T24'ün kulis haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yeni bir operasyon hazırlığı AKP içinde rahatsızlığa yol açtı. Birçok partili, bu türden adımların muhalefetle gereksiz bir çatışma ortamı yaratacağını ve yeni 'kahramanlar' ortaya çıkaracağını savunuyor.

AKP'li bazı isimler, 31 Mart yerel seçimlerinde alınan sonuçların ardından, seçmenin mesajını doğru okumak gerektiğini belirtiyor. Bu bağlamda, İBB'ye yönelik sert ve agresif bir tutumun, seçmen nezdinde ters tepebileceği ve partiye zarar verebileceği endişesi taşınıyor.

Haberde, AKP içinde yükselen bu rahatsızlığın temelinde, 2028 seçimleri öncesinde daha ılımlı ve kucaklayıcı bir siyaset izleme gerekliliği olduğu vurgulanıyor. Partililer, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik sert eleştirilerin ve olası operasyonların, İmamoğlu'nun popülaritesini artırabileceği ve onu mağdur konumuna düşürebileceği görüşünde.

Özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı bu dönemde, hükümetin ve yerel yönetimlerin işbirliği içinde çalışması gerektiği, kavga ve polemiklerin ise seçmen nezdinde olumsuz bir etki yaratacağı ifade ediliyor. AKP'li bazı yöneticiler, muhalefetle diyalog kanallarının açık tutulmasının ve ortak projelerde işbirliği yapılmasının, ülkenin ve İstanbul'un menfaatine olacağını savunuyor.

Sonuç olarak, İBB'ye yönelik olası bir operasyonun AKP içinde yarattığı rahatsızlık, partinin gelecekte izleyeceği siyasi stratejiler açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Partililer, daha yapıcı ve uzlaşmacı bir yaklaşımın, hem partinin imajı açısından hem de ülkenin genel çıkarları açısından daha faydalı olacağına inanıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İmar Daire Başkanı Ramazan Gülten, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, kendisine yönelik saldırıda bulunan kişilerin serbest bırakıldığını, kendilerinin ise Silivri'de olduklarını ifade etti. Gülten, paylaşımında adalete olan inancını vurgulayarak, sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.

Ramazan Gülten'e yönelik saldırı, bir süre önce gerçekleşmiş ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. İBB yetkilileri ve çeşitli siyasi parti temsilcileri, saldırıyı kınayarak faillerin en kısa sürede yakalanıp cezalandırılmasını talep etmişti. Saldırının ardından başlatılan soruşturma kapsamında bazı şüpheliler gözaltına alınmış, ancak Gülten'in açıklamasına göre bu kişiler serbest bırakılmış durumda.

Gülten'in paylaşımında dikkat çektiği bir diğer nokta ise, kendilerinin Silivri'de oldukları ifadesi. Bu ifade, İBB'ye yönelik soruşturmalar ve bazı İBB çalışanlarının tutuklanmasına gönderme olarak yorumlandı. İBB, son dönemde çeşitli projeleri ve uygulamaları nedeniyle hükümet ve yargı organları tarafından sık sık soruşturmaya tabi tutuluyor.

Ramazan Gülten'in açıklamaları, İBB ile hükümet arasındaki gerginliğin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Gülten'in paylaşımı, sosyal medyada geniş yankı buldu ve çok sayıda kullanıcı tarafından paylaşıldı. Kullanıcılar, Gülten'e destek mesajları gönderirken, adaletin sağlanması yönünde çağrıda bulundular.

Özetle:

• İBB İmar Daire Başkanı Ramazan Gülten'e saldıranlar serbest bırakıldı.
• Gülten, kendilerinin ise Silivri'de olduklarını belirtti.
• Açıklama, İBB ile hükümet arasındaki gerginliğin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Esenler Belediyesi, 256 milyon TL değerindeki taşınmaz satışını gerçekleştirerek kamuoyunun dikkatini çekti. Satışın gerekçesi olarak dönüşüm projeleri gösterilirken, işlemin şeffaflığı konusunda çeşitli iddialar ortaya atıldı.

Belediye yetkilileri, satıştan elde edilecek gelirin ilçedeki kentsel dönüşüm projelerinde kullanılacağını belirtiyor. Ancak, muhalefet partileri ve bazı sivil toplum kuruluşları, satışın hangi koşullarda ve hangi firmalara yapıldığı konusunda yeterli bilgi verilmediğini savunarak şeffaflık eksikliği eleştirisinde bulunuyor.

İddialara göre, satışa çıkarılan taşınmazların değerinin altında elden çıkarıldığı ve bu durumun kamu zararına yol açabileceği öne sürülüyor. Esenler Belediyesi ise bu iddiaları kesin bir dille reddederek, satışın yasalara uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini ve tüm detayların kamuoyu ile paylaşılabileceğini ifade ediyor.

Satışın detaylarına ilişkin olarak, hangi parsellerin satıldığı, hangi firmaların alıcı olduğu ve satış bedelinin ne şekilde değerlendirileceği gibi konularda net bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması talep ediliyor. Belediye meclisindeki muhalefet üyeleri, konunun daha detaylı araştırılması için bir komisyon kurulmasını önerdi.

Tartışmaların odağında, Esenler Belediyesi'nin kentsel dönüşüm projelerine kaynak yaratma çabası ile şeffaflık ilkesi arasındaki denge yer alıyor. Kamuoyunun beklentisi, belediyenin bu tür önemli kararları alırken daha şeffaf ve katılımcı bir yaklaşım sergilemesi yönünde.

Sonuç olarak, Esenler Belediyesi'nin taşınmaz satışı, hem dönüşüm projelerine kaynak sağlama amacı hem de şeffaflık tartışmalarıyla gündemdeki yerini koruyor. Konunun ilerleyen günlerde nasıl bir seyir izleyeceği merakla bekleniyor.

Akaryakıt fiyatları, araç sahipleri ve tüketiciler tarafından sürekli olarak takip edilmektedir. Benzin, motorin (mazot) ve LPG (otogaz) fiyatlarındaki değişimler, bütçeleri doğrudan etkilemektedir. İşte 24 Haziran 2024 itibarıyla güncel akaryakıt fiyatları:

İstanbul:

• Benzin: Ortalama 40.34 TL/litre
• Motorin: Ortalama 40.61 TL/litre
• LPG: Ortalama 20.26 TL/litre

Ankara:

• Benzin: Ortalama 41.23 TL/litre
• Motorin: Ortalama 41.56 TL/litre
• LPG: Ortalama 20.79 TL/litre

İzmir:

• Benzin: Ortalama 41.42 TL/litre
• Motorin: Ortalama 41.77 TL/litre
• LPG: Ortalama 20.49 TL/litre

Akaryakıt fiyatları, şehirlere, istasyonlara ve petrol şirketlerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Fiyatlar, döviz kuru, petrol fiyatları ve vergi oranları gibi çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Tüketicilerin, seyahat planları yapmadan önce güncel fiyatları kontrol etmeleri önemlidir.

Fiyatlardaki bu dalgalanmalar, özellikle ulaşım maliyetleri ve lojistik sektörünü yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle, akaryakıt fiyatlarının takibi, hem bireysel araç sahipleri hem de ticari işletmeler için büyük önem taşımaktadır.

Güncel fiyatlar, pompa fiyatları olup, değişiklik gösterebilir. En doğru bilgi için doğrudan akaryakıt istasyonlarından teyit almak önemlidir.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) uygulamaları, özellikle lisanssız yayın yapan ve iktidara yakın olduğu iddia edilen kanallara yönelik herhangi bir işlem yapılmaması, buna karşılık muhalif kanallara sıklıkla cezalar verilmesi nedeniyle kamuoyunda büyük tepkilere yol açıyor. Bu durum, RTÜK'ün tarafsızlığı ve adil olup olmadığı konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor.

İddialara göre, lisanssız yayın yapan bazı televizyon kanalları, RTÜK tarafından görmezden gelinirken, eleştirel yayın yapan kanallar ise en ufak bir ihlalde dahi ağır yaptırımlarla karşılaşıyor. Bu durum, medya kuruluşları arasında eşitsizlik yarattığı ve basın özgürlüğünü kısıtladığı yönünde eleştirilere neden oluyor.

RTÜK'ün bu tutumu, muhalif kesimler tarafından 'çifte standart' olarak nitelendiriliyor. Kurulun, iktidara yakın kanallara karşı daha hoşgörülü, eleştirel kanallara karşı ise daha katı bir tutum sergilediği savunuluyor. Bu durumun, Türkiye'deki medya ortamının çeşitliliğini ve dengesini bozduğu, kamuoyunun farklı görüşlere erişimini engellediği belirtiliyor.

Konuyla ilgili olarak RTÜK yetkililerinden henüz resmi bir açıklama yapılmazken, eleştirilerin odağındaki kanalların yayın politikaları ve lisans durumları hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi bekleniyor. Bu durumun açıklığa kavuşturulmaması, RTÜK'ün tarafsızlığına yönelik şüpheleri daha da artırabilir.

RTÜK'ün uygulamalarıyla ilgili tartışmaların önümüzdeki günlerde de devam etmesi bekleniyor. Kurulun, tüm medya kuruluşlarına eşit mesafede durması ve adil bir şekilde denetim yapması gerektiği vurgulanıyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre, 47 ilde eş zamanlı olarak DEAŞ terör örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda toplam 298 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.

Açıklamada, terör örgütlerinin faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı. Operasyonların detaylarına ilişkin henüz net bilgiler paylaşılmazken, soruşturmanın devam ettiği belirtildi.

Operasyonun kapsamı ve yakalanan şüphelilerin profilleri hakkında detaylı bilgiler bekleniyor. Yetkililer, operasyonun DEAŞ'ın Türkiye'deki yapılanmasına yönelik önemli bir darbe olduğunu değerlendiriyor.

Bu operasyon, Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki kararlılığını bir kez daha gösterirken, DEAŞ ve benzeri terör örgütlerine karşı yürütülen çalışmaların aralıksız devam edeceği mesajını veriyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü, kamuoyunu gelişmeler hakkında bilgilendirmeye devam edeceğini bildirdi.

ABD basınında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ilişkin bir analiz yayınlandı. Analizde, Erdoğan'ın dünyanın en güçlü adamlarından biri olduğu belirtildi.

Analizde, Türkiye'nin bölgesel ve küresel siyasetteki rolüne dikkat çekilerek, Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin önemli bir aktör haline geldiği vurgulandı.

Erdoğan'ın iç politikadaki başarısına da değinilen analizde, Erdoğan'ın seçimlerde elde ettiği zaferlerin ve halk desteğinin gücüne işaret edildi.

Ayrıca, Türkiye'nin savunma sanayindeki atılımları ve dış politikadaki bağımsız duruşu da analizde yer aldı. Erdoğan'ın bu konulardaki kararlılığı ve vizyonunun Türkiye'yi önemli bir güç haline getirdiği ifade edildi.

Analizde şu ifadelere yer verildi:

• Erdoğan, Türkiye'yi bölgesel bir güç haline getirdi.
• Erdoğan, seçimlerde sürekli başarı elde ederek halkın desteğini arkasına aldı.
• Türkiye, Erdoğan'ın liderliğinde savunma sanayinde önemli atılımlar gerçekleştirdi.
• Erdoğan, dış politikada bağımsız bir duruş sergiliyor.

Sonuç olarak, ABD basınındaki bu analizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünyanın en güçlü liderlerinden biri olduğu ve Türkiye'nin onun liderliğinde önemli bir güç haline geldiği değerlendirmesi yapıldı.

Türkiye ve ABD, Suriye Çalışma Grubu'nun toplantısının ardından ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, iki ülkenin Suriye'deki kalıcı barış ve istikrarın sağlanması için birlikte çalışma kararlılığı vurgulandı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

• Türkiye ve ABD, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine olan bağlılıklarını yineledi.
• Suriye'de siyasi çözümün önemine vurgu yapıldı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı temelinde bir çözüm bulunması gerektiği belirtildi.
• İki ülke, Suriye'deki insani duruma ilişkin endişelerini dile getirdi ve ihtiyaç sahiplerine yardımların ulaştırılması için işbirliği yapma taahhüdünde bulundu.
• Terörle mücadele konusunda işbirliğinin sürdürülmesi gerektiği vurgulandı ve DEAŞ ve diğer terör örgütlerine karşı ortak mücadeleye devam edileceği ifade edildi.
• Suriye'nin kuzeydoğusundaki duruma ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu ve bölgedeki istikrarın sağlanması için koordinasyonun önemi vurgulandı.
• Türkiye ve ABD, Suriye konusunda yakın diyalog ve işbirliğini sürdürme konusunda mutabık kaldı.

Toplantıda ayrıca, Suriye'deki sığınmacıların durumu ve geri dönüşleri, enerji güvenliği ve ekonomik işbirliği gibi konular da ele alındı.

İki ülke, Suriye'deki durumun karmaşıklığı ve çözümü için ortak çaba gösterilmesi gerektiği konusunda hemfikir oldu.

ABD, sınır dışı edilme kararı bulunan ve ülkede yasa dışı olarak bulunan kişilerin gönüllü olarak ülkelerine dönmelerini teşvik etmek amacıyla yeni bir program başlattı. Bu program, kişilerin kendi ülkelerine dönmeleri halinde belirli kolaylıklar ve avantajlar sunmayı hedefliyor.

Program kapsamında, gönüllü olarak ülkesine dönmeyi kabul eden kişilere seyahat masrafları konusunda destek sağlanabiliyor. Ayrıca, bu kişilerin yeniden ABD'ye yasal yollardan giriş yapma süreçleri de kolaylaştırılabilir. Yetkililer, bu programın, sınır dışı süreçlerini hızlandırmanın ve kaynakları daha verimli kullanmanın bir yolu olduğunu belirtiyor.

Gönüllü geri dönüş programına katılan kişilerin, kendi ülkelerine döndükten sonra yeniden entegrasyonlarına yardımcı olacak destek mekanizmaları da oluşturulması planlanıyor. Bu destekler, iş bulma, eğitim ve sosyal hizmetlere erişim gibi alanlarda olabilir.

ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkilileri, programın amacının, yasa dışı göçmenlerin insani bir şekilde ülkelerine dönmelerini sağlamak ve sınır dışı süreçlerini daha düzenli hale getirmek olduğunu vurguluyor. Programın başarılı olması halinde, benzer uygulamaların diğer bölgelerde de hayata geçirilmesi planlanıyor.

Uzmanlar, gönüllü geri dönüş programlarının, hem göçmenler hem de ev sahibi ülke için faydalı olabileceğini belirtiyor. Göçmenler, ülkelerine gönüllü olarak döndüklerinde, sınır dışı edilme travmasını yaşamadan, daha planlı ve destekli bir şekilde yeniden hayata başlayabilirler. Ev sahibi ülke ise, sınır dışı süreçlerinin maliyetini düşürebilir ve kaynaklarını daha öncelikli alanlara yönlendirebilir.

Programın detayları ve başvuru şartları hakkında daha fazla bilgiye ICE'nin resmi web sitesinden ulaşılabilir.