İstanbul'da meydana gelen bir olayda, geri manevra yapan bir araç, yolda yürüyen bir yayaya çarptı. Kaza anı, çevredeki bir güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde, aracın aniden geri doğru hareketlendiği ve o sırada yolda yürümekte olan yayayı fark etmeyerek çarptığı görülüyor.

Kazanın ardından olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralanan yaya, ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı. Yaralının sağlık durumu hakkında henüz detaylı bir açıklama yapılmadı. Polis ekipleri, kaza ile ilgili soruşturma başlattı.

Sürücünün ifadesi alınırken, güvenlik kamerası görüntüleri de incelemeye alındı. Kazanın, sürücünün dikkatsizliği sonucu meydana geldiği düşünülüyor. Yetkililer, sürücülerin özellikle geri manevra yaparken daha dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Benzer kazaların önüne geçilmesi için trafik kurallarına uyulmasının önemi vurgulandı.

Olayın Detayları:

• Kaza İstanbul'da meydana geldi.
• Geri manevra yapan araç yayaya çarptı.
• Yaralı yaya hastaneye kaldırıldı.
• Polis soruşturma başlattı.

Bu tür kazaların önlenmesi için sürücülerin daha dikkatli ve trafik kurallarına uygun hareket etmeleri büyük önem taşıyor.

Adana'da yaşanan olayda, iki duvar arasında sıkışan bir yavru kedi, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kurtarıldı. Olay, merkez Seyhan ilçesi Sarıyakup Mahallesi'nde meydana geldi. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen Adana Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri, kedinin sıkıştığı alanı tespit etti.

Ekipler, kediyi kurtarmak için titiz bir çalışma başlattı. İlk olarak kedinin bulunduğu alana ulaşmak için duvarı kırma kararı alındı. Dikkatli bir şekilde duvarı kıran itfaiye erleri, yavru kediye ulaştı. Sıkıştığı yerden çıkarılan yavru kedi, büyük bir korku ve panik içindeydi.

Kurtarılan yavru kediye ilk müdahale olay yerinde yapıldı. Veteriner hekim tarafından sağlık kontrolünden geçirilen kedinin herhangi bir yarasının olmadığı belirlendi. Ardından yavru kedi, doğal ortamına bırakıldı. Vatandaşlar, itfaiye ekiplerinin hızlı ve başarılı müdahalesi sayesinde kedinin kurtarılmasından dolayı memnuniyetlerini dile getirdi.

İtfaiye ekipleri, benzer durumlarla karşılaşılması halinde vatandaşların derhal 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aramaları gerektiğini vurguladı. Bu tür olaylarda hızlı ve doğru müdahalenin hayvanların hayatını kurtarmada büyük önem taşıdığı belirtildi.

Araç muayene süreçlerinde yeni bir dönem başlıyor. TÜVTÜRK, araç muayenelerinde başlattığı yeni uygulamalar ile araç sahiplerini bilgilendirmeyi ve muayene süreçlerini daha şeffaf hale getirmeyi amaçlıyor.

Yeni Dönemde Beklenenler:

• Muayene Öncesi Bilgilendirme: Araç sahipleri, muayene öncesinde araçlarında tespit edilen eksiklikler ve muayene sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında detaylı olarak bilgilendirilecek. Bu sayede araç sahipleri, muayeneye daha hazırlıklı gelebilecek ve muayene tekrarı riskini azaltabilecekler.
• Şeffaf Muayene Süreci: Muayene süreci, araç sahiplerinin daha yakından takip edebileceği şekilde şeffaflaştırılacak. Muayene sırasında yapılan işlemler ve tespit edilen kusurlar detaylı olarak açıklanacak.
• Online Randevu ve Bilgi Erişimi: Araç sahipleri, online randevu sistemi üzerinden kolayca randevu alabilecek ve muayene süreçleri ile ilgili bilgilere erişebilecekler.
• Kusur Grupları Hakkında Detaylı Bilgi: Araç muayenelerinde karşılaşılan kusurlar, hafif kusur, ağır kusur ve emniyetsiz kusur olmak üzere üç gruba ayrılıyor. Yeni dönemde, bu kusur grupları ve anlamları hakkında araç sahiplerine daha detaylı bilgi verilecek.

Kusur Grupları:

1. Hafif Kusur: Araçtaki işlevselliği etkilemeyen ve sürüş güvenliğini önemli ölçüde tehlikeye atmayan kusurlardır.
2. Ağır Kusur: Araçtaki işlevselliği etkileyen veya sürüş güvenliğini tehlikeye atan kusurlardır. Bu kusurların giderilmesi gerekmektedir.
3. Emniyetsiz Kusur: Araçtaki işlevselliği ciddi şekilde etkileyen ve sürüş güvenliğini doğrudan tehlikeye atan kusurlardır. Bu kusurların giderilmeden araç trafiğe çıkarılamaz.

Araç muayene süreçlerindeki bu yeni düzenlemeler ile araç sahiplerinin muayene süreçlerine daha bilinçli bir şekilde dahil olması ve araç güvenliğinin artırılması hedefleniyor.

Günümüzde sosyal medya, bireylerin yaşamlarını ve sanat üretimlerini derinden etkiliyor. Sanatçılar, eserlerini sergilemek ve daha geniş kitlelere ulaşmak için sosyal medyayı aktif olarak kullanırken, bu platformların algoritmaları ve trendleri de sanatın içeriğini ve biçimini şekillendirebiliyor.

Sosyal medyanın 'görünürlük' ve 'beğeni' odaklı yapısı, bazı sanatçıları popüler trendlere uygun işler üretmeye teşvik edebilirken, diğerleri bu dayatmalara karşı çıkarak daha özgün ve deneysel çalışmalara yönelebiliyor. Bu durum, sanatın hem ticarileşmesine hem de çeşitlenmesine yol açabiliyor.

Sosyal medyanın sanat üzerindeki etkileri karmaşık ve çok yönlü. Bir yandan sanatçıların daha fazla kişiye ulaşmasını ve ilham almasını sağlarken, diğer yandan özgünlüğü tehdit edebiliyor ve sanatı tüketim kültürünün bir parçası haline getirebiliyor. Bu nedenle, sosyal medyanın sanata etkilerini eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmek ve sanatın özgünlüğünü korumak için alternatif platformlar ve yöntemler geliştirmek önem taşıyor.

Sanatın geleceği, sosyal medyanın sunduğu fırsatları ve tehditleri doğru bir şekilde değerlendirebilen ve teknolojiyi yaratıcı bir şekilde kullanabilen sanatçılarla şekillenecek. Sosyal medyanın duvarlarını aşan, özgün ve düşündürücü eserler üretmek, günümüz sanatçılarının en önemli görevlerinden biri.

Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesiyle birlikte, dini gruplara yönelik tutumları karmaşık bir hal aldı. Marksist ideolojiye göre din, 'halkın afyonu' olarak görülse de, Bolşevikler bazı dini toplulukları kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalıştı. Bu bağlamda, Veysiler ve Laciler gibi tarikatlar, Bolşeviklerin gözdesi haline geldi. Makalede, bu durumun nedenleri ve sonuçları detaylı bir şekilde inceleniyor.

Veysiler: Veysi tarikatı, kökleri Orta Asya'ya dayanan ve İslam'ın heterodoks bir yorumunu benimseyen bir topluluktu. Bolşevikler, Veysilerin anti-otoriter ve eşitlikçi öğretilerinden faydalanarak, onları geleneksel İslam'a karşı bir araç olarak gördüler. Veysiler, Bolşeviklerin toprak reformu gibi politikalarını destekleyerek, kırsal kesimde rejim için önemli bir destek tabanı oluşturdular.

Laciler: Laciler ise, Azerbaycan'da yaygın olan ve Şamanizm ile İslam'ı sentezleyen bir başka heterodoks tarikattı. Bolşevikler, Lacilerin mistik ve gizemli ritüellerini, halkın ilgisini çekmek ve propaganda yapmak için kullandı. Laciler, Bolşevik liderleri 'ermiş' veya 'veli' gibi göstererek, onların otoritesini güçlendirmeye yardımcı oldular.

Makalede, Bolşeviklerin bu tarikatlara olan desteğinin tamamen ideolojik olmadığı, pragmatik nedenlere dayandığı vurgulanıyor. Bolşevikler, iktidarlarını sağlamlaştırmak ve halkın desteğini kazanmak için her türlü aracı kullanmaya hazırdılar. Veysiler ve Laciler gibi tarikatlar da, bu amaca hizmet eden kullanışlı araçlar olarak görüldüler.

Ancak, bu işbirliği uzun sürmedi. Bolşevikler, iktidarlarını sağlamlaştırdıktan sonra, dini gruplara yönelik baskıları artırdılar. Veysiler ve Laciler de, diğer dini topluluklar gibi, Sovyet rejiminin zulmünden nasibini aldılar. Tarikat liderleri tutuklandı, camileri kapatıldı ve öğretileri yasaklandı.

Sonuç olarak, Bolşeviklerin Veysiler ve Laciler gibi tarikatlarla olan ilişkisi, tarihin ironik bir örneğini sunuyor. Ateist bir ideolojiye sahip olan Bolşevikler, dini grupları kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışmış, ancak bu işbirliği her iki taraf için de trajik sonuçlar doğurmuştur.

Pazar alışverişi yapan vatandaşlar, artan hayat pahalılığından dolayı zor günler geçirdiklerini dile getiriyor. Özellikle temel gıda ürünlerindeki fiyat artışları, vatandaşları alım gücü konusunda ciddi şekilde etkiliyor. Bir pazarcı esnafı, Kemal Sunal'ın meşhur film sahnesine gönderme yaparak, vatandaşların artık tane tane zeytin almak zorunda kaldığını belirtiyor.

Pazardaki bir diğer vatandaş, fiyatların sürekli arttığını ve maaşlarının bu artışlara yetişemediğini ifade ediyor. Özellikle emeklilerin ve dar gelirlilerin bu durumdan çok daha fazla etkilendiğini vurguluyor. Vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlandıklarını, et ve süt ürünlerini almanın lüks haline geldiğini belirtiyor.

Pazar esnafı da durumdan memnun değil. Satışların düştüğünü ve vatandaşların alım gücünün azalmasıyla birlikte işlerinin de olumsuz etkilendiğini belirtiyorlar. Özellikle sebze ve meyve fiyatlarındaki mevsimsel değişiklikler ve girdi maliyetlerindeki artışlar, fiyatları yukarı çekiyor. Esnaf, vatandaşların daha çok indirimli ürünleri tercih ettiğini ve eskisi gibi bol miktarda alışveriş yapamadığını söylüyor.

Vatandaşlar, hükümetten fiyat artışlarına karşı önlem almasını ve ekonomik koşulların iyileştirilmesini bekliyor. Aksi takdirde, temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geleceklerinden endişe ediyorlar. Pazardaki genel hava, alım gücünün düşmesi ve ekonomik belirsizliklerin yarattığı bir endişe ve karamsarlık içeriyor.

Avukat Burak Salıdroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya paylaşımlarını sokakta dağıttığı için tutuklanmasının ardından Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle başvurdu. Salıdroğlu, başvurusunda tutuklanma nedeninin siyasi düşüncelerini ifade etme özgürlüğünü engellediğini savundu.

Salıdroğlu'nun avukatları, müvekkillerinin sadece kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hareket ettiğini ve bu eylemin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Başvuruda, tutuklamanın orantısız bir tedbir olduğu ve Salıdroğlu'nun serbest bırakılması gerektiği vurgulandı.

Başvurunun detayları şu şekilde:

• Salıdroğlu, İmamoğlu'nun paylaşımlarını dağıtırken herhangi bir şiddet veya provokasyon içeren davranışta bulunmamıştır.
• Tutuklama kararı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ifade özgürlüğüyle ilgili maddelerine aykırıdır.
• Salıdroğlu'nun tutuklu kalması, ailesi ve mesleki faaliyetleri üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır.

Anayasa Mahkemesi'nin başvuru üzerine vereceği karar, ifade özgürlüğü sınırları ve siyasi içerikli paylaşımların yayılmasının suç teşkil edip etmediği konularında önemli bir emsal teşkil edebilir.

Meksika'da siyasi şiddet olayları artarak devam ediyor. Son olarak, başkent Meksiko'da bir belediye başkanının danışmanlarına yönelik suikast girişimi gerçekleşti. Bu olay, siyasi şiddetin ülkenin başkentine kadar sıçradığını gösteriyor.

Saldırı, yerel saatle öğleden sonra meydana geldi. Belediye başkanının iki danışmanı, araçlarıyla seyir halindeyken kimliği belirsiz kişi veya kişilerce silahlı saldırıya uğradı. Olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.

İlk belirlemelere göre, danışmanlardan biri olay yerinde hayatını kaybederken, diğeri ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Polis, saldırganların yakalanması için geniş çaplı operasyon başlattı.

Bu suikast girişimi, Meksika'da son dönemde artan siyasi şiddet olaylarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ülkede özellikle yerel seçimler öncesinde siyasetçilere ve kamu görevlilerine yönelik saldırılar sıkça yaşanıyor.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Yetkililer, saldırının nedenini ve faillerini tespit etmek için çalışmalarını sürdürüyor. Halk, artan şiddet olayları karşısında endişeli.

Önemli Not: Meksika'da siyasi şiddetin artması, ülkedeki güvenlik sorunlarını daha da derinleştiriyor. Yetkililerin bu konuda daha etkin önlemler alması bekleniyor.

• Saldırı başkent Meksiko'da gerçekleşti.
• Belediye başkanının iki danışmanı hedef alındı.
• Bir danışman hayatını kaybetti, diğeri ağır yaralı.

1. Polis soruşturma başlattı.
2. Halk endişeli.

Karşıyaka Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen Çiçek Festivali, binlerce doğa tutkununu bir araya getirdi. Festival, Karşıyaka Belediyesi tarafından organize edildi ve doğa severlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.

Festival kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlendi. Çiçek satış stantları kuruldu ve ziyaretçilere geniş bir yelpazede çiçek çeşitleri sunuldu.

Festival, sadece Karşıyakalılar için değil, çevre illerden gelen doğa severler için de önemli bir etkinlik haline geldi. Katılımcılar, hem birbirinden güzel çiçekleri görme ve satın alma fırsatı buldu, hem de çeşitli atölye çalışmalarına ve söyleşilere katılarak doğa ve çiçekler hakkında daha fazla bilgi edindi.

Karşıyaka Belediyesi yetkilileri, festivalin amacının doğa sevgisini artırmak ve çevre bilincini geliştirmek olduğunu belirtti. Ayrıca, festivalin yerel ekonomiye de katkı sağladığı vurgulandı. Festivalin gelecek yıllarda da düzenlenerek gelenekselleşmesi hedefleniyor.

Festivalde, farklı türlerde çiçeklerin sergilendiği ve satışa sunulduğu stantlar büyük ilgi gördü. Özellikle mevsimlik çiçekler, bahçe bitkileri ve süs bitkileri ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü.

Çocuklar için de çeşitli etkinliklerin düzenlendiği festivalde, yüz boyama, balon şovları ve mini bahçe tasarım atölyeleri gibi aktiviteler yer aldı. Bu sayede, çocukların da doğa ile iç içe bir gün geçirmesi sağlandı.

Festivalin sonunda, Karşıyaka Belediye Başkanı yaptığı açıklamada, festivalin başarılı geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve tüm katılımcılara teşekkür etti.