Uzmanlar, Avrupa'nın sağlıklı çevre hakkını tanımayarak insan hakları konusunda geri kaldığı uyarısında bulunuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi insan hakları uzmanları, Avrupa ülkelerinin temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye sahip olma hakkını yeterince tanımadığını belirterek, bu durumun insan hakları alanında bir gerileme anlamına geldiği uyarısında bulundu. Uzmanlar, çevresel bozulmanın insan hakları üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, Avrupa hükümetlerini bu konuda daha aktif ve kararlı adımlar atmaya çağırdı.
BM İnsan Hakları ve Çevre Özel Raportörü David Boyd, Avrupa'nın bu konuda yetersiz kalmasının endişe verici olduğunu vurguladı. Boyd, sağlıklı bir çevrenin temel bir insan hakkı olduğunu ve bu hakkın korunmasının devletlerin öncelikli görevi olması gerektiğini ifade etti. Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Çevre Özel Temsilcisi Dubravka Šuica da benzer endişeleri dile getirerek, çevresel sorunların çözümü için daha fazla işbirliği ve koordinasyon çağrısında bulundu.
Uzmanlar, Avrupa'daki hava kirliliği, su kaynaklarının kirlenmesi, ormansızlaşma ve biyoçeşitlilik kaybı gibi çevresel sorunların insan sağlığı, yaşam kalitesi ve ekonomik kalkınma üzerinde ciddi etkileri olduğunu vurguladı. Bu sorunların özellikle dezavantajlı grupları ve gelecek nesilleri olumsuz etkilediği belirtildi. Sağlıklı bir çevre hakkının tanınması ve korunması, iklim değişikliğiyle mücadele, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve çevre kirliliğinin önlenmesi gibi konularda daha etkin politikaların geliştirilmesini sağlayacaktır.
Ayrıca, uzmanlar, Avrupa hükümetlerini çevre politikalarını insan hakları ilkeleriyle uyumlu hale getirmeye ve çevresel kararların alınmasında halkın katılımını sağlamaya teşvik etti. Çevresel konularda şeffaflığın artırılması, bilgiye erişimin kolaylaştırılması ve çevresel adaletin sağlanması gerektiği vurgulandı. Uzmanlar, Avrupa'nın insan hakları konusundaki liderlik rolünü sürdürebilmesi için sağlıklı çevre hakkını tam olarak tanıması ve koruması gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak, BM ve Avrupa Konseyi uzmanlarının uyarıları, Avrupa'nın çevre ve insan hakları arasındaki ilişkiye daha fazla önem vermesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Sağlıklı bir çevre hakkının tanınması, sadece çevresel sorunların çözümü için değil, aynı zamanda insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için de kritik bir adım olarak değerlendirilmektedir.