Bolşeviklerin iktidara gelmesinin ardından bazı tarikatların, özellikle Veysiler ve Laciler gibi grupların, Sovyet rejiminin desteğini nasıl kazandığı ve bu durumun ardındaki nedenler inceleniyor.

Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesiyle birlikte, dini gruplara yönelik tutumları karmaşık bir hal aldı. Marksist ideolojiye göre din, 'halkın afyonu' olarak görülse de, Bolşevikler bazı dini toplulukları kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalıştı. Bu bağlamda, Veysiler ve Laciler gibi tarikatlar, Bolşeviklerin gözdesi haline geldi. Makalede, bu durumun nedenleri ve sonuçları detaylı bir şekilde inceleniyor.
Veysiler: Veysi tarikatı, kökleri Orta Asya'ya dayanan ve İslam'ın heterodoks bir yorumunu benimseyen bir topluluktu. Bolşevikler, Veysilerin anti-otoriter ve eşitlikçi öğretilerinden faydalanarak, onları geleneksel İslam'a karşı bir araç olarak gördüler. Veysiler, Bolşeviklerin toprak reformu gibi politikalarını destekleyerek, kırsal kesimde rejim için önemli bir destek tabanı oluşturdular.
Laciler: Laciler ise, Azerbaycan'da yaygın olan ve Şamanizm ile İslam'ı sentezleyen bir başka heterodoks tarikattı. Bolşevikler, Lacilerin mistik ve gizemli ritüellerini, halkın ilgisini çekmek ve propaganda yapmak için kullandı. Laciler, Bolşevik liderleri 'ermiş' veya 'veli' gibi göstererek, onların otoritesini güçlendirmeye yardımcı oldular.
Makalede, Bolşeviklerin bu tarikatlara olan desteğinin tamamen ideolojik olmadığı, pragmatik nedenlere dayandığı vurgulanıyor. Bolşevikler, iktidarlarını sağlamlaştırmak ve halkın desteğini kazanmak için her türlü aracı kullanmaya hazırdılar. Veysiler ve Laciler gibi tarikatlar da, bu amaca hizmet eden kullanışlı araçlar olarak görüldüler.
Ancak, bu işbirliği uzun sürmedi. Bolşevikler, iktidarlarını sağlamlaştırdıktan sonra, dini gruplara yönelik baskıları artırdılar. Veysiler ve Laciler de, diğer dini topluluklar gibi, Sovyet rejiminin zulmünden nasibini aldılar. Tarikat liderleri tutuklandı, camileri kapatıldı ve öğretileri yasaklandı.
Sonuç olarak, Bolşeviklerin Veysiler ve Laciler gibi tarikatlarla olan ilişkisi, tarihin ironik bir örneğini sunuyor. Ateist bir ideolojiye sahip olan Bolşevikler, dini grupları kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışmış, ancak bu işbirliği her iki taraf için de trajik sonuçlar doğurmuştur.