Salih Seçkin Sevinç, Edirne Keşan'daki Özen Et'i ziyaret ederek satır etinin lezzetini ve yöresel önemini inceliyor. Keşan'ın meşhur satır etinin tadına bakmak için Özen Et'e giden Sevinç, burada satır etinin nasıl yapıldığını ve neden bu kadar özel olduğunu araştırıyor.

Özen Et'in sahibi ve çalışanları, satır etinin hazırlanış sürecini detaylı bir şekilde anlatıyor. Etin seçiminden, satırla ince ince doğranmasına ve pişirilmesine kadar her aşama büyük bir özenle gerçekleştiriliyor. Satır etinin lezzetinin sırrı, kullanılan etin kalitesi ve doğru pişirme tekniklerinde yatıyor.

Sevinç, yazısında, satır etinin sadece bir yemek olmadığını, aynı zamanda Keşan'ın kültürel bir mirası olduğunu vurguluyor. Yöre halkı için satır etinin özel günlerde ve kutlamalarda önemli bir yeri olduğunu belirtiyor. Özen Et'in, bu geleneği yaşatma ve gelecek nesillere aktarma konusundaki çabalarını takdir ediyor.

Yazar, Özen Et'teki satır eti deneyimini okuyucularına aktarırken, Keşan'a yolu düşen herkesin bu lezzeti tatmasını öneriyor. Satır etinin yörenin gastronomi turizmine katkısını ve Özen Et'in bu alandaki önemini vurguluyor.

Sonuç olarak, Salih Seçkin Sevinç'in yazısı, satır etinin anavatanı Keşan'daki Özen Et'i ve bu yöresel lezzetin kültürel değerini detaylı bir şekilde anlatıyor.

İstanbul'da meydana gelen olayda, seyir halindeki bir araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarındaki bir kuleye çarptı. Kaza, aracın ön kısmında ciddi hasara yol açarken, kulenin de zarar görmesine neden oldu.

Olay yerine gelen ekipler, gerekli incelemeleri başlattı. Sürücünün ifadesi alınırken, kazanın nedeni hakkında detaylı bir soruşturma başlatıldığı bildirildi. İlk belirlemelere göre, sürücünün dikkatsizliği sonucu kazanın meydana geldiği düşünülüyor.

Kaza Sonrası Yaşananlar:

• Araçta maddi hasar meydana geldi.
• Kulede de hasar oluştu.
• Sürücü ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.
• Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Yetkililer, sürücüleri trafik kurallarına uymaları ve dikkatli araç kullanmaları konusunda uyardı. Kazayla ilgili detaylı incelemeler devam ediyor.

Yumurtaların tazeliğini korumak ve güvenli bir şekilde saklamak için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır. İşte yumurtaların nasıl saklanması gerektiğine dair detaylar:

Saklama Koşulları:

• Buzdolabında Saklama: Yumurtalar, satın alındıktan sonra buzdolabında saklanmalıdır. Buzdolabı, yumurtaların tazeliğini daha uzun süre korumasına yardımcı olur. İdeal saklama sıcaklığı 4°C (40°F) veya daha düşüktür.
• Orijinal Ambalajında Saklama: Yumurtaları buzdolabında saklarken, orijinal karton ambalajında tutmak en iyisidir. Karton, yumurtaları buzdolabındaki diğer yiyeceklerin kokularından ve tatlarından korur. Ayrıca, karton üzerinde son kullanma tarihi de yer alır.
• Buzdolabı Rafında Saklama: Yumurtaları buzdolabının kapısında bulunan bölmelerde saklamaktan kaçının. Kapı bölmeleri, buzdolabının diğer kısımlarına göre daha sıcak olabilir ve sıcaklık dalgalanmaları yumurtaların daha hızlı bozulmasına neden olabilir. Yumurtaları, buzdolabının ana rafında, tercihen orta raflarda saklamak daha iyidir.

Saklama Süresi:

• Taze Yumurtalar: Taze yumurtalar, buzdolabında genellikle 3 ila 5 hafta boyunca güvenle saklanabilir. Son kullanma tarihine dikkat etmek önemlidir.
• Pişmiş Yumurtalar: Haşlanmış yumurtalar, buzdolabında 1 hafta kadar saklanabilir. Kabukları soyulmuş haşlanmış yumurtalar ise daha kısa sürede tüketilmelidir.

Ek İpuçları:

• Yumurtaları Yıkamayın: Yumurtaları saklamadan önce yıkamaktan kaçının. Yıkama, yumurtaların üzerindeki doğal koruyucu tabakayıRemove ve bakterilerin içeri girmesine neden olabilir. Eğer yumurtalar kirlenmişse, kullanmadan hemen önce yıkayın.
• Dondurmayın: Çiğ yumurtaları kabuklarıyla birlikte dondurmak uygun değildir. Ancak, yumurta akı veya sarısı ayrı ayrı dondurulabilir.
• Kırık Yumurtalar: Kırık veya çatlak yumurtaları hemen kullanın. Bu tür yumurtalar, bakteri bulaşmasına karşı daha savunmasızdır.

Bu saklama yöntemlerine uyarak, yumurtaların tazeliğini ve güvenliğini koruyabilir, böylece yemeklerinizi daha sağlıklı hale getirebilirsiniz.

Yavuz Bingöl, Birleşmiş Milletler'de (BM) yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a özel olarak teşekkürlerini iletti. Bingöl, konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sanatçıları her zaman desteklediğini ve onlara değer verdiğini vurguladı.

Bingöl, konuşmasının detaylarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sanat ve kültür alanındaki vizyonuna dikkat çekti. Erdoğan'ın Türkiye'nin kültürel mirasının korunması ve geliştirilmesi yönündeki çabalarını takdirle karşıladığını belirtti. Ayrıca, Cumhurbaşkanı'nın sanata ve sanatçıya verdiği desteğin, Türkiye'nin uluslararası alanda kültürel bir marka olarak tanınmasına katkı sağladığını ifade etti.

Konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sanatçılarla olan yakın ilişkisine de değinen Bingöl, Erdoğan'ın sanatçıların sorunlarını dinlediğini ve onlara çözüm bulmaya çalıştığını söyledi. Bu yaklaşımın, sanatçıların motivasyonunu artırdığını ve daha üretken olmalarını sağladığını vurguladı.

Yavuz Bingöl'ün Birleşmiş Milletler'deki bu teşekkür konuşması, Türkiye'de sanat camiasında ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Birçok kişi, Bingöl'ün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yaptığı bu anlamlı teşekkürün, sanat ve siyaset arasındaki ilişkinin önemini bir kez daha vurguladığına dikkat çekti.

Son olarak Bingöl, konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını sunarak, Türkiye'nin sanat ve kültür alanında daha da ileriye gitmesi için birlikte çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

Alaçatı'da bir restoranda yaşanan gıda dolandırıcılığı vakası, sosyal medyada geniş yankı buldu. Müşterilerin iddiasına göre, restoranda menüde belirtilen ürünler yerine, daha ucuz ve farklı ürünler servis edildi. Bu durum, özellikle gastronomi turizmi açısından önemli bir merkez olan Alaçatı'nın imajına zarar verebilecek nitelikte.

Sosyal medyada paylaşılan şikayetlerde, müşteriler menüde 'arya usulü ahtapot' olarak belirtilen yemeğin aslında dondurulmuş ve ithal bir ahtapot olduğunu iddia etti. Ayrıca, 'Ege otları' salatası olarak sunulan ürünün de aslında beklenen tazelikte olmadığı belirtildi. Müşteriler, bu durumun sadece bir restoranla sınırlı kalmayabileceği endişesini dile getirerek, diğer işletmelerde de benzer uygulamaların olup olmadığının araştırılması gerektiğini vurguladı.

Olayın ardından, sosyal medya kullanıcıları restoranı eleştiri yağmuruna tuttu. Birçok kullanıcı, bu tür uygulamaların tüketici haklarına aykırı olduğunu ve yetkililerin bu konuda daha sıkı denetimler yapması gerektiğini savundu. Alaçatı'nın turizm potansiyelini korumak adına, bu tür dolandırıcılık vakalarının önüne geçilmesi gerektiği vurgulandı.

Restoran yetkililerinden henüz resmi bir açıklama gelmezken, konunun takipçileri, yetkililerin ve ilgili meslek odalarının bu iddiaları araştırmasını ve gerekli önlemleri almasını bekliyor.

İstanbul'da özel halk otobüsleri, artan maliyetler nedeniyle kontak kapatma eylemine başladı. Sektör temsilcileri, özellikle mazot fiyatlarındaki yükselişin ve diğer giderlerin karşılanamaz seviyelere ulaşmasının bu kararda etkili olduğunu belirtiyor.

İstanbul Özel Halk Otobüsleri Birliği (İÖHO) yetkilileri, durumu yetkililere bildirdiklerini ancak henüz bir çözüm bulunamadığını ifade ediyor. Birçok otobüsün artık zarar ettiğini ve bu nedenle seferlerini durdurmak zorunda kaldıklarını vurguluyorlar.

Kontak kapatma eyleminin İstanbul'daki toplu taşıma hizmetlerini olumsuz etkilemesi bekleniyor. Özellikle belirli hatlarda seferlerin aksaması veya tamamen durması, vatandaşların ulaşımında sorunlara yol açabilir.

Özel halk otobüsleri temsilcileri, yetkililerden acil destek beklediklerini dile getiriyor. Mazot desteği, vergi indirimleri veya diğer maliyetleri düşürecek önlemler alınmaması durumunda, daha fazla otobüsün kontak kapatabileceği uyarısında bulunuyorlar.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) konuyla ilgili nasıl bir çözüm üreteceği merakla bekleniyor. İBB'nin, özel halk otobüslerinin yaşadığı sorunları çözmek ve toplu taşıma hizmetlerinin aksamadan devamını sağlamak için bir plan hazırlaması bekleniyor.

Sürücüler, artan maliyetler ve düşük gelirler nedeniyle geçim sıkıntısı yaşadıklarını belirtiyor. Birçok sürücü, borçlarını ödeyemez hale geldiğini ve bu durumun psikolojik olarak da kendilerini olumsuz etkilediğini ifade ediyor.

Ulaşım sektöründeki bu krizin, diğer şehirlerdeki özel halk otobüslerini de etkileyebileceği belirtiliyor. Benzer sorunların yaşandığı diğer şehirlerde de kontak kapatma eylemlerinin görülebileceği ifade ediliyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Vatikan'ın Rusya ile Ukrayna arasında potansiyel bir arabulucu olabileceğini öne sürdü. Rubio, Vatikan'ın her iki tarafla da iletişim kanallarını açık tuttuğunu ve bu durumun müzakereler için uygun bir zemin sağlayabileceğini ifade etti.

Rubio, Vatikan'ın tarafsız bir duruş sergileme potansiyeline sahip olduğunu ve bu sayede her iki tarafın da güvenini kazanabileceğini vurguladı. Ayrıca, Papa Francis'in çatışmanın başından beri barış çağrıları yapmasının ve diyalog çağrısında bulunmasının, Vatikan'ın arabuluculuk rolü için uygun bir aday olduğunu gösterdiğini belirtti.

Rubio'nun açıklamaları, uluslararası arenada Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın sona erdirilmesi için arayışların sürdüğü bir dönemde geldi. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesi için çaba gösteriyor. Vatikan'ın bu süreçte aktif bir rol oynaması, müzakerelerin yeniden başlamasına ve kalıcı bir barışın sağlanmasına katkıda bulunabilir.

Ukrayna ve Rusya arasındaki ilişkilerin gerginliği devam ederken, Vatikan'ın arabuluculuk teklifi her iki taraf için de kabul edilebilir bir çözüm yolu sunabilir. Vatikan'ın dini ve ahlaki otoritesi, tarafların müzakere masasına oturmasına ve uzlaşma aramasına yardımcı olabilir.

Rubio, ABD'nin Vatikan'ın olası arabuluculuk çabalarını destekleyeceğini ve bu süreçte her türlü yardımı sağlamaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi. Bu açıklama, ABD'nin Ukrayna'daki savaşın sona ermesi için diplomatik çözümlere verdiği önemi gösteriyor.

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, emsal teşkil edebilecek bir karara imza atarak, belediye başkanına sınırsız yetki devri yapılamayacağına hükmetti. Karar, bir belediye meclisi kararının iptali istemi üzerine şekillendi.

Olay, bir belediye meclisinin, belediye başkanına geniş kapsamlı yetkiler devretmesi üzerine patlak verdi. Söz konusu meclis kararında, belediye başkanına, belediyenin tüm iş ve işlemlerini yürütme, sözleşme yapma, personel atama gibi çok sayıda konuda genel ve sınırsız yetki verildiği belirtildi. Bu durum, bazı meclis üyeleri ve vatandaşlar tarafından hukuka aykırı bulunarak yargıya taşındı.

Davayı değerlendiren ilk derece mahkemesi, belediye meclisi kararını hukuka uygun buldu ve iptal istemini reddetti. Ancak, davacılar bu kararı temyiz etti. Temyiz başvurusunu inceleyen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bölge İdare Mahkemesi kararında, belediye başkanına bu kadar geniş ve sınırsız bir yetki devrinin, belediye meclisinin yetkilerini ortadan kaldıracağı ve bu durumun hukuka uygun olmadığı vurgulandı.

Mahkeme, kararında özellikle, belediye meclisinin, belediyenin stratejik hedeflerini belirleme, bütçe yapma, imar planlarını onaylama gibi temel görevlerinin bulunduğunu ve bu görevlerin belediye başkanına devredilemeyeceğini belirtti. Ayrıca, belediye başkanına sınırsız yetki verilmesinin, belediye yönetiminde keyfiliği artırabileceği ve denetim mekanizmalarını zayıflatabileceği de vurgulandı.

Bu karar, belediye başkanlarına yetki devri konusunda önemli bir emsal teşkil ediyor. Karar, belediye meclislerinin yetkilerinin korunması ve belediye yönetiminde denetimin sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Fransız oyuncu Gérard Depardieu'nün cinsel saldırı suçlamasıyla yargılanması, Fransa'da bu tür suçlara karşı değişen toplumsal tutumu ve ünlülerin dokunulmazlığı konusundaki tartışmaları tetikledi. Hakkındaki suçlamalar nedeniyle Depardieu, birçok eleştirinin hedefi haline geldi ve bazı yapımlardan çıkarıldı.

Suçlamalar ve Tepkiler: Depardieu'ye yönelik ilk suçlamalar 2018 yılında yapıldı ve o tarihten beri birçok kadın tarafından benzer iddialar ortaya atıldı. Bu suçlamalar, Fransa'da #MeToo hareketinin etkisini artırdı ve cinsel saldırı mağdurlarının seslerini daha yüksek çıkarmasına olanak sağladı. Oyuncunun bazı meslektaşları ve aydınlar, Depardieu'ye destek verirken, birçoğu da suçlamaların ciddiyetine dikkat çekerek soruşturma açılmasını talep etti.

Toplumsal Değişim ve Hukuki Süreç: Depardieu olayının Fransa'da yarattığı yankı, ülkedeki cinsel suçlara bakış açısının değiştiğini gösteriyor. Geçmişte ünlü ve güçlü kişilerin bu tür suçlamalardan sıyrılması daha kolayken, günümüzde kamuoyu baskısı ve hukuki süreçler daha etkili bir şekilde işliyor. Bu durum, Fransa'da adaletin sağlanması ve cinsel saldırı mağdurlarının korunması konusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Sanat ve Ahlak Tartışması: Depardieu'nün durumu, sanatçıların özel hayatları ve sanat eserleri arasındaki ilişkiyi de gündeme getirdi. Birçok kişi, sanatçıların yeteneklerinin, işledikleri suçları veya ahlaki eksiklikleri meşrulaştırmayacağını savunuyor. Bu tartışma, sanat dünyasında ve toplumda geniş yankı uyandırarak, etik değerlerin ve sorumluluğun önemini vurguluyor.

Sonuç: Gérard Depardieu'nün yargılanması, Fransa'da cinsel suçlara karşı artan farkındalığın ve değişen toplumsal normların bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu süreç, hem hukuki açıdan önemli bir emsal teşkil ediyor hem de toplumun cinsel saldırı mağdurlarına daha duyarlı yaklaşmasına katkıda bulunuyor.