Günümüzde, modern zamanların külkedileri, sosyal medya ve dijital platformlar aracılığıyla farklı bir boyut kazanıyor. Geleneksel masallardaki gibi sihirli değnekler yerine, bu yeni nesil külkedileri kendi yetenekleri ve çabalarıyla başarıya ulaşıyor. Bu durum, kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanma süreçlerinde önemli bir rol oynuyor.

Sosyal medyanın yükselişiyle birlikte, birçok kadın, kendi işlerini kurarak veya yeteneklerini sergileyerek geniş kitlelere ulaşıyor. Blog yazarları, YouTuber'lar, influencer'lar ve e-ticaret girişimcileri, modern dünyanın külkedileri olarak tanımlanabilir. Bu kadınlar, dijital platformları kullanarak kendi markalarını yaratıyor, ürünlerini tanıtıyor ve gelir elde ediyorlar. Bu süreçte, eğitim, mentorluk ve destek ağları büyük önem taşıyor.

Ancak, bu yeni külkedisi hikayelerinin de zorlukları bulunuyor. Sosyal medyanın getirdiği rekabet, sürekli içerik üretme zorunluluğu ve eleştirilere maruz kalma gibi faktörler, bu kadınların karşılaştığı engeller arasında yer alıyor. Bununla birlikte, bu zorluklara rağmen, birçok kadın, kendi potansiyellerini keşfederek ve hayallerini gerçekleştirerek modern zamanların külkedisi olma yolunda ilerliyor.

Bu bağlamda, kadınların güçlenmesi ve ekonomik özgürlüklerini kazanması için dijital platformların sunduğu fırsatların değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Eğitim, mentorluk ve destek ağları aracılığıyla kadınların bu alanda daha da başarılı olmaları desteklenmelidir.

Gülizar'ın Ankara'daki sergisi 'Sessiz Tanıklık', kadınların yaşadığı zorlukları ve direnişlerini konu alıyor. Sanatçı, sergideki eserlerinde kadınların sessiz çığlıklarını ve iç dünyalarını yansıtmayı amaçlıyor.

Gülizar, sergiyle ilgili olarak şunları söylüyor: 'Kadınların yaşadığı zorluklar ve direnişleri çoğu zaman sessiz kalıyor. Ben de bu sessizliği bir direniş biçimi olarak görüyorum ve eserlerimde bu sessizliği ifade etmeye çalışıyorum.'

Sergide yer alan eserlerde, kadınların toplumsal baskılar, şiddet ve ayrımcılık gibi sorunlarla nasıl başa çıktıkları, iç dünyalarındaki mücadeleler ve umutları farklı tekniklerle ifade ediliyor. Gülizar, eserlerinde genellikle pastel tonları ve soyut figürleri kullanıyor.

Sergi, izleyicilere kadınların yaşadığı zorlukları ve direnişlerini daha yakından anlama fırsatı sunarken, aynı zamanda kadınların güçlenmesine ve dayanışmasına da katkıda bulunmayı hedefliyor.

Gülizar'ın 'Sessiz Tanıklık' sergisi, Ankara'daki bir sanat galerisinde bir süre daha ziyarete açık olacak.

İstanbul’daki kurumsal hayatlarını geride bırakan Özge Erdönmez ve Selin Gören, Ayvalık’ta yeni bir hayata adım attılar. Her ikisi de farklı sektörlerde deneyim sahibi olan bu iki kadın, Ayvalık’ın yerel ürünlerini kullanarak doğal ve lezzetli ürünler üretme hayalini gerçekleştirmek için güçlerini birleştirdiler.

Özge Erdönmez, uzun yıllar boyunca kurumsal iletişim alanında çalıştıktan sonra hayatında bir değişiklik yapmaya karar verdi. Selin Gören ise reklamcılık sektöründeki kariyerini sonlandırarak daha sürdürülebilir bir yaşam arayışına girdi. Ayvalık’ın doğal güzellikleri ve zengin mutfak kültürü, onları bu yörede yeni bir başlangıç yapmaya teşvik etti.

İki ortak, Ayvalık’ın meşhur zeytin ve zeytinyağını kullanarak sabun üretimiyle başladılar. Ardından yörenin otları ve sebzeleriyle hazırladıkları reçeller, marmelatlar ve soslar büyük ilgi gördü. Ürünlerinde hiçbir katkı maddesi kullanmamaya özen gösteren Erdönmez ve Gören, doğal ve sağlıklı beslenmeye önem veren müşterilere hitap ediyorlar.

Erdönmez ve Gören, sadece kendi işlerini büyütmekle kalmayıp aynı zamanda Ayvalık’taki diğer kadınlara da destek olmayı amaçlıyorlar. Yerel pazarlarda stant açarak ürünlerini sergileyen kadın üreticilere destek oluyor, onların ürünlerinin tanıtımına katkıda bulunuyorlar. Ayrıca, kadınların kendi işlerini kurmaları ve geliştirmeleri için çeşitli eğitimler ve mentorluk programları düzenliyorlar.

İkili, Ayvalık’ta kurdukları bu yeni hayatla hem kendi hayallerini gerçekleştiriyor hem de kadın dayanışmasının güzel bir örneğini sergiliyorlar. Ürettikleri doğal ve lezzetli ürünlerle hem yerel ekonomiye katkıda bulunuyorlar hem de kadınların güçlenmesine destek oluyorlar.

Aysu Baceoğlu, uzun bir aradan sonra müzik dünyasına geri döndü. 'Miş Miş' şarkısıyla yeniden dinleyicileriyle buluşan Baceoğlu, sahne enerjisi ve yeni projeleri hakkında konuştu. Uzun süredir ortalarda görünmemesinin nedenini, hayatındaki değişimleri ve müzik kariyerindeki hedeflerini anlattı.

Baceoğlu, sahneye dönme kararını nasıl aldığını şu sözlerle açıklıyor: 'Aslında hiç uzaklaşmadım. Sadece biraz ara verdim. Kendime odaklandım, yeni şeyler öğrendim ve şimdi daha güçlü bir şekilde geri döndüm.' 'Miş Miş' şarkısının kendisi için özel bir anlamı olduğunu belirten Baceoğlu, bu şarkıyla dinleyicileriyle yeniden bağ kurmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ifade ediyor.

Yeni projeleri hakkında da bilgi veren Baceoğlu, şunları söyledi: 'Şu anda birkaç farklı proje üzerinde çalışıyorum. Hem yeni şarkılarım olacak hem de farklı müzik tarzlarını deneyeceğim. Dinleyicilerim beni takipte kalsınlar, sürprizlerle dolu bir dönem olacak.' Baceoğlu, müzik kariyerinin yanı sıra sosyal sorumluluk projelerinde de yer almaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Özellikle çocuklara yönelik projelerde yer almanın kendisi için çok önemli olduğunu vurguladı.

Baceoğlu, sahne enerjisini nasıl koruduğunu ise şu şekilde açıklıyor: 'Sahne benim için bir enerji alanı. Orada kendimi tamamen özgür hissediyorum ve dinleyicilerimle birlikte harika bir enerji yaratıyoruz. Bu enerji beni motive ediyor ve daha da iyi performans göstermemi sağlıyor.'

Röportajın sonunda Baceoğlu, dinleyicilerine şu mesajı gönderdi: 'Beni destekleyen, yanımda olan herkese çok teşekkür ediyorum. Sizler olmasaydınız bugünlere gelemezdim. Hep birlikte daha nice güzel şarkılara, konserlere imza atacağız.'

DasDas’ın yeni oyunu ‘Spiritüa’, William Shakespeare’in ‘Hamlet’ini günümüz dünyasına taşıyor. Oyun, babasının ani ve şüpheli ölümünün ardından travmalarla başa çıkmaya çalışan genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Bu uyarlama, Hamlet’in intikam arayışını spiritüel bir yolculukla harmanlayarak farklı bir perspektif sunuyor.

‘Spiritüa’da, Hamlet karakteri genç bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Babasının ölümünün ardındaki sır perdesini aralamaya çalışırken, spiritüel danışmanlar ve ritüellerle dolu bir dünyaya adım atıyor. Oyun, yas, travma, aile ilişkileri ve modern dünyanın karmaşıklığı gibi temaları işliyor.

Oyunun yönetmeni ve uyarlayıcısı, Shakespeare’in metnini günümüz seyircisiyle buluştururken, karakterlerin iç dünyalarına odaklanmayı amaçladıklarını belirtiyor. Spiritüel unsurların kullanımı, karakterlerin duygusal ve psikolojik derinliklerini keşfetmek için bir araç olarak kullanılıyor.

Oyunda, genç kadının babasının ölümünden sonra karşılaştığı zorluklar, aile içi ilişkilerdeki gerilimler ve kendi içsel çatışmaları sahneye yansıtılıyor. Spiritüel danışmanlar, ritüeller ve semboller aracılığıyla, karakterin travmalarıyla yüzleşmesi ve iyileşme süreci destekleniyor.

‘Spiritüa’, Shakespeare’in klasik eserine yeni bir soluk getirirken, günümüz insanının ruhsal arayışlarına da ışık tutuyor. Oyun, izleyicilere hem tanıdık hem de şaşırtıcı bir deneyim sunmayı hedefliyor.

Kim Kardashian'ın 2016 yılında Paris'te yaşadığı ve büyük yankı uyandıran mücevher soygunu davasında karar açıklandı. Soygunu gerçekleştiren ve yaşları ilerlemiş olmaları nedeniyle 'Büyükbaba soyguncuları' olarak adlandırılan sanıklar suçlu bulundu. Paris Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 9 sanık hırsızlık, silahlı gasp ve alıkoyma gibi çeşitli suçlardan yargılandı.

Soyguncular, Kardashian'ın kaldığı lüks apartman dairesine polis kılığına girerek girmiş ve ünlü yıldızı bağlayarak yaklaşık 10 milyon dolarlık mücevherini çalmıştı. Olay, Kardashian'ın psikolojik olarak derinden etkilenmesine neden olmuş ve bir süre sosyal hayattan uzaklaşmasına yol açmıştı.

Mahkeme, sanıkların yaşları ve geçmişleri de dikkate alarak çeşitli hapis cezaları verdi. Soygunun elebaşı olduğu iddia edilen Aomar Ait Khedache 15 yıl hapis cezasına çarptırılırken, diğer sanıklara ise 5 ila 12 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Bazı sanıklar ise suç ortaklığı ve delilleri karartma gibi suçlardan hüküm giydi.

Savcılar, soyguncuların Kardashian'ın sosyal medya paylaşımlarını takip ederek nerede kaldığını ve hangi mücevherlere sahip olduğunu tespit ettiklerini belirtmişti. Soygunun planlanmasında ve uygulanmasında büyük bir titizlik gösterildiği ifade edilmişti.

Kararın ardından Kardashian'ın avukatlarından açıklama gelmezken, olayın etkileriyle başa çıkmaya çalıştığı ve adaletin yerini bulmasından memnuniyet duyduğu belirtildi.

Ryanair, ayakta yolculuk imkanı sunacağı yönündeki iddiaları yalanladı. Son günlerde bazı basın organlarında yer alan, şirketin bilet fiyatlarını düşürmek amacıyla ayakta yolculuk seçeneği sunmayı planladığı yönündeki haberler üzerine Ryanair'den açıklama geldi.

Ryanair, 24 Mayıs 2025 tarihinde çıkan haberlerde yer alan iddiaların asılsız olduğunu belirterek, böyle bir uygulamanın kesinlikle söz konusu olmadığını vurguladı. Şirket yetkilileri, yolcuların güvenliği ve konforunun öncelikleri olduğunu ve ayakta yolculuk gibi bir seçeneğin bu değerlere aykırı olduğunu ifade etti.

Haberlerde, Ryanair'in uçaklardaki koltuk sayısını artırmak ve daha fazla yolcu taşımak amacıyla ayakta yolculuk uygulamasını değerlendirdiği iddia edilmişti. Ayrıca, bu uygulamanın özellikle kısa mesafeli uçuşlarda tercih edilebileceği ve bilet fiyatlarının önemli ölçüde düşeceği öne sürülmüştü.

Ryanair'in yalanlamasıyla birlikte, ayakta yolculuk iddiaları da asılsız çıkmış oldu. Şirket, mevcut koltuk düzeniyle ve hizmet kalitesiyle yolcularına güvenli ve konforlu bir seyahat deneyimi sunmaya devam edeceğini belirtti.

Ryanair'in bu açıklaması, özellikle sık seyahat eden ve uygun fiyatlı bilet arayışında olan yolcular arasında rahatlama yarattı. Şirketin, bilet fiyatlarını düşürme stratejisi olarak farklı yöntemler üzerinde çalıştığı, ancak ayakta yolculuk gibi bir uygulamanın gündemlerinde olmadığı belirtildi.

Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Kuzey Makedonya'nın Avrupa Birliği'ne ait olduğunu ve ülkenin AB üyeliği sürecinin hızlandırılması gerektiğini belirtti. Kallas, Üsküp ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Kuzey Makedonya'nın AB yolunda kaydettiği ilerlemeyi takdir ettiğini ve ülkenin reform çabalarına devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Kallas, AB'nin Kuzey Makedonya'ya verdiği desteğin süreceğini ve ülkenin AB üyeliği için gerekli adımların atılmasında yardımcı olacaklarını ifade etti. Ayrıca, Kuzey Makedonya'nın bölgesel işbirliğine olan katkısını da övdü ve ülkenin Balkanlar'da istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynadığını söyledi.

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi, Kuzey Makedonya'nın karşılaştığı zorlukların farkında olduklarını ve bu zorlukların aşılması için ellerinden gelen desteği vereceklerini belirtti. Özellikle, ülkedeki hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü gibi konularda reformların hızlandırılması gerektiğini vurguladı.

Kallas, Kuzey Makedonya'nın AB üyeliği sürecinin sadece ülkenin değil, tüm bölgenin istikrarı ve refahı için önemli olduğunu sözlerine ekledi. AB'nin Balkanlar'a olan bağlılığının devam ettiğini ve bölgedeki ülkelerin AB üyeliği perspektifini desteklediklerini ifade etti.

Ziyaret kapsamında Kallas, Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve diğer üst düzey yetkilileriyle bir araya gelerek, AB üyeliği sürecindeki son gelişmeleri ve gelecekte atılacak adımları görüştü.

Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki ticaret görüşmelerinin ilk yarısı, taraflar arasındaki derin ayrılıklar nedeniyle çıkmaza girdi. Görüşmelerin temel amacı, Donald Trump döneminde başlayan ve iki taraf arasındaki ticari ilişkilere zarar veren anlaşmazlıkları gidermekti. Ancak, ilk tur görüşmelerde somut bir ilerleme kaydedilemedi.

Görüşmelerde öne çıkan anlaşmazlık konularından biri, tarım ürünleri ticareti oldu. ABD, AB'nin tarım ürünlerine uyguladığı yüksek tariflerden şikayetçi olurken, AB ise Amerikan tarım ürünlerinin Avrupa pazarına girişinde daha sıkı denetimler talep ediyor. Özellikle genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve hormonlu et gibi konularda AB'nin hassasiyeti devam ediyor.

Bir diğer önemli anlaşmazlık alanı ise, dijital hizmetler vergilendirmesi. AB, büyük Amerikan teknoloji şirketlerine dijital hizmet vergisi uygulamaya koyarken, ABD bu uygulamayı ayrımcı bir politika olarak değerlendiriyor ve misilleme tehdidinde bulunuyor. Bu konuda da taraflar arasında henüz bir uzlaşı sağlanabilmiş değil.

Görüşmelerde ele alınan diğer konular şunlardı:

• Çelik ve alüminyum tarifeleri
• Hava yolu sübvansiyonları
• İklim değişikliğiyle mücadele

Taraflar, görüşmelere devam etme konusunda mutabık kalırken, gelecekteki müzakerelerin daha yapıcı bir zeminde ilerlemesi umuluyor. Ancak, mevcut durumda AB ve ABD arasındaki ticaret ilişkilerinde önemli bir iyileşme beklenmiyor.

Sonuç olarak, AB ve ABD arasındaki ticaret savaşının ilk yarısı, taraflar arasındaki derin anlaşmazlıkların devam ettiğini gösterdi. Gelecekteki görüşmelerde somut adımlar atılmazsa, iki taraf arasındaki ticari ilişkilerin daha da gerginleşmesi olası.