Ahmet Hakan, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısını ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendirerek, İran'ın askeri kapasitesini ve bölgesel etkisini analiz ediyor.

Ahmet Hakan, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısının ardından, İran'ın askeri gücünün ve bölgesel etkisinin sanıldığı kadar zayıf olmadığını belirtiyor. Saldırının ardından yaşanan tartışmalara değinen Hakan, bazı kesimlerin İran'ın bu saldırıyla 'fos çıktığını' iddia etmesine karşı çıkıyor.
Hakan, İran'ın doğrudan İsrail'i hedef almasının, İran için bir ilk olduğunu ve bu durumun Tahran'ın bölgedeki caydırıcılığını artırma amacı taşıdığını vurguluyor. Ayrıca, İran'ın saldırıda kullandığı füzelerin ve insansız hava araçlarının (İHA) bir kısmının İsrail hava savunma sistemleri tarafından engellenmiş olmasına rağmen, bazı hedeflere ulaşmasının da önemli olduğunu belirtiyor.
Yazar, İran'ın saldırısının, bölgedeki dengeleri değiştirebileceğine ve İsrail'in bu saldırıya nasıl bir karşılık vereceğinin önemli bir soru işareti olduğuna dikkat çekiyor. Hakan, İran'ın nükleer programına da değinerek, bu programın bölgedeki gerginliği tırmandıran önemli bir faktör olduğunu ifade ediyor.
Sonuç olarak, Ahmet Hakan, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısının, İran'ın bölgesel güç olma iddiasını ve askeri kapasitesini yeniden gündeme getirdiğini ve bu durumun bölgedeki istikrarsızlığı artırabileceğini belirtiyor.