Dünyanın ilk bilgisayar virüsü olarak kabul edilen Creeper, 1971 yılında Bob Thomas tarafından geliştirilmiştir. Creeper, aslında bir virüsten ziyade, kendi kendini kopyalayan bir programdı. ARPANET üzerinde yayılarak, bulaştığı bilgisayarlarda 'I'M THE CREEPER: CATCH ME IF YOU CAN' (Ben Creeper'ım: Yakalayabilirsen yakala) mesajını görüntülüyordu.

Creeper'ın ortaya çıkışı, bilgisayar güvenliği alanında bir dönüm noktası olmuştur. Bu program, kötü amaçlı yazılımların potansiyelini ve ağlar üzerinden nasıl yayılabileceğini göstermiştir. Creeper'ı ortadan kaldırmak için ise, Ray Tomlinson tarafından Reaper adında bir program geliştirilmiştir. Reaper, ağ üzerindeki Creeper kopyalarını bulup silerek, bir anlamda ilk antivirüs programı olarak tarihe geçmiştir.

Creeper'ın yayılma mekanizması oldukça basitti. Bulaştığı bir bilgisayarda kendini kopyalıyor ve ardından ağdaki diğer bilgisayarları tarayarak, onlara da bulaşmaya çalışıyordu. Başarılı olduğunda, yeni bulaştığı bilgisayarda da aynı mesajı gösteriyordu.

Creeper'ın etkileri:

• Bilgisayar sistemlerinde herhangi bir hasara neden olmuyordu.
• Sadece ekranda bir mesaj gösteriyordu.
• Ancak, bu durum bilgisayar kullanıcılarının dikkatini çekmiş ve güvenlik konusunda farkındalık yaratmıştır.

Creeper ve Reaper olayları, bilgisayar virüslerinin ve antivirüs programlarının doğuşuna zemin hazırlamıştır. Günümüzde kullandığımız karmaşık ve gelişmiş güvenlik sistemlerinin temelleri, bu ilk denemelere dayanmaktadır.

Bu olay aynı zamanda, ağ güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu ve kötü amaçlı yazılımlara karşı sürekli tetikte olunması gerektiğini de göstermiştir. Creeper, masum bir deney olarak başlasa da, bilgisayar dünyasında kalıcı bir etki bırakmıştır.

Düğünlerde çalınan şarkılardan telif ücreti alınması uygulaması, özellikle evlenmek üzere olan çiftler arasında kafa karışıklığına neden oldu. Uygulamanın detayları ve merak edilen sorular şu şekilde yanıtlanıyor:

1. Telif Ücreti Neden Alınıyor? Müzik eserlerinin sahiplerinin haklarını korumak amacıyla, eserlerin kamuya açık alanlarda kullanımından doğan bir bedeldir. Düğünler de bu kapsamda değerlendiriliyor.
2. Kimler Etkileniyor? Düğünlerde canlı müzik veya kayıtlı müzik kullanan herkes telif ödemekle yükümlü. Ancak burada asıl muhatap, organizasyonu düzenleyen kişi veya kurumdur.
3. Ücreti Kim Ödeyecek? Telif ücretini ödeme sorumluluğu genellikle düğün organizasyonunu üstlenen kişi veya firmaya aittir. Eğer düğün organizasyonu bir organizasyon şirketi tarafından yapılıyorsa, telif ücretini organizasyon şirketi ödemelidir. Ancak, mekanın kendisi müzik yayını yapıyorsa sorumluluk mekana aittir.
4. Gelin ve Damat Mağdur Olacak mı? Gelin ve damadın doğrudan bir ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak, organizasyon şirketi veya mekanın bu ücreti düğün paketine yansıtması durumunda dolaylı olarak etkilenebilirler.
5. Hangi Şarkılar Telife Tabi? Türkiye'de ve dünyada telif hakları bulunan tüm şarkılar bu uygulamaya dahildir.
6. Telif Ücreti Ne Kadar? Telif ücreti, kullanılan müzik eserlerinin sayısına, kullanım süresine ve mekanın büyüklüğüne göre değişiklik gösterir. Net bir rakam vermek zordur, ancak ilgili telif kurumlarından (MESAM, MSG, MÜYAP vb.) bilgi alınabilir.
7. Ödeme Nasıl Yapılacak? Telif ödemeleri, ilgili telif hakları kurumlarına (MESAM, MSG, MÜYAP vb.) yapılmaktadır. Organizasyonu yapan kişi veya kurum, bu kurumlarla iletişime geçerek gerekli ödemeyi gerçekleştirmelidir.

Özetle, düğünlerde müzik kullanımından doğan telif ücreti ödeme sorumluluğu genellikle organizasyon şirketlerine veya mekanlara aittir. Gelin ve damatların doğrudan bir yükümlülüğü olmasa da, bu durumun düğün maliyetlerine yansıması söz konusu olabilir.

İngiltere'de yaşayan bir adam, yaklaşık 20 yıl önce bir hayır kurumundan oldukça ucuza satın aldığı tablonun aslında paha biçilemez bir sanat eseri olduğunu tesadüfen fark etti. Başlangıçta ucuz bir kopya olduğunu düşündüğü tablo, ünlü İngiliz ressam John Constable'a ait orijinal bir eser çıktı.

Adam, tabloyu ilk satın aldığında sadece 30 sterlin ödemişti. Tabloyu evine götürdükten sonra duvara asmış ve uzun yıllar boyunca üzerinde pek düşünmemişti. Ancak, geçtiğimiz günlerde tabloyu daha yakından incelemeye karar verdi. Detaylara dikkatlice baktığında, tablonun alt köşesinde 'J. Constable' imzasını fark etti.

Bunun üzerine, tablonun gerçekliğini araştırmak için sanat uzmanlarına başvurdu. Yapılan detaylı incelemeler sonucunda, tablonun Constable'ın erken dönem çalışmalarından biri olduğu ve paha biçilemez bir değere sahip olduğu ortaya çıktı.

Sanat tarihçileri, tablonun Constable'ın ünlü 'The Hay Wain' tablosuna benzer bir tarzda yapıldığını belirtiyorlar. Tablonun, ressamın gençlik yıllarında yaptığı bir deneme olduğu ve daha sonraki eserlerinin habercisi niteliğinde olduğu düşünülüyor.

Tablonun keşfi, sanat dünyasında büyük heyecan yarattı. Uzmanlar, tablonun değerinin milyonlarca sterlin olabileceğini tahmin ediyorlar. Adam ise, bu beklenmedik keşif karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor. 'Bunun ne olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz,' diyerek mutluluğunu dile getirdi.

Olay, ucuz gibi görünen eşyaların bazen büyük sürprizler barındırabileceğini bir kez daha gösterdi. Sanat eseri, uzmanlar tarafından incelenmeye devam ediyor ve yakın zamanda sergilenmesi bekleniyor.

İstanbul'da meydana gelen bir olayda, bir itfaiyecinin şüpheli hareketleri güvenlik kameralarına yansıdı. Görüntülerde, itfaiyecinin olay yerine gelip gittiği anlar tespit edildi.

Olay, İstanbul'da bir evde meydana geldi. İtfaiyeci olduğu belirtilen şahıs, olay günü söz konusu eve birkaç kez giriş çıkış yaptı. Bu durum, çevredeki vatandaşların dikkatini çekti ve durum polise bildirildi.

Güvenlik kamerası kayıtlarının incelenmesiyle itfaiyecinin hareketleri netlik kazandı. Kayıtlarda, şahsın elinde bir çantayla eve girdiği ve bir süre sonra aynı çantayla evden ayrıldığı görüldü. Ayrıca, itfaiyecinin evin çevresinde şüpheli şekilde dolaştığı da belirlendi.

Şüpheli itfaiyecinin kimliği henüz açıklanmazken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Polis ekipleri, güvenlik kamerası görüntülerini detaylı bir şekilde inceleyerek şahsın neden olay yerine geldiğini ve ne amaçla hareket ettiğini belirlemeye çalışıyor.

Olayla ilgili olarak şu ana kadar herhangi bir gözaltı yaşanmadı. Soruşturmanın devam ettiği ve gelişmelerin kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.

Görüntülerde dikkat çeken diğer detaylar şunlar:

• Şüphelinin rahat tavırları
• Elindeki çantanın içeriği
• Olay yerindeki uzun süreli bekleyişi

Polis, bu detaylar üzerinden soruşturmayı derinleştirerek olayın ardındaki sır perdesini aralamaya çalışıyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Washington D.C.'ye olası dönüşü hakkında açıklamalarda bulundu. Trump, Maryland'deki bir Cumhuriyetçi bağış toplama etkinliğinde yaptığı konuşmada, "Muhtemelen Washington'a geri dönüyorum," dedi. Bu açıklama, Trump'ın gelecekteki siyasi kariyerine dair spekülasyonları artırdı.

Trump, konuşmasında, görevden ayrıldıktan sonra bile siyasi arenada aktif kalacağının sinyallerini verdi. Özellikle, Cumhuriyetçi Parti içindeki etkisini sürdürmeye ve partiyi yeniden şekillendirmeye odaklanabileceği belirtiliyor. Ayrıca, 2024 başkanlık seçimleri için aday olup olmayacağına dair de çeşitli tahminler yürütülüyor.

Trump'ın Washington'a dönüşü, sadece siyasi çevrelerde değil, aynı zamanda medya ve kamuoyunda da geniş yankı uyandırdı. Birçok analist, Trump'ın dönüşünün, Amerikan siyaseti üzerindeki etkisini daha da artırabileceğini ve Cumhuriyetçi Parti içindeki dengeleri değiştirebileceğini öne sürüyor.

Öte yandan, Trump'ın Washington'a dönüş planları, hakkındaki hukuki süreçler ve devam eden soruşturmalar nedeniyle karmaşık bir hal alabilir. Trump'ın avukatları, bu soruşturmaların siyasi amaçlı olduğunu ve Trump'ın itibarını zedelemeyi hedeflediğini savunuyor.

Sonuç olarak, Donald Trump'ın "Muhtemelen Washington'a geri dönüyorum" açıklaması, Amerikan siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Trump'ın gelecekteki adımları ve siyasi stratejileri, önümüzdeki aylarda yakından takip edilecek.

Türkiye'de 31 Mart 2024 Pazar günü yapılan yerel seçimlerde oy verme işlemleri tamamlandı. Doğu illerinde saat 16:00, batı illerinde ise 17:00 itibarıyla sandıklar kapandı ve oy sayımına geçildi. Seçmenler, büyükşehir belediye başkanları, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve muhtarları seçmek için sandık başına gitti.

Sandıkların kapanmasıyla birlikte, çeşitli araştırma şirketleri tarafından yapılan sandık çıkış anketlerinin sonuçları da yayınlanmaya başlandı. Bu anketler, seçim sonuçlarına dair ilk ipuçlarını veriyor.

İlk Sandık Çıkış Anketleri: Hangi İllerde Hangi Aday Önde?

Henüz resmi sonuçlar açıklanmamış olsa da, sandık çıkış anketlerine göre bazı illerdeki yarışın oldukça yakın geçtiği görülüyor. Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirlerdeki sonuçlar merakla beklenirken, bazı bölgelerde ise sürpriz sonuçların ortaya çıkabileceği belirtiliyor.

Sandık çıkış anketlerinin sonuçları, partilerin genel stratejileri ve aday tercihleri hakkında da önemli bilgiler sunuyor. Seçim sonuçlarının netleşmesiyle birlikte, siyasi partilerin bu sonuçları detaylı bir şekilde analiz etmesi bekleniyor.

Seçim Sonuçlarını Etkileyen Faktörler

Yerel seçimlerde adayların performansı, partilerin yerel örgütlerinin gücü, seçmenlerin sosyo-ekonomik durumu ve güncel siyasi gelişmeler gibi birçok faktör sonuçları etkileyebiliyor. Bu seçimde de ekonomik sorunlar, deprem felaketinin etkileri ve siyasi kutuplaşma gibi konuların seçmen tercihleri üzerinde belirleyici olduğu düşünülüyor.

Resmi Sonuçlar Ne Zaman Açıklanacak?

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçim sonuçlarını en kısa sürede açıklamayı hedefliyor. Ancak, oy sayımının uzun sürmesi ve itirazlar nedeniyle sonuçların netleşmesi zaman alabiliyor. YSK'nın resmi internet sitesi ve yetkili kaynaklar üzerinden seçim sonuçları anlık olarak takip edilebilir.

Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, Türkiye'nin yerel yönetimlerinde yeni bir dönem başlayacak. Seçilen belediye başkanları ve meclis üyeleri, önümüzdeki beş yıl boyunca görev yapacaklar.

Türkiye, 31 Mart 2024 tarihinde yerel seçimler için sandık başına gitti. Oy verme işleminin tamamlanmasının ardından, çeşitli araştırma şirketleri tarafından yapılan sandık çıkış anketleri kamuoyuyla paylaşılmaya başlandı. Bu anketler, özellikle büyük şehirlerdeki yarışın ne kadar çekişmeli geçtiğine dair ilk işaretleri veriyor.

İstanbul: Sandık çıkış anketlerine göre İstanbul'da mevcut başkan Ekrem İmamoğlu ile rakibi Murat Kurum arasında başa baş bir yarış söz konusu. Anket sonuçları farklılık gösterse de, genel eğilim iki adayın da birbirine çok yakın oy oranlarına sahip olduğu yönünde. Kesin sonuçların belirlenmesi için oyların sayımı büyük önem taşıyor.

Ankara: Ankara'da da benzer bir durum gözlemleniyor. Mevcut başkan Mansur Yavaş ile rakibi Turgut Altınok arasındaki rekabetin oldukça yakın olduğu belirtiliyor. Sandık çıkış anketleri, Yavaş'ın önde olduğunu gösterse de, Altınok'un da önemli bir oy potansiyeline sahip olduğu vurgulanıyor.

İzmir: İzmir'de ise diğer büyük şehirlere kıyasla daha farklı bir tablo çiziliyor. Sandık çıkış anketleri, mevcut başkan Tunç Soyer'in rakiplerine göre daha belirgin bir farkla önde olduğunu gösteriyor. Ancak, kesin sonuçlar için tüm oyların sayılması bekleniyor.

Sandık çıkış anketlerinin sonuçları, seçim sonuçlarına dair önemli ipuçları sunsa da, kesin sonuçların belirlenmesi için tüm oyların sayılması ve Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) resmi açıklamaları beklenmelidir.

Seçim sonuçları, Türkiye'nin siyasi arenasında önemli değişikliklere yol açabilir. Özellikle büyük şehirlerdeki belediye başkanlıklarının hangi partilere geçeceği, önümüzdeki dönemde ülke siyasetinin yönünü belirlemede etkili olacaktır.

Türkiye, 31 Mart 2024 Pazar günü yerel seçimler için sandık başına gitti. Oy verme işleminin tamamlanmasının ardından, çeşitli anket şirketleri tarafından yapılan sandık çıkış anketleri yayınlanmaya başlandı. Bu anketler, özellikle büyük şehirlerdeki yarışın ne kadar yakın olduğunu gösteriyor.

İstanbul: İstanbul'da AK Parti adayı Murat Kurum ve CHP adayı Ekrem İmamoğlu arasındaki yarışın başa baş gittiği belirtiliyor. Farklı anket şirketlerinin sonuçları küçük farklılıklar gösterse de, genel eğilim iki adayın da birbirine çok yakın oy oranlarına sahip olduğu yönünde. Bazı anketlerde İmamoğlu önde görünürken, bazılarında ise Kurum'un önde olduğu iddia ediliyor. Kesin sonuçlar için resmi açıklamaların beklenmesi gerekiyor.

Ankara: Ankara'da da benzer bir durum söz konusu. Mevcut Belediye Başkanı ve CHP adayı Mansur Yavaş ile AK Parti adayı Turgut Altınok arasındaki rekabetin oldukça çekişmeli geçtiği ifade ediliyor. Sandık çıkış anketleri, Ankara'da da sonucun az bir farkla belirlenebileceğini işaret ediyor.

İzmir: İzmir'de ise CHP'nin adayı Cemil Tugay'ın, AK Parti adayına karşı önde olduğu tahmin ediliyor. Ancak, diğer büyük şehirlerde olduğu gibi burada da kesin sonuçlar için resmi açıklamalar takip edilecek.

Sandık çıkış anketleri sadece büyük şehirlerde değil, diğer illerdeki yarış hakkında da ipuçları veriyor. Ancak, bu anketlerin sonuçlarının kesin olmadığı ve resmi sonuçların beklenmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Seçim sonuçları, Türkiye'nin siyasi geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Yerel yönetimlerin belirlenmesiyle birlikte, önümüzdeki dönemde şehirlerin yönetimi ve ülke genelindeki politikalar üzerinde etkili olacak kararlar alınacak.

Türkiye'de 2024 yerel seçimleri yaklaşırken, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkan adaylarının kimler olacağı büyük bir merak konusu haline geldi. Mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın yeniden aday olup olmayacakları, siyasi kulislerde ve kamuoyunda geniş yankı uyandırıyor.

CHP liderliği, bu iki önemli kent için aday belirleme sürecinde titiz bir çalışma yürütüyor. İmamoğlu'nun İstanbul'daki performansı ve Yavaş'ın Ankara'daki popülaritesi, kararı etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor. Her iki ismin de güçlü adaylar olduğu ve partinin oy potansiyelini artırabileceği değerlendiriliyor.

Ancak, bazı siyasi analistler, İmamoğlu'nun genel seçimlerdeki performansı ve son dönemdeki tartışmaları nedeniyle adaylığının riskli olabileceğini belirtiyor. Yavaş'ın ise daha geniş bir seçmen kitlesine hitap ettiği ve Ankara'da başarılı bir yönetim sergilediği vurgulanıyor.

CHP'nin aday belirleme sürecinde anketler, kamuoyu yoklamaları ve parti içi değerlendirmeler önemli rol oynayacak. Adayların belirlenmesinde, sadece mevcut belediye başkanlarının performansı değil, aynı zamanda partinin genel stratejisi ve seçim hedefleri de göz önünde bulundurulacak.

Sonuç olarak, CHP'nin İstanbul ve Ankara adaylarının kimler olacağı, önümüzdeki aylarda siyaset gündeminin en önemli konularından biri olmaya devam edecek. Bu karar, sadece CHP'nin değil, tüm Türkiye'nin siyasi geleceği açısından büyük bir önem taşıyor.