Google, arama deneyimini geliştirmeye yönelik yeni bir özellik üzerinde çalışıyor: yapay zeka (AI) destekli sesli özetler. Bu özellik sayesinde kullanıcılar, arama sonuçlarında listelenen web sayfalarının kısa bir özetini dinleyebilecekler.

Sesli Özetlerin Amacı ve İşleyişi: Google'ın bu yeni özelliği, özellikle uzun ve detaylı makaleleri hızlıca anlamak isteyen kullanıcılar için tasarlandı. Kullanıcılar, arama sonuçlarında bir web sayfasının yanında belirecek olan 'dinle' butonuna tıklayarak, sayfanın AI tarafından oluşturulmuş özetini dinleyebilecekler. Bu özet, sayfanın ana noktalarını ve önemli bilgileri içerecek.

Erişilebilirlik ve Kullanım Kolaylığı: Sesli özetler, özellikle görme engelli veya okuma güçlüğü çeken kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlayacak. Ayrıca, hareket halindeyken veya farklı işlerle uğraşırken bilgi edinmek isteyenler için de pratik bir çözüm sunacak.

Test Aşaması ve Gelecek Planları: Google, bu özelliği şu anda belirli bir kullanıcı grubuyla test ediyor. Test sonuçlarına göre özelliğin geliştirilmesi ve daha geniş kitlelere sunulması planlanıyor. Şirket, sesli özetlerin doğruluğunu ve kalitesini artırmak için sürekli olarak AI algoritmalarını geliştirmeye devam ediyor.

Rekabet ve Yenilikçilik: Google'ın bu adımı, arama motoru pazarındaki rekabeti de artırıyor. Diğer arama motorlarının da benzer özellikler geliştirmesi bekleniyor. Sesli özetler, kullanıcıların bilgiye erişimini kolaylaştırarak arama deneyimini daha verimli hale getirme potansiyeli taşıyor.

Bu yeni özellik, Google'ın yapay zeka teknolojilerini arama motoruna entegre etme çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Şirket, AI'yı kullanarak kullanıcıların arama sonuçlarından daha fazla değer elde etmelerini sağlamayı hedefliyor.

Son dönemde Hollywood'da dikkat çeken oyuncu seçimleri ve karakterlerin çeşitliliği üzerine bir değerlendirme yapılıyor. Özellikle 'The Last of Us' dizisindeki Joel karakteri üzerinden Pedro Pascal örneği verilerek, oyuncunun bu role ne kadar uygun olduğu tartışılıyor. Yazar, Pedro Pascal'ı kastetmediğini belirtse de, genel olarak benzer rollere seçilen oyuncuların fiziksel ve karakteristik özelliklerinin karakterle ne kadar örtüştüğü sorgulanıyor.

Yazıda, casting direktörlerinin oyuncu seçimi yaparken sadece popüler isimlere yönelmek yerine, karakterin derinliğini ve özünü yansıtabilecek oyunculara odaklanması gerektiği vurgulanıyor. Örneğin, bir karakterin 'kırılgan' olarak tanımlanması durumunda, bu özelliği yansıtabilecek oyuncuların tercih edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Aksi takdirde, sırf popülerliği nedeniyle role uygun olmayan bir oyuncunun seçilmesi, karakterin inandırıcılığını zedeleyebilir.

Ayrıca, sadece fiziksel benzerliğin yeterli olmadığı, oyuncunun karakterin iç dünyasını ve motivasyonlarını doğru bir şekilde yansıtabilmesinin önemine dikkat çekiliyor. Örneğin, esmer bir karakter için sadece esmer tenli bir oyuncu seçmek yerine, karakterin duygusal derinliğini ve hikayesini aktarabilecek bir oyuncunun tercih edilmesi gerektiği belirtiliyor.

Sonuç olarak, yazar, oyuncu seçimlerinin sadece popülerlik veya fiziksel benzerlik üzerine değil, karakterin özünü ve hikayesini en iyi şekilde yansıtabilecek oyuncuların seçilmesi gerektiğini savunuyor. Bu yaklaşımın, yapımların kalitesini artıracağına ve izleyicilerle daha güçlü bir bağ kurulmasına yardımcı olacağına inanıyor.

Fenerbahçe, yeni sezon öncesinde kadrosunu güçlendirmek amacıyla kanat transferi için yoğun bir çalışma yürütüyor. Teknik direktör Jose Mourinho'nun raporu doğrultusunda hareket eden sarı-lacivertliler, yaklaşık 60 milyon Euro'luk bir bütçe ayırarak birden fazla oyuncuyla temas halinde.

Gündemdeki isimler:

• Federico Chiesa: Juventus'ta forma giyen İtalyan oyuncu, Fenerbahçe'nin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Chiesa'nın yüksek maliyeti ve Juventus'taki durumu transferin zorluklarını oluşturuyor.
• Cengiz Ünder: Milli futbolcu Cengiz Ünder de Fenerbahçe'nin listesinde bulunuyor. Marsilya'da forma giyen Cengiz'in transferi için de girişimler sürüyor.
• Diğer Adaylar: Fenerbahçe'nin scout ekibi, Avrupa'nın çeşitli liglerinde potansiyel kanat oyuncularını izlemeye devam ediyor. Mourinho'nun onay vermesi halinde sürpriz isimlerin de gündeme gelebileceği belirtiliyor.

Fenerbahçe yönetiminin, kısa süre içinde bu transferlerden en azından birini sonuçlandırmaya çalıştığı ve görüşmelerin devam ettiği belirtiliyor. Transferlerin gerçekleşmesi halinde Fenerbahçe'nin hücum gücünün önemli ölçüde artması bekleniyor.

Transfer Stratejisi: Fenerbahçe, sadece yıldız oyunculara değil, aynı zamanda potansiyeli yüksek genç yeteneklere de yönelerek uzun vadeli bir kadro yapılanması hedefliyor. Bu doğrultuda, scout ekibinin önerileri doğrultusunda hareket ediliyor.

Fenerbahçe'nin transfer dönemindeki hareketliliği ve kanat takviyesi arayışları yakından takip ediliyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, karayollarında seyir güvenliğinin artırılması amacıyla önemli bir çalışma başlattı. Bu kapsamda, hız limitleri ve trafik işaret levhaları yeniden incelenecek. Amaç, sürücülerin güvenliğini tehlikeye atan hatalı uygulamaları ortadan kaldırmak ve trafik akışını düzenlemektir.

Yapılacak incelemelerde, öncelikle yanlış yerleştirilmiş veya eksik trafik işaret levhaları tespit edilecek. Bu levhaların neden olduğu karışıklık ve tehlikeli durumlar belirlenerek, gerekli düzeltmeler yapılacak. Ayrıca, radar sistemlerinin yerleşimi ve hız limitlerinin uygunluğu da değerlendirilecek. Hız limitlerinin yolun fiziki koşulları, trafik yoğunluğu ve diğer faktörler dikkate alınarak belirlenmesi sağlanacak.

Çalışma kapsamında, sürücülerin geri bildirimleri de dikkate alınacak. Sürücülerin sıklıkla karşılaştığı sorunlu bölgeler ve hatalı uygulamalar belirlenerek, çözüm önerileri geliştirilecek. Bakanlık, bu sayede daha güvenli ve akıcı bir trafik ortamı oluşturmayı hedefliyor.

Bakanlık yetkilileri, karayollarındaki mevcut durumun detaylı bir analizinin yapılacağını ve bu analiz sonucunda gerekli düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirileceğini belirtti. Bu çalışmaların, trafik kazalarını azaltmaya ve yol güvenliğini artırmaya önemli katkılar sağlayacağı öngörülüyor.

Ahmet Hakan, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısının ardından, İran'ın askeri gücünün ve bölgesel etkisinin sanıldığı kadar zayıf olmadığını belirtiyor. Saldırının ardından yaşanan tartışmalara değinen Hakan, bazı kesimlerin İran'ın bu saldırıyla 'fos çıktığını' iddia etmesine karşı çıkıyor.

Hakan, İran'ın doğrudan İsrail'i hedef almasının, İran için bir ilk olduğunu ve bu durumun Tahran'ın bölgedeki caydırıcılığını artırma amacı taşıdığını vurguluyor. Ayrıca, İran'ın saldırıda kullandığı füzelerin ve insansız hava araçlarının (İHA) bir kısmının İsrail hava savunma sistemleri tarafından engellenmiş olmasına rağmen, bazı hedeflere ulaşmasının da önemli olduğunu belirtiyor.

Yazar, İran'ın saldırısının, bölgedeki dengeleri değiştirebileceğine ve İsrail'in bu saldırıya nasıl bir karşılık vereceğinin önemli bir soru işareti olduğuna dikkat çekiyor. Hakan, İran'ın nükleer programına da değinerek, bu programın bölgedeki gerginliği tırmandıran önemli bir faktör olduğunu ifade ediyor.

Sonuç olarak, Ahmet Hakan, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısının, İran'ın bölgesel güç olma iddiasını ve askeri kapasitesini yeniden gündeme getirdiğini ve bu durumun bölgedeki istikrarsızlığı artırabileceğini belirtiyor.

Ukrayna'ya Batı'dan gönderilen askeri yardımlar, Rusya ile devam eden savaşta kritik bir rol oynuyor. Özellikle ağır silahların teslimatı ve cephe hattındaki etkinliği büyük önem taşıyor. Batılı ülkeler, Ukrayna'ya çeşitli askeri teçhizat ve mühimmat sağlamaya devam ederken, bu yardımların savaşın gidişatına etkisi yakından takip ediliyor.

Son dönemde, Ukrayna'ya gönderilen silahların cephe hattındaki durumu hakkında çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Ağır silahların teslimatında yaşanan gecikmeler ve lojistik sorunlar, Ukrayna ordusunun operasyonel kabiliyetini etkileyebiliyor. Ayrıca, gönderilen silahların etkin kullanımı için Ukraynalı askerlerin eğitimi de önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.

Batı'dan gelen askeri yardımların yanı sıra, Ukrayna'nın kendi savunma sanayisi de savaşta önemli bir rol oynuyor. Ukrayna ordusu, yerli üretim silah ve teçhizatlarla da Rus güçlerine karşı direnişini sürdürüyor.

Savaşın başından bu yana, Batılı ülkeler Ukrayna'ya milyarlarca dolarlık askeri yardımda bulundu. Bu yardımlar, Ukrayna'nın savunma kapasitesini güçlendirmeye ve Rus işgaline karşı koymasına yardımcı oluyor.

Ancak, askeri yardımların uzun vadeli sürdürülebilirliği ve etkin kullanımı, savaşın geleceği açısından belirleyici olacak. Ukrayna'nın, Batı'dan gelen askeri yardımları en iyi şekilde değerlendirerek, savunma stratejilerini buna göre şekillendirmesi gerekiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye genelinde konut satışları Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla %11,5 azalarak 110 bin 588'e geriledi. Bu düşüş, konut piyasasında bir yavaşlama olduğunu gösteriyor.

Mayıs ayında en çok konut satışı yapılan iller sıralamasında 18 bin 933 konut ile İstanbul ilk sırada yer aldı. İstanbul'u, 10 bin 383 konut satışı ile Ankara ve 6 bin 998 konut satışı ile Antalya izledi. Bu üç il, Türkiye'deki toplam konut satışlarının önemli bir bölümünü oluşturuyor.

Konut satışlarında en az paya sahip iller ise sırasıyla 29 konut ile Ardahan, 63 konut ile Bayburt ve 74 konut ile Tunceli oldu. Bu illerdeki düşük satış rakamları, bölgedeki konut talebinin sınırlı olduğunu gösteriyor.

İpotekli konut satışları da azalış gösterdi. Mayıs ayında ipotekli satışlar, geçen yılın aynı ayına göre %64,8 azalarak 7 bin 79 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı ise %6,4 olarak gerçekleşti.

Diğer konut satışları ise Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,9 artarak 103 bin 509 oldu. Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı, Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,7 azalarak 34 bin 568'e düştü. İkinci el konut satışları ise %15,1 azalarak 76 bin 20 oldu.

Yabancılara yapılan konut satışları da geriledi. Mayıs ayında yabancılara yapılan konut satışları, bir önceki yılın aynı ayına göre %34,8 azalarak 2 bin 64 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 678 konut ile Antalya aldı. Antalya'yı, 608 konut satışı ile İstanbul ve 200 konut satışı ile Mersin izledi.

Türkiye'de yaklaşan seçimler öncesinde muhalefet partileri, özellikle Millet İttifakı, sandık güvenliği konusuna odaklanıyor. Seçim günü yaşanabilecek olası usulsüzlüklerin önüne geçmek ve seçim sonuçlarının doğruluğunu sağlamak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütülüyor.

Millet İttifakı'nı oluşturan partiler, her sandıkta görevli bulundurmayı hedefliyor. Bu görevliler, sandıkların açılışından itibaren oy sayım sürecini yakından takip edecek ve herhangi bir usulsüzlük tespit etmeleri halinde itiraz mekanizmalarını işletecekler. Ayrıca, avukatlar ve gönüllülerden oluşan geniş bir ağ da seçim günü sahada olacak.

Sandık güvenliği konusunda üzerinde durulan önemli noktalardan biri de oyların çalınması veya yanlış sayılması ihtimali. Muhalefet partileri, bu tür durumların yaşanmaması için sandık görevlilerinin eğitimine büyük önem veriyor. Görevlilere, oy sayım kuralları, itiraz süreçleri ve tutanak tutma gibi konularda detaylı eğitimler veriliyor.

Millet İttifakı ayrıca, seçim günü oy verme merkezlerinde ve çevresinde güvenlik önlemlerinin artırılması için de yetkililere çağrıda bulunuyor. Amaç, seçmenlerin özgür iradeleriyle oy kullanabilmelerini sağlamak ve seçim sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesini garanti altına almak.

Muhalefetin sandık güvenliği konusundaki hassasiyeti, geçmiş seçimlerde yaşanan tartışmalar ve iddialardan kaynaklanıyor. Özellikle 2017 referandumu ve 2018 genel seçimlerinde bazı sandıklarda usulsüzlük yapıldığı yönünde iddialar gündeme gelmişti. Bu nedenle, muhalefet bu seçimlerde benzer durumların yaşanmaması için önceden tedbir almayı hedefliyor.

Seçim güvenliği yalnızca oy verme ve sayım süreçleriyle sınırlı değil. Aynı zamanda, seçim sonuçlarının doğru bir şekilde sisteme girilmesi ve ilan edilmesi de büyük önem taşıyor. Muhalefet partileri, bu konuda da gerekli kontrolleri yapacaklarını ve herhangi bir manipülasyon girişimine karşı teyakkuzda olacaklarını belirtiyorlar.

Avrupa Birliği (AB), Google'a reklam teknolojisi pazarındaki hakimiyetini kötüye kullandığı şüphesiyle yeni bir rekabet soruşturması başlattı. AB Komisyonu, Google'ın reklamverenlere ve yayıncılara yönelik hizmetlerinde rekabeti engelleyip engellemediğini araştıracak.

Soruşturma, Google'ın reklam teknolojisi zincirinin çeşitli bölümlerindeki faaliyetlerine odaklanıyor. Bu zincir, reklam alanlarının satışından, reklamların yayınlanmasına ve performansının ölçülmesine kadar uzanan bir dizi hizmeti kapsıyor. Komisyon, Google'ın bu alanlardaki hakimiyetini kullanarak rakiplerini dışlayıp dışlamadığını ve kendi hizmetlerine avantaj sağlayıp sağlamadığını inceleyecek.

AB Komisyonu'nun açıklamasında, Google'ın reklam teknolojisi hizmetlerinin internet ekosistemi için kritik öneme sahip olduğu vurgulandı. Komisyon, soruşturmanın amacının, bu pazarlardaki rekabetin korunmasını sağlamak ve tüketicilerin çıkarlarını korumak olduğunu belirtti.

Google'dan yapılan açıklamada ise şirketin, Komisyon ile işbirliği yapmaya hazır olduğu ve reklam teknolojisi pazarında rekabetçi bir şekilde faaliyet gösterdiğine inandığı belirtildi. Google, reklam teknolojisi hizmetlerinin yayıncılara ve reklamverenlere değer sağladığını ve internetin sürdürülebilirliğine katkıda bulunduğunu savunuyor.

Bu soruşturma, AB'nin Google'a yönelik ilk rekabet soruşturması değil. Daha önce de AB, Google'a arama motoru, Android işletim sistemi ve alışveriş hizmetlerindeki rekabet ihlalleri nedeniyle milyarlarca euro para cezası vermişti. Bu son soruşturma, AB'nin dijital pazarlardaki rekabeti koruma konusundaki kararlılığını gösteriyor.

Soruşturmanın sonucunda, Google'ın rekabet kurallarını ihlal ettiği tespit edilirse, şirkete yüksek miktarda para cezası verilebileceği gibi, iş modelinde değişiklikler yapması da istenebilir.