2025 AYT sınavında çıkan bir soru, ultrason ve tomografinin hangi tür dalgalar kullandığı konusunu gündeme getirdi. Sınava giren adaylar, ultrason ve tomografinin elektromanyetik dalga mı yoksa ses dalgası mı kullandığı konusunda çeşitli araştırmalar yapıyor.

Ultrason: Ultrason, yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanarak görüntüleme yapar. Bu dalgalar, insan kulağının duyamayacağı kadar yüksek frekansta olup, vücuda gönderildikten sonra dokulardan yansıyarak görüntü oluşturur. Dolayısıyla ultrason, elektromanyetik dalga değil, ses dalgası kullanır.

Tomografi: Tomografi (BT veya bilgisayarlı tomografi), X ışınları kullanarak vücudun kesitsel görüntülerini oluşturur. X ışınları, elektromanyetik spektrumun bir parçasıdır. Bu nedenle tomografi, elektromanyetik dalga kullanır.

Özetle:

• Ultrason: Ses dalgaları
• Tomografi: Elektromanyetik dalgalar (X ışınları)

Bu bilgiler ışığında, AYT sınavında çıkan sorunun cevabı, ultrasonun ses dalgası, tomografinin ise elektromanyetik dalga kullandığı şeklinde olmalıdır. Adayların bu temel fizik ve tıp bilgisiyle soruyu doğru yanıtlamaları beklenmektedir.

Sınav sonrası tartışmalar ve doğru cevap arayışları devam ederken, bu tür soruların adayların temel bilimsel kavramları ne kadar iyi anladığını ölçmeye yönelik olduğu belirtiliyor.

İran Parlamentosu, Hürmüz Boğazı'nın kapatılmasına ilişkin bir yasa tasarısını onaylayarak önemli bir adım attı. Tasarının kabul edilme gerekçesi ve olası sonuçları uluslararası kamuoyunda yakından takip ediliyor.

Hürmüz Boğazı, dünya petrol ticaretinin kilit noktalarından biri olarak biliniyor. Bu boğaz, Basra Körfezi'ni Umman Denizi ve Hint Okyanusu'na bağlayan stratejik bir su yolu olma özelliği taşıyor. Dünya petrolünün önemli bir bölümü bu boğaz üzerinden taşınıyor. Bu nedenle, boğazın kapatılması küresel enerji piyasaları üzerinde ciddi etkiler yaratabilir.

Yasa tasarısının onaylanmasının ardından, İran'ın bu kararı ne zaman ve nasıl uygulamaya koyacağı belirsizliğini koruyor. İranlı yetkililerden henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, kararın bölgedeki gerginliği tırmandırabileceği ve uluslararası tepkilere yol açabileceği değerlendiriliyor.

Hürmüz Boğazı'nın kapatılması durumunda, petrol tankerlerinin rotaları değişebilir ve bu da nakliye maliyetlerini artırabilir. Ayrıca, alternatif güzergahların kullanılması daha uzun zaman alacağından, petrol tedarikinde aksamalar yaşanabilir. Bu durum, dünya genelinde benzin fiyatlarının yükselmesine ve enflasyonun artmasına neden olabilir.

Uluslararası toplum, İran'ın bu kararına nasıl bir yanıt vereceği merakla bekleniyor. Birçok ülke, Hürmüz Boğazı'nın serbest geçiş hakkının korunması gerektiğini savunuyor. Boğazın kapatılması durumunda, uluslararası deniz hukukunun ihlal edilmiş olacağı ve bunun kabul edilemez olduğu belirtiliyor.

Önümüzdeki günlerde, İran'ın bu kararıyla ilgili daha fazla detay ortaya çıkması ve uluslararası toplumun tepkileri netleşmesi bekleniyor. Hürmüz Boğazı'ndaki gelişmeler, küresel enerji piyasaları ve uluslararası ilişkiler açısından kritik bir öneme sahip.

A Milli Kadın Voleybol Takımımız, Antalya'da düzenlenen FIVB Milletler Ligi'ndeki ilk maçında Belçika ile karşılaştı. Ay-yıldızlılar, rakibini 25-20, 22-25, 25-22, 23-25 ve 15-11'lik setlerle 3-2 mağlup ederek lige galibiyetle başladı.

Karşılaşmanın ilk setini 25-20 kazanan Türkiye, ikinci seti 22-25 kaybetti. Üçüncü seti 25-22 alarak tekrar öne geçen milliler, dördüncü seti 23-25 kaybedince maç tie-break setine uzadı. Tie-break setini 15-11 kazanan A Milli Kadın Voleybol Takımımız, mücadeleden 3-2 galip ayrıldı.

Millilerimizin en skorer oyuncusu 24 sayıyla Vargas oldu. Ona Ebrar Karakurt 17 sayıyla eşlik etti. Belçika'da ise Van Avermaet 19 sayıyla takımının en skorer ismi oldu.

Türkiye, Milletler Ligi'ndeki ikinci maçında 1 Haziran Cumartesi günü saat 20.00'de Hollanda ile karşılaşacak.

Maçın istatistikleri:

• Setler: 25-20, 22-25, 25-22, 23-25, 15-11
• En Skorer Oyuncu (Türkiye): Vargas (24 sayı)
• En Skorer Oyuncu (Belçika): Van Avermaet (19 sayı)

İsrail ordusunun, Dimona nükleer reaktörünün bulunduğu Negev bölgesindeki bir kenti vurduğu bildirildi. Olayda can kaybı yaşanmadığı belirtildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail'in Suriye'deki askeri noktalara yönelik saldırılarında Şam kırsalında Hizbullah'a ait bir konvoyun hedef alındığını duyurdu.

SOHR'a göre, İsrail'in hava saldırılarıyla eş zamanlı olarak Suriye ordusu da Şam çevresindeki bölgelerden İsrail'e doğru füze fırlattı. Atılan bu füzelerin Negev bölgesine düştüğü ve Dimona yakınlarındaki bir kente isabet ettiği kaydedildi. İsrail ordusu henüz konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmadı.

Suriye devlet televizyonu, hava savunma sistemlerinin Şam çevresinde düşman hedeflerine karşı koyduğunu belirtirken, İsrail'in saldırısının Şam'daki İran konsolosluğuna yönelik saldırının ardından gelmesi dikkat çekti. İran, bu saldırıya karşılık vereceğini açıklamıştı.

Yerel kaynaklar, Dimona'ya düşen füzenin ardından bölgede siren seslerinin duyulduğunu ve halkın sığınaklara yöneldiğini aktardı. İsrail'in nükleer santralinin bulunduğu bölgeye yönelik bu saldırı, bölgedeki gerginliği daha da artırmış durumda.

Diş Hekimi Dr. Seçil Ak, klorlu havuzlarda yüzmenin diş minesine zarar verebileceği konusunda uyarılarda bulundu. Özellikle havuz suyunun pH dengesinin düşük olması durumunda, diş minesinin erime riski arttığı belirtildi.

Dr. Ak, havuz suyunun ideal pH değerinin 7.2 ile 7.8 arasında olması gerektiğini vurgulayarak, bu değerin altında olan suların asidik özelliğe sahip olduğunu ve diş minesini aşındırabileceğini ifade etti. Ayrıca, havuz suyunda bulunan klorun da dişlerde hassasiyet ve renklenmelere yol açabileceğini söyledi.

Risk Altındaki Gruplar:

• Sık sık ve uzun süre havuza girenler
• Yüzme sporcuları
• Küçük çocuklar (özellikle havuz suyunu yutma eğiliminde olanlar)

Diş Minesi Erozyonunun Belirtileri:

• Dişlerde hassasiyet (sıcak, soğuk, tatlı veya ekşi yiyecek ve içeceklere karşı)
• Dişlerde renk değişimi (sararma veya matlaşma)
• Dişlerin yüzeyinde pürüzlülük
• Dişlerde incelme veya şeffaflaşma
• Dişlerde çatlaklar veya kırıklar

Önleyici Tedbirler:

1. Havuza girmeden önce florlu diş macunu ile dişleri fırçalamak.
2. Havuza girerken ağzı kapalı tutmaya özen göstermek.
3. Havuza girdikten sonra ağzı bol su ile çalkalamak.
4. Diş hekimine düzenli olarak kontrole gitmek ve flor uygulaması yaptırmak.
5. Asitli içeceklerden (meyve suları, gazlı içecekler) uzak durmak.

Dr. Ak, bu önlemlerin alınmasıyla klorlu havuzların diş sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılabileceğini belirtti ve düzenli diş hekimi kontrolünün önemini vurguladı.

ABD'nin İsrail'e, İran'ın nükleer programıyla ilgili hassas bir konuda, özellikle Fordo nükleer tesisine yönelik olası bir saldırı konusunda dikkat çekici bir talimat verdiği iddia edildi. Habere göre, ABD, İsrail'den Fordo'ya saldırmak için beklemesini istedi.

Haberde, bu talimatın nedeni ve potansiyel sonuçları hakkında detaylı bilgilere yer verilmiyor. Ancak, ABD ve İsrail arasındaki İran'ın nükleer programına yönelik stratejik farklılıkların zaman zaman su yüzüne çıktığı biliniyor. İsrail, İran'ın nükleer silah geliştirmesini engellemek için askeri seçeneği masada tutarken, ABD ise diplomasi ve yaptırımlar yoluyla sorunu çözmeyi tercih ediyor.

Fordo nükleer tesisi, İran'ın Kum kentinin yakınında bulunuyor ve yerin altında inşa edilmiş olması nedeniyle olası bir saldırıda imha edilmesi oldukça zor bir hedef olarak kabul ediliyor. Bu tesis, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri için kritik bir öneme sahip.

İddialara göre, ABD'nin bu talimatı, İran ile nükleer müzakerelerin yeniden başlaması olasılığına veya bölgedeki daha geniş güvenlik kaygılarına bağlı olabilir. Her iki durumda da, bu talimat, ABD ve İsrail arasındaki hassas dengeyi ve İran'ın nükleer programıyla ilgili ortak hedeflere ulaşma konusundaki farklı yaklaşımları yansıtıyor.

Bu haberin doğruluğu henüz teyit edilmemiş olup, ilgili taraflardan resmi bir açıklama bekleniyor. Ancak, bu iddia, bölgedeki gerginliği artırabilecek ve gelecekteki stratejik kararları etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, hakkında çıkan 'iftira' iddialarına ilişkin önemli mesajlar verdi. İmamoğlu, konuya ilişkin olarak, 'Ben sorumluluk almaktan çekinmem. Gerekirse o iftiranmeleri imzalayanların yükünü tek başıma taşırım' şeklinde konuştu.

İmamoğlu, İBB'deki bazı çalışanların 'terör örgütleriyle bağlantılı olduğu' iddialarına da değinerek, bu konuda İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturmayı eleştirdi. İmamoğlu, 'Bu soruşturma siyasi bir operasyondur. İBB'yi ve beni yıpratmaya yönelik bir girişimdir' dedi.

'İftira' iddialarıyla ilgili olarak İmamoğlu şunları söyledi:

• 'Benim kimseye iftira atmak gibi bir niyetim yok. Ancak, İBB'de usulsüzlükler tespit ettiğimizde bunları kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmeyiz.'
• 'Eğer birileri hata yapmışsa, bunun hesabını vermelidir. Ancak, masum insanları da suçlamamak gerekir.'
• 'Bu süreçte, İBB çalışanlarının ve İstanbulluların hakkını savunmaya devam edeceğim.'

İmamoğlu, İBB'nin hizmetlerine de değinerek, İstanbul için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı. 'İstanbul'u daha yaşanabilir bir şehir yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu tür siyasi oyunlara asla izin vermeyeceğiz' dedi.

Adıyaman'da Belediye Başkanı olarak göreve başlayan Mustafa Nurlu'nun tartışmalı kararları devam ediyor. Son olarak, şehirde yere çöp atanlara karşı farklı bir yöntem uygulayacaklarını duyurdu. Başkan Nurlu'nun talimatıyla, yere çöp atanların bulunduğu bölgelerdeki çöpler, o bölge temizlenene kadar toplanmayacak.

Bu kararın amacı, çevre temizliği konusunda farkındalık yaratmak ve vatandaşları daha duyarlı olmaya teşvik etmek olarak belirtildi. Belediye yetkilileri, bu uygulamanın ilk etapta belirli bölgelerde başlayacağını ve zamanla tüm şehre yayılacağını ifade etti. Belediye Başkanı Nurlu, kararın amacının vatandaşları cezalandırmak değil, çevre bilincini artırmak olduğunu vurguladı.

Kararın duyurulmasının ardından, vatandaşlar arasında farklı görüşler ortaya çıktı. Bazı vatandaşlar, bu uygulamanın çevre temizliği açısından olumlu bir adım olduğunu ve desteklediklerini belirtirken, bazıları ise uygulamanın pratik olmadığını ve çöplerin daha da birikmesine neden olabileceğini savundu.

Belediye yetkilileri, uygulamanın detayları ve hangi bölgelerde başlayacağı konusunda bilgilendirme yapmaya devam ediyor. Ayrıca, vatandaşlardan gelen geri bildirimleri dikkate alarak uygulamanın etkinliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapacaklarını da ifade ettiler.

Mustafa Nurlu'nun göreve gelmesinin ardından aldığı bu tür kararlar, Adıyaman'da sıkça tartışma konusu oluyor. Daha önce de farklı uygulamalarıyla gündeme gelen Nurlu, bu kararıyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın görev süresinin son dönemlerinde İran'a nükleer saldırı düzenleme olasılığını değerlendirdiği iddia edildi. Bu iddia, Trump'ın tartışmalı dış politika kararları ve İran ile olan gergin ilişkileri göz önüne alındığında büyük yankı uyandırdı.

Haberde, Trump'ın danışmanlarıyla yaptığı toplantılarda bu konuyu gündeme getirdiği ve olası sonuçlarını tartıştığı belirtiliyor. Ancak, danışmanlarının çoğunun bu fikre şiddetle karşı çıktığı ve böyle bir saldırının bölgedeki istikrarı tamamen bozabileceği, öngörülemeyen sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunduğu ifade ediliyor.

Nükleer saldırı olasılığı, uluslararası arenada büyük bir endişe yaratırken, birçok uzman bu tür bir adımın sadece İran ile değil, diğer ülkelerle de ilişkileri derinden etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca, nükleer silah kullanımının insani ve çevresel açıdan yaratacağı tahribatın da altı çiziliyor.

Trump'ın bu tür bir planı hayata geçirip geçirmediği veya bu fikrin sadece bir olasılık olarak mı kaldığı henüz netlik kazanmış değil. Ancak, bu iddialar, Trump dönemindeki dış politika kararlarının ne kadar öngörülemez ve tehlikeli olabileceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor.

İran ile ABD arasındaki gerginlik, uzun yıllardır devam ediyor. Trump yönetimi, İran'a yönelik ağır ekonomik yaptırımlar uygulamış ve nükleer anlaşmadan çekilmişti. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesine neden olmuştu. Nükleer saldırı iddiası, bu gerginliğin yeni bir boyuta taşınabileceği endişesini beraberinde getiriyor.

Uluslararası toplum, bu iddiaların ardından olası bir nükleer saldırının önlenmesi için diplomatik çabaların artırılması çağrısında bulunuyor. Bölgesel ve küresel aktörlerin, gerginliği azaltmak ve diyalog kanallarını açık tutmak için daha fazla çaba göstermesi gerektiği vurgulanıyor.