Çanakkale'nin Bozcaada ilçesinde, bir otelin 13 yıl boyunca kaçak su kullandığı tespit edildi. Bozcaada Belediyesi ekipleri tarafından yapılan denetimlerde ortaya çıkarılan bu durum üzerine, otel hakkında rekor bir ceza uygulandı. 13 yıl boyunca sayaçsız ve kaçak olarak su kullandığı belirlenen otele, 88 milyon lira para cezası kesildi.

Bozcaada Belediyesi yetkilileri, kaçak su kullanımının tespiti üzerine derhal harekete geçerek gerekli yasal işlemleri başlattı. Yapılan incelemelerde, otelin uzun yıllardır su şebekesine usulsüz bir şekilde bağlandığı ve herhangi bir ölçüm yapılmadan su tüketildiği belirlendi. Bu durumun hem belediyenin gelir kaybına yol açtığı hem de diğer abonelerin hakkının yenmesine sebep olduğu vurgulandı.

Belediye yetkilileri, kaçak su kullanımının önüne geçmek için denetimlerin sıklaştırılacağını ve benzer durumların tespiti halinde tavizsiz bir şekilde cezai işlem uygulanacağını belirtti. Ayrıca, su kaynaklarının korunmasının önemine dikkat çekilerek, tüm vatandaşların su kullanımında daha bilinçli ve duyarlı olması gerektiği ifade edildi.

Otel hakkında uygulanan 88 milyon lira ceza, Bozcaada'da kaçak su kullanımına karşı verilen en yüksek cezalardan biri olarak kayıtlara geçti. Bozcaada Belediyesi, bu tür uygulamalarla su kaynaklarını koruma ve adil su kullanımını sağlama konusundaki kararlılığını bir kez daha göstermiş oldu.

Kaçak su kullanımının tespiti, Bozcaada'da su yönetimi ve denetim mekanizmalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Yetkililer, benzer durumların önüne geçmek için teknolojik altyapılarını güçlendireceklerini ve daha etkin bir denetim sistemi kuracaklarını bildirdi.

• Otel, 13 yıl boyunca kaçak su kullandı.
• Bozcaada Belediyesi tarafından 88 milyon lira ceza kesildi.
• Denetimler sıklaştırılacak.

Marmara Denizi'nde seyir halindeyken denizi kirlettiği tespit edilen bir tankere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 16 milyon lira idari para cezası kesildi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, gemilerden kaynaklı deniz kirliliğinin önlenmesine yönelik denetimler aralıksız devam ediyor.

Denizlerde kirliliğe neden olan gemilere karşı sıfır tolerans ilkesiyle hareket eden bakanlık yetkilileri, Marmara Denizi'nde rutin denetimler sırasında bir tankerin denizi kirlettiğini belirledi.

Bunun üzerine harekete geçen ekipler, tankeri durdurarak inceleme başlattı. Yapılan incelemede, tankerin atıklarını denize deşarj ederek çevreyi kirlettiği tespit edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, söz konusu tankere 16 milyon lira idari para cezası uyguladı.

Bakanlık, denizlerdeki kirliliğin önlenmesi amacıyla denetimlerin artarak devam edeceğini ve çevreyi kirletenlere karşı en ağır cezaların uygulanacağını bildirdi.

İsrail hükümeti, işgal altındaki Batı Şeria'da 22 yeni yerleşim birimi inşa etme planını onayladı. Bu karar, Filistinliler ve uluslararası toplum tarafından büyük bir endişe ve kınama ile karşılandı. Söz konusu yerleşim birimlerinin inşası, bölgedeki gerginliği tırmandırabilecek ve barış sürecini daha da karmaşık hale getirebilecek bir adım olarak değerlendiriliyor.

İsrail'in bu hamlesi, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı olarak nitelendiriliyor. Uluslararası toplumun büyük bir kısmı, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetlerini yasa dışı olarak kabul ediyor ve bu faaliyetlerin durdurulması çağrısında bulunuyor.

Yeni yerleşim birimlerinin inşası, bölgedeki demografik yapıyı değiştirme ve Filistin topraklarını daha da parçalama riski taşıyor. Bu durum, Filistinlilerin kendi devletlerini kurma umutlarını zayıflatırken, İsrail-Filistin çatışmasının çözümünü daha da zorlaştırıyor.

İsrail hükümetinin bu kararı almasındaki temel motivasyonlar arasında, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin sayısını artırma ve bölgedeki İsrail varlığını güçlendirme stratejisi yer alıyor. Ancak, bu strateji, bölgedeki istikrarı bozma ve şiddeti körükleme potansiyeli taşıyor.

Filistin yönetimi, İsrail'in bu kararına sert tepki göstererek, uluslararası toplumu İsrail'e baskı yapmaya ve bu planı durdurmaya çağırdı. Filistinli yetkililer, yerleşim faaliyetlerinin, barış görüşmelerinin önünde ciddi bir engel teşkil ettiğini ve İsrail'in samimiyetsizliğini gösterdiğini vurguluyor.

Uluslararası toplumun tepkileri ise çeşitli düzeylerde gerçekleşiyor. Birçok ülke, İsrail'in bu kararını kınayarak, yerleşim faaliyetlerinin durdurulması çağrısında bulunurken, bazı ülkeler ise daha sert yaptırımlar uygulanması gerektiğini savunuyor. Avrupa Birliği de İsrail'e yönelik eleştirilerini dile getirerek, yerleşimlerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve barış sürecini baltaladığını belirtiyor.

Sonuç olarak, İsrail'in Batı Şeria'da 22 yeni yerleşim birimi kurma kararı, bölgedeki gerginliği artırma ve barış umutlarını zayıflatma potansiyeli taşıyan kritik bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Uluslararası toplumun bu konudaki tutumu ve atacağı adımlar, bölgedeki geleceği şekillendirmede önemli bir rol oynayacak.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul'un Fethi'nin 571. yıl dönümü münasebetiyle yazılı bir açıklama yayımladı. Bahçeli, açıklamasında, 29 Mayıs 1453'te gerçekleşen İstanbul'un Fethi'nin Türk ve dünya tarihi açısından bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.

Bahçeli, mesajında şu ifadelere yer verdi:

• Fethin sadece bir şehir almakla sınırlı olmadığı, aynı zamanda yeni bir çağın başlangıcı olduğu belirtildi.
• İstanbul'un fethiyle birlikte Türk milletinin azmi, kararlılığı ve inancının tüm dünyaya ilan edildiği vurgulandı.
• Fethin, medeniyetler arasındaki etkileşimi artırdığı ve farklı kültürlerin bir arada yaşama idealine katkı sağladığı ifade edildi.
• Bahçeli, İstanbul'un Türk milletinin kalbinde müstesna bir yere sahip olduğunu ve şehrin tarihi, kültürel ve stratejik öneminin her zaman korunması gerektiğini belirtti.
• Ayrıca, fethin gelecek nesillere aktarılması ve gençlerin bu önemli olayı anlaması için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi.

MHP lideri, İstanbul'un Fethi'nin yıl dönümünde, başta Fatih Sultan Mehmet olmak üzere tüm şehitleri rahmetle andığını ve Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde nice zaferlere ulaşması temennisinde bulundu.

Bahçeli, açıklamasının sonunda, İstanbul'un sadece Türkiye için değil, tüm dünya için önemli bir şehir olduğunu ve barışın, hoşgörünün ve medeniyetin merkezi olma özelliğini koruması gerektiğini ifade etti.

Şampiyonlar Ligi finalinde Inter ile karşılaşacak olan PSG'de Hakan Çalhanoğlu ilk 11'de sahaya çıkacak. Tecrübeli futbolcu, takımının başarısı için mücadele edecek.

Hakan Çalhanoğlu'nun ilk 11'de yer alması, Türk futbolseverler için gurur kaynağı oldu. Milli futbolcu, Şampiyonlar Ligi finalinde sergileyeceği performansla adından söz ettirmek istiyor.

Inter'in ilk 11'i şu şekilde bekleniyor: Kaleci: Onana, Defans: Darmian, Acerbi, Bastoni, Orta Saha: Dumfries, Barella, Hakan Çalhanoğlu, Mkhitaryan, Dimarco, Forvet: Lautaro Martinez, Dzeko

Maçın favorisi olarak gösterilen PSG'nin ise sahaya şu 11'le çıkması bekleniyor: Kaleci: Donnarumma, Defans: Hakimi, Marquinhos, Sergio Ramos, Nuno Mendes, Orta Saha: Verratti, Vitinha, Fabian Ruiz, Forvet: Messi, Mbappe, Neymar

Final maçı, futbolseverler tarafından büyük bir heyecanla bekleniyor. İki güçlü takımın mücadelesi, futbol tarihine geçecek bir karşılaşma olabilir.

Hakan Çalhanoğlu'nun performansı, maçın sonucunu etkileyebilecek önemli faktörlerden biri olacak. Milli futbolcunun, orta sahadaki etkinliği ve pas dağıtımının yanı sıra, duran toplardaki başarısı da Inter için büyük önem taşıyor.

PSG'nin yıldızlarla dolu kadrosuna karşı Inter'in direnci ve taktiksel disiplini, maçın kilit noktalarından olacak. İki takımın da Şampiyonlar Ligi'ni kazanma arzusu, sahaya yansıyacak ve futbolseverlere unutulmaz bir final yaşatacak.

Twitch ve YouTube gibi platformlarda geniş bir izleyici kitlesine sahip olan Jahrein, gerçek adıyla Raşit Erdem, mahkeme kararıyla erişim engeliyle karşılaştı. Bu karar, Jahrein'in sosyal medya paylaşımları ve yayınları nedeniyle alındı.

Jahrein'in avukatı Ersan Barkın, kararı kamuoyuna duyurdu. Barkın, kararın gerekçesini henüz tam olarak bilmediklerini ancak müvekkilinin ifade özgürlüğünün kısıtlandığını düşündüklerini belirtti. Erişim engelinin kaldırılması için gerekli hukuki süreçlerin başlatılacağını ifade etti.

Sosyal medyada hızla yayılan bu haber, Jahrein'in takipçileri arasında büyük bir tepkiye neden oldu. Birçok kullanıcı, kararın ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savunarak Jahrein'e destek mesajları gönderdi. Konuyla ilgili çeşitli platformlarda tartışmalar devam ediyor.

Erişim engelinin hangi platformları kapsadığı ve ne kadar süreceği henüz netlik kazanmadı. Ancak avukat Barkın, en kısa sürede bu belirsizliğin giderilmesi için çalışacaklarını vurguladı. Jahrein'in konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadığı belirtildi.

Bu gelişme, Türkiye'deki sosyal medya ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Birçok kişi, bu türden erişim engellerinin, eleştirel sesleri susturmaya yönelik bir araç olarak kullanıldığını savunuyor.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde gerçekleştirilen bir eylem sonrasında, eyleme katılanların yarın düzenlenecek olan resepsiyona alınmayacağı belirtildi. Külliye önünde toplanan grup, çeşitli sloganlar atarak ve pankartlar açarak bir protesto gösterisi düzenledi. Gösterinin içeriği ve amacı hakkında detaylı bilgi verilmezken, yetkililer eylemin yasal sınırlar içinde kalmadığını ve Külliye'nin güvenliğini tehdit ettiğini savundu.

Güvenlik gerekçesiyle, eyleme katılan kişilerin isimleri belirlenerek, yarınki resepsiyon davetli listesinden çıkarıldığı ifade edildi. Bu kararın, benzer olayların tekrar yaşanmaması ve Külliye'nin itibarının korunması amacıyla alındığı vurgulandı. Resepsiyona katılımın, belirli protokollere ve güvenlik önlemlerine tabi olduğu hatırlatılırken, izinsiz gösteri yapanların bu tür etkinliklere katılımının mümkün olmadığı belirtildi.

Yetkililer, söz konusu kişilerin Külliye'ye girişini engellemek için gerekli tüm önlemlerin alındığını ve resepsiyonun sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi için çalışmaların sürdürüldüğünü bildirdi. Eylemin detayları ve katılımcıların kimlikleri hakkında daha fazla bilgi verilmezken, olayın soruşturulduğu ve gerekli yasal işlemlerin başlatılacağı öğrenildi.

Emeklilik sisteminde yapılan son düzenlemelerle birlikte, emekli maaşını artırmak isteyenler için önemli fırsatlar ortaya çıktı. Özellikle belirli detaylara dikkat ederek, emeklilik döneminde daha yüksek bir gelir elde etmek mümkün hale geldi. İşte emeklilik maaşını artırmanın yolları:

Prim Ödeme Gün Sayısı: Emekli maaşını etkileyen en önemli faktörlerden biri, prim ödeme gün sayısıdır. Ne kadar çok prim ödenirse, emekli maaşı da o kadar yüksek olur. Bu nedenle, sigortalı olarak çalışılan süre boyunca primlerin düzenli ve eksiksiz ödenmesine dikkat etmek önemlidir.

Çalışma Süresi: Emeklilik için gerekli olan çalışma süresini doldurmak da maaşı artırmada etkilidir. Erken emeklilik yerine, daha uzun süre çalışarak emekli olmak, daha yüksek bir maaş almayı sağlayabilir.

Prime Esas Kazanç Tutarı: Emekli maaşının hesaplanmasında, prime esas kazanç tutarı da önemli bir rol oynar. Bu tutar, sigortalının brüt maaşı üzerinden hesaplanır. Prime esas kazancın yüksek olması, emekli maaşının da yüksek olmasını sağlar. Bu nedenle, mümkün olduğunca yüksek bir maaşla çalışmak emeklilik için avantajlıdır.

Ek Ödemeler ve İndirimler: Emeklilik sisteminde, bazı ek ödemeler ve indirimler de bulunmaktadır. Örneğin, malullük aylığı alanlar veya engelli olanlar için ek ödemeler yapılabilir. Ayrıca, bazı durumlarda prim ödeme yükümlülüklerinde indirimler de uygulanabilir. Bu tür fırsatları değerlendirmek, emekli maaşını artırmaya yardımcı olabilir.

BES Katkısı: Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), emeklilik döneminde ek gelir sağlamak için önemli bir araçtır. BES'e yapılan katkılar, devlet tarafından da desteklenir. Bu sayede, emeklilik döneminde hem birikim yapmak hem de devlet katkısından yararlanmak mümkün olur. BES'e düzenli olarak katkı yapmak, emekli maaşını önemli ölçüde artırabilir.

Borçlanma İmkanları: Askerlik, doğum veya yurt dışı gibi nedenlerle prim ödeme gün sayısı eksik olanlar için borçlanma imkanları bulunmaktadır. Bu borçlanmaları yaparak, eksik prim günlerini tamamlamak ve emekli maaşını yükseltmek mümkündür.

Bu detaylara dikkat ederek ve gerekli önlemleri alarak, emeklilik döneminde daha yüksek bir maaş elde etmek mümkündür. Emeklilik planlaması yaparken, bir uzmana danışmak da faydalı olabilir.

Sabancı Holding, bağlı ortaklığı olan Sabancı Uzay Teknolojileri A.Ş.'deki (SUSA) hisselerinin tamamını, toplamda 1 ABD Doları bedelle devretti. Devir işlemi, SUSA'nın sermayesinin tamamını temsil eden payların tamamının Erdem Holding A.Ş.'ye satılması şeklinde gerçekleşti.

Sabancı Holding'in Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı açıklamada, devir kararının gerekçesi olarak SUSA'nın mevcut faaliyetlerinin ve teknoloji geliştirme çalışmalarının, Sabancı Holding'in stratejik öncelikleri ile örtüşmemesi gösterildi. Açıklamada, “Şirketimizin dolaylı bağlı ortaklığı Sabancı Uzay Teknolojileri A.Ş.'nin (SUSA) Şirketimiz portföyündeki stratejik öncelikleri ile örtüşmemesi sebebiyle, SUSA’nın sermayesini temsil eden payların tamamının Erdem Holding A.Ş.’ye toplam 1, -USD bedel üzerinden devredilmesine karar verilmiştir” ifadelerine yer verildi.

Devir işleminin ardından SUSA, Erdem Holding A.Ş. bünyesinde faaliyetlerine devam edecek. Sabancı Holding ise uzay teknolojileri alanındaki varlığını sonlandırmış oldu. Bu kararın, Sabancı Holding'in gelecekteki yatırımları ve stratejik hedefleri doğrultusunda atılmış bir adım olduğu belirtiliyor.

Özetle:

• Sabancı Holding, Sabancı Uzay Teknolojileri A.Ş.'deki hisselerini 1 dolara Erdem Holding'e devretti.
• Devir gerekçesi, SUSA'nın faaliyetlerinin Sabancı Holding'in stratejik öncelikleriyle örtüşmemesi.
• SUSA, Erdem Holding bünyesinde faaliyetlerine devam edecek.