UEFA Şampiyonlar Ligi'nde heyecan dorukta! Paris Saint-Germain (PSG) ile Inter Milan arasındaki final maçı futbolseverler tarafından merakla bekleniyor. Bu dev karşılaşma, futbolseverlere unutulmaz anlar yaşatacak gibi görünüyor.

Maçın Tarihi ve Saati: PSG - Inter Şampiyonlar Ligi final maçı, 13 Ağustos 2024 Salı günü saat 22:00'de başlayacak.

Yayın Kanalı: Futbolseverler, bu önemli mücadeleyi EXXEN platformundan canlı olarak takip edebilecekler.

Karşılaşma öncesinde her iki takımın da hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. PSG, yıldız oyuncularıyla sahaya mutlak galibiyet parolasıyla çıkarken, Inter Milan ise tecrübeli kadrosuyla rakibine zor anlar yaşatmayı hedefliyor. Futbol tutkunları, bu heyecan dolu maçı kaçırmamak için şimdiden hazırlıklarını yapıyor.

Bu final, sadece iki takımın değil, aynı zamanda futbol dünyasının da merakla beklediği bir olay. Maçın sonucu, Şampiyonlar Ligi tarihine altın harflerle yazılacak gibi duruyor.

Milli atlet Ersu Şaşkın, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen 10. Uluslararası Sopa ile Atlama Yarışması'nda gümüş madalya elde etti. Aspire Academy sahasında gerçekleşen yarışmada Şaşkın, 5.61 metrelik atlayışıyla ikinci sırayı aldı.

Organizasyonda birinciliği, 5.71 metrelik atlayış yapan ABD'li atlet Sam Kendricks kazanırken, üçüncülüğü ise 5.51 metrelik atlayışıyla Yunanistan'dan Emmanouil Karalis elde etti.

Türkiye Atletizm Federasyonu, Ersu Şaşkın'ı başarısından dolayı tebrik etti. Federasyonun sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Katar’da düzenlenen 10. Uluslararası Sopa ile Atlama Yarışması’nda 5.61’lik derecesiyle gümüş madalya kazanan milli atletimiz Ersu Şaşkın’ı tebrik ederiz.” ifadelerine yer verildi.

Ersu Şaşkın'ın bu başarısı, Türkiye atletizmi için önemli bir başarı olarak kayıtlara geçti. Milli atletin gelecekteki yarışmalarda da benzer başarılar göstermesi bekleniyor.

Türkiye'nin en sevilen atıştırmalıklarından biri olan leblebinin fiyatı, son zamanlarda yaşanan artışlarla dikkat çekiyor. Daha önce uygun fiyatıyla bilinen leblebi, artık neredeyse iki katı fiyatla satılıyor. Üreticiler, bu artışın nedenini artan maliyetlere bağlıyor.

Leblebi üretiminde kullanılan nohut, enerji ve işçilik maliyetlerindeki artışlar, leblebi fiyatlarına doğrudan yansımış durumda. Özellikle kuraklık nedeniyle nohut üretiminde yaşanan düşüş, hammadde fiyatlarını önemli ölçüde artırdı. Üreticiler, bu durumun leblebi fiyatlarını yukarı yönlü etkilemeye devam edeceğini belirtiyor.

Tüketiciler ise leblebi fiyatlarındaki bu ani artıştan oldukça rahatsız. Özellikle dar gelirli vatandaşlar, daha önce uygun fiyatlı bir atıştırmalık olarak gördükleri leblebiyi artık daha az tüketmek zorunda kalıyor. Piyasada farklı gramajlarda ve kalitelerde leblebi bulunabilirken, fiyatlardaki genel yükseliş tüm çeşitleri etkilemiş durumda.

Üreticiler, devletin nohut üretimine destek vermesi ve enerji maliyetlerini düşürmesi halinde, leblebi fiyatlarının daha makul seviyelere inebileceğini ifade ediyor. Aksi takdirde, leblebi fiyatlarındaki artışın devam etmesi ve tüketimin azalması bekleniyor.

Leblebi fiyatlarındaki artışın temel nedenleri:

• Nohut üretiminde yaşanan düşüş
• Enerji maliyetlerindeki artış
• İşçilik maliyetlerindeki artış

Leblebi, Türk kültüründe önemli bir yere sahip olup, özellikle misafirliklerde ve özel günlerde sıklıkla tüketilen bir atıştırmalıktır. Fiyatlardaki bu artış, leblebi tüketim alışkanlıklarını değiştirebilir.

Vergi denetim süreçlerinde yeni bir dönem başlıyor. Tüm süreçler dijital ortama taşınarak denetimlerin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi amaçlanıyor.

Yeni düzenleme ile birlikte, vergi incelemelerine hazırlık aşamasından raporlama aşamasına kadar tüm süreçler elektronik ortamda gerçekleştirilecek. Bu sayede, denetim süreçlerinin daha hızlı, şeffaf ve izlenebilir olması hedefleniyor.

Dijitalleşme ile birlikte, mükelleflerin de iş süreçleri kolaylaşacak. Gerekli belgeleri elektronik ortamda sunabilecek, denetim süreçlerini online olarak takip edebilecekler. Bu durum, hem mükelleflerin üzerindeki yükü azaltacak hem de vergi dairesi ile olan iletişimlerini kolaylaştıracak.

Yeni sistemin getireceği yeniliklerden bazıları şunlar:

• Elektronik tebligat: Denetimlerle ilgili tüm tebligatlar elektronik ortamda yapılacak.
• Online belge sunumu: Mükellefler, gerekli belgeleri online olarak sunabilecekler.
• Süreç takibi: Denetim süreçleri online olarak takip edilebilecek.
• Veri analizi: Dijital veriler sayesinde risk analizleri daha etkin bir şekilde yapılabilecek.

Uzmanlar, bu dijital dönüşümün vergi kayıp ve kaçağının önlenmesinde önemli bir rol oynayacağını belirtiyor. Ayrıca, denetim süreçlerindeki şeffaflığın artmasıyla mükelleflerin vergiye uyum düzeyinin de yükselmesi bekleniyor.

Bu yeni dönemde, vergi denetimleri daha hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştirilirken, mükelleflerin de iş süreçleri kolaylaşacak. Vergi dairesi ile mükellef arasındaki iletişim de daha şeffaf bir hale gelecek.

Oyuncu Melisa Döngel, meslektaşı Haluk Bilginer ile aralarındaki yaş farkı nedeniyle yapılan eleştirilere sosyal medya hesabından yanıt verdi. Döngel, konuyla ilgili yapılan yorumlara tepki göstererek, “Bu nasıl bir çirkinlik? Bu nasıl bir hadsizlik? İnanılır gibi değil” ifadelerini kullandı.

Döngel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:

• “Bu nasıl bir çirkinlik? Bu nasıl bir hadsizlik? İnanılır gibi değil. Birincisi, yapılan yorumların hiçbiri gerçek değil. İkincisi, gerçek olsa ne fark eder? Üçüncüsü, bu size ne? Dördüncüsü, Haluk Bilginer gibi bir dünya starı ile adımın yan yana anılması benim için onurdur.”
• “Beşincisi, bu çirkin zihniyetinizle beni ve benim gibi nice kadını yıldırmaya asla gücünüz yetmeyecek. Hadi şimdiBlock!”

Melisa Döngel'in bu açıklaması, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Birçok kullanıcı, Döngel'e destek mesajları gönderirken, bazı kullanıcılar ise eleştirilerini sürdürdü. Döngel'in Haluk Bilginer ile ilgili çıkan haberlere bu şekilde yanıt vermesi, magazin gündeminde de geniş yer buldu.

Olayın ardından Haluk Bilginer'den herhangi bir açıklama gelmedi.

İstanbul'da yaşayan 74 yaşındaki H.K., evinde rahatsızlandı. Ailesi saat 17:47'de 112'yi arayarak yardım istedi. Ancak ambulans, saat 18:30'da olay yerine ulaştı. Yaklaşık 43 dakikalık gecikme nedeniyle H.K.'nin durumu ağırlaştı.

Ambulansla hastaneye kaldırılan H.K., tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Aile, ambulansın geç gelmesi nedeniyle H.K.'nin hayatını kaybettiğini iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Şikayet dilekçesinde, 43 dakikalık gecikmenin hayat kurtarabilecek bir müdahalenin yapılmasını engellediği belirtildi.

Ailenin avukatı, gecikmenin nedeninin araştırılmasını ve sorumluların tespit edilerek cezalandırılmasını talep etti. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Yeni müzikaller, prömiyerler ve festivallerle kültür sanat etkinlikleri hız kesmiyor. İşte öne çıkan bazı etkinlikler:

‘Bir Zamanlar Gazinoda’ Müzikali:

Ayta Sözeri ve Gonca Vuslateri’nin başrollerini paylaştığı müzikal, 1960’lı yılların İstanbul’undaki gazino kültürünü sahneye taşıyor. Müzikalde, dönemin ünlü şarkıları ve tiplemeleriyle nostaljik bir yolculuk sunuluyor. Ayta Sözeri’nin gazino şarkıcısını, Gonca Vuslateri’nin ise dönemin popüler kadın figürlerini canlandırdığı yapım, izleyicilere hem eğlenceli hem de duygusal anlar yaşatmayı hedefliyor.

‘Romeo ve Juliet’ Prömiyeri:

William Shakespeare’in ölümsüz eseri ‘Romeo ve Juliet’, yeni bir yorumla tiyatroseverlerle buluşuyor. Klasikleşmiş bu aşk hikayesi, farklı bir sahneleme ve kostüm tasarımıyla dikkat çekiyor. Oyuncuların performansları ve yönetmenin bakış açısıyla, ‘Romeo ve Juliet’in evrensel temaları yeniden yorumlanıyor.

Uluslararası Kukla Festivali:

Bu yılki Uluslararası Kukla Festivali, dünyanın dört bir yanından kukla sanatçılarını ağırlıyor. Festivalde, geleneksel kukla gösterilerinden modern sahnelemelere kadar farklı tekniklerle hazırlanan yapımlar sergileniyor. Çocuklar ve yetişkinler için çeşitli atölye çalışmaları ve söyleşiler de festival programında yer alıyor. Kukla sanatının farklı boyutlarını keşfetmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir etkinlik.

‘Hamlet’ Yorumu:

Shakespeare’in bir diğer önemli eseri ‘Hamlet’, çağdaş bir yorumla sahneleniyor. Oyun, günümüz dünyasının sorunlarına göndermeler yaparak Hamlet’in içsel çatışmalarını ve intikam arayışını farklı bir perspektifle ele alıyor. Sahne tasarımı ve müzikleriyle de dikkat çeken yapım, klasik esere yeni bir soluk getiriyor.

Dans Gösterileri:

Modern dans topluluklarının performansları, sezonun dikkat çeken etkinlikleri arasında yer alıyor. Farklı koreografilerle sahnelenen gösteriler, dansın evrensel dilini kullanarak izleyicilere duygusal bir deneyim yaşatıyor. Gösterilerde, farklı kültürlerden esinlenilmiş dans figürleri ve müzikler kullanılıyor.

Moda Sahnesi, genç tasarımcıların koleksiyonlarını sergilediği bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Defilede, farklı tasarım okullarından yeni mezun tasarımcıların özgün kreasyonları sergilendi.

Defilede öne çıkan bazı tasarımcılar ve koleksiyonları şunlardı:

• Ayşenur Gezer: Sürdürülebilir malzemelerden üretilmiş, minimalist tasarımlarıyla dikkat çekti.
• Burak Koçak: Cesur renkler ve asimetrik kesimlerle deneysel bir koleksiyon sundu.
• Ceren Demir: Geleneksel el sanatlarını modern tasarımlarla birleştiren parçalar sergiledi.
• Deniz Yılmaz: Toplumsal sorunlara dikkat çeken, mesaj kaygısı güden tasarımlarıyla beğeni topladı.

Etkinlik, genç tasarımcılara destek olmayı ve onların sektördeki yerini sağlamlaştırmayı amaçlıyor. Moda Sahnesi'nin bu girişimi, genç yeteneklerin keşfedilmesi ve Türk modasının geleceğine katkıda bulunması açısından önem taşıyor.

Defileye, moda dünyasının önde gelen isimleri, tasarımcılar, blogger'lar ve çok sayıda davetli katıldı. Katılımcılar, genç tasarımcıların yaratıcılıklarını ve özgün tasarımlarını takdirle karşıladı.

Moda Sahnesi'nin bu etkinliği, genç tasarımcılar için önemli bir platform oluştururken, Türk modasının geleceğine umutla bakmamızı sağlıyor. Genç yeteneklerin desteklenmesi, sektörün gelişimi ve yeniliklerin ortaya çıkması açısından kritik bir öneme sahip.

Fenerbahçe tribünlerinin, takımlarının aldığı sonuçlardan bağımsız olarak süregelen tutkusu ve bağlılığı ele alınıyor. Yazar, tribünlerin her zaman dolu olmasının ve takımın yanında olmasının önemini vurguluyor. Fenerbahçe sevgisinin, sadece başarıya endeksli bir durum olmadığını, aksine zor zamanlarda daha da perçinlendiğini belirtiyor.

Yazıda, Fenerbahçe'nin son dönemdeki sportif başarısızlıklarına rağmen tribünlerin desteğini sürdürmesi, taraftarların takıma olan inancının ve umudunun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Taraftarların, takımlarının geleceğine dair beklentileri ve umutları dile getiriliyor. Fenerbahçe'nin sadece bir futbol takımı değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi ve aidiyet duygusu olduğu vurgulanıyor.

Fenerbahçe tribünlerinin coşkusu, tezahüratları ve takımlarına olan bağlılığı, yazının ana temasını oluşturuyor. Yazar, tribün kültürünün önemine dikkat çekerek, Fenerbahçe taraftarının bu kültürü yaşatma ve gelecek nesillere aktarma sorumluluğunu taşıdığını ifade ediyor.

Son olarak, Fenerbahçe'nin gelecekteki başarıları için taraftarların desteğinin kritik öneme sahip olduğu belirtiliyor. Takımın, taraftarlarının coşkusu ve inancıyla daha da güçleneceği ve hedeflerine ulaşabileceği umudu dile getiriliyor.