Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarma hazırlığı Türkiye ile Yunanistan arasında gerilime neden oluyor. Türkiye, bu durumu 'casus belli' (savaş nedeni) olarak değerlendiriyor. Avrupa şartları ve uluslararası hukuk bu konuda ne diyor?
Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki karasularını 12 deniz miline çıkarma olasılığı, Türkiye ile arasındaki gerginliği tırmandırıyor. Türkiye, bu hamlenin 'casus belli' (savaş nedeni) anlamına geleceğini belirtiyor. Mevcut durumda Yunanistan'ın karasuları 6 mil iken, bu mesafenin 12 mile çıkarılması Ege Denizi'ndeki egemenlik alanlarını önemli ölçüde değiştirecek.
Türkiye'nin Pozisyonu: Türkiye, Yunanistan'ın bu olası adımını ulusal çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak algılıyor. Türk yetkililer, Ege'nin özel koşulları nedeniyle karasularının genişletilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguluyorlar. Türkiye, bu durumu 'casus belli' ilan ederek, karasularının 12 mile çıkarılması halinde askeri müdahalede bulunabileceğini belirtiyor.
Yunanistan'ın Pozisyonu: Yunanistan ise karasularını genişletme hakkının uluslararası hukuktan kaynaklandığını savunuyor. Yunan yetkililer, bu adımın egemenlik hakları çerçevesinde olduğunu ve Türkiye'nin tepkisinin yersiz olduğunu ifade ediyorlar. Yunanistan, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası aktörlerden destek bekliyor.
Avrupa Birliği'nin Rolü: Avrupa Birliği, Türkiye ve Yunanistan arasındaki bu anlaşmazlıkta arabulucu rolü üstlenmeye çalışıyor. AB yetkilileri, her iki ülkeyi de diyalog ve müzakere yoluyla sorunları çözmeye teşvik ediyor. Ancak, AB'nin Yunanistan'a olan desteği, Türkiye'nin tepkisini daha da artırıyor.
Uluslararası Hukuk: Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS), devletlere karasularını 12 deniz miline kadar genişletme hakkı tanıyor. Ancak, bu hak mutlak değil ve diğer devletlerin çıkarlarını da gözetmek gerekiyor. Ege Denizi'nin coğrafi yapısı ve Türkiye'nin özel çıkarları dikkate alındığında, karasularının genişletilmesi potansiyel çatışma riskini artırabilir.
Olası Sonuçlar: Karasularının 12 mile çıkarılması, Ege Denizi'ndeki deniz yetki alanlarını yeniden tanımlayacak ve iki ülke arasındaki enerji kaynakları üzerindeki rekabeti daha da kızıştıracaktır. Bu durum, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesine ve hatta askeri bir çatışmaya yol açabilir.