Adana'da meydana gelen olayda, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi, merkez Seyhan ilçesi İsmetpaşa Mahallesi'nde bulunan 5 katlı bir apartmanın 5. katındaki evine, beline bağladığı kablo yardımıyla girmeye çalışırken feci şekilde can verdi. Edinilen bilgilere göre, şahıs, henüz bilinmeyen bir nedenle apartman giriş kapısını kullanamadı.

Bunun üzerine şahıs, binanın arka tarafına geçerek, yanında getirdiği kabloyu beline bağladı. Ardından 5. kattaki evinin balkonuna tırmanmaya çalıştı. Ancak tırmanış sırasında dengesini kaybeden şahıs, yaklaşık 15 metre yükseklikten beton zemine düştü. Olayı gören çevredeki vatandaşlar, durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi.

İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaptıkları ilk kontrolde şahsın hayatını kaybettiğini belirledi. Polis ekipleri, olay yerinde güvenlik önlemi alırken, şahsın kimliğini belirleme çalışmalarına başladı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

• Olay Yeri: Adana, Seyhan, İsmetpaşa Mahallesi
• Olay: Şahsın beline bağladığı kablo ile 5. kattaki evine girmeye çalışırken düşmesi
• Sonuç: Şahıs olay yerinde hayatını kaybetti.

Terör örgütü PKK, Almanya'daki faaliyetlerine getirilen yasağı yargıya taşıdı. Örgütün avukatları, yasağın ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini iddia ederek Alman yargısına başvurdu. Dava, Almanya'da terör örgütü olarak kabul edilen PKK'nın faaliyetlerinin yasaklanmasına karşı açıldı.

PKK avukatları, yasağın örgütün siyasi faaliyetlerini engellediğini ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını savunuyor. Yasağın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu öne sürüyorlar. Alman yetkililer ise, PKK'nın Almanya'daki faaliyetlerinin şiddeti teşvik ettiğini ve kamu güvenliğini tehdit ettiğini belirtiyor.

Davanın sonucunun, Almanya'daki PKK faaliyetleri ve örgütün Avrupa'daki genel durumu açısından önemli bir emsal teşkil edebileceği belirtiliyor. Kararın, diğer Avrupa ülkelerindeki benzer yasak kararlarını da etkileyebileceği değerlendiriliyor. Almanya, uzun yıllardır PKK'yı terör örgütü olarak kabul ediyor ve örgütün faaliyetlerini yakından takip ediyor. Yasağın amacı, PKK'nın Almanya'daki finans kaynaklarını kurutmak ve örgütsel faaliyetlerini engellemek olarak açıklanmıştı.

Davanın seyrini etkileyebilecek faktörler arasında, PKK'nın Almanya'daki faaliyetlerinin niteliği, Alman yargısının ifade özgürlüğü konusundaki hassasiyeti ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerinin yorumu yer alıyor. Davanın önümüzdeki aylarda sonuçlanması bekleniyor.

ABD'de yaşayan bir grup balık meraklısı, nadir bulunan bir balık türü olan 'Hayalet Pleco'yu satın almak isterken dolandırıldı. Sosyal medya üzerinden tanıştıkları bir satıcıya inanan mağdurlar, binlerce dolar para gönderdi ancak karşılığında hiçbir balık alamadı.

Olay, balıkseverlerin internet üzerinden bir araya geldiği forumlarda başladı. Bir satıcı, nadir bulunan 'Hayalet Pleco' türünü uygun fiyata sattığını iddia etti. Balık hakkında bilgisi olmayan alıcılar, satıcının paylaştığı fotoğraflara ve videolara güvenerek toplu sipariş verdi. Ancak ödeme yapıldıktan sonra satıcı ortadan kayboldu.

Dolandırıldıklarını anlayan mağdurlar, yerel yetkililere başvurarak şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, uzmanlar internet üzerinden yapılan alışverişlerde daha dikkatli olunması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Uzmanlar, özellikle nadir bulunan ve değeri yüksek ürünlerin alımında satıcının güvenilirliğinin araştırılmasının önemine dikkat çekiyor.

Dolandırıcıların, sahte kimlikler ve iletişim bilgileri kullanarak güven kazandığı belirtiliyor. Ayrıca, mağdurların genellikle balık türü hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı ve bu durumun dolandırıcıların işini kolaylaştırdığı ifade ediliyor.

Yetkililer, internet üzerinden yapılan alışverişlerde, özellikle ön ödeme istenen durumlarda dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Satıcının referanslarının kontrol edilmesi, mümkünse yüz yüze görüşme yapılması ve ödemenin güvenli ödeme sistemleri üzerinden gerçekleştirilmesi öneriliyor.

Milyonlarca çalışanın yakından takip ettiği kıdem tazminatı tavanı, 2025 Temmuz ayında yapılacak düzenlemeyle yeniden belirlenecek. Mevcut durumda 35.058,58 TL olan kıdem tazminatı tavanının, temmuz ayında gerçekleşecek enflasyon oranları ve ekonomik gelişmeler doğrultusunda artması bekleniyor.

Kıdem Tazminatı Nedir?

Kıdem tazminatı, bir işçinin belirli bir süre aynı işyerinde çalışması ve iş sözleşmesinin belirli nedenlerle sona ermesi durumunda işveren tarafından ödenen bir tazminattır. İşçinin en az bir yıl çalışmış olması gerekmektedir. Kıdem tazminatına hak kazanma koşulları ve hesaplama yöntemleri İş Kanunu'nda detaylı olarak düzenlenmiştir.

Kıdem Tazminatı Tavanı Nasıl Hesaplanır?

Kıdem tazminatı tavanı, her yıl Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere iki kez belirlenir. Tavan tutarı, memur maaşlarına yapılan zam oranında artırılır. 2024 yılı için belirlenen tavan tutar 35.058,58 TL'dir. 2025 Temmuz ayında yapılacak artış, o dönemdeki enflasyon verileri ve toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda belirlenecek memur maaş zamlarına göre şekillenecektir.

Temmuz Ayı Beklentisi

Temmuz ayında yapılacak artışla birlikte kıdem tazminatı tavanının ne kadar olacağı merak konusu. Ekonomistler, enflasyonun yüksek seyretmesi durumunda tavan tutarın önemli ölçüde artabileceğini belirtiyorlar. Bu artış, özellikle uzun yıllar aynı işyerinde çalışan ve emekliliğe hazırlanan işçiler için büyük önem taşıyor.

Kimler Kıdem Tazminatı Alabilir?

• İşveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın işten çıkarılanlar
• Sağlık sorunları nedeniyle işten ayrılmak zorunda kalanlar
• Askerlik görevi nedeniyle işten ayrılanlar
• Emeklilik hakkını elde edenler
• Kadın çalışanların evlenmeleri durumunda (evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içinde) işten ayrılanlar
• İşçi tarafından işveren aleyhine haklı nedenle fesih yapanlar

Önemli Not: Kıdem tazminatı hesaplamasında, işçinin son brüt maaşı dikkate alınır. Ancak, tavan tutarı aşan kısımlar kıdem tazminatına dahil edilmez.

Amasya'da meydana gelen olayda, bir çay ocağında zabıta ekipleri ile engelli bir esnaf arasında tartışma yaşandı. Edinilen bilgilere göre, zabıta ekipleri, çay ocağının bulunduğu alanda düzenleme yapmak amacıyla çalışma başlattı. Bu sırada, çay ocağı işletmecisi olan engelli esnaf ile zabıta arasında sözlü tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine olay kavgaya dönüştü.

Olay yerinde bulunan vatandaşlar, zabıta ekiplerinin engelli esnafa fiziki müdahalede bulunduğunu iddia etti. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, zabıta ekiplerinin esnafı tartakladığı ve yere düşürdüğü görüldü. Olayın ardından çevredeki esnaf ve vatandaşlar duruma tepki gösterdi. Esnaf, zabıtanın orantısız güç kullandığını ve engelli bir vatandaşa bu şekilde davranılmaması gerektiğini savundu.

Amasya Belediyesi yetkilileri konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak, olayla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Olayın ardından, esnafın avukatı aracılığıyla zabıta ekipleri hakkında suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi. Yaşanan bu olay, Amasya'da büyük tepkilere yol açarken, sosyal medyada da geniş yankı buldu.

Olayla ilgili detaylar ve gelişmeler takip edilmektedir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda düzenlenen 'Aile Odaklı Politikaların Teşvik Edilmesi' başlıklı etkinlikte önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Göktaş, ailenin küresel bir gündem maddesi olarak ele alınmasının gerekliliğini vurguladı.

Göktaş, konuşmasında, değişen dünya düzeninde ailenin karşı karşıya kaldığı zorluklara dikkat çekerek, aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi için uluslararası iş birliğinin önemine işaret etti. Ailenin, toplumun temel taşı olduğunu ve sağlıklı nesillerin yetişmesinde kritik bir rol oynadığını belirten Göktaş, bu nedenle aile odaklı politikaların teşvik edilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.

Bakan Göktaş, Türkiye'nin aile yapısını güçlendirmeye yönelik yaptığı çalışmaları anlatarak, özellikle dezavantajlı ailelere yönelik destek programlarına değindi. Bu programlar aracılığıyla ailelerin ekonomik ve sosyal refahının artırılmasının hedeflendiğini söyledi. Ayrıca, çocukların korunması, kadınların güçlenmesi ve yaşlıların desteklenmesi gibi alanlarda da önemli adımlar atıldığını belirtti.

Etkinlikte, diğer ülkelerin temsilcileri de aile odaklı politikaların önemi konusunda görüşlerini paylaştı. Aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi için uluslararası düzeyde ortak çalışmalar yapılması gerektiği vurgulandı. Bakan Göktaş, bu tür platformların, farklı ülkelerin deneyimlerini paylaşması ve iş birliği imkanlarını geliştirmesi açısından büyük bir fırsat sunduğunu dile getirdi.

Göktaş, konuşmasının sonunda, ailenin küresel bir gündem maddesi haline gelmesi için Türkiye'nin her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğunu belirterek, tüm ülkeleri aile odaklı politikalar geliştirmeye ve uygulamaya davet etti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 33. Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Bayraktar, Türkiye'nin enerji alanındaki bölgesel rolünü vurgulayarak, Suriye'ye gaz ihracatının kısa süre içinde başlayacağını belirtti.

Bakan Bayraktar, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin enerji arz güvenliğinin önemine dikkat çekti. Bu bağlamda, yerli kaynakların kullanımının artırılması ve enerji verimliliğinin sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca, Türkiye'nin enerji alanında bölgesel bir merkez olma vizyonunu vurguladı.

Suriye'ye gaz ihracatı konusuna değinen Bayraktar, bu adımın iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlayacağını ifade etti. İhracatın teknik detayları ve miktarı hakkında henüz net bir bilgi verilmezken, çalışmaların hızla devam ettiği belirtildi.

Konferansta ayrıca, Türkiye'nin enerji stratejileri, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar ve nükleer enerji projeleri gibi konular da ele alındı. Türkiye'nin enerji sektöründeki hedeflerine ulaşmak için uluslararası işbirliğinin önemine vurgu yapıldı.

Özetle, Bakan Bayraktar'ın açıklamaları Türkiye'nin enerji alanındaki iddialı hedeflerini ve bölgesel liderlik vizyonunu ortaya koymaktadır. Suriye'ye gaz ihracatının başlaması, bu hedeflere ulaşma yolunda atılan önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Hatay'ın Dikmece Mahallesi Muhtarı Ali Kılıç, bir taş ocağında darp edildiğini ve tehdit edildiğini iddia ederek suç duyurusunda bulundu. Muhtar Kılıç, yaşadığı olayı şu şekilde anlattı:

Muhtar Kılıç, mahallesinde yapılması planlanan bir taş ocağı için ÇED raporu sürecinde olduğunu ve bu süreçte ocağın faaliyete geçtiğini öğrendiğini belirtti. Bunun üzerine durumu yerinde görmek için taş ocağına gittiğini ifade etti. Taş ocağında çalışanlar tarafından karşılandığını ve burada sözlü tartışma yaşandığını aktardı. Tartışmanın büyümesi üzerine darp edildiğini ve tehdit edildiğini iddia etti.

Kılıç, kendisine 'Biz burada devletiz, sana da gününü gösteririz' şeklinde tehditler savrulduğunu ileri sürdü. Darp raporu alarak şikayetçi olduğunu belirten Kılıç, olayın takipçisi olacağını vurguladı.

Muhtarın şikayeti üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Olayın yaşandığı taş ocağıyla ilgili herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.

Olay, yerel halk arasında büyük tepkiye yol açtı. Vatandaşlar, muhtara yapılan saldırıyı kınayarak yetkililerden olayın aydınlatılmasını talep etti.

Yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren 2024 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri görüşmeleri başlıyor. Türk-İş, Hak-İş ve DİSK'e bağlı sendikalar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na çağrıda bulunarak, kamu işçilerinin ücret ve sosyal haklarının iyileştirilmesi taleplerini dile getirdiler.

Sendikalar, hükümetin enflasyon hedefi ve ekonomik büyüme beklentilerini dikkate alarak, işçilerin alım gücünü koruyacak ve refah düzeyini artıracak bir zam teklifi sunmasını bekliyor. Özellikle son dönemde artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında, kamu işçilerinin geçim sıkıntısı yaşadığına dikkat çekiliyor.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, yaptığı açıklamada, "Kamu işçileri, ülkenin kalkınmasına önemli katkılar sunmaktadır. Onların emeğinin karşılığını alması, adaletli bir ücret politikasıyla mümkündür" dedi. Atalay, hükümetten beklentilerinin, işçilerin beklentilerini karşılayacak bir teklif sunması olduğunu vurguladı.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da, kamu işçilerinin toplu sözleşme sürecine büyük önem verdiklerini belirterek, "Hükümetin, sosyal diyalog mekanizmasını etkin bir şekilde kullanarak, işçilerin sorunlarına çözüm odaklı yaklaşmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu. Arslan, sendika olarak, işçilerin haklarını korumak için ellerinden gelen her türlü çabayı göstereceklerini ifade etti.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, kamu işçilerinin ücretlerinin, enflasyon karşısında eridiğini ve alım güçlerinin düştüğünü belirterek, "Hükümetin, kamu işçilerine insanca yaşayabilecekleri bir ücret vermesi gerekmektedir" dedi. Çerkezoğlu, sendika olarak, işçilerin haklı taleplerini savunmaya devam edeceklerini söyledi.

Görüşmelerde, ücret zammının yanı sıra, sosyal haklar, ikramiyeler, yemek yardımı, yol yardımı gibi konular da ele alınacak. Sendikalar, kamu işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş güvencesinin sağlanması ve sendikal haklarının korunması gibi taleplerini de hükümete iletecekler. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin önümüzdeki haftalarda sonuçlanması bekleniyor.