Real Madrid'in genç yıldızı Arda Güler, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla gündeme geldi. Güler, çocukluk arkadaşı olduğunu belirttiği bir kişiyle olan fotoğrafını Instagram hesabından yayınladı. Paylaşım, kısa sürede büyük ilgi gördü ve çok sayıda beğeni ile yorum aldı.

Arda Güler'in paylaşımında, çocukluk arkadaşıyla birlikte çekilmiş bir fotoğrafı yer alıyor. Fotoğrafta Güler ve arkadaşının küçük yaşlardaki halleri görülüyor. Güler, paylaşımına 'Çocukluk arkadaşım' notunu düştü. Paylaşım sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

Arda Güler'in bu paylaşımı, hayranları tarafından oldukça samimi bulundu. Birçok kullanıcı, Güler'in bu paylaşımına yorum yaparak, 'Ne kadar güzel bir dostluk', 'Çocukluk arkadaşlığı bambaşka', 'Arda, sen çok mütevazısın' gibi ifadeler kullandı. Arda Güler'in özel hayatına dair yaptığı bu nadir paylaşımlar, genç futbolcunun hayranları tarafından her zaman büyük bir ilgiyle karşılanıyor.

Arda Güler'in Real Madrid'deki performansı da yakından takip ediliyor. Genç futbolcu, sakatlık sorunlarını aştıktan sonra forma şansı bulmaya başladı ve gösterdiği performansla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, Prof. Dr. Naci Görür’ün açıklamalarıyla başlayan fay hattı tartışmaları devam ederken, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) de konuya dahil oldu. İTÜ’nün açıklaması, Görür’ün açıklamalarına bir yanıt niteliği taşıyor.

İTÜ’den yapılan açıklamada, “Son günlerde bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında, İstanbul’da meydana gelen depremlerin ardından, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın (KAF) Marmara Denizi içindeki durumu ve olası etkileri hakkında çeşitli spekülasyonlar yer almaktadır” denildi. Açıklamada, KAF’ın Marmara Denizi içindeki segmentlerinin karmaşık bir yapıya sahip olduğu ve bu nedenle farklı görüşlerin ortaya çıkmasının doğal olduğu belirtildi.

Açıklamada ayrıca, “İTÜ olarak, KAF’ın Marmara Denizi içindeki davranışlarını anlamak ve olası deprem risklerini değerlendirmek amacıyla uzun yıllardır kapsamlı araştırmalar yürütmekteyiz. Bu araştırmalarımız, deniz tabanı gözlemleri, sismik çalışmalar, jeodezik ölçümler ve sayısal modellemeler gibi çeşitli yöntemleri içermektedir” ifadelerine yer verildi. İTÜ, bu araştırmaların sonuçlarının bilimsel platformlarda düzenli olarak paylaşıldığını vurguladı.

İTÜ’nün açıklamasında, KAF’ın Marmara Denizi içindeki segmentlerinin gelecekteki davranışları hakkında kesin bir tahminde bulunmanın mümkün olmadığı belirtilirken, olası senaryoların ve risklerin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiği ifade edildi. Açıklamada, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla, bilimsel verilere dayalı açıklamaların takip edilmesi gerektiği vurgulandı.

Prof. Dr. Naci Görür, daha önce yaptığı açıklamalarda, İstanbul’da beklenen büyük depremin Marmara Denizi’ndeki fay hatlarından kaynaklanacağını ve bu fay hatlarının kırılma potansiyelinin yüksek olduğunu belirtmişti. Görür, yetkilileri ve kamuoyunu bu konuda daha dikkatli olmaya çağırmıştı.

2024 yılı başında yapılan asgari ücret zammının, yüksek enflasyon nedeniyle kısa sürede eridiği belirtiliyor.Enflasyonun alım gücünü düşürmesiyle birlikte, asgari ücretlinin cebinden dört ayda 2 bin 953 TL'nin buharlaştığı ifade ediliyor.

Sözcü Gazetesi'nin haberine göre, 2024 yılı için belirlenen 17 bin 2 TL'lik asgari ücret, ocak ayında yaklaşık 549 dolara denk geliyordu. Ancak, Türk lirasındaki değer kaybı ve enflasyonun etkisiyle, mayıs ayında bu değer 523 dolara geriledi. Bu durum, asgari ücretlinin alım gücünde ciddi bir kayıp yaşandığını gösteriyor.

Hesaplamalara göre, asgari ücretlinin ocak ayındaki 549 dolarlık alım gücünü koruyabilmesi için ücretinin 20 bin TL'nin üzerinde olması gerekiyordu. Ancak mevcut asgari ücretin 17 bin 2 TL olması, aradaki farkın 2 bin 953 TL'ye ulaşmasına neden oldu.

Ekonomistler, enflasyonun kontrol altına alınamaması durumunda, asgari ücretlinin alım gücündeki kaybın daha da artabileceği uyarısında bulunuyor. Bu durumun, özellikle dar gelirli vatandaşlar üzerindeki ekonomik baskıyı artıracağı öngörülüyor.

Haberde ayrıca, asgari ücretin belirlenme sürecinde enflasyon beklentilerinin dikkate alınmasının ve düzenli olarak güncellenmesinin, çalışanların alım gücünün korunması açısından büyük önem taşıdığı vurgulanıyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, görevi süresince bazı Arap ülkeleriyle yakın ilişkiler kurduğu ve bu ilişkileri pekiştirmek adına ilginç bir teklifte bulunduğu iddia edildi. Wall Street Journal'ın (WSJ) haberine göre, Trump, Arap müttefikleri memnun etmek amacıyla 'Basra Körfezi' olarak bilinen körfezin adını değiştirmeyi düşündü.

WSJ'nin Suudi yetkililere dayandırdığı bilgilere göre, Trump, bu konuyu bizzat Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüştü. Haberde, Trump'ın bu adımı, İran'ı kızdırma ve bölgedeki Arap müttefiklerinin desteğini artırma amacı taşıdığı belirtildi. Ancak, bu teklifin hayata geçirilip geçirilmediği veya hangi isim değişikliğinin düşünüldüğü konusunda net bir bilgi verilmedi.

İran ile Suudi Arabistan arasındaki rekabetin uzun yıllardır devam ettiği ve Basra Körfezi'nin adının da bu rekabetin sembollerinden biri olduğu biliniyor. İran, körfezin adının tarihi olarak 'Basra Körfezi' olduğunu savunurken, bazı Arap ülkeleri ise 'Arap Körfezi' olarak adlandırılmasını istiyor. Trump'ın bu hassas konuda isim değişikliği önerisinde bulunması, bölgedeki dengeleri daha da karmaşık hale getirebilecek bir adım olarak değerlendiriliyor.

Haberde ayrıca, Trump'ın görev süresince Suudi Arabistan'a yönelik silah satışlarına destek verdiği ve Yemen'deki iç savaş konusunda Suudi Arabistan'a eleştirilerde bulunmaktan kaçındığı da hatırlatıldı. Bu durum, Trump'ın dış politikada önceliklerini ve Arap müttefikleriyle kurduğu stratejik ortaklığı göstermesi açısından önem taşıyor.

Sonuç olarak, Trump'ın Basra Körfezi'nin adını değiştirme planı, diplomatik çevrelerde şaşkınlıkla karşılanırken, bu tür bir adımın bölgedeki siyasi ve kültürel etkileri uzun süre tartışılacağa benziyor.

Şarkıcı Derya Uluğ, uzun süredir saplantılı bir hayranının tacizine maruz kalıyordu. Hakkında uzaklaştırma kararı bulunan A.T. isimli şahıs, Uluğ'un evine tekrar gelince gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Olay, Uluğ'un yaşadığı sitede meydana geldi. A.T.'nin siteye geldiği bilgisini alan güvenlik görevlileri, durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, A.T.'yi yakalayarak gözaltına aldı.

Derya Uluğ, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Uzun zamandır devam eden bir taciz söz konusuydu. Hakkında uzaklaştırma kararı vardı ancak buna rağmen sürekli evime geliyordu. Bu durum beni ve ailemi çok tedirgin ediyordu. Emniyet güçlerine ve yargıya teşekkür ederim" dedi.

A.T.'nin daha önce de Uluğ'u sosyal medya üzerinden ve konserlerinde rahatsız ettiği, hatta evine kadar geldiği belirtildi. Uluğ'un şikayeti üzerine A.T. hakkında uzaklaştırma kararı alınmıştı. Ancak A.T.'nin bu kararı ihlal ederek Uluğ'u rahatsız etmeye devam ettiği öğrenildi.

Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen A.T., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Derya Uluğ'un avukatı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Müvekkilimiz uzun süredir ciddi bir taciz altındaydı. Bu durumun sona ermesi için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte bazı kişilerde bahar takıntısı olarak adlandırılan bir durum ortaya çıkabiliyor. Uzmanlar, baharın getirdiği olumlu duyguların abartılı bir şekilde yaşanmasının bu takıntıya yol açabileceğini belirtiyor.

Bahar Takıntısının Belirtileri:

• Sürekli bahar temalı aktiviteler yapmak istemek
• Bahar mevsimini aşırı idealize etmek
• Baharın getirdiği değişikliklere karşı obsesif bir ilgi duymak
• Bahar dışında diğer mevsimleri değersiz görmek

Uzmanlar, bu durumun kişinin günlük yaşamını olumsuz etkilemesi halinde bir ruh sağlığı uzmanına başvurulması gerektiğini vurguluyor. Bahar takıntısının altında yatan nedenlerin psikolojik faktörlerle ilişkili olabileceği belirtiliyor.

Bahar Takıntısıyla Başa Çıkma Yolları:

1. Diğer mevsimlerin de güzelliklerini fark etmeye çalışmak
2. Bahar temalı aktiviteleri dengeli bir şekilde yapmak
3. Olumsuz düşüncelerle başa çıkma stratejileri geliştirmek
4. Gerekirse bir uzmandan yardım almak

Haberde, bahar takıntısının geçici bir durum olabileceği ancak belirtilerin şiddetli ve uzun süreli olması halinde profesyonel yardım almanın önemine dikkat çekiliyor.

Bahar mevsiminin getirdiği coşku ve enerjiyi sağlıklı bir şekilde yaşamak, diğer mevsimlerin de değerini bilmek ve gerektiğinde destek almak bu durumla başa çıkmak için önemlidir.

Kayseri'de meydana gelen olayda, kovboy şapkası takan bir kişi, atıyla şehir trafiğine çıktı. Atlı sürücü, araçların arasında ilerleyerek hem kendi canını hem de diğer sürücülerin canını tehlikeye attı. Olay, diğer sürücüler tarafından cep telefonu kameralarıyla kaydedildi.

Görüntülerde, atlı sürücünün yoğun trafikte rahatça ilerlediği, araçların korna çalarak tepki gösterdiği anlar yer alıyor. Atlı sürücünün kimliği ve amacına ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı. Yetkililerin olayla ilgili inceleme başlatması bekleniyor.

Kayseri'de yaşanan bu olay, sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı. Birçok kullanıcı, atlı sürücünün davranışını sorumsuzluk olarak nitelendirirken, bazı kullanıcılar ise olayı mizahi bir şekilde yorumladı.

Olayın ardından, benzer durumların yaşanmaması için yetkililerin gerekli önlemleri alması gerektiği vurgulandı.

Hatay'da Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün izniyle gerçekleştirilen kuş gözlem çalışmaları sırasında, bölgede daha önce kaydı bulunmayan 12 yeni kuş türü tespit edildi. Bu keşif, Hatay'ın zengin biyoçeşitliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Ornitologlar ve kuş gözlemcilerinden oluşan ekiplerin yürüttüğü çalışmalarda, Akdeniz martısı, Sibirya kazı, Maskeli ötleğen, Küçük kerkenez, Boz kuyruksallayan, Bıyıklı baştankara, Alaca sinekkapan, Çöl toygarı, Gökçe sağan, Kara alınlı örümcekkuşu, Küçük ak balıkçıl ve Ak kuyruksallayan türleri ilk kez Hatay'da görüntülendi.

Bu yeni türlerin keşfi, Hatay'ın kuşlar için önemli bir geçiş güzergahı ve yaşam alanı olduğunu teyit ediyor. Özellikle sulak alanlar ve doğal bitki örtüsü, kuşların beslenme ve üreme ihtiyaçlarını karşılıyor. Yetkililer, bu keşfin ardından bölgedeki koruma çalışmalarının daha da önem kazandığını belirtiyor.

Hatay'daki kuş türü çeşitliliğinin artması, bölgenin ekolojik dengesi ve sürdürülebilir turizm potansiyeli açısından da olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Kuş gözlemciliği turizminin geliştirilmesi için çalışmaların yapılması planlanıyor.

Yapılan gözlemler sonucunda elde edilen veriler, bilimsel araştırmalar ve koruma stratejileri için önemli bir kaynak oluşturacak. Uzmanlar, Hatay'ın kuşlar açısından taşıdığı önemin daha iyi anlaşılması ve korunması için çalışmaların devam edeceğini vurguluyor.

Türkiye'ye özgü endemik bir bitki türü olan Milleyha Tırşığı (Ferula drudeana), yaşam alanı daralması ve aşırı otlatma gibi tehditler nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya. Uzmanlar, bu türün korunması için acil önlemler alınması gerektiğine dikkat çekiyor.

Milleyha Tırşığı'nın (Ferula drudeana) Özellikleri:

• Maydanozgiller familyasına ait çok yıllık otsu bir bitkidir.
• Türkiye'ye özgü endemik bir türdür.
• Genellikle dağlık ve taşlık alanlarda yetişir.
• Boyu 1 ila 2 metreye kadar ulaşabilir.
• Yaprakları parçalı ve tüylüdür.
• Çiçekleri sarı renklidir ve şemsiye şeklinde toplanmıştır.

Tehditler:

• Yaşam Alanı Daralması: Tarım arazilerinin genişlemesi, yerleşim yerlerinin artması ve altyapı projeleri gibi nedenlerle bitkinin yaşam alanı daralmaktadır.
• Aşırı Otlatma: Hayvanların aşırı otlatması, bitkinin gelişimini engellemekte ve tohum vermesini zorlaştırmaktadır.

Korunma Önerileri:

1. Yaşam Alanlarının Korunması: Bitkinin yaşam alanlarının koruma altına alınması ve bu alanlarda yapılaşma ve tarım faaliyetlerinin engellenmesi gerekmektedir.
2. Otlatmanın Kontrol Altına Alınması: Bitkinin bulunduğu alanlarda otlatmanın kontrol altına alınması ve sürdürülebilir otlatma yöntemlerinin uygulanması önemlidir.
3. Farkındalık Yaratılması: Halkın bitki türü ve korunması konusunda bilinçlendirilmesi, türün korunmasına katkı sağlayacaktır.
4. Araştırma ve İzleme Çalışmaları: Bitkinin popülasyon büyüklüğü, yayılış alanı ve karşı karşıya olduğu tehditlerin belirlenmesi için düzenli araştırma ve izleme çalışmaları yapılmalıdır.

Uzmanlar, Milleyha Tırşığı'nın korunması için acil önlemler alınmaması durumunda, bu değerli bitki türünün geleceğinin tehlikeye girebileceği uyarısında bulunuyor.