Ünlü oyuncu, son görüntüsüyle hayranlarını endişelendirdi. Aşırı zayıflığı dikkat çeken oyuncunun, sosyal medyada sağlık durumu hakkında yorumlar yapıldı.

Oyuncunun son dönemde verdiği kilolar, takipçileri tarafından eleştiriliyor. Birçok sosyal medya kullanıcısı, oyuncunun sağlığını düşünerek endişelerini dile getirdi. Oyuncunun giderek zayıflaması, sevenlerini tedirgin ediyor.

Sosyal medya kullanıcıları, oyuncunun fotoğraflarının altına yorumlar yaparak, sağlığına dikkat etmesi yönünde uyarılarda bulundu. Bazı kullanıcılar, "Artık çekilecek derisi kalmamış" şeklinde yorumlar yaparak, oyuncunun aşırı zayıflığının boyutunu vurguladı.

Oyuncunun menajeri veya kendisinden henüz konuyla ilgili bir açıklama gelmedi. Ancak, sosyal medyadaki tepkiler oyuncunun sağlığına dikkat etmesi gerektiği yönünde birleşiyor.

Oyuncunun hayranları, sağlıklı günler dileyerek, bir an önce toparlanmasını umut ediyor.

Gökhan Güney, hakkında çıkan haberlerden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Özellikle sağlık durumuyla ilgili çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ve kendisini derinden üzdüğünü ifade etti.

Sanatçı, sosyal medyada ve bazı yayın organlarında çıkan haberlerin kaynağının belirsiz olduğunu ve bu tür asılsız iddiaların kendisi ve ailesi üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirtti.

Gökhan Güney, sevenlerinden bu tür haberlere itibar etmemelerini rica etti ve sağlık durumunun iyi olduğunu, aktif bir şekilde çalışmalarına devam ettiğini vurguladı. Ayrıca, bu tür yalan haberlere karşı hukuki yollara başvurabileceğini de sözlerine ekledi.

Gökhan Güney, sanat hayatına devam edeceğini ve sevenleriyle buluşmaya devam edeceğini belirtti. Kendisine destek veren herkese teşekkür etti.

Şarkıcı İrem Derici, Avustralya turnesi kapsamında Sidney'de verdiği konserde ilginç bir an yaşadı. Sahne performansının ortasında bir hayranına seslenerek evlenme teklifinde bulundu. Derici, hayranına hitaben, 'Benimle evlenir misin?' diye sordu.

Bu beklenmedik teklif, konseri izlemeye gelenler arasında şaşkınlık ve heyecan yarattı. İrem Derici'nin bu hareketi, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Konser sırasında çekilen videolar kısa sürede yayıldı ve birçok kullanıcı tarafından paylaşıldı.

Derici'nin Avustralya turnesi, Sidney konserinin ardından diğer şehirlerde de devam edecek. Şarkıcının hayranları, turnenin geri kalanında da benzer sürprizlere sahne olup olmayacağını merakla bekliyor.

İrem Derici'nin evlenme teklifi yaptığı hayranının kimliği ve teklife ne yanıt verdiği henüz bilinmiyor. Konuyla ilgili detaylı bir açıklama yapılıp yapılmayacağı da merak konusu.

Sanatçı daha sonra sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla konuyla ilgili esprili bir yorumda bulundu. 'Avustralya'da evlenmek serbest mi?' diye sordu. Bu paylaşımıyla da hayranlarını güldürmeyi başardı.

Hamdi Alkan, Selen Görgüzel'den boşanmasının ardından uzun bir süre sessizliğini korudu. Yıllar sonra bu sessizliğini bozan Alkan, özel hayatıyla ilgili yapılan yorumlara ve kendisine yöneltilen sorulara açıklık getirdi.

Alkan, katıldığı bir etkinlikte gazetecilerin sorularını yanıtladı. Boşanma süreciyle ilgili olarak yöneltilen bir soruya, "Çok gereksiz bir soruydu" şeklinde yanıt verdi. Bu cevabıyla, boşanma sürecinin kendisi için hassas bir konu olduğunu ve geçmişte kalan bir mesele olduğunu vurguladı.

Selen Görgüzel ile evliliği ve boşanması sürecinde medyada geniş yer bulan Alkan, bu süreçte yaşadığı zorlukları dile getirdi. Özellikle, boşanma nedenleri ve sonrasında çıkan dedikodular hakkında konuşmaktan kaçındı. Alkan, özel hayatının mahremiyetine saygı gösterilmesini istediğini belirtti.

Alkan, iş hayatıyla ilgili projelerinden de bahsetti. Yeni projeler üzerinde çalıştığını ve yakın zamanda sevenleriyle paylaşacağını ifade etti. Sanat hayatına olan bağlılığını ve üretkenliğini sürdürmeye devam edeceğini söyledi.

Son olarak, Hamdi Alkan, geleceğe umutla baktığını ve hayatına yeni bir yön vermek istediğini sözlerine ekledi. Geçmişte yaşanan olumsuzlukları geride bırakarak, pozitif bir yaklaşımla yoluna devam edeceğini belirtti.

Hande Ataizi, katıldığı bir programda bir döneme damga vuran Ruhsar dizisiyle ilgili yıllar sonra bir itirafta bulundu. Ataizi, dizinin çekimleri sırasında yaşadığı ve unutamadığı bir anısını anlattı.

Ataizi, Ruhsar dizisinde canlandırdığı karakterin popülerliğinden ve dizinin kendisi için ne kadar önemli olduğundan bahsetti. Dizi çekimleri sırasında yaşanan komik olaylara değinen Ataizi, özellikle bir sahne çekiminde yaşadığı zorluğu ve o anki duygularını paylaştı.

Ataizi, "Ruhsar benim için çok özel bir projeydi. O karakteri canlandırmak benim için büyük bir keyifti. Ancak bir gün çekimlerde öyle bir şey yaşadım ki, hala aklıma geldikçe gülerim. Bir sahnede havada asılı kalmam gerekiyordu ve o kadar uzun sürdü ki, sonunda dayanamayıp gülmeye başladım. Tabii o sahne tekrar çekildi ama o anı hiç unutamam," dedi.

Ruhsar dizisi, yayınlandığı dönemde büyük bir ilgiyle takip edilmiş ve Hande Ataizi'nin kariyerinde önemli bir yere sahip olmuştu. Ataizi'nin bu itirafı, dizinin hayranları tarafından da büyük bir ilgiyle karşılandı.

Amazon'un Avrupa Parlamentosu'na (AP) erişim izni için yürüttüğü lobi faaliyetleri, Haziran ayı sonunda yapılacak bir duruşmada incelenecek. Bu duruşma, Amazon'un AP üzerindeki etkisini ve şeffaflığını değerlendirmeyi amaçlıyor.

Duruşmada, Amazon'un Avrupa'daki faaliyetleri ve bu faaliyetlerin AP'nin kararları üzerindeki potansiyel etkileri ele alınacak. Özellikle, rekabet hukuku, veri gizliliği ve dijital vergilendirme gibi konularda Amazon'un lobi faaliyetlerinin yoğunlaştığı belirtiliyor.

AP üyeleri, Amazon'un lobi faaliyetlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesini ve kamu yararının korunmasını sağlamak istiyor. Bu nedenle, duruşmada Amazon'un temsilcileri, AP üyelerinin sorularını yanıtlayacak ve şirket politikaları hakkında bilgi verecek.

Duruşmanın temel amacı, Amazon'un AP'deki etkisini anlamak ve bu etkinin şeffaf bir şekilde yönetilmesini sağlamaktır. Bu, diğer büyük teknoloji şirketleri için de bir emsal teşkil edebilir.

Amazon'un bu duruşmaya nasıl hazırlanacağı ve AP üyelerini nasıl ikna edeceği merak konusu. Duruşmanın sonuçları, Amazon'un Avrupa'daki gelecekteki faaliyetleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.

Duruşma ayrıca, Avrupa Birliği'nin büyük teknoloji şirketlerine yönelik düzenleyici yaklaşımının bir parçası olarak görülüyor. AB, bu şirketlerin piyasadaki gücünü dengelemek ve rekabeti teşvik etmek için çeşitli yasal düzenlemeler üzerinde çalışıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi insan hakları uzmanları, Avrupa ülkelerinin temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye sahip olma hakkını yeterince tanımadığını belirterek, bu durumun insan hakları alanında bir gerileme anlamına geldiği uyarısında bulundu. Uzmanlar, çevresel bozulmanın insan hakları üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, Avrupa hükümetlerini bu konuda daha aktif ve kararlı adımlar atmaya çağırdı.

BM İnsan Hakları ve Çevre Özel Raportörü David Boyd, Avrupa'nın bu konuda yetersiz kalmasının endişe verici olduğunu vurguladı. Boyd, sağlıklı bir çevrenin temel bir insan hakkı olduğunu ve bu hakkın korunmasının devletlerin öncelikli görevi olması gerektiğini ifade etti. Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Çevre Özel Temsilcisi Dubravka Šuica da benzer endişeleri dile getirerek, çevresel sorunların çözümü için daha fazla işbirliği ve koordinasyon çağrısında bulundu.

Uzmanlar, Avrupa'daki hava kirliliği, su kaynaklarının kirlenmesi, ormansızlaşma ve biyoçeşitlilik kaybı gibi çevresel sorunların insan sağlığı, yaşam kalitesi ve ekonomik kalkınma üzerinde ciddi etkileri olduğunu vurguladı. Bu sorunların özellikle dezavantajlı grupları ve gelecek nesilleri olumsuz etkilediği belirtildi. Sağlıklı bir çevre hakkının tanınması ve korunması, iklim değişikliğiyle mücadele, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve çevre kirliliğinin önlenmesi gibi konularda daha etkin politikaların geliştirilmesini sağlayacaktır.

Ayrıca, uzmanlar, Avrupa hükümetlerini çevre politikalarını insan hakları ilkeleriyle uyumlu hale getirmeye ve çevresel kararların alınmasında halkın katılımını sağlamaya teşvik etti. Çevresel konularda şeffaflığın artırılması, bilgiye erişimin kolaylaştırılması ve çevresel adaletin sağlanması gerektiği vurgulandı. Uzmanlar, Avrupa'nın insan hakları konusundaki liderlik rolünü sürdürebilmesi için sağlıklı çevre hakkını tam olarak tanıması ve koruması gerektiğini belirtti.

Sonuç olarak, BM ve Avrupa Konseyi uzmanlarının uyarıları, Avrupa'nın çevre ve insan hakları arasındaki ilişkiye daha fazla önem vermesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Sağlıklı bir çevre hakkının tanınması, sadece çevresel sorunların çözümü için değil, aynı zamanda insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için de kritik bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Avrupa Komisyonu, Ortak Tarım Politikası'nı (OTP) basitleştirme ve çiftçilerin karşılaştığı zorlukları azaltma hedefiyle yeni bir plan açıkladı. Bu plan, bürokrasiyi azaltmayı ve çiftçilere daha fazla esneklik sağlamayı amaçlıyor.

Komisyon tarafından yapılan açıklamaya göre, basitleştirme önlemleri, çiftçilerin idari yüklerini hafifletecek ve OTP'nin uygulanmasını kolaylaştıracak. Önerilen değişiklikler arasında, küçük çiftçilere yönelik muafiyetlerin genişletilmesi ve denetim süreçlerinin optimize edilmesi yer alıyor.

Planın temel hedefleri şunlardır:

• Bürokrasinin azaltılması: Çiftçilerin daha az zamanlarını evrak işleriyle geçirmeleri ve tarımsal faaliyetlerine daha fazla odaklanmaları hedefleniyor.
• Esneklik sağlanması: Çiftçilere, değişen koşullara daha kolay uyum sağlayabilmeleri için daha fazla hareket alanı tanınıyor.
• Sürdürülebilirliğin teşvik edilmesi: Basitleştirilmiş kuralların, çevresel hedeflere ulaşmayı kolaylaştırması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmesi bekleniyor.

Komisyon, üye devletlerle ve ilgili paydaşlarla yakın işbirliği içinde çalışarak, önerilen değişikliklerin en kısa sürede hayata geçirilmesini amaçlıyor. Bu planın, Avrupa'daki çiftçilerin rekabet gücünü artırması ve tarım sektörünün sürdürülebilirliğine katkıda bulunması bekleniyor.

Ayrıca, Komisyon, çiftçilerin gelirlerini desteklemeye ve kırsal alanların canlılığını korumaya yönelik ek önlemler de değerlendiriyor.

Bu yeni planın, Avrupa Parlamentosu ve Konsey tarafından onaylanması gerekiyor. Onayın ardından, basitleştirilmiş kurallar tüm üye devletlerde uygulanmaya başlanacak.

Yunanistan'ın Halkidiki yarımadasında yer alan Athos Dağı, Ortodoks Hristiyanlar için önemli bir ruhani merkezdir. Yüzyıllardır çeşitli Ortodoks topluluklarına ev sahipliği yapmaktadır. Bölge, Bizans İmparatorluğu döneminden kalma manastırları, keşiş toplulukları ve eşsiz dini gelenekleriyle tanınır.

Athos Dağı'ndaki manastırlar, Ortodoks dünyasının dört bir yanından gelen keşişlere ev sahipliği yapmaktadır. Bu keşişler, hayatlarını dua, meditasyon ve el işçiliğine adamışlardır. Manastır yaşamı, sıkı kurallar ve disiplin üzerine kuruludur. Günlük rutinler, dini ayinler, ibadetler ve manevi çalışmalarla doludur.

Athos Dağı'nın en önemli özelliklerinden biri, kadınların girişinin yasak olmasıdır. Bu gelenek, yüzyıllardır sürdürülmektedir ve dini inançlarla ilişkilidir. Erkeklerin ise özel izinlerle ve belirli koşullar altında Athos Dağı'nı ziyaret etmelerine izin verilmektedir.

Bölgedeki manastırlar, Bizans sanatının ve kültürünün önemli örneklerini barındırmaktadır. İkonalar, freskler, el yazmaları ve diğer dini eserler, manastırların koleksiyonlarında yer almaktadır. Bu eserler, Bizans döneminin dini ve kültürel mirasını günümüze taşımaktadır.

Athos Dağı, sadece dini bir merkez olmakla kalmayıp aynı zamanda doğal güzellikleriyle de dikkat çekmektedir. Dağlık arazisi, ormanları ve eşsiz manzaralarıyla ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunmaktadır. Bölge, aynı zamanda biyoçeşitlilik açısından da zengindir ve çeşitli bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapmaktadır.

Athos Dağı'ndaki yaşam, modern dünyadan uzak, kendine özgü bir ritme sahiptir. Keşişler, teknolojiden ve dünyevi zevklerden uzak durarak, manevi değerlere odaklanmaktadırlar. Bu yaşam tarzı, birçok insan için ilham kaynağı olmaktadır.

Ziyaretçiler, Athos Dağı'na gelerek manastırları ziyaret edebilir, keşişlerle tanışabilir ve bölgenin ruhani atmosferini deneyimleyebilirler. Ancak, ziyaretlerin belirli kurallara ve düzenlemelere tabi olduğunu unutmamak önemlidir. İzin almak ve manastırların kurallarına uymak gerekmektedir.