Prof. Dr. Ahmet Saltık, Lozan Antlaşması'nın iptali için dava açılıp açılamayacağını hukuki ve siyasi boyutlarıyla değerlendiriyor.

Prof. Dr. Ahmet Saltık'ın yazısında, Lozan Antlaşması'nın iptali için dava açılıp açılamayacağı konusu hukuki ve siyasi açılardan inceleniyor. Yazar, öncelikle Lozan Antlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi niteliğinde olduğunu vurguluyor.
Saltık, Lozan'ın bir kuruluş belgesi olduğunu ve Türkiye'nin bağımsızlığını uluslararası alanda tescil ettiğini belirtiyor. Antlaşmanın bazı çevrelerce tartışmaya açılmasının, iç siyasi hesaplaşmalar ve popülist söylemler üzerinden yürütüldüğünü ifade ediyor. Lozan'ın hükümlerinin, Türkiye'nin egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü güvence altına aldığını savunuyor.
Yazıda, Lozan Antlaşması'nın uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Antlaşmanın iptali için dava açılmasının, hukuken mümkün olmadığı belirtiliyor. Çünkü Lozan, imzalandığı dönemin şartları ve uluslararası konjonktürü dikkate alınarak hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Antlaşmanın değiştirilmesi veya iptali, ancak tüm tarafların mutabakatı ile mümkün olabilir.
Saltık, Lozan'ın tartışmaya açılmasının, Türkiye'nin uluslararası itibarını zedeleyebileceği uyarısında bulunuyor. Ayrıca, bu tür tartışmaların, Türkiye'nin bölgesel istikrar ve güvenlik açısından da olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor. Yazar, Lozan Antlaşması'nın, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dayanaklarından biri olduğunu ve korunması gerektiğini savunuyor.
Yazıda öne çıkan diğer noktalar şunlardır:
- Lozan Antlaşması'nın Türkiye'nin sınırlarını ve egemenlik haklarını belirlediği,
- Antlaşmanın iptali girişimlerinin hukuki dayanağının olmadığı,
- Bu tür tartışmaların siyasi manipülasyon aracı olarak kullanılabileceği,
- Türkiye'nin ulusal çıkarlarının korunması için Lozan'a sahip çıkılması gerektiği.