Oyuncu Ferit Kaya, hayatının dönüm noktalarını ve kariyerindeki zorlukları anlattı. Diyarbakır'a gitmesinin yasaklandığı dönemleri ve şivesi nedeniyle yaşadığı problemleri dile getirdi. Kaya, şivesiyle ilgili yaşadığı sıkıntıların aslında kendisine şöhreti getirdiğini vurguladı.

Ferit Kaya'nın açıklamalarından satır başları:

• Diyarbakır'a gitmesinin yasaklandığı dönemde büyük üzüntü yaşadığını, ancak bu durumun onu daha da motive ettiğini belirtti.
• Şivesi nedeniyle başta eleştirildiğini, ancak zamanla bu durumun kendi farklılığı olduğunu ve seyirci tarafından sevildiğini ifade etti.
• Kariyerinde birçok zorlukla karşılaştığını, ancak pes etmeyerek bugünlere geldiğini söyledi.
• Şöhretin geçici olduğunu, önemli olanın yaptığı işe değer katmak olduğunu vurguladı.

Kaya, genç oyunculara tavsiyelerde bulunarak, kendi özgünlüklerini korumalarını ve çok çalışmalarını öğütledi. Ayrıca, hayallerinden vazgeçmemelerini ve her zaman kendilerine inanmalarını söyledi.

Oyuncunun, şivesiyle ilgili yaşadığı başlangıçtaki olumsuzlukların, zamanla avantaja dönüşmesi ve kariyerinde önemli bir yer edinmesi, dikkat çekici bir başarı öyküsü olarak değerlendiriliyor.

Ferit Kaya, gelecekteki projeleriyle ilgili de ipuçları verdi ve seyircilere sürprizlerinin olacağını belirtti.

Hande Erçel ve Hakan Sabancı çifti, romantik bir Orient Express seyahatine çıktı. Çiftin bu lüks ve özel tren yolculuğu, magazin gündemine bomba gibi düştü ve evlilik teklifi iddialarını beraberinde getirdi. Paris'ten başlayan ve Venedik'te sona eren bu romantik kaçamak, sosyal medyada büyük ilgi gördü.

İddialara göre, Hakan Sabancı, bu özel seyahat sırasında Hande Erçel'e evlenme teklif etti. Ancak, çift cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmedi. Tatilin detayları ve çiftin keyifli anları, sosyal medya hesaplarından paylaşıldı. Hande Erçel'in yaptığı paylaşımlar, hayranları tarafından beğeni ve yorum yağmuruna tutuldu.

Orient Express, lüks ve konforlu seyahat deneyimiyle biliniyor. Çiftin bu tercihi, ilişkilerinin ne kadar özel olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Seyahat boyunca çektikleri fotoğraflar, çiftin romantik anlarını yansıtırken, evlilik teklifi söylentileri de giderek güçlendi.

Hande Erçel ve Hakan Sabancı ilişkisi, uzun süredir magazin dünyasının merceği altında. Çift, zaman zaman birlikte yaptıkları tatillerle gündeme geliyor. Orient Express seyahati ise, ilişkilerinin bir sonraki aşamaya geçtiği yönünde yorumlara neden oldu.

Sosyal medya kullanıcıları, çiftin paylaşımlarına yaptıkları yorumlarda, evlilik dileklerini dile getirdi. Birçok kişi, Hande Erçel ve Hakan Sabancı'yı birbirlerine çok yakıştırdığını ve mutlu bir birliktelikleri olduğunu belirtti.

Özetle, Hande Erçel ve Hakan Sabancı'nın Orient Express'teki romantik tatili, evlilik teklifi iddialarıyla gündeme gelirken, çiftin hayranları ve magazin takipçileri, olası bir mutlu haberi beklemeye başladı.

Ünlü bir ismin iki oğlu arasındaki anlaşmazlık, aile içinde gerginliğe yol açtı. İddialara göre, kardeşler arasındaki küslük uzun süredir devam ediyor ve ailenin önemli bir gününde daha da belirginleşti. Annenin, evlatları arasındaki bu durumdan dolayı büyük üzüntü duyduğu belirtiliyor.

Kardeşler arasındaki sorunun kaynağına dair net bir açıklama yapılmazken, miras, iş anlaşmazlığı veya geçmişteki bir olay gibi çeşitli ihtimaller üzerinde duruluyor. Aileye yakın kaynaklar, annenin bu duruma çok üzüldüğünü ve kardeşlerin barışması için çaba gösterdiğini ifade ediyor.

Olayın basına yansımasıyla birlikte, sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı. Birçok kişi, ünlü isme destek mesajları gönderirken, bazıları da kardeşler arasındaki sorunun çözülmesi temennisinde bulundu. Ailenin, konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadığı biliniyor.

Bu durum, aile içi ilişkilerin ne kadar karmaşık olabileceğini ve ünlü olmanın bu tür sorunları ortadan kaldırmadığını bir kez daha gözler önüne serdi.

A Milli Futbol Takımı, 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'ne hazırlık kapsamında Karadağ ile karşılaştı. Mücadele 2-2 beraberlikle sonuçlandı. Türkiye'nin gollerini Cengiz Ünder ve Yusuf Yazıcı kaydetti. Karadağ'ın golleri ise Krstovic ve Savic'ten geldi.

Maçın ilk yarısı golsüz eşitlikle sona erdi. İkinci yarıya hızlı başlayan Türkiye, 59. dakikada Cengiz Ünder'in golüyle 1-0 öne geçti. Ancak Karadağ, 78. dakikada Krstovic'in golüyle skora dengeyi getirdi.

Türkiye, 87. dakikada Yusuf Yazıcı'nın penaltıdan kaydettiği golle tekrar öne geçti. Maçın uzatma dakikalarında Savic'in golüyle skor 2-2'ye geldi ve mücadele bu skorla sona erdi.

Maçtan önemli anlar:

• 59' Cengiz Ünder'in golüyle Türkiye 1-0 öne geçti.
• 78' Krstovic'in golüyle Karadağ skoru 1-1 yaptı.
• 87' Yusuf Yazıcı'nın penaltı golüyle Türkiye 2-1 öne geçti.
• 90+7' Savic'in golüyle Karadağ skoru 2-2 yaptı.

Milliler, EURO 2024 elemeleri öncesinde hazırlıklarına devam edecek.

Zeytinyağlı biber dolması, Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biridir. Hem lezzetli hem de sağlıklı olan bu yemeği hazırlamak için ihtiyacınız olan malzemeler ve tarif aşağıda detaylı olarak verilmiştir.

Malzemeler:

• 1 kg dolmalık biber
• 1,5 su bardağı pirinç
• 2-3 adet orta boy soğan
• 3-4 adet domates
• Yarım demet maydanoz
• Yarım demet dereotu
• 2 yemek kaşığı kuru nane
• 1 yemek kaşığı kuru reyhan
• 1 tatlı kaşığı karabiber
• 1 tatlı kaşığı pul biber
• 1 yemek kaşığı domates salçası
• 1 yemek kaşığı biber salçası
• 1 çay bardağı zeytinyağı
• Tuz
• Su

Yapılışı:

1. Dolmalık biberlerin içini temizleyip yıkayın.
2. Pirinci yıkayıp süzün.
3. Soğanları yemeklik doğrayın. Domateslerin kabuklarını soyup küp küp doğrayın. Maydanoz ve dereotunu ince ince kıyın.
4. Geniş bir kapta pirinç, soğan, domates, maydanoz, dereotu, kuru nane, kuru reyhan, karabiber, pul biber, domates salçası, biber salçası, zeytinyağı ve tuzu karıştırın.
5. Hazırladığınız iç harcını biberlerin içine doldurun. Biberlerin ağzını domates dilimleri veya biber parçaları ile kapatın.
6. Tencereye dizdiğiniz dolmaların üzerine bir tabak yerleştirin ve üzerini geçecek kadar su ekleyin.
7. Kısık ateşte pirinçler yumuşayana kadar yaklaşık 45-50 dakika pişirin.
8. Pişen dolmaları tencerede soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra servis yapın.

Püf Noktaları:

• İç harcına bir miktar kuş üzümü ve çam fıstığı ekleyerek lezzetini zenginleştirebilirsiniz.
• Dolmaları pişirirken tencerenin dibine yapışmaması için tencerenin dibine asma yaprağı veya lahana yaprağı serebilirsiniz.
• Dolmaları servis yaparken üzerine limon suyu gezdirebilirsiniz.

Afiyet olsun!

Azerbaycan, Karabağ bölgesinde, Birinci Karabağ Savaşı sırasında kayıp olan Azerbaycanlı asker ve sivillere ait olduğu iddia edilen toplu mezarların bulunduğunu duyurdu. Azerbaycan yetkilileri, bu mezarların, Ermenistan'ın bölgedeki işgali sırasında gerçekleşen savaş suçlarının kanıtı olduğunu belirtiyor.

Azerbaycan Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, toplu mezarların Ağdam, Füzuli ve Hocavend bölgelerinde bulunduğu belirtildi. Açıklamada, yapılan kazılarda çok sayıda cesedin çıkarıldığı ve bu cesetlerin kimlik tespit çalışmalarının devam ettiği ifade edildi. Azerbaycan, uluslararası kuruluşları ve insan hakları örgütlerini bölgeye davet ederek, toplu mezarların incelenmesine katılmalarını talep etti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu toplu mezarlar, Ermenistan'ın Azerbaycanlılara karşı işlediği soykırımın bir kanıtıdır. Uluslararası toplum bu gerçeği görmeli ve Ermenistan'ı işlediği suçlardan dolayı sorumlu tutmalıdır." ifadelerini kullandı. Aliyev, Azerbaycan'ın kayıp kişilerin akıbetini aydınlatmak için her türlü çabayı göstereceğini vurguladı.

Ermenistan ise Azerbaycan'ın iddialarını reddederek, bu iddiaların Karabağ sorununun çözüm sürecini baltalamaya yönelik bir propaganda olduğunu savunuyor. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan'ı bölgede gerginliği tırmandırmakla suçladı ve uluslararası toplumu itidalli olmaya çağırdı. Açıklamada, Ermenistan'ın her zaman barışçıl bir çözümden yana olduğu ve diyalog yoluyla sorunların çözülmesinden yana olduğu belirtildi.

Karabağ sorunu, Azerbaycan ve Ermenistan arasında uzun yıllardır devam eden bir anlaşmazlık konusudur. İki ülke arasında 1991-1994 yılları arasında yaşanan savaşta, Karabağ ve çevresindeki bazı bölgeler Ermenistan'ın kontrolüne geçmişti. 2020 yılında Azerbaycan, başlattığı askeri operasyonla bu bölgelerin bir kısmını geri almıştır. Ancak, iki ülke arasındaki gerginlik hala devam etmektedir.

PBS Başkanı Paula Kerger, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın bazı medya kuruluşlarının fonlarını kesme yetkisi veren bir kararnameye karşı çıkarak, bu tür bir adımın hukuka aykırı olduğunu savundu. Kerger, bu türden bir müdahalenin, Amerikan kamu yayıncılığının temel prensiplerine ve bağımsızlığına zarar verebileceği konusunda endişelerini dile getirdi.

Trump'ın söz konusu kararnamesi, özellikle hükümetin belirli medya kuruluşlarına yönelik mali desteğini kesmesini öngörüyordu. Bu durum, PBS gibi kamu yayıncılığı yapan kuruluşların geleceği hakkında soru işaretleri yaratmıştı. Kerger, PBS'in toplumun her kesimine hizmet etme misyonunu vurgulayarak, finansman kesintilerinin bu misyonu tehlikeye atabileceğini belirtti.

Kerger'in açıklamaları, kamu yayıncılığının önemi ve bağımsızlığı konusunda geniş bir tartışma başlattı. Birçok kişi, hükümetin medya kuruluşları üzerindeki etkisinin sınırlandırılması gerektiğini savunurken, bazıları ise vergi mükelleflerinin parasının nasıl harcandığı konusunda daha fazla şeffaflık talep ediyor.

Tartışmanın merkezinde, medyanın özgürlüğü ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ilkeleri yer alıyor. PBS gibi kuruluşlar, özellikle yerel topluluklara yönelik eğitim programları ve haber yayınları yaparak önemli bir rol üstleniyor. Bu nedenle, finansman kesintilerinin bu hizmetlerin kalitesi ve erişilebilirliği üzerinde olumsuz etkileri olabileceği belirtiliyor.

Sonuç olarak, PBS Başkanı Paula Kerger'in tepkisi, medya kuruluşlarının bağımsızlığı ve kamu yayıncılığının geleceği konusunda süregelen tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Bu tartışmaların, Amerikan medyasının ve siyasetinin geleceği üzerinde önemli etkileri olabileceği öngörülüyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi, 2 Mayıs 2025 tarihinde, iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla çeşitli yasal düzenlemeler getiren dört eyalete karşı dava açtı. Bu eyaletler, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmayı ve karbon emisyonlarını azaltmayı hedefleyen politikalar uygulamaya koymuşlardı.

Trump yönetimi, açtığı davada, bu eyaletlerin iklim yasalarının federal hükümetin yetki alanına girdiğini ve enerji üretimini düzenleme yetkisinin yalnızca federal hükümete ait olduğunu savundu. Yönetim, eyaletlerin bu yasalarla enerji piyasasını etkilediğini ve diğer eyaletlerin enerji politikalarına müdahale ettiğini iddia etti.

Davaya konu olan eyaletler, Trump yönetiminin iddialarını reddetti. Eyalet yetkilileri, iklim değişikliğinin küresel bir sorun olduğunu ve yerel yönetimlerin bu soruna karşı kendi çözümlerini üretme hakkı olduğunu vurguladılar. Ayrıca, eyaletlerin enerji politikalarının federal hükümetin yetki alanına girmediğini ve enerji üretiminin çevresel etkilerini düzenleme yetkisinin eyaletlere ait olduğunu savundular.

Davanın sonucunun, ABD'nin iklim politikaları ve eyaletlerin enerji düzenlemeleri üzerindeki yetkileri açısından önemli etkileri olabileceği belirtiliyor. Hukuk uzmanları, davanın uzun ve karmaşık bir sürece yol açabileceğini ve Yüksek Mahkeme'ye kadar taşınabileceğini öngörüyor.

Davanın açıldığı eyaletler ve uygulamaya koydukları bazı iklim yasaları:

• California: Yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırma ve karbon emisyonlarını azaltma hedefleri
• New York: Temiz enerji standartları ve karbon vergisi uygulamaları
• Massachusetts: Sera gazı emisyonlarını azaltma ve enerji verimliliğini artırma programları
• Oregon: Karbon fiyatlandırması ve yenilenebilir enerji teşvikleri

Bu dava, Trump yönetiminin iklim değişikliğiyle mücadeleye karşı tutumunu ve eyaletlerin bu konudaki inisiyatiflerini engelleme çabalarını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Euro Bölgesi'nde mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı, 2024 Mart ayında %6,5 olarak gerçekleşti. Bu oran, Şubat ayındaki %6,5'lik oranla aynı seviyede seyrederken, bir önceki yılın Mart ayındaki %6,6'lık orandan ise hafif bir düşüş gösterdi.

Avrupa Birliği (AB) genelinde ise işsizlik oranı, Mart ayında %6 olarak kaydedildi. Bu oran, Şubat ayındaki %6'lık oranla aynı kaldı ve bir önceki yılın Mart ayındaki %6,1'lik orandan düşüş gösterdi.

Eurostat'ın verilerine göre, Mart ayında AB genelinde 13 milyon 271 bin kişi işsiz olarak kayıtlara geçti. Bunların 11 milyon 14 bin'i Euro Bölgesi'nde bulunuyor.

AB'de işsiz sayısı, 2024 Şubat ayına kıyasla 7 bin kişi azalırken, Euro Bölgesi'nde ise 2 bin kişi arttı. Bir önceki yılın Mart ayına göre ise AB'de işsiz sayısı 138 bin, Euro Bölgesi'nde ise 113 bin kişi azaldı.

Genç İşsizliği:

25 yaş altı gençlerde işsizlik oranı, Mart ayında AB'de %14,3, Euro Bölgesi'nde ise %13,7 olarak belirlendi.

Mart ayında AB genelinde 2 milyon 790 bin genç işsiz bulunurken, Euro Bölgesi'nde ise bu sayı 2 milyon 231 bin olarak kaydedildi.

Genç işsiz sayısı, AB'de Şubat ayına göre 24 bin azalırken, Euro Bölgesi'nde ise 2 bin arttı. Bir önceki yılın Mart ayına göre ise AB'de 27 bin, Euro Bölgesi'nde ise 42 bin düşüş yaşandı.