İstanbul'da öğle saatlerinden itibaren etkili olan sağanak yağış ve fırtına, özellikle Anadolu Yakası'nda yaşamı olumsuz etkiledi. Şiddetli yağış ve fırtına nedeniyle bazı bölgelerde su baskınları meydana geldi.

Meteoroloji'nin uyarılarının ardından İstanbul'da beklenen sağanak yağış ve fırtına etkisini göstermeye başladı. Özellikle Anadolu Yakası'nda etkili olan şiddetli yağış ve fırtına, günlük yaşamı olumsuz etkiledi.

Su Baskınları: Yağış nedeniyle bazı cadde ve sokaklarda su birikintileri oluştu. Sürücüler trafikte ilerlemekte zorlanırken, yayalar da su birikintileri nedeniyle güçlük çekti.

Trafik Yoğunluğu: Yoğun yağış, İstanbul genelinde trafik yoğunluğunun artmasına neden oldu. Özellikle ana arterlerde trafik durma noktasına geldi.

Vatandaşların Durumu: Ani bastıran yağmura hazırlıksız yakalanan vatandaşlar, otobüs duraklarına ve dükkanların tentelerinin altına sığındı.

Yetkililerin Uyarıları: Yetkililer, vatandaşları ani sel, su baskını, yıldırım ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Beklenen Hava Durumu: Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yağışların aralıklarla devam edeceğini ve fırtınanın etkisini sürdüreceğini bildirdi.

Önlemler: İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri, su baskınlarına karşı teyakkuz halinde bulunuyor ve gerekli müdahaleleri yapıyor.

Ulaşımda Aksamalar: Şiddetli yağış ve fırtına nedeniyle bazı toplu taşıma araçlarında da aksamalar yaşandı.

Hasar Tespiti: Yağış ve fırtınanın neden olduğu hasarın tespiti için çalışmalar başlatıldı.

Viyana, Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri olarak ziyaretçilerine tarihi ve kültürel zenginlikler sunuyor. Bu rehber, Viyana'da 3 gün geçirecekler için ulaşım, konaklama ve yeme içme konularında pratik öneriler sunmayı amaçlıyor.

Ulaşım: Viyana'da havalimanından şehir merkezine ulaşım için City Airport Train (CAT), S7 banliyö treni veya otobüsler tercih edilebilir. CAT, en hızlı seçenek olmasına rağmen daha pahalıdır. S7 ise daha ekonomik bir alternatiftir. Şehir içinde toplu taşıma oldukça gelişmiştir. Metro (U-Bahn), tramvay ve otobüs hatları ile şehrin her yerine kolayca ulaşılabilir. Viyana'da toplu taşıma kullanmak için günlük veya haftalık biletler alınabilir.

Konaklama: Viyana'da konaklama için farklı bütçelere uygun birçok seçenek bulunmaktadır. Şehir merkezine yakın bölgelerdeki oteller genellikle daha pahalıdır. Ancak toplu taşıma ile kolayca ulaşım sağlanabilen bölgelerde daha uygun fiyatlı oteller bulunabilir. Airbnb veya benzeri platformlar aracılığıyla apartman daireleri de kiralanabilir. Özellikle aileler veya daha uzun süreli konaklamalar için bu seçenek daha avantajlı olabilir.

Yeme İçme: Viyana mutfağı, et yemekleri ve tatlılarıyla ünlüdür. Schnitzel (Şnitzel), Tafelspitz (Haşlanmış Et) ve Sachertorte (Sacher Turtası) mutlaka tadılması gereken lezzetlerdendir. Viyana'da ayrıca birçok farklı mutfaktan restoranlar da bulunmaktadır. Naschmarkt, farklı lezzetleri bir arada bulabileceğiniz popüler bir pazar yeridir. Kahve kültürü de Viyana'da oldukça gelişmiştir. Geleneksel kahve evlerinde farklı kahve çeşitlerini deneyebilirsiniz.

3 Günlük Gezi Planı Önerisi:

1. 1. Gün: Schönbrunn Sarayı, Hofburg Sarayı, Aziz Stefan Katedrali
2. 2. Gün: Belvedere Sarayı, Karl Kilisesi, Viyana Devlet Operası
3. 3. Gün: Prater, Hundertwasserhaus, Naschmarkt

Bu gezi planı sadece bir öneridir. İlgi alanlarınıza ve tercihlerinize göre farklı rotalar da oluşturabilirsiniz. Viyana'da gezilecek ve görülecek yerler oldukça fazladır. Bu nedenle, gezinizi planlarken ilgi alanlarınızı göz önünde bulundurmanız önemlidir.

Microsoft, İsrail ordusuna yapay zeka ve bulut bilişim hizmetleri sağladığını resmen kabul etti. Bu açıklama, teknoloji şirketlerinin askeri faaliyetlerdeki rolü hakkında süregelen tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor.

Şirket tarafından yapılan açıklamada, bu hizmetlerin İsrail ordusunun operasyonel verimliliğini artırmayı ve karar alma süreçlerini iyileştirmeyi amaçladığı belirtildi. Microsoft'un sağladığı teknolojiler arasında, büyük veri analizi, makine öğrenimi algoritmaları ve güvenli bulut depolama çözümleri yer alıyor. Bu teknolojiler, ordunun istihbarat toplama, analiz etme ve yayma yeteneklerini geliştirmesine yardımcı oluyor.

Microsoft'un bu kararı, şirket içinde ve dışında çeşitli tepkilere yol açtı. Bazı kesimler, teknolojinin askeri amaçlarla kullanılmasının etik açıdan sorunlu olduğunu savunurken, diğerleri ise bu tür işbirliklerinin savunma yeteneklerini güçlendirdiğini ve güvenliği artırdığını iddia ediyor. Microsoft ise, tüm faaliyetlerinde etik ilkelere bağlı kaldığını ve uluslararası hukuk kurallarına uygun hareket ettiğini vurguluyor.

Bu durum, teknoloji şirketlerinin hükümetler ve ordularla olan ilişkilerinin karmaşıklığını ve hassasiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle yapay zeka ve bulut bilişim gibi teknolojilerin askeri uygulamaları, insan hakları, uluslararası hukuk ve etik değerler açısından dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gereken önemli bir konu olarak öne çıkıyor.

Microsoft'un İsrail ordusuna sağladığı hizmetlerin detayları ve kapsamı hakkında daha fazla bilgi henüz kamuoyu ile paylaşılmadı. Ancak, bu işbirliğinin gelecekte nasıl bir etki yaratacağı ve diğer teknoloji şirketlerinin benzer adımlar atıp atmayacağı merakla bekleniyor.

İran cumhurbaşkanı adayı Mesud Pezeskiyan, ABD başkan adayı Donald Trump'ın İran'a yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi. Pezeskiyan, Trump'ın bir yandan barıştan söz ederken diğer yandan İran'ı en gelişmiş toplu katliam araçlarıyla tehdit etmesini eleştirdi.

Pezeskiyan, Trump'ın çelişkili açıklamalarına dikkat çekerek, “Bir yandan barıştan bahsediyor, diğer yandan en gelişmiş toplu katliam araçlarıyla bizi tehdit ediyor. Bu nasıl bir yaklaşım?” ifadelerini kullandı. İran'ın bölgedeki ve dünyadaki barış ve istikrar için çaba gösterdiğini vurgulayan Pezeskiyan, tehdit dilinin kabul edilemez olduğunu belirtti.

İran'ın nükleer programı ve bölgesel politikaları konusundaki gerilimler uzun süredir devam ederken, Trump'ın açıklamaları bu gerilimi daha da artırma potansiyeli taşıyor. Pezeskiyan, İran'ın uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ettiğini ve barışçıl çözümlerden yana olduğunu savundu.

Pezeskiyan'ın açıklamaları, İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde dış politika tartışmalarını da alevlendirdi. Adaylar, İran'ın dış ilişkileri, nükleer programı ve bölgesel politikaları konularında farklı görüşler ortaya koyuyorlar. Seçimlerin sonucu, İran'ın gelecekteki dış politika yönelimleri açısından belirleyici olacak.

Sonuç olarak, Mesud Pezeskiyan'ın Donald Trump'a yönelik eleştirileri, İran-ABD ilişkilerindeki mevcut gerilimi ve belirsizliği gözler önüne seriyor. Pezeskiyan, İran'ın barışçıl bir yaklaşımla sorunlara çözüm aradığını vurgulayarak, Trump'ın tehditkar açıklamalarının kabul edilemez olduğunu yineledi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hamas'a yönelik önemli bir çağrıda bulunarak, Gazze Şeridi üzerindeki kontrolü bırakmasını ve sahip olduğu tüm silahları Filistin Yönetimi'ne teslim etmesini istedi. Abbas, bu talebi, Filistin'in karşı karşıya olduğu zorlukların aşılması ve birlik sağlanması amacıyla dile getirdi.

Abbas, Hamas'ın Gazze'deki varlığının Filistin davasına zarar verdiğini ve uluslararası toplum nezdindeki meşruiyetini zayıflattığını savundu. Filistin Devlet Başkanı, Gazze'nin yeniden imarı ve kalkınması için Filistin Yönetimi'nin tam kontrolü sağlamasının elzem olduğunu vurguladı.

Abbas'ın çağrısının temel noktaları:

• Hamas'ın Gazze'deki kontrolü sona erdirmesi
• Hamas'ın elindeki tüm silahların Filistin Yönetimi'ne devredilmesi
• Gazze'nin yeniden imarı için Filistin Yönetimi'nin tam yetkiyle hareket etmesi

Bu çağrı, Filistin siyasi arenasında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Hamas'ın bu çağrıya nasıl yanıt vereceği ve Filistin'deki siyasi dengelerin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, uzun süredir devam eden bölünmüşlüğe son verme ve Filistin halkının birliğini yeniden tesis etme amacını taşıyor. Bu doğrultuda, Hamas'a yapılan bu çağrı, Filistin'in geleceği açısından kritik bir adım olarak nitelendiriliyor.

Türkiye'nin farklı bölgelerindeki yaşamı ve kültürü yansıtan fotoğraflar, sanatseverlerle buluşuyor. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nin zengin coğrafyası ve insan yaşamı, fotoğraf sanatçıları tarafından farklı açılardan yorumlanıyor.

Sergide yer alan fotoğraflar, bölgenin doğal güzelliklerini, tarihi dokusunu ve günlük yaşamını gözler önüne seriyor. Fotoğrafçılar, kadrajlarına yansıttıkları insan portreleri, geleneksel kıyafetler, mimari yapılar ve doğal manzaralar aracılığıyla, bölgenin kültürel zenginliğini ve çeşitliliğini vurguluyor.

Doğu'nun zorlu yaşam koşulları altında hayata tutunan insanların hikayeleri, fotoğraflar aracılığıyla izleyiciye aktarılıyor. Aynı zamanda, bölgenin kendine özgü renkleri, desenleri ve ışığı, fotoğrafçıların objektifinden etkileyici bir şekilde yansıtılıyor.

Sergi, Doğu Anadolu'nun sadece coğrafi bir bölge olmanın ötesinde, zengin bir kültürel mirasa sahip olduğunu ve bu mirası korumanın önemini vurguluyor. Fotoğraflar, izleyicileri bölgeye farklı bir gözle bakmaya ve kültürel çeşitliliği takdir etmeye davet ediyor.

Fotoğraf sergisi, farklı fotoğrafçıların bakış açılarından Doğu'nun çeşitli yönlerini keşfetme fırsatı sunuyor. Sergi, bölgenin tanıtımına katkıda bulunurken, aynı zamanda fotoğraf sanatının gücünü ve kültürel mirası koruma rolünü de gözler önüne seriyor.

Gaziantep'te Suriyeli bir ailenin çocuğu, yaşıtları tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Olay, İtalya'da yaşanan ve büyük yankı uyandıran Minguzzi vakasını hatırlattı.

Şahinbey ilçesinde meydana gelen olayda, kimliği henüz belirlenemeyen bir çocuk, yaşıtları tarafından bıçaklı saldırıya maruz kaldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan çocuk, ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.

Olay, İtalya'da 2023 yılında yaşanan ve büyük tepki çeken Minguzzi vakasını akıllara getirdi. İtalya'da da bir çocuk, yaşıtları tarafından benzer bir saldırıya uğramış ve ağır yaralanmıştı. Bu olay, Avrupa'da yabancı düşmanlığı ve çocuk suçluluğu konularında tartışmaları alevlendirmişti. Gaziantep'te yaşanan bu son olay da benzer endişeleri yeniden gündeme getirdi.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Polis, saldırganların kimliklerini tespit etmeye ve olayın nedenini araştırmaya çalışıyor.

Yetkililer, bu tür olayların önlenmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle çocukların şiddetten uzak tutulması ve topluma kazandırılması için eğitim ve sosyal programların önemi belirtiliyor.

Saldırıya uğrayan çocuğun sağlık durumuyla ilgili henüz net bir açıklama yapılmadı. Ancak hastaneden yapılan açıklamada, çocuğun tedavisinin sürdüğü ve durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi.

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni yargı paketi ile trafikte yol kesen ve havaya ateş edenlere hapis cezası getirilmesi planlanıyor. Bu düzenleme, özellikle son zamanlarda artan trafik magandalığına karşı caydırıcı bir önlem olarak değerlendiriliyor.

Yeni düzenlemeye göre, trafikte seyrederken diğer sürücülerin geçişini engelleyen, yol kesen veya trafiği tehlikeye düşüren kişilere hapis cezası uygulanacak. Ayrıca, meskun mahallerde veya trafiğin yoğun olduğu bölgelerde havaya ateş eden kişilere de benzer şekilde hapis cezası verilmesi öngörülüyor.

Paketin içeriğinde şu düzenlemeler yer alıyor:

• Trafikte yol kesme ve diğer sürücüleri engelleme suçuna hapis cezası
• Meskun mahallerde havaya ateş etme suçuna hapis cezası
• Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) değişiklikler
• Bazı suçlara ilişkin ceza artırımları

Adalet Bakanlığı yetkilileri, bu düzenlemenin amacının trafik güvenliğini sağlamak ve kamu düzenini korumak olduğunu belirtiyor. Ayrıca, bu tür davranışların toplumda yarattığı rahatsızlığın giderilmesi hedefleniyor.

Yeni yargı paketinin önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulması ve yasalaşması bekleniyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, trafikte yol kesen ve havaya ateş eden kişilere yönelik cezai yaptırımlar uygulanmaya başlanacak.

Bu düzenlemenin, trafik magandalığına karşı önemli bir adım olduğu ve sürücülerin daha dikkatli ve sorumlu davranmasına katkı sağlayacağı düşünülüyor.

Türkiye'de son dönemde konut kiralarındaki hızlı artış, hem kiracılar hem de ev sahipleri için önemli bir gündem maddesi haline geldi. Özellikle büyük şehirlerdeki kira fiyatları, vatandaşların bütçesini zorlarken, bu durumun ne zaman normalleşeceği merak konusu. Uzmanlar, kira artış hızının yavaşlaması için belirli bir tarih öngörüsünde bulunuyor.

Gayrimenkul sektöründeki uzmanlar, kira artışlarının temel nedenleri arasında konut arzındaki yetersizlik, inşaat maliyetlerindeki artış ve enflasyonist baskıları gösteriyor. Özellikle büyük şehirlerdeki nüfus yoğunluğu ve talebin yüksek olması, kira fiyatlarını yukarı yönlü tetikliyor. Ancak, hükümetin aldığı bazı önlemler ve sektördeki gelişmeler, kira artış hızının yavaşlayabileceğine dair işaretler sunuyor.

Kira artış hızının yavaşlaması için beklenen dönem: Uzmanlar, genel olarak 2024 yılının ikinci yarısından itibaren kira artış hızında bir yavaşlama bekliyor. Bunun başlıca nedenleri şunlar:

• Konut arzının artması: Yeni konut projelerinin tamamlanması ve piyasaya sürülmesiyle birlikte, konut arzının artması bekleniyor. Bu durum, talebi karşılayarak kira fiyatları üzerindeki baskıyı azaltabilir.
• Enflasyonun kontrol altına alınması: Hükümetin enflasyonla mücadele politikaları ve ekonomik istikrarın sağlanmasıyla birlikte, enflasyonun düşmesi ve bunun da kira artışlarını sınırlaması öngörülüyor.
• Yasal düzenlemeler: Kira artışlarına getirilen yasal sınırlamalar ve düzenlemeler, ev sahiplerinin keyfi fiyat artışlarının önüne geçebilir ve piyasayı dengeleyebilir.

Ancak uzmanlar, kira artış hızındaki yavaşlamanın kademeli olacağını ve eski seviyelere dönmenin zaman alabileceğini belirtiyor. Bu süreçte, kiracıların ve ev sahiplerinin haklarını koruyan, adil ve sürdürülebilir bir denge oluşturulması büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, kira artışlarındaki yavaşlamanın 2024'ün ikinci yarısından itibaren başlaması beklenirken, bu sürecin birçok faktöre bağlı olduğu ve dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerektiği vurgulanıyor.