Mutlak butlanın ne olduğu, hangi sebeplerle ortaya çıktığı ve hangi durumlarda geçerli olduğu hakkında detaylı bilgiler.

Mutlak butlan, hukuk sistemimizde bir hukuki işlemin, özellikle sözleşmelerin, doğuştan itibaren geçersiz sayılması durumunu ifade eder. Bu durum, sözleşmenin kurulduğu andan itibaren hüküm ve sonuç doğurmaması anlamına gelir. Mutlak butlanın varlığı, sözleşmenin tarafları için herhangi bir hak veya yükümlülük yaratmaz.
Mutlak Butlan Sebepleri:
- Kanunun Emredici Hükümlerine Aykırılık: Bir sözleşme, kanunun emredici hükümlerine aykırı ise mutlak butlanla sakattır. Emredici hükümler, tarafların aksini kararlaştıramayacağı, kamu düzenini koruyan hükümlerdir.
- Ahlaka Aykırılık: Sözleşmenin konusu, içeriği veya amacı ahlaka aykırı ise, bu durum mutlak butlan sebebidir.
- Kamu Düzenine Aykırılık: Sözleşmenin kamu düzenini bozucu nitelikte olması, mutlak butlan sonucunu doğurur.
- Kişilik Haklarına Aykırılık: Sözleşmenin bir tarafın kişilik haklarını aşırı derecede sınırlaması veya ihlal etmesi halinde mutlak butlan söz konusu olabilir.
- Konu Yokluğu: Sözleşmenin konusunun imkansız olması veya hiç var olmaması durumunda mutlak butlan meydana gelir. Örneğin, var olmayan bir malın satışı sözleşmesi mutlak butlanla sakattır.
- Ehliyetsizlik: Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayan kişilerin (örneğin, tam ehliyetsizlerin) yaptığı işlemler de mutlak butlanla sakattır.
Mutlak Butlanın Sonuçları:
- Geçersizlik: Mutlak butlanla sakat bir sözleşme, başından itibaren hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz.
- İleri Sürülebilirlik: Mutlak butlan iddiası, ilgili herkes tarafından ileri sürülebilir ve mahkeme tarafından re’sen (kendiliğinden) dikkate alınır.
- Zamanaşımı Yokluğu: Mutlak butlan iddiası zamanaşımına tabi değildir; yani, her zaman ileri sürülebilir.
- İfa İmkansızlığı: Sözleşme gereğince yapılmış bir ifa varsa, bu ifanın iadesi talep edilebilir. Taraflar, sözleşme öncesi duruma geri dönerler.
Mutlak butlan, hukuk sistemimizde sözleşme serbestisinin sınırlarını çizen önemli bir kavramdır. Sözleşmelerin geçerliliği, sadece tarafların iradesine değil, aynı zamanda kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına uygunluğuna da bağlıdır.