Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs seçimleri öncesinde seçim kampanyasına Diyarbakır'da düzenlenen mitingle başladı. Mitingde yaptığı konuşmada Erdoğan, Kürt seçmene birlik ve beraberlik mesajları vererek, terörle mücadele vurgusu yaptı.

Erdoğan, Diyarbakır'a yapılan yatırımları ve hizmetleri anlatarak, bölgenin kalkınması için çalıştıklarını ifade etti. Ayrıca, geçmişte yaşanan sorunların çözümü için adımlar attıklarını ve Kürt vatandaşların haklarını koruduklarını belirtti.

Konuşmasında terör örgütlerine sert tepki gösteren Erdoğan, terörle mücadelede kararlılık mesajı verdi. Bölgenin huzur ve güvenliği için terörle mücadelenin devam edeceğini vurguladı.

Erdoğan'ın Diyarbakır mitingi, seçim kampanyasının önemli bir başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Kürt seçmenin oyunu almak için yaptığı bu hamle, seçim sonuçları açısından kritik bir öneme sahip.

Mitingde dikkat çeken diğer noktalar:

• Erdoğan'ın Diyarbakır'a özel önem verdiğini vurgulaması
• Bölgedeki yatırımların ve hizmetlerin artarak devam edeceğinin belirtilmesi
• Kürt vatandaşların haklarının korunacağına dair güvence verilmesi
• Terörle mücadelede kararlılık mesajının yinelenmesi

Isparta'da meydana gelen trafik kazasında, bir tur otobüsünün şarampole devrilmesi sonucu çok sayıda kişi yaralandı. Kaza, saat 17:00 sularında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, tur otobüsü, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak şarampole yuvarlandı.

Olay yerine çok sayıda ambulans, itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Yaralılar, ilk müdahalelerinin ardından ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Yaralıların bir kısmının durumunun ağır olduğu belirtildi.

Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı. İlk belirlemelere göre kazanın, sürücünün dikkatsizliği sonucu meydana geldiği düşünülüyor. Ancak, kazanın kesin nedeni yapılacak detaylı incelemenin ardından belirlenecek.

Yetkililer, benzer kazaların önüne geçmek için sürücüleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Özellikle uzun yolculuklarda sürücülerin dinlenerek araç kullanmaları gerektiği vurgulandı.

Yaralıların hastanelerdeki tedavileri devam ediyor. Olayla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Rus ordusu, Ukrayna'daki askeri operasyonları kapsamında Donetsk Halk Cumhuriyeti'nde (DHC) bir yerleşim birimini daha kontrol altına aldığını duyurdu. Bu gelişme, Rusya'nın bölgedeki askeri varlığını ve kontrolünü artırma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Haberde, ele geçirilen yerleşim biriminin adı veya konumu hakkında net bir bilgi verilmemektedir. Ancak, DHC'deki çatışmaların yoğunlaştığı ve Rus güçlerinin ilerleme kaydettiği belirtiliyor. Ukrayna ordusunun bölgedeki direnişi devam ederken, Rusya'nın askeri operasyonlarına devam etmesi bekleniyor.

Donetsk Halk Cumhuriyeti, 2014 yılından bu yana Ukrayna hükümeti ile Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında çatışmalara sahne oluyor. Rusya'nın bölgedeki ayrılıkçılara verdiği destek, uluslararası toplum tarafından eleştiriliyor. Rusya ise, DHC'deki Rus kökenli nüfusu koruma gerekçesiyle askeri operasyonlarını haklı çıkarıyor.

Bölgedeki durumun belirsizliğini koruduğu ve çatışmaların devam edeceği öngörülüyor. Uluslararası toplumun, Rusya'yı askeri operasyonlarını durdurmaya ve müzakere masasına dönmeye çağırmaya devam etmesi bekleniyor.

Yargıtay, bir boşanma davasında eşinin iş yerini bilmemenin kusur sayılıp sayılmayacağına dair emsal bir karar verdi. Karara göre, eşinin iş yerini bilmemek tek başına kusur olarak değerlendirilemez. Ancak, bu durum evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açıyorsa ve diğer kusurlu davranışlarla birlikte gerçekleşiyorsa, boşanma sebebi olarak kabul edilebilir.

Davada, kadın eş, kocasının kendisiyle ilgilenmediğini, eşinin ailesiyle daha çok vakit geçirdiğini ve iş yerini dahi bilmediğini iddia etti. Yargıtay, bu iddiaları değerlendirirken, eşinin iş yerini bilmemenin başlı başına bir kusur olmadığını vurguladı. Ancak, erkeğin eşiyle ilgilenmemesi, ailesiyle daha çok vakit geçirmesi ve bu durumun evlilik birliğinin sarsılmasına neden olması halinde, boşanmaya karar verilebileceğini belirtti.

Yargıtay kararında, "Evlilik birliği, eşlerin karşılıklı sevgi, saygı ve anlayışına dayanır. Eşler, birbirlerine karşı dürüst ve açık olmalıdır. Eşlerden birinin diğerinin iş yerini bilmemesi, güven eksikliğine yol açabilir ve evlilik birliğini zedeleyebilir. Ancak, bu durum tek başına boşanma sebebi olarak kabul edilemez." ifadelerine yer verildi.

Kararda ayrıca, erkeğin eşiyle yeterince ilgilenmediği, ailesiyle daha çok vakit geçirdiği ve bu durumun kadının psikolojik sağlığını olumsuz etkilediği tespit edilirse, erkeğin kusurlu olduğuna karar verilebileceği belirtildi. Bu durumda, kadın eşin boşanma talebi kabul edilebilir.

Özetle, Yargıtay, eşinin iş yerini bilmemenin boşanma davalarında kusur olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine dair net bir çizgi çizdi. Eşinin iş yerini bilmemek tek başına kusur sayılmazken, diğer kusurlu davranışlarla birlikte evlilik birliğinin sarsılmasına neden oluyorsa, boşanma sebebi olarak kabul edilebilir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabı üzerinden Necip Fazıl Kısakürek'in "Surda Bir Gedik Açtık" şiirini paylaştı. Paylaşım, Kısakürek'in dizeleriyle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını içeriyor.

Erdoğan'ın bu paylaşımı, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Paylaşım, birçok kullanıcı tarafından beğeni ve yorum aldı. Necip Fazıl Kısakürek'in eserleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu paylaşımı, edebiyat ve siyaset çevrelerinde de tartışma konusu oldu.

Necip Fazıl Kısakürek kimdir?

Necip Fazıl Kısakürek, Türk edebiyatının önemli şair, yazar ve düşünürlerindendir. 1904'te İstanbul'da doğan Kısakürek, çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazmış, şiirler yayımlamıştır. Özellikle mistik ve dini temaları işlediği eserleriyle tanınır. "Çile" adlı şiir kitabı en bilinen eserlerindendir. 1983'te İstanbul'da hayatını kaybeden Kısakürek, Türk edebiyatına önemli bir miras bırakmıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Necip Fazıl Kısakürek paylaşımı, Kısakürek'in eserlerinin ve düşüncelerinin güncelliğini koruduğunu göstermesi açısından önemlidir. Bu paylaşım, aynı zamanda edebiyatın ve sanatın siyasetle olan ilişkisine dair tartışmaları da yeniden gündeme getirmiştir.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Türkiye'deki vesayetçiliğin tamamen ortadan kaldırılması için yeni bir anayasa yapılması gerektiğini belirtti. Uçum, mevcut anayasanın vesayetçi unsurlar içerdiğini ve bu nedenle demokratik bir yönetim için engel teşkil ettiğini ifade etti.

Uçum, yeni anayasa yapım sürecinin geniş katılımlı ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili diğer aktörlerin bu sürece dahil olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, yeni anayasanın Türkiye'nin demokratik değerlerini, hukuk devletini ve insan haklarını güçlendirmesi gerektiğini de ekledi.

Mevcut anayasanın, geçmişteki askeri darbelerin izlerini taşıdığını ve bu nedenle demokratik bir anayasa olmadığını savunan Uçum, yeni anayasanın, Türkiye'nin geleceği için bir fırsat olduğunu ve bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Uçum, anayasa değişikliği tartışmalarının Türkiye'nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayacağını ve ülkenin daha ileriye gitmesine yardımcı olacağını belirtti.

Uçum, yeni anayasa ile birlikte, kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve yargı bağımsızlığının sağlanmasının önemini vurguladı. Ayrıca, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasının ve ifade özgürlüğünün korunmasının da yeni anayasanın temel unsurları olması gerektiğini söyledi.

Son olarak, Uçum, Türkiye'nin demokratik bir ülke olarak yoluna devam etmesi için yeni bir anayasanın şart olduğunu ve bu konuda gerekli adımların atılması gerektiğini ifade etti.

Nergis Kumbasar, eski eşi Mehmet Ali Erbil'in kendisine açtığı nafaka davasına karşı bir rest çekti. Erbil, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek Kumbasar'a ödediği nafakanın kaldırılmasını talep etmişti. Kumbasar ise, Erbil'in bu talebine şiddetle karşı çıktı.

Mehmet Ali Erbil, uzun süredir sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Geçirdiği kazalar ve rahatsızlıklar nedeniyle maddi zorluklar yaşadığını belirten Erbil, mahkemeye başvurarak Nergis Kumbasar'a ödediği nafakanın kaldırılmasını istedi. Erbil, nafaka ödeme gücünün kalmadığını ve geçimini sağlamakta zorlandığını iddia etti.

Nergis Kumbasar, eski eşinin bu talebine avukatı aracılığıyla yanıt verdi. Kumbasar, Erbil'in nafaka ödeme gücünün olmadığını iddia etmesinin gerçeği yansıtmadığını savundu. Erbil'in halen çeşitli programlardan ve projelerden gelir elde ettiğini belirten Kumbasar, nafakanın kaldırılması talebinin reddedilmesini istedi.

Kumbasar'ın avukatı, mahkemeye sunduğu dilekçede, "Mehmet Ali Erbil'in sağlık sorunları nedeniyle çalışamaz durumda olduğu iddiası doğru değildir. Müvekkilimiz, halen çeşitli televizyon programlarına katılmakta, reklam projelerinde yer almakta ve sosyal medya üzerinden gelir elde etmektedir. Bu nedenle, nafakanın kaldırılması talebi hukuki dayanaktan yoksundur" ifadelerini kullandı.

Mahkeme, tarafların iddia ve savunmalarını değerlendirdikten sonra kararını açıklayacak. Kamuoyu, bu davanın sonucunu merakla bekliyor.

Nergis Kumbasar ve Mehmet Ali Erbil, 1989 yılında evlenmiş ve 1996 yılında boşanmışlardı. Bu evlilikten Yasmin Erbil adında bir kızları bulunmaktadır.

Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) çağrısı üzerine Cumhuriyetçiler bir araya geldi. Toplantıda, Türkiye'nin çeşitli sorunlarına dair ortak çözüm önerileri tartışıldı ve vurgu yapılan noktalardan biri, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkılması oldu.

Toplantının dikkat çeken bir diğer unsuru ise, kürsüde yer alan Türk bayrağıydı. Bu durum, toplantının katılımcılarının millî birlik ve beraberlik vurgusu olarak yorumlandı. TKP'nin çağrısıyla bir araya gelen farklı kesimlerden Cumhuriyetçiler, ülkenin geleceğine dair kaygılarını dile getirdiler ve çözüm önerilerini paylaştılar.

Toplantıda ele alınan konular arasında laiklik ilkesinin korunması, ekonomik bağımsızlık, sosyal adalet ve antiemperyalizm gibi başlıklar yer aldı. Katılımcılar, bu konularda ortak bir zeminde buluşarak, Türkiye'nin daha aydınlık bir geleceğe taşınması için birlikte mücadele etme kararlılığını vurguladılar. Ayrıca, toplantıda, farklı siyasi görüşlere sahip Cumhuriyetçilerin bir araya gelerek ortak sorunlara çözüm araması, demokratik bir platform oluşturulması açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Toplantının sonunda, katılımcılar, benzer platformlarda bir araya gelmeye devam edeceklerini ve Türkiye'nin geleceği için ortak akıl yürütmeye devam edeceklerini belirttiler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Yerel seçimler öncesinde partililere seslenen Erdoğan, partisinin temel prensiplerini ve hedeflerini vurguladı. Konuşmasında, 'Bizim yoldaşlarımız kadeh tokuşturanlar değildir' ifadelerini kullanan Erdoğan, partililerinden yerel seçimlerde başarı için daha fazla gayret göstermelerini istedi.

Erdoğan, konuşmasının devamında, partisinin kuruluşundan bu yana geçen sürede elde ettiği başarıları ve Türkiye'nin gelişimine katkılarını anlattı. Türkiye'nin son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlara dikkat çeken Cumhurbaşkanı, bu başarıların arkasında birlik ve beraberlik içinde çalışmanın yattığını belirtti.

Yerel seçimlerin önemine değinen Erdoğan, belediye başkan adaylarının seçim bölgelerindeki sorunları çözmek ve halkın refahını artırmak için projeler üretmeleri gerektiğini ifade etti. Ayrıca, adayların halkla sürekli iletişim halinde olmalarını ve onların sorunlarına çözüm bulmalarını istedi.

Konuşmasında muhalefeti de eleştiren Erdoğan, onların Türkiye'nin büyümesini engellemeye çalıştığını ve sürekli olarak yalan haberlerle halkı manipüle ettiklerini savundu. Erdoğan, partisinin bu tür provokasyonlara karşı uyanık olması gerektiğini ve doğru bilgiyi halka ulaştırmaları gerektiğini vurguladı.

Erdoğan son olarak, partililerinden yerel seçimlerde gece gündüz demeden çalışmalarını ve partisinin bayrağını en yükseğe dikmelerini istedi. Türkiye'nin geleceği için yerel seçimlerin kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Erdoğan, partisinin bu seçimlerden zaferle çıkacağına inandığını sözlerine ekledi.