Çakoli (Txakolina) şarabı, İspanya'nın Bask bölgesine özgü, kendine has özelliklere sahip bir beyaz şaraptır. Genellikle hafif gazlı, düşük alkollü ve yüksek asiditeli olmasıyla bilinir. Bu şarap, özellikle deniz ürünleri ve pintxos (Bask tapasları) ile mükemmel bir uyum sağlar.

Çakoli Şarabının Üretimi:

• Çakoli, çoğunlukla Hondarribi Zuri üzümünden yapılır. Bu üzüm, Bask bölgesinin kıyı bölgelerinde yetişir ve şaraba özgün aromasını verir.
• Üretim süreci, diğer beyaz şaraplara benzer olmakla birlikte, Çakoli'ye özgü bazı farklılıklar bulunur. Örneğin, fermantasyon genellikle düşük sıcaklıklarda gerçekleştirilir ve şarabın doğal gazlı yapısını korumak için özel teknikler kullanılır.
• Bazı üreticiler, şaraba daha fazla karmaşıklık katmak için kısa süreliğine tortu üzerinde bekletme (sur lie) yöntemini de uygular.

Çakoli Şarabının Özellikleri:

• Çakoli, genellikle açık renkli, limon sarısı tonlarındadır.
• Burunda, yeşil elma, narenciye ve otlak notaları belirgindir.
• Damakta ise canlı asiditesi, hafif gazlı yapısı ve ferahlatıcı bitişiyle öne çıkar.
• Alkol oranı genellikle %10-12 civarındadır.

Çakoli Şarabı Nasıl İçilir:

• Çakoli, genellikle soğutulmuş olarak (8-10°C) servis edilir.
• Geleneksel olarak, yüksekten bardağa dökülerek şarabın gazlı yapısının ortaya çıkması sağlanır. Bu yöntem, aynı zamanda şarabın aromasını da açığa çıkarır.
• Çakoli, deniz ürünleri, özellikle de ızgara balık ve kabuklu deniz hayvanları ile mükemmel bir uyum sağlar. Ayrıca, pintxos, salatalar ve hafif mezelerle de iyi gider.

Bask Bölgesi ve Çakoli:

Çakoli, Bask bölgesinin kültürel bir simgesidir. Bölgedeki birçok restoran ve barda, bu şarabı yerel yemeklerle birlikte tatmak mümkündür. Çakoli, sadece bir içecek değil, aynı zamanda Bask bölgesinin yaşam tarzını ve geleneklerini yansıtan bir unsurdur.

16 Mayıs 2025 haftasında sinemaseverler için çeşitli türlerde yeni filmler vizyona girdi. Korku, dram ve komedi türlerindeki bu yapımlar, farklı zevklere hitap etmeyi amaçlıyor. İşte bu hafta vizyona giren filmlerden bazıları:

• Korku Seansı: Lanetli Ev: Gerilim dolu anlar yaşatmayı hedefleyen bu korku filmi, lanetli bir evde yaşanan olayları konu alıyor. İzleyicileri koltuklarına kilitleyecek sahnelerle dolu olduğu belirtiliyor.
• Hayatın Ritmi: Dram türündeki bu film, hayatın zorluklarına rağmen umudu kaybetmeyen bir karakterin hikayesini anlatıyor. Duygusal derinliğiyle dikkat çekiyor.
• Aşk Her Yerde: Romantik komedi türündeki bu yapım, farklı karakterlerin kesişen aşk hikayelerini konu alıyor. Kahkaha dolu anlar vaat ediyor.

Bu hafta vizyona giren diğer filmler arasında animasyon ve aksiyon türlerinde yapımlar da bulunuyor. Sinemaseverler, kendi zevklerine uygun bir seçenek bulabilirler.

Öne Çıkan Diğer Filmler:

1. Uzay Macerası: Animasyon türündeki bu film, çocukların ve ailelerin keyifle izleyebileceği bir yapım. Uzayda geçen maceraları konu alıyor.
2. Hızlı ve Öfkeli 12: Aksiyon tutkunları için kaçırılmaması gereken bu film, serinin hayranlarını memnun edecek sahnelerle dolu.

Sinemalarda bu hafta birbirinden farklı türlerdeki filmler gösterime giriyor. İzleyiciler, gişelerden veya online platformlardan biletlerini alarak bu yapımları beyaz perdede izleme fırsatı bulabilirler.

Haftanın vizyona giren tüm filmleri ve seansları hakkında detaylı bilgi almak için sinema salonlarının web sitelerini veya bilet satış platformlarını ziyaret edebilirsiniz.

Medipol Başakşehir'de teknik direktör arayışları devam ederken, taraftarların sosyal medyada Abdullah Avcı lehine yaptığı paylaşımlar dikkat çekti. Sezon başında Emre Belözoğlu ile yollarını ayıran ve sonrasında Çağdaş Atan'ı göreve getiren Başakşehir, Atan'ın istifasıyla yeniden teknik direktör arayışına girdi. Bu süreçte taraftarlar, eski teknik direktörleri Abdullah Avcı'yı yeniden takımın başında görmek istediklerini belirten paylaşımlar yaptı.

Abdullah Avcı, Başakşehir'i Süper Lig'de zirveye taşıyan ve kulüp tarihinin en başarılı dönemlerini yaşatan isim olarak biliniyor. Görev yaptığı dönemde Başakşehir, istikrarlı bir performans sergileyerek şampiyonluk yarışında iddialı bir konuma gelmişti. Avcı'nın ayrılığı sonrası takımda yaşanan düşüş, taraftarların yeniden Avcı'yı göreve çağırmasında etkili oldu.

Taraftarlar sosyal medyada #AbdullahAvcıGeriDönsün etiketiyle çok sayıda paylaşım yaparak yönetime seslerini duyurmaya çalıştı. Bu paylaşımlarda, Avcı'nın takıma yeniden istikrar getirebileceği ve Başakşehir'i eski günlerine döndürebileceği vurgulandı. Ayrıca, Avcı'nın Başakşehir'i yakından tanıması ve kulüp kültürüyle uyumlu olması da önemli bir avantaj olarak değerlendirildi.

Başakşehir yönetiminin teknik direktör arayışlarında hangi ismi tercih edeceği henüz netlik kazanmazken, taraftarların Abdullah Avcı yönündeki baskısı dikkatle takip ediliyor. Yönetimin bu talebe ne kadar kulak vereceği ve Avcı ile bir görüşme yapıp yapmayacağı merak konusu.

Özetle; Başakşehir taraftarları, teknik direktör arayışında Abdullah Avcı'nın ismini sosyal medya üzerinden gündeme taşıdı. Taraftarlar, Avcı'nın takıma istikrar getireceğine ve eski başarılı günlere döndüreceğine inanıyor.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, sürpriz bir kararla olağanüstü kongre kararı aldıklarını duyurdu. Bu karar, sarı-lacivertli camiada büyük yankı uyandırdı. Kongrenin hangi tarihte yapılacağı ve gündem maddeleri henüz netleşmezken, camia şimdiden seçim atmosferine girdi.

Ali Koç'un bu kararı almasındaki temel nedenler henüz resmi olarak açıklanmadı. Ancak, son dönemde takımın performansı ve yönetimsel bazı konuların bu kararda etkili olduğu düşünülüyor. Fenerbahçe taraftarları, kongre sürecini yakından takip ederek, kulübün geleceğiyle ilgili beklentilerini dile getirmeye başladı.

Olağanüstü kongre kararı, Fenerbahçe'nin sportif ve idari yapısında önemli değişikliklere yol açabilir. Başkanlık seçimi, yeni yönetim kurulu ve kulübün gelecek stratejileri gibi konular, kongrenin en çok merak edilen başlıkları arasında yer alıyor.

Fenerbahçe'de olağanüstü kongre süreciyle ilgili gelişmeler yakından takip edilecek ve detaylar kamuoyuyla paylaşılmaya devam edilecek.

• Olağanüstü Kongre Kararı: Ali Koç'un ani kararı camiada şaşkınlık yarattı.
• Seçim Atmosferi: Fenerbahçe, kısa süre içinde seçime hazırlanacak.
• Gelecek Stratejileri: Kongre, kulübün gelecek vizyonunu belirleyecek.

Türkiye'de esnafın yaşadığı ekonomik sıkıntılar giderek derinleşiyor. Son verilere göre, son dört ayda her gün ortalama 250 iş yeri kapandı. Bu durum, esnafın içinde bulunduğu zorlu koşulları gözler önüne seriyor.

Esnaf temsilcileri, kapanan iş yerlerinin sayısındaki artışın temel nedenleri arasında yüksek enflasyon, artan işletme maliyetleri ve düşen tüketici talebini gösteriyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler), bu ekonomik baskılara karşı daha dayanıksız durumda bulunuyor.

Kapanan iş yerlerinin sektörel dağılımına bakıldığında, perakende, yeme-içme ve hizmet sektörlerinde yoğunlaşma olduğu görülüyor. Artan kira bedelleri, enerji maliyetleri ve personel giderleri, bu sektörlerde faaliyet gösteren esnafın rekabet gücünü azaltıyor ve kapanmaya sürüklenmesine neden oluyor.

Esnaf temsilcileri, hükümetin esnafa yönelik destek paketlerini artırması ve vergi yükünü hafifletmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, KOBİ'lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak çözümlerin üretilmesi de büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, kapanan iş yeri sayısındaki artışın devam etmesi ve bunun sonucunda işsizlik oranlarının yükselmesi bekleniyor.

Ekonomistler, esnafın yaşadığı bu sorunların, genel ekonomik göstergeler üzerinde de olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekiyor. Esnafın canlanması için acil ve kapsamlı önlemler alınması gerektiği belirtiliyor.

• Yüksek enflasyon ve artan maliyetler esnafı zor durumda bırakıyor.
• Günlük ortalama 250 iş yerinin kapanması endişe verici bir tablo ortaya koyuyor.
• Esnaf temsilcileri, hükümetten destek bekliyor.

Prof. Dr. Savaş Kapur, son yıllarda artan don olaylarına karşı tarımda alınması gereken önlemlere dikkat çekti. Özellikle kayısı gibi erken çiçeklenen bitkilerde yaşanan kayıpların önüne geçmek için daha geç çiçeklenen türlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.

Kapur, iklim değişikliğinin etkisiyle don olaylarının daha sık ve şiddetli yaşandığını, bu durumun tarım sektörünü olumsuz etkilediğini ifade etti. Bu nedenle, çiftçilerin bu yeni duruma adapte olabilmesi için stratejik değişiklikler yapması gerektiğini vurguladı.

Öneriler arasında, bitki seçiminde geç çiçeklenen türlere yönelmenin yanı sıra, don riskini azaltacak sulama tekniklerinin kullanılması da yer alıyor. Ayrıca, bitkilerin dona karşı direncini artıracak gübreleme yöntemlerinin de uygulanması tavsiye ediliyor.

Prof. Dr. Kapur, devletin de bu konuda çiftçilere destek olması gerektiğini belirterek, eğitim programları ve teşviklerle çiftçilerin bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çekti. Ayrıca, don olaylarına karşı erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.

Sonuç olarak, Prof. Dr. Kapur, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması için iklim değişikliğinin etkilerine karşı proaktif önlemler alınmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Geç çiçeklenen bitki türlerinin tercih edilmesi, doğru sulama ve gübreleme tekniklerinin kullanılması ve devletin çiftçilere destek olmasıyla don olaylarının tarım üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılabileceğini ifade etti.

Erzurum'un Oltu ilçesinde bulunan tarihi Oltu Kalesi'nin restorasyonu için talepte bulunuldu. Urartular tarafından inşa edildiği düşünülen kale, zaman içinde çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptı.

Oltu Kalesi, bulunduğu konum itibarıyla stratejik bir öneme sahip. Yüksek bir tepe üzerinde yer alan kale, Oltu Çayı'na hakim bir noktada bulunuyor. Kalenin surları ve burçları günümüze kadar ulaşmayı başarmış olsa da, doğal etkenler ve insan tahribatı nedeniyle zarar görmüş durumda.

Bölge halkı ve tarih meraklıları, kalenin restore edilerek turizme kazandırılmasını istiyor. Restorasyon çalışmalarıyla kalenin daha da korunabileceği ve gelecek nesillere aktarılabileceği belirtiliyor. Oltu Kalesi'nin restore edilmesi, bölge turizmine önemli katkılar sağlayabilir ve Oltu'nun tarihi ve kültürel mirasını daha geniş kitlelere tanıtılmasına yardımcı olabilir.

Oltu'nun tarihi dokusunu yansıtan bu önemli yapının, yetkililer tarafından dikkate alınarak restore edilmesi bekleniyor. Kalenin restorasyonu, sadece Oltu için değil, aynı zamanda Erzurum ve Türkiye turizmi için de önemli bir adım olacaktır.

Yerel kaynaklar, kalenin geçmişte savunma amaçlı kullanıldığını ve bölgenin kontrolünde önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Günümüzde ise kale, tarihi bir anıt olarak ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor. Ancak, mevcut durumu itibarıyla ziyaretçiler için risk oluşturabileceği ve bu nedenle acil restorasyon ihtiyacı olduğu vurgulanıyor.

Oltu Kalesi'nin restorasyonu için yapılan çağrılar, bölgedeki diğer tarihi yapıların korunması konusunda da farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Tarihi ve kültürel mirasın korunması, gelecek nesillere aktarılması ve turizme kazandırılması için önemli bir gereklilik olarak görülüyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı, çiftçilere yönelik önemli bir destek ödemesini bugün gerçekleştirecek. Toplamda 5,1 milyar TL'lik destek ödemesi, çiftçilerin hesaplarına aktarılacak. Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre, bu ödeme çeşitli kalemlerdeki destekleri kapsıyor.

Destek ödemeleri şu şekilde dağıtılacak:

• Hububat, baklagil ve dane mısır desteği: 3 milyar 293 milyon 884 bin 450 TL
• Yağlı tohumlu bitkiler desteği: 1 milyar 456 milyon 985 bin 800 TL
• Mazot ve gübre desteği: 228 milyon 729 bin 750 TL
• Hayvan gen kaynakları desteği: 54 milyon 599 bin TL
• Büyükbaş hayvan besi desteği: 35 milyon 588 bin TL
• Kırsal kalkınma yatırım desteği: 29 milyon 500 bin TL
• Sertifikalı tohum üretim desteği: 9 milyon 598 bin TL
• Küçük aile işletmesi desteği: 1 milyon 115 bin TL

Bakanlık, çiftçilere yapılan bu destek ödemelerinin, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağını ve çiftçilerin ekonomik olarak rahatlamasına yardımcı olacağını belirtiyor. Tarım sektörünün desteklenmesi, ülke ekonomisi için büyük önem taşıyor.

Bu destekler, çiftçilerin girdi maliyetlerini düşürmelerine ve daha verimli üretim yapmalarına olanak tanıyacak. Özellikle hububat, baklagil ve yağlı tohumlu bitkiler gibi temel ürünlerdeki destekler, gıda arz güvenliğinin sağlanmasına da katkıda bulunacak.

Borsa İstanbul (BİST), güne yatay bir başlangıç yaparak başladı. Açılışta hafif bir yükseliş eğilimi gösteren BİST 100 endeksi, kısa süre içerisinde dengeye oturdu. Sabah saatlerinde endeks, önceki kapanış seviyelerine yakın bir seyir izledi.

Piyasaların açılışında gözlenen bu yatay seyirde, küresel piyasalardaki gelişmeler ve iç piyasaya dair beklentiler etkili oldu. Özellikle döviz kurlarındaki hareketlilik ve enflasyon verileri yatırımcıların odağında bulunuyor. Analistler, BİST'in seyrinde bu faktörlerin belirleyici olacağını belirtiyor.

Günün ilerleyen saatlerinde açıklanacak olan ekonomik veriler ve şirket bilançoları, piyasalarda hareketliliğe neden olabilir. Yatırımcılar, bu verileri yakından takip ederek pozisyonlarını şekillendirecekler. Ayrıca, uluslararası gelişmeler ve jeopolitik riskler de BİST'in yönünü etkileyebilecek unsurlar arasında yer alıyor.

Borsa uzmanları, yatırımcılara temkinli olmalarını ve risklerini dağıtmalarını öneriyor. Özellikle kısa vadeli al-sat işlemleri yapan yatırımcıların, piyasadaki dalgalanmalara karşı dikkatli olmaları gerektiği vurgulanıyor. Uzun vadeli yatırımcılar ise, şirketlerin temel analizlerine odaklanarak daha sağlam kararlar verebilirler.

Özetle, Borsa İstanbul güne yatay bir başlangıç yaparken, piyasaların yönü gün içerisinde açıklanacak veriler ve küresel gelişmelerle şekillenecek. Yatırımcıların dikkatli ve temkinli olmaları önem taşıyor.