Kene ısırmalarına karşı alınabilecek önlemler ve kene ısırması durumunda yapılması gerekenler hakkında bilgi verilmektedir. Keneler genellikle kırsal ve ormanlık alanlarda bulunur ve insanlara ve hayvanlara bulaşabilirler. Kene kaynaklı hastalıkların önlenmesi için alınması gereken bireysel ve çevresel önlemler bulunmaktadır.

Bireysel Önlemler:

• Kene yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde bulunmaktan kaçınmak.
• Ormanlık veya kırsal alanlarda yürüyüş yaparken uzun kollu giysiler, pantolon ve kapalı ayakkabılar giymek. Pantolon paçalarını çorapların içine sokmak.
• Açık renkli giysiler tercih etmek, böylece kenelerin daha kolay fark edilmesini sağlamak.
• Kene kovucu spreyler kullanmak. Spreyleri giysilere ve cilde uygulamak.
• Doğadan döndükten sonra vücudu ve giysileri kene açısından dikkatlice kontrol etmek. Özellikle koltuk altı, kasık, ense ve saç dipleri gibi bölgelere dikkat etmek.

Çevresel Önlemler:

• Bahçe ve parklarda düzenli olarak çimleri biçmek, otları temizlemek ve çalılıkları budamak.
• Kene ilaçlaması yapmak. Özellikle kene yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde profesyonel yardım almak.
• Evcil hayvanları kene kontrolüne tabi tutmak ve veteriner hekimin önerdiği kene ilaçlarını kullanmak.

Kene Isırması Durumunda Yapılması Gerekenler:

1. Keneyi en kısa sürede vücuttan uzaklaştırmak. Keneyi cımbız veya pens yardımıyla deriye en yakın noktadan tutarak yavaşça çekmek. Keneyi koparmamaya veya ezmemeye özen göstermek.
2. Kenenin çıkarıldığı bölgeyi alkol veya antiseptik solüsyonla temizlemek.
3. Kene çıkarıldıktan sonra birkaç hafta boyunca ateş, döküntü, baş ağrısı veya kas ağrıları gibi belirtiler açısından dikkatli olmak. Herhangi bir belirti görülmesi durumunda derhal bir doktora başvurmak.

Kene ısırması sonucu bulaşan hastalıklar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, kene ısırıklarından korunmak ve kene ısırması durumunda doğru müdahaleyi yapmak büyük önem taşır.

Küçükçekmece'de bir parkta vatandaşlar tarafından fark edilen yılan, paniğe neden oldu. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekipler, parkta gerçekleştirdikleri titiz çalışma sonucunda yılanı yakalamayı başardı.

Yılanın parkta görülmesi üzerine çevredeki vatandaşlar tedirginlik yaşarken, itfaiye ekiplerinin hızlı ve etkili müdahalesi sayesinde herhangi bir olumsuz durum yaşanmadı. Yakalanan yılan, itfaiye ekipleri tarafından doğal yaşam alanına bırakılmak üzere güvenli bir bölgeye götürüldü.

Olayla ilgili olarak yetkililer, benzer durumların yaşanmaması için park ve bahçelerde düzenli kontrollerin yapılacağını belirtti. Ayrıca, vatandaşların bu tür durumlarla karşılaştıklarında derhal ilgili birimlere haber vermeleri gerektiği vurgulandı. İtfaiye ekiplerinin yılanı yakalama anı kameralara yansıdı.

İtfaiye ekiplerinin açıklamalarına göre, yılanın türü ve zehirli olup olmadığına dair detaylı bir inceleme yapıldıktan sonra gerekli önlemler alınacak. Vatandaşların bu tür durumlarda panik yapmadan soğukkanlılıkla hareket etmeleri ve profesyonel yardım istemeleri önem taşıyor.

Yargıtay, cinsel tacize uğradığı iddiasıyla kendisini taciz eden kişiyi öldüren lise öğrencisi Azra'ya verilen mahkumiyet kararını onadı. Olay, bir lise öğrencisi olan Azra'nın, sürekli olarak cinsel tacizine maruz kaldığı bir kişiyi öldürmesiyle sonuçlanmıştı. Yerel mahkeme, Azra'yı kasten adam öldürme suçundan mahkum etmişti.

Yargıtay'ın onama kararıyla birlikte, Azra'nın aldığı ceza kesinleşmiş oldu. Davanın detaylarına göre, Azra, uzun süredir tacize uğradığını ve kendini korumak amacıyla böyle bir eylemde bulunduğunu iddia etmişti. Ancak mahkeme, meşru müdafaa şartlarının oluşmadığına kanaat getirerek, Azra'yı cezalandırmıştı.

Kararın ardından kamuoyunda farklı tepkiler oluştu. Bir kısım, Azra'nın yaşadığı travma ve tacizlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini savunurken, diğer bir kısım ise işlenen suçun cezasız kalmaması gerektiğini vurguladı. Hukukçular ise kararın emsal teşkil edebileceği ve benzer durumlarda yargılamaların nasıl yapılacağına dair önemli bir referans noktası oluşturabileceği görüşünde.

Yargıtay'ın bu kararı, Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve taciz konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok sivil toplum kuruluşu ve kadın hakları savunucusu, kararın adaleti sağlamadığı ve taciz mağdurlarının korunması için daha etkin mekanizmaların oluşturulması gerektiğini belirtti.

Bir yılda uzayan yünlerin kırkılma süreci, özel bir makas kullanılarak yaklaşık 1.5 dakika sürüyor. Bu işlem, koyunların rahatlamasına ve sağlıklı kalmasına yardımcı oluyor. Yünlerin kırkılması, hem hayvan refahı açısından önemli bir uygulama, hem de tekstil endüstrisi için değerli bir hammadde elde etme yöntemi.

Kırkım işlemi genellikle ilkbahar aylarında yapılıyor. Bu dönem, havaların ısınmasıyla birlikte koyunların üzerindeki yün yükünden kurtulmaları için en uygun zaman. Profesyonel kırkıcılar, koyunları strese sokmadan, hızlı ve etkili bir şekilde yünlerini alıyor. Kırkım sırasında hayvanların zarar görmemesi için büyük özen gösteriliyor.

Elde edilen yünler, çeşitli işlemlerden geçirilerek iplik haline getiriliyor ve tekstil ürünlerinin üretiminde kullanılıyor. Yün, doğal bir elyaf olması nedeniyle birçok avantaja sahip. Isıyı iyi yalıtıyor, nemi emiyor ve dayanıklı bir yapıya sahip. Bu özellikleri sayesinde yün, giyimden ev tekstiline kadar geniş bir yelpazede kullanılıyor.

Yün üretimi, hayvancılıkla uğraşan çiftçiler için önemli bir gelir kaynağı oluşturuyor. Kaliteli yün elde etmek için hayvanların beslenmesine ve bakımına dikkat etmek gerekiyor. Sağlıklı ve iyi beslenen koyunlar, daha kaliteli ve verimli yün üretiyor.

Kırkım işlemi, koyunların sağlığı için de faydalı. Yünlerin düzenli olarak kırkılması, hayvanların derilerinin hava almasını sağlıyor ve parazitlerin oluşumunu engelliyor. Ayrıca, yünlerin ağırlığı nedeniyle hayvanların hareketleri kısıtlanabiliyor. Kırkım sayesinde koyunlar daha rahat hareket edebiliyor ve otlaklarda daha kolay beslenebiliyor.

Özetle, bir yılda büyüyen yünlerin kırkılması, hem hayvanların refahı hem de ekonomik açıdan önemli bir süreçtir. Profesyonelce yapılan kırkım işlemleri, kaliteli yün üretimini desteklerken, hayvanların sağlıklı ve rahat bir yaşam sürmesine katkıda bulunuyor.

Bitki çayları, sağlığa olan faydalarıyla bilinir ancak tüketiminde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Uzmanlar, bitki çaylarının doğru şekilde tüketilmesi için üç temel kurala dikkat çekiyor.

1. Kural: Kaynağına Dikkat Edin: Bitki çaylarının güvenilir ve bilinen yerlerden temin edilmesi önemlidir. Açıkta satılan, kaynağı belirsiz bitki çayları, sağlığa zararlı maddeler içerebilir. Bu nedenle, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylı ve paketlenmiş ürünler tercih edilmelidir. Ayrıca, bitkinin doğru tür olduğundan emin olunmalıdır; çünkü bazı bitkilerin benzer türleri zehirli olabilir.

2. Kural: Hazırlama Yöntemine Dikkat Edin: Her bitki çayının hazırlanma yöntemi farklıdır. Bazı bitkiler kaynatılarak demlenirken, bazıları ise sıcak suda bekletilerek hazırlanır. Örneğin, adaçayı ve papatya gibi bitkiler kaynatılmamalı, sıcak suda demlenmelidir. Kaynatma işlemi, bu bitkilerin içeriğindeki faydalı bileşenlerin zarar görmesine neden olabilir. Demleme sürelerine de dikkat etmek önemlidir; genellikle 5-10 dakika demleme süresi yeterlidir.

3. Kural: Tüketim Miktarına Dikkat Edin: Bitki çaylarının aşırı tüketimi, bazı yan etkilere neden olabilir. Özellikle hamileler, emziren anneler ve kronik rahatsızlığı olanlar, bitki çayı tüketmeden önce mutlaka doktorlarına danışmalıdır. Her bitki çayının farklı etkileri olabileceği unutulmamalıdır. Örneğin, bazı bitki çayları kan basıncını yükseltebilirken, bazıları alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Günlük tüketim miktarı genellikle 1-2 fincanla sınırlı tutulmalıdır.

Bu üç kurala dikkat ederek, bitki çaylarının faydalarından en iyi şekilde yararlanılabilir ve olası zararlarının önüne geçilebilir.

Ekonomist Prof. Dr. Cem Başlevent, İran ile İsrail arasındaki gerginliğin Türkiye ekonomisi üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirdi. Başlevent, bu tür jeopolitik olayların ekonomik sonuçlarını öngörmenin zorluğuna vurgu yaparak, petrol fiyatlarındaki olası artışların enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturabileceğini belirtti.

Başlevent, petrol fiyatlarındaki yükselişin doğrudan ve dolaylı etkileri olacağını ifade etti. Doğrudan etki olarak, benzin ve motorin gibi akaryakıt fiyatlarının artmasıyla ulaşım maliyetlerinin yükseleceğini ve bunun da genel fiyat seviyesine yansıyacağını söyledi. Dolaylı etki olarak ise, petrolün girdi olarak kullanıldığı sektörlerde maliyetlerin artacağını ve bu artışın da ürün ve hizmet fiyatlarına yansıyabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Başlevent, "İran-İsrail gerilimi tırmanır ve petrol fiyatları yükselmeye devam ederse, Türkiye'de enflasyonun daha da artması kaçınılmaz olabilir" dedi. Ayrıca, bu durumun Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyonu düşürme çabalarını zorlaştırabileceğine işaret etti.

Başlevent, jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde yatırımcıların daha güvenli limanlara yönelme eğiliminde olduğunu, bu durumun Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına neden olabileceğini ve Türk lirasının değer kaybetmesine yol açabileceğini de sözlerine ekledi. Türk lirasındaki değer kaybının da ithalat fiyatlarını artırarak enflasyonu körükleyebileceği uyarısında bulundu.

Sonuç olarak, İran-İsrail geriliminin Türkiye ekonomisi için önemli bir risk faktörü oluşturduğunu belirten Başlevent, hükümetin ve TCMB'nin bu gelişmeleri yakından takip etmesi ve gerekli önlemleri alması gerektiğini vurguladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, konuşmasında İsrail'in Refah'ta gerçekleştirdiği saldırılara değinerek iktidara çağrıda bulundu.

Dervişoğlu, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını şiddetle kınadıklarını belirterek, "Uluslararası toplumun bu zulme sessiz kalması kabul edilemez. Ülkemizi yönetenler de artık kınamanın ötesine geçmeli ve somut adımlar atmalıdır" dedi. İsrail'in saldırılarının sadece Filistin'de değil, tüm bölgede istikrarsızlığa yol açtığını vurgulayan Dervişoğlu, Türkiye'nin bu konuda daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini savundu.

Dervişoğlu, iktidara yönelik eleştirilerinde, Türkiye'nin İsrail ile olan ticari ilişkilerine de dikkat çekti. "Bir yandan Filistin'e destek açıklamaları yaparken, diğer yandan İsrail ile ticareti sürdürmek samimiyetsizliktir" diyen Dervişoğlu, bu konuda tutarlı bir politika izlenmesi gerektiğini belirtti. İYİ Parti olarak, Filistin halkının haklı davasının her zaman yanında olduklarını ve bu konuda ellerinden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade etti.

Grup toplantısında ayrıca, Türkiye'nin ekonomik sorunlarına da değinen Dervişoğlu, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi ve çözüm önerilerini sundu. Dervişoğlu, hayat pahalılığı ve işsizlik sorunlarının çözümü için daha kapsamlı ve gerçekçi politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Manisa Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanı Ferdi Zeyrek’in hayatını kaybetmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan iki şüpheli, çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakıldı. Olay, 17 Mayıs tarihinde Manisa’nın Yunusemre ilçesi Muradiye Mahallesi’nde meydana gelmişti. Ferdi Zeyrek, evinde geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybetmişti.

Zeyrek’in ani ölümü üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, olayın şüpheli bulunması üzerine iki kişi gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, savcılık sorgularının ardından mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme, şüphelilerin serbest bırakılmasına karar verdi.

Soruşturma sürecinde, Zeyrek'in kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapılmıştı. Ancak, otopsi sonuçları henüz kamuoyu ile paylaşılmadı. Yetkililer, soruşturmanın titizlikle sürdürüldüğünü ve olayın tüm detaylarının aydınlatılması için çalışmaların devam ettiğini belirtti.

Ferdi Zeyrek'in ölümü, Manisa Büyükşehir Belediyesi'nde ve sevenleri arasında büyük üzüntü yaratmıştı. Zeyrek, görev yaptığı süre boyunca ulaşım alanında önemli projelere imza atmış ve Manisa'nın ulaşım sorunlarının çözümüne katkıda bulunmuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada bugün hakim karşısına çıkacaktı. Ancak İmamoğlu'nun duruşmaya katılmama kararı aldığı belirtildi.

Davanın geçmişine bakıldığında, süreç İmamoğlu'nun 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin iptal edilmesinin ardından yaptığı bir açıklama üzerine başladı. YSK üyelerine yönelik sözleri nedeniyle 'kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret' suçlamasıyla dava açılmıştı.

İmamoğlu'nun avukatları, müvekkillerinin programı nedeniyle duruşmaya katılamayacağını mahkemeye bildirdi. Bu durum, davanın seyrini etkileyebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Mahkemenin, İmamoğlu'nun katılmama gerekçesini değerlendirdikten sonra nasıl bir karar vereceği merak konusu.

Davanın seyrini etkileyebilecek bir diğer faktör ise, dava dosyasındaki bazı delillerin incelenmesi talebi. İmamoğlu'nun avukatları, söz konusu delillerin müvekkillerinin lehine olduğunu savunuyor. Mahkemenin bu talebi kabul edip etmeyeceği, davanın ilerleyen aşamalarında önemli rol oynayabilir.

Özetle:

• Ekrem İmamoğlu, YSK üyelerine hakaret davasında bugün hakim karşısına çıkmayacak.
• Avukatları, İmamoğlu'nun programı nedeniyle katılamayacağını bildirdi.
• Dava dosyasındaki bazı delillerin incelenmesi talep edildi.