Senatör Marco Rubio, Ukrayna'daki ihtilafın Batı'nın dikkatini Çin gibi daha ciddi tehditlerden uzaklaştırdığını belirtti.

ABD Senatörü Marco Rubio, Hudson Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada Ukrayna ihtilafının Batı'nın dikkatini daha ciddi tehditlerden uzaklaştırdığını savundu. Rubio, Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerinin uluslararası normları ihlal ettiğini ve kınanması gerektiğini belirtirken, asıl endişenin bu durumun Batı'nın kaynaklarını ve dikkatini Çin gibi daha büyük ve uzun vadeli tehditlerden uzaklaştırması olduğunu vurguladı.
Rubio, Çin'in ekonomik ve askeri yükselişinin Batı için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu ve Ukrayna'daki ihtilafın bu tehdidi daha da karmaşık hale getirdiğini ifade etti. Çin'in, Rusya'ya verdiği örtülü destek ve uluslararası arenada artan nüfuzu, Batı'nın karşı karşıya olduğu zorlukları artırıyor. Senatör, ABD ve müttefiklerinin Ukrayna'ya destek verirken, Çin'in yükselişine karşı stratejik bir denge kurmaları gerektiğini belirtti.
Rubio, konuşmasında ayrıca, Çin'in Tayvan'a yönelik potansiyel bir askeri müdahalesinin sonuçlarının Ukrayna'dakinden çok daha yıkıcı olabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle, Batı'nın Ukrayna'ya odaklanırken, Çin'in askeri kapasitesini ve niyetlerini yakından takip etmesi gerektiğini vurguladı. Senatör, ABD'nin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefikleriyle işbirliğini güçlendirmesi ve Çin'e karşı caydırıcı bir güç oluşturması gerektiğini sözlerine ekledi.
Son olarak, Rubio, Ukrayna ihtilafının Batı için bir uyanış çağrısı olması gerektiğini ve daha geniş bir stratejik perspektifle hareket etmeleri gerektiğini savundu. Batı'nın, hem Ukrayna'yı desteklemeye devam etmesi, hem de Çin'in yükselişine karşı uzun vadeli bir strateji geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Batı'nın küresel liderlik rolü ve güvenliği ciddi şekilde tehlikeye girebilir.