

• Artırmalar, artırma şartnamesinde belirtilen hükümlere göre yapılacaktır.
• Satış peşin para iledir. Alıcı, ihale bedelini derhal veya İcra İflas Kanunu'nun 130. maddesi gereğince verilen süre içinde ödemekle yükümlüdür.
• KDV, damga vergisi, alıcı hissesi tapu harcı ve tahliye masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi ve birikmiş emlak vergisi satış bedelinden ödenir.
• İhaleye katılacakların, muhammen kıymetinin %20'si oranında nakit veya banka teminat mektubu ibraz etmeleri gerekmektedir.

Diğer Hususlar:

• İlgililerin daha detaylı bilgi almak için Bursa Gayrimenkul Satış İcra Dairesi Müdürlüğü'nün 2023/41581 Esas sayılı dosyasını inceleyebilecekleri belirtilmiştir.

İspanya'nın, Avrupa Birliği'nde azınlık dillerinin kullanımının ve korunmasının teşvik edilmesi amacıyla sunduğu teklif, AB üyesi ülkeler tarafından reddedildi. Reddin temel nedeni, bu tür bir uygulamanın diğer üye ülkelerdeki azınlık dillerine yönelik benzer talepleri tetikleyebileceği ve bunun da karmaşık siyasi ve hukuki sorunlara yol açabileceği endişesiydi.

İspanya hükümeti, özellikle Katalanca, Baskça ve Galiçyaca gibi bölgesel dillerin AB kurumlarında daha fazla görünürlüğünü ve kullanımını savunuyordu. Teklif, bu dillerin AB parlamentosunda kullanılması, resmi belgelerin çevrilmesi ve eğitim programlarında desteklenmesi gibi çeşitli unsurları içeriyordu. Ancak, bazı üye devletler, bu tür bir adımın kendi ülkelerindeki bölgesel veya azınlık dillerine de aynı hakların tanınması yönünde baskı oluşturacağını dile getirdiler.

Özellikle Fransa ve bazı Doğu Avrupa ülkeleri, bu konuda çekincelerini dile getirdiler. Fransa, kendi bölgesel dillerinin statüsü konusunda hassasiyet gösterirken, Doğu Avrupa ülkeleri ise ulusal birlik ve bütünlüğün korunması gerekliliğini vurguladılar. Bu ülkeler, azınlık dillerine geniş haklar tanınmasının ayrılıkçı hareketleri teşvik edebileceği ve toplumsal bölünmelere yol açabileceği endişesini taşıyorlar.

Avrupa Komisyonu da, İspanya'nın teklifini değerlendirirken, emsal teşkil etme potansiyelini dikkate aldı. Komisyon yetkilileri, her üye ülkenin dil politikalarının farklı olduğunu ve AB genelinde tek tip bir yaklaşımın benimsenmesinin zorluklar yaratabileceğini belirttiler. Bu nedenle, İspanya'nın önerisi, oybirliği sağlanamadığı için kabul edilmedi.

İspanya hükümeti, karardan duyduğu hayal kırıklığını dile getirirken, azınlık dillerinin Avrupa'nın kültürel zenginliğinin bir parçası olduğunu ve korunması gerektiğini vurguladı. Ancak, AB'nin karar alma süreçlerinde oybirliği şartının aranması, bu tür hassas konularda ilerleme kaydedilmesini zorlaştırıyor.

Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turunun ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, “Bu seçimin sonucunda iradesiyle bir değişim talebini ortaya koyan milyonlarca vatandaşımıza teşekkür ediyorum. Her türlü baskıya rağmen sandığa giderek oyunu kullanan bütün yurttaşlarıma minnet duyuyorum,” dedi. Ayrıca, “Mücadelemiz devam edecek,” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada, “Demokrasiye inanan, bu ülkeye inanan bütün arkadaşlarımızla birlikte mücadeleye devam edeceğiz. Asla umutsuzluğa kapılmayacağız,” şeklinde konuştu. Seçim sonuçlarının ardından kararlılığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, destekçilerine mesaj gönderdi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye İYİ olacak,” mesajını kullandı. Akşener’in bu paylaşımı, seçim sonuçlarının ardından partililere ve seçmenlere yönelik bir moral mesajı olarak değerlendirildi.

Seçim sonuçlarının ardından her iki liderin açıklamaları, muhalefetin gelecekteki stratejileri açısından önem taşıyor. Kılıçdaroğlu'nun mücadeleye devam edeceklerini belirtmesi ve Akşener'in umut mesajı vermesi, muhalefetin seçim sonuçlarına rağmen kararlılığını koruduğunu gösteriyor.

Kılıçdaroğlu açıklamasında ayrıca, “Bu süreçte bize destek veren tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve gönüllülere teşekkür ediyorum,” dedi. Bu ifadeler, seçim kampanyası boyunca kurulan ittifakın ve dayanışmanın önemini vurguluyor.

Muharrem İnce, cumhurbaşkanı adaylığından çekildiğini açıkladı. İnce, kararını, kendisine yönelik son günlerde artan eleştiriler ve iddialar üzerine aldığını belirtti.

İnce, 'Memlekete faydası olacaksa çekiliyorum' ifadelerini kullandı. Bu açıklama, seçimlere kısa bir süre kala siyasi dengeleri değiştirebilecek bir adım olarak değerlendiriliyor.

Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilme kararının ardından, seçmenlerin nasıl bir tutum sergileyeceği ve bu durumun diğer adayların oy oranlarını nasıl etkileyeceği merak konusu. Siyasi analistler, İnce'nin çekilmesinin ardından özellikle kararsız seçmenlerin tercihlerinin belirleyici olacağını vurguluyor.

Seçimlere kısa süre kala yaşanan bu gelişme, siyasi partiler ve adaylar açısından da yeni stratejilerin belirlenmesine neden olabilir. İnce'nin çekilmesiyle oluşan boşluğun hangi aday tarafından doldurulacağı, önümüzdeki günlerde netleşecek.

Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilme kararı, Türkiye siyasetinde önemli bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. Bu kararın, seçim sonuçları üzerindeki etkileri yakından takip edilecek.

Muharrem İnce, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde adaylıktan çekildiğini açıkladı. Bu karar, seçimlere kısa bir süre kala geldi ve siyasi gündemde büyük yankı uyandırdı.

İnce, çekilme kararını duyurduğu basın açıklamasında, “Adaylıktan çekiliyorum. Bunu memleketim için yapıyorum” dedi. Açıklamasında, son günlerde kendisine yönelik yürütülen eleştirilere ve itibarsızlaştırma çabalarına da değindi.

İnce'nin çekilme kararı, özellikle sosyal medyada yayılan ve kendisine ait olduğu iddia edilen bazı görüntüler ve iddiaların ardından geldi. İnce, bu iddiaların ve yapılan manipülasyonların kendisini ve kampanyasını olumsuz etkilediğini belirtti.

Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesiyle birlikte, cumhurbaşkanlığı yarışında yarışacak aday sayısı azalmış oldu. Seçimlere sayılı günler kala yaşanan bu gelişme, seçim sonuçları üzerindeki olası etkileri açısından yakından takip ediliyor.

Adaylıktan çekilme kararının ardından, İnce'nin destekçilerinin ve seçmenlerinin nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu. Siyasi analistler, bu kararın seçmen davranışları ve oy dağılımı üzerinde önemli değişikliklere yol açabileceğini belirtiyorlar.

Muharrem İnce, 2018 seçimlerinde de cumhurbaşkanı adayı olmuş ve önemli bir oy oranına ulaşmıştı. Bu seçimlerdeki performansı ve siyasi tecrübesi, kendisini 2023 seçimleri için de iddialı bir aday haline getirmişti. Ancak son gelişmeler ve adaylıktan çekilme kararı, siyasi kariyerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.