Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesinde uzmanlar, hem öğrencilerin hem de velilerin kaygılarını yönetmeleri ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmeleri konusunda önemli uyarılarda bulundu. Sınav sürecinin stresli ve kaygı verici olabileceğine dikkat çeken uzmanlar, bu dönemin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi için çeşitli öneriler sundu.

Kaygı Yönetimi: Uzmanlar, sınav kaygısının normal bir durum olduğunu ancak yönetilemez hale geldiğinde performansı olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Kaygıyı azaltmak için öğrencilere düzenli nefes egzersizleri yapmaları, hobilerine zaman ayırmaları ve sosyal aktivitelerde bulunmaları öneriliyor. Velilere ise çocuklarına destek olmaları, onları sürekli motive etmeleri ve sınav sonucuna odaklanmak yerine sürece odaklanmalarını sağlamaları tavsiye ediliyor.

Beslenme Önerileri: Sınav döneminde sağlıklı beslenmenin önemine vurgu yapan uzmanlar, öğrencilerin düzenli ve dengeli öğünler tüketmeleri gerektiğini belirtiyor. Kahvaltının atlanmaması, protein ve lif açısından zengin besinlerin tercih edilmesi, şekerli ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması öneriliyor. Ayrıca, yeterli miktarda su içmenin de zihinsel performansı artırdığına dikkat çekiliyor.

Veli Tutumları: Velilerin bu süreçte çocuklarına karşı anlayışlı ve destekleyici olmaları büyük önem taşıyor. Çocukların başarılarını takdir etmek, onlara güven vermek ve sınav sonucunun her şey olmadığını hatırlatmak, kaygılarını azaltmalarına yardımcı olabilir. Uzmanlar, velilerin çocuklarına karşı gerçekçi beklentiler içinde olmaları ve onları başkalarıyla kıyaslamamaları gerektiğini vurguluyor.

Öğrenci Yaklaşımları: Öğrencilerin sınav öncesinde kendilerine iyi bakmaları, yeterli uyumaları ve dinlenmeleri gerekiyor. Sınav gününe kadar düzenli bir çalışma programı takip etmek, eksik konuları tamamlamak ve deneme sınavları çözmek, özgüvenlerini artırabilir. Ayrıca, sınav anında panik yapmamak ve soruları dikkatlice okumak da başarıya giden yolda önemli adımlar olarak belirtiliyor.

Cumhuriyet yazarı Işık Kansu, bugünkü yazısında Köy Enstitüleri'nin kuruluş sürecini ve önemini ele alıyor. Kansu, Köy Enstitüleri'nin bir aydınlanma projesi olarak hayata geçirildiğini vurguluyor ve bu projenin mimarlarından biri olan Atatürk'ün kaymakamı Mehmet Bey'in rolüne dikkat çekiyor.

Yazıda, Köy Enstitüleri'nin temel amacının, köylerdeki eğitimsizliği ortadan kaldırmak ve ülkenin her köşesine aydınlanmayı ulaştırmak olduğu belirtiliyor. Bu amaç doğrultusunda, Köy Enstitüleri'nde öğrencilere hem teorik bilgi veriliyor hem de uygulamalı eğitimlerle donatılıyorlardı. Öğrenciler, tarım, zanaat ve sanat gibi alanlarda da yeteneklerini geliştirme fırsatı buluyorlardı.

Mehmet Bey'in Köy Enstitüleri'nin kuruluşundaki rolü de yazıda detaylı bir şekilde anlatılıyor. Atatürk'ün görevlendirmesiyle köyleri dolaşan Mehmet Bey, köylülerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini tespit ederek Köy Enstitüleri'nin müfredatının oluşturulmasına katkı sağlıyor. Ayrıca, köylüleri Köy Enstitüleri'ne destek vermeye teşvik ediyor.

Kansu, Köy Enstitüleri'nin Türkiye'nin aydınlanma sürecindeki önemine vurgu yaparak, bu projenin günümüzde de örnek alınması gerektiğini savunuyor. Köy Enstitüleri'nin, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve ülkenin her köşesine aydınlanmayı ulaştırmak gibi önemli hedeflere hizmet ettiğini belirtiyor.

Yazıda ayrıca, Köy Enstitüleri'nin kuruluş felsefesi ve eğitim anlayışının, günümüz eğitim sistemine de ilham vermesi gerektiği ifade ediliyor. Köy Enstitüleri'nin, öğrencileri hayata hazırlayan, üretken ve düşünen bireyler olarak yetiştirmeye odaklandığı vurgulanıyor.

Son olarak, Kansu, Köy Enstitüleri'nin Türkiye'nin aydınlanma tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu ve bu projenin unutulmaması gerektiğini belirterek yazısını sonlandırıyor.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Akdeniz'de Muğla'nın Marmaris ilçesi açıklarında bir deprem meydana geldiğini duyurdu. Depremin büyüklüğü ve derinliği hakkında henüz net bilgiler verilmedi.

AFAD'ın açıklamasına göre, deprem yerel saatle belirtilen saatte gerçekleşti ve çevre illerde de hissedildi. Marmaris ve çevresinde yaşayan vatandaşlar deprem sonrası tedirginlik yaşadı. AFAD, depremin ardından herhangi bir olumsuz ihbar almadıklarını bildirdi.

Depremin merkez üssü ve büyüklüğü ile ilgili detaylı bilgiler AFAD tarafından güncellenmeye devam ediyor. Bölgedeki sismik hareketlilik yakından takip ediliyor. Vatandaşların panik yapmaması ve yetkililerin açıklamalarını dikkate alması önemle vurgulanıyor.

Muğla ve çevresinde hissedilen deprem, bölgedeki yerleşim yerlerinde yaşayan vatandaşlar arasında kısa süreli paniğe neden oldu. Sosyal medyada da depremle ilgili çok sayıda paylaşım yapıldı.

AFAD, deprem sonrası yaptığı açıklamada, arama tarama çalışmalarının devam ettiğini ve herhangi bir hasar tespit edilmesi durumunda kamuoyunun bilgilendirileceğini belirtti. Ayrıca, vatandaşların olası artçı sarsıntılara karşı hazırlıklı olmaları konusunda uyarıda bulunuldu.

Depremin etkileri ve detayları hakkında daha fazla bilgi edinmek için AFAD'ın resmi internet sitesi ve sosyal medya hesaplarının takip edilmesi öneriliyor. Gelişmeler oldukça kamuoyu bilgilendirilmeye devam edecektir.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP'nin İBB'nin mülkiyetindeki bazı yurtları Gençlik ve Spor Bakanlığı'na devretme teklifine sert bir şekilde karşı çıktı. İmamoğlu, Saraçhane'de yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a doğrudan seslenerek, “Hiç mi merhametin kalmadı bu milletin evlatlarına?” diye sordu.

İmamoğlu, AKP'nin bu teklifiyle öğrencilerin barınma sorununu çözmek yerine, siyasi bir rant elde etmeye çalıştığını savundu. İBB'nin mevcut yurtlarının öğrencilere kaliteli ve uygun fiyatlı barınma imkanı sunduğunu belirten İmamoğlu, bu yurtların devredilmesi halinde öğrencilerin mağdur olacağını ifade etti. İmamoğlu, şunları söyledi:

• “Biz bu yurtları öğrencilerimizin rahatı ve huzuru için yaptık. Amacımız, dar gelirli ailelerin çocuklarına destek olmak. AKP'nin bu teklifi, öğrencilere değil, yandaşlarına hizmet etme amacı taşıyor.”
• “Bu yurtlar, İBB'nin öz kaynaklarıyla yapıldı. Halka ait olan bu yurtları, birilerine peşkeş çekmelerine izin vermeyeceğiz.”

İmamoğlu, ayrıca, İBB'nin öğrenci yurtları konusundaki çalışmalarına devam edeceğini ve yeni yurtlar açarak daha fazla öğrenciye barınma imkanı sunacaklarını vurguladı. İBB Başkanı, AKP'nin bu tür siyasi manevralar yerine, öğrencilerin gerçek sorunlarına çözüm bulmaya odaklanması gerektiğini sözlerine ekledi.

İmamoğlu, konuşmasının sonunda, tüm öğrencilere başarılar dileyerek, İBB olarak her zaman onların yanında olacaklarını belirtti.

CHP Ankara Milletvekili Yankı Bağcıoğlu, Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) üyelerinin düşük nema oranları nedeniyle mağdur edildiği ve kurumdan ayrılmaya zorlandığı iddialarını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi veren Bağcıoğlu, OYAK'ın uyguladığı nema oranlarının enflasyonun altında kalmasının emekli üyeler üzerindeki etkilerini sorguladı.

Bağcıoğlu, önergesinde son yıllarda OYAK nema oranlarının reel enflasyonun altında seyrettiğini ve bu durumun özellikle emekli üyeler için ciddi bir gelir kaybına yol açtığını belirtti. Emekli aylıklarının enflasyon karşısında erimesi ve OYAK nema ödemelerinin yetersiz kalması nedeniyle birçok üyenin geçim sıkıntısı yaşadığına dikkat çekti. Ayrıca, OYAK yönetiminin bu durumu düzeltmek için herhangi bir somut adım atmadığı yönünde eleştirilerde bulundu.

Önergede yer alan bazı sorular şunlardır:

• OYAK'ın son 5 yıldaki nema oranları nelerdir ve bu oranlar aynı dönemdeki enflasyon oranlarıyla karşılaştırıldığında nasıl bir tablo ortaya çıkmaktadır?
• OYAK yönetiminin, nema oranlarının enflasyonun altında kalmasının emekli üyeler üzerindeki olumsuz etkilerini gidermek için herhangi bir planı veya çalışması bulunmakta mıdır?
• OYAK üyelerinin nema beklentilerini karşılayacak ve kurumdan ayrılmalarını engelleyecek uzun vadeli stratejiler nelerdir?
• OYAK’ın yatırım politikaları ve nema dağıtım esasları hangi kriterlere göre belirlenmektedir? Bu kriterler belirlenirken üyelerin beklentileri ne ölçüde dikkate alınmaktadır?

Bağcıoğlu, OYAK'ın şeffaf bir şekilde yönetilmesi ve üyelerin haklarının korunması gerektiğini vurgulayarak, Milli Savunma Bakanlığı'nın bu konuda gerekli incelemeleri yapmasını ve kamuoyunu bilgilendirmesini talep etti.

İstanbul Esenyurt'ta meydana gelen olayda, bir kişi boşanmak istediği eşinin ailesine kezzapla saldırdı. Olay, eşinin çalışmak istemesine duyduğu öfke nedeniyle gerçekleşti.

Saldırı, ailenin evine yapılan ani bir baskınla başladı. Kezzaplı saldırıda, eşinin annesi ve babası ağır yaralandı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahaleyi yaptıktan sonra hastaneye kaldırdı. Yaralıların durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi.

Olayın ardından kaçan saldırgan, polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalandı. Gözaltına alınan zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Saldırganın ilk ifadesinde, eşinin çalışmak istemesine karşı çıktığını ve bu nedenle tartıştıklarını söylediği öğrenildi.

Saldırının detayları:

• Olay yeri: İstanbul Esenyurt
• Saldırı nedeni: Eşin çalışmak istemesi
• Yaralılar: Eşin annesi ve babası
• Saldırgan: Yakalandı

Yetkililer, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini bildirdi. Bu tür vahim olayların önüne geçilmesi için toplumun bilinçlendirilmesi ve kadına yönelik şiddetin her türlüsüne karşı durulması gerektiği vurgulandı.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Omega 3 yağ asitleri, vücudun üretemediği ve dışarıdan alınması gereken temel yağ asitleridir. Özellikle EPA ve DHA olarak bilinen türleri, hücre zarının yapısında yer alarak beyin fonksiyonları, kalp sağlığı ve göz sağlığı gibi birçok önemli süreçte rol oynar.

Omega 3'ün Faydaları:

• Kalp Sağlığı: Trigliserid seviyelerini düşürerek, kan basıncını düzenleyerek ve damar tıkanıklığını önleyerek kalp sağlığını korur.
• Beyin Fonksiyonları: Özellikle DHA, beyin gelişiminde ve fonksiyonlarında önemli rol oynar. Konsantrasyonu artırır, hafızayı güçlendirir ve öğrenme yeteneğini destekler.
• Göz Sağlığı: Gözün retina tabakasının yapısında bulunur ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu riskini azaltır.
• İltihap Azaltıcı: Kronik inflamasyonu azaltarak eklem ağrıları, cilt sorunları ve diğer inflamatuar hastalıkların semptomlarını hafifletir.
• Ruh Sağlığı: Depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunların riskini azaltır ve tedaviye yardımcı olur.

Omega 3 Kaynakları:

1. Yağlı Balıklar: Somon, uskumru, ton balığı, sardalya ve ringa balığı gibi yağlı balıklar en zengin EPA ve DHA kaynaklarıdır. Haftada en az iki kez tüketilmesi önerilir.
2. Bitkisel Yağlar: Keten tohumu yağı, chia tohumu yağı ve kanola yağı ALA adı verilen bir tür Omega 3 içerir. ALA, vücutta EPA ve DHA'ya dönüştürülebilir, ancak bu dönüşümün verimliliği düşüktür.
3. Kuruyemişler ve Tohumlar: Ceviz, badem, keten tohumu, chia tohumu ve kabak çekirdeği gibi kuruyemişler ve tohumlar ALA içerir.
4. Takviyeler: Balık yağı, krill yağı ve alg yağı gibi takviyeler, yeterli Omega 3 alamayanlar için bir seçenektir. Takviye kullanmadan önce doktora danışmak önemlidir.

Omega 3 eksikliği, yorgunluk, cilt sorunları, eklem ağrıları, konsantrasyon eksikliği ve depresyon gibi belirtilere yol açabilir. Bu nedenle, yeterli Omega 3 alımına dikkat etmek genel sağlık için önemlidir.

Fermente gıdalar, içeriklerindeki probiyotikler sayesinde sindirim sisteminden bağışıklığa, ruh halinden cilt sağlığına kadar birçok alanda fayda sağlayabiliyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, fermente gıdaların sağlık üzerindeki olumlu etkilerini destekliyor.

Fermente Gıdaların Faydaları:

• Sindirim Sistemi: Fermente gıdalar, sindirim sistemindeki faydalı bakteri sayısını artırarak sindirim sağlığını iyileştirir. Bu sayede şişkinlik, gaz ve kabızlık gibi sorunların önüne geçilebilir.
• Bağışıklık Sistemi: Bağırsaklardaki faydalı bakteriler, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Fermente gıdalar, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırarak hastalıklara karşı direnci yükseltir.
• Ruh Hali: Bağırsak ve beyin arasındaki bağlantı, ruh halini doğrudan etkileyebilir. Fermente gıdalar, bağırsaklardaki mikrobiyotayı düzenleyerek anksiyete ve depresyon belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir.
• Cilt Sağlığı: Bağırsak sağlığı, cilt sağlığıyla da yakından ilişkilidir. Fermente gıdalar, ciltteki iltihaplanmayı azaltarak akne, egzama ve sedef hastalığı gibi sorunların tedavisine destek olabilir.

Önemli Fermente Gıdalar:

1. Yoğurt: Özellikle ev yapımı yoğurt, probiyotik açısından zengindir.
2. Kefir: Yoğurda benzer bir içecek olan kefir, daha çeşitli probiyotik türleri içerir.
3. Lahana Turşusu: Fermente lahana, lif ve C vitamini açısından zengindir.
4. Kimchi: Kore mutfağına özgü fermente sebze karışımıdır.
5. Kombucha: Fermente çaydır.

Fermente gıdaları beslenme düzenine dahil etmeden önce, özellikle hassas bünyeye sahip olanların veya kronik rahatsızlığı bulunanların bir uzmana danışması önerilir.

Çölyak hastalığı, irritabl bağırsak sendromu (IBS) ve gluten hassasiyeti, sindirim sistemi sorunlarına yol açan ve sıklıkla karıştırılan durumlardır. Her üç rahatsızlık da benzer semptomlar gösterebilirken, altında yatan nedenler ve vücut üzerindeki etkileri farklıdır.

Çölyak Hastalığı: Genetik yatkınlığı olan bireylerde gluten adlı proteine karşı gelişen otoimmün bir reaksiyondur. Gluten, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunur. Çölyak hastalığında, gluten tüketimi ince bağırsakta hasara yol açar, besin emilimini bozar ve çeşitli sağlık sorunlarına neden olur. Tanısı genellikle kan testleri ve endoskopik biyopsi ile konulur. Tedavisi ömür boyu süren sıkı bir glutensiz diyettir.

İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS): Sindirim sisteminin fonksiyonel bir bozukluğudur. Yani, bağırsakların yapısında belirgin bir anormallik olmamasına rağmen, sindirim süreçleri düzgün çalışmaz. IBS'nin belirtileri arasında karın ağrısı, şişkinlik, gaz, ishal veya kabızlık yer alır. IBS'nin nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak stres, beslenme alışkanlıkları ve bağırsaklardaki mikrobiyal denge gibi faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Tanısı, semptomların değerlendirilmesi ve diğer olası nedenlerin (örneğin, çölyak hastalığı) dışlanmasıyla konulur. Tedavisi semptomları hafifletmeye yöneliktir ve genellikle diyet değişiklikleri, stres yönetimi ve ilaçları içerir.

Gluten Hassasiyeti: Çölyak hastalığı veya buğday alerjisi olmayan kişilerde gluten tüketimi sonrasında ortaya çıkan semptomlardır. Gluten hassasiyetinin belirtileri IBS'ye benzer olabilir; karın ağrısı, şişkinlik, yorgunluk, baş ağrısı ve cilt sorunları görülebilir. Tanısı, çölyak hastalığı ve buğday alerjisinin dışlanması ve glutensiz diyet uygulandığında semptomların düzelmesiyle konulur. Tedavisi, glutensiz veya düşük glutenli bir diyet uygulamaktır.

Farklar ve Benzerlikler:

• Çölyak hastalığı otoimmün bir hastalıktır ve bağırsaklarda kalıcı hasara yol açabilirken, IBS fonksiyonel bir bozukluktur ve bağırsak yapısında hasar oluşturmaz. Gluten hassasiyeti ise ne otoimmün bir hastalıktır ne de bağırsaklarda hasara neden olur.
• Her üç durumda da karın ağrısı, şişkinlik ve sindirim sorunları gibi benzer semptomlar görülebilir.
• Çölyak hastalığının tanısı kan testleri ve biyopsi ile kesin olarak konulabilirken, IBS ve gluten hassasiyetinin tanısı daha çok semptomların değerlendirilmesi ve diğer olası nedenlerin dışlanmasıyla konulur.
• Çölyak hastalığının tedavisi ömür boyu glutensiz diyet iken, IBS ve gluten hassasiyetinde diyet değişiklikleri ve semptomları yönetmeye yönelik yaklaşımlar kullanılır.