Cihan Mürtezaoğlu, yeni teklisi öncesinde Hürriyet Pazar'a verdiği röportajda müzik yolculuğunu ve ilham kaynaklarını anlattı. Mürtezaoğlu, müziğe yönelmesinde yaşadığı içsel bir tamamlanma hissinin etkili olduğunu belirtiyor.

Mürtezaoğlu, müzik hayatına başlama sürecini ve bu süreçte yaşadığı motivasyonu detaylı bir şekilde açıklıyor. Kendi ifadesiyle, müziği seçmesiyle birlikte iç dünyasında bir şeylerin yerine oturduğunu ve bu durumun onu motive ettiğini vurguluyor.

Müzisyenin ilham kaynakları arasında farklı müzik türleri ve sanatçılar yer alıyor. Röportajda, bu çeşitli etkileşimlerin kendi müziğine nasıl yansıdığına dair önemli ipuçları veriyor. Mürtezaoğlu, sadece müzikal değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal olaylardan da ilham aldığını ifade ediyor.

Yeni teklisiyle ilgili de bilgiler veren Mürtezaoğlu, dinleyicilerin bu çalışmasında farklı bir müzikal yaklaşım göreceklerini belirtiyor. Teklinin, sanatçının müzikal yolculuğunda yeni bir dönemi işaret ettiğini söylemek mümkün.

Röportajda ayrıca, Mürtezaoğlu'nun müzik üretimine dair felsefesi ve gelecekteki projeleri hakkında da bilgiler yer alıyor. Sanatçı, müziğin kendisi için sadece bir ifade aracı olmadığını, aynı zamanda bir keşif ve öğrenme süreci olduğunu vurguluyor.

Mürtezaoğlu, dinleyicileriyle kurduğu bağın önemine de değiniyor ve müziğinin insanlara dokunabilmesinin kendisi için en büyük mutluluk kaynağı olduğunu ifade ediyor.

Deniz Bayramoğlu, Hürriyet Pazar'daki köşesinde bu hafta ebeveynlik konusunu ele alıyor. Mesele iyi bir ebeveyn olabilmek başlığı altında, konuklarıyla birlikte ideal ebeveynlik kavramı ve bu konudaki farklı yaklaşımları değerlendiriyor. Söyleşide, ebeveynlerin çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiği, hangi davranışların doğru veya yanlış olduğu gibi önemli sorulara cevap aranıyor.

Bayramoğlu, ebeveynliğin karmaşık ve sürekli değişen bir süreç olduğunu vurguluyor. Çocukların farklı yaş dönemlerinde farklı ihtiyaçları olduğunu ve ebeveynlerin bu ihtiyaçlara uygun şekilde davranması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, her çocuğun farklı olduğunu ve tek bir doğru ebeveynlik yaklaşımının olmadığını ifade ediyor.

Söyleşide, ebeveynlerin kendi hatalarından ders çıkarması ve sürekli olarak kendilerini geliştirmesi gerektiği de vurgulanıyor. İyi bir ebeveyn olmanın, mükemmel olmak anlamına gelmediği, önemli olanın çocuğun gelişimine katkıda bulunmak ve ona sevgi dolu bir ortam sunmak olduğu belirtiliyor.

Programda dikkat çeken bazı noktalar:

• Ebeveyn olmanın tanımı ve sorumlulukları
• Çocukların farklı gelişim evrelerindeki ihtiyaçları
• Ebeveynlerin çocuklarıyla iletişim kurma yöntemleri
• Disiplin ve sınır koyma konularındaki yaklaşımlar
• Ebeveynlerin kendi duygusal ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurması gerekliliği

Söyleşi, ebeveynlerin kendilerini sorgulamasına ve daha iyi birer ebeveyn olmaya yönelik adımlar atmasına yardımcı olmayı amaçlıyor. Farklı bakış açılarını bir araya getirerek, ebeveynlik konusunda daha bilinçli ve donanımlı olunmasına katkıda bulunuyor.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hande Namal Ankara, bebeklerin ve çocukların gece sık sık uyanmasının yaygın bir sorun olduğunu belirterek, ebeveynlerin bu durumla başa çıkmak için farklı yöntemlere başvurduğunu ifade etti. Dr. Ankara, bazı ebeveynlerin 'uyutmak' yerine aslında çocuklarını 'bayılttığını' vurguladı.

Uyku hijyeninin önemine dikkat çeken Dr. Ankara, bebeklerin ve çocukların uyku düzenini etkileyen faktörleri şöyle sıraladı:

• Aşırı yorgunluk: Gün içinde yeterince dinlenmeyen çocuklar, gece daha sık uyanabilirler.
• Yanlış uyku alışkanlıkları: Sallayarak, emzirerek veya biberonla uyutmak gibi alışkanlıklar, çocuğun her uyandığında aynı şeyi beklemesine neden olabilir.
• Açlık: Özellikle küçük bebekler, gece acıktıkları için uyanabilirler.
• Gaz sancısı veya reflü: Bu tür rahatsızlıklar, bebeklerin uykusunu bölebilir.
• Diş çıkarma: Diş çıkarma döneminde yaşanan ağrı, uykuyu olumsuz etkileyebilir.
• Oda sıcaklığı veya nem oranı: Uygun olmayan ortam koşulları, uyku kalitesini düşürebilir.
• Hastalık: Soğuk algınlığı, ateş gibi rahatsızlıklar, uykuyu bozabilir.
• Uyku apnesi: Nadir durumlarda, uyku apnesi de gece sık uyanmaya neden olabilir.

Dr. Ankara, ebeveynlere şu önerilerde bulundu:

1. Uyku rutini oluşturun: Her gece aynı saatte, aynı aktiviteleri yaparak (banyo, masal okuma gibi) çocuğunuzun uykuya hazırlanmasına yardımcı olun.
2. Kendi kendine uykuya dalmasını sağlayın: Çocuğunuzu uykulu ama uyanıkken yatağına koyun ve kendi kendine uykuya dalmasını teşvik edin.
3. Gece beslenmelerini azaltın: Bebeğinizin yaşına uygun olarak, gece beslenmelerini kademeli olarak azaltın.
4. Oda sıcaklığını ve nem oranını ayarlayın: İdeal oda sıcaklığı 20-22 derece olmalıdır.
5. Doktorunuza danışın: Eğer çocuğunuzun sık uyanmasının altında yatan tıbbi bir sorun olduğundan şüpheleniyorsanız, mutlaka bir doktora danışın.

Dr. Ankara ayrıca, ekran kullanımının uyku üzerindeki olumsuz etkilerine de değinerek, çocukların uyku saatinden en az bir saat önce ekranlardan uzak tutulması gerektiğini vurguladı.

Yapılan araştırmalar, günde sadece bir bardak inek sütünün bazı hastalıkların riskini azaltabileceğini gösteriyor. Süt ve süt ürünlerinin faydaları üzerine yapılan çalışmalar, özellikle kolon kanseri riskini azaltma potansiyeline dikkat çekiyor.

Sütün Faydaları:

• Kolon Kanseri Riski: Düzenli süt tüketimi, kolon kanseri riskini %17'ye kadar azaltabilir.
• Kemik Sağlığı: Süt, içerdiği kalsiyum sayesinde kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur ve osteoporoz riskini azaltır.
• Bağışıklık Sistemi: Süt, bağışıklık sistemini güçlendiren vitaminler ve mineraller içerir.

Hangi Süt Ürünü Neye Faydalı?

• Yoğurt: Probiyotikler açısından zengindir, sindirim sistemini düzenler ve bağışıklığı güçlendirir.
• Peynir: Kalsiyum ve protein kaynağıdır, kemik sağlığını destekler ve kas gelişimine yardımcı olur.
• Ayran: Vücuttaki elektrolit dengesini sağlar, özellikle yaz aylarında serinletici ve faydalıdır.
• Kefir: Probiyotik içeriği yoğurda göre daha yüksektir, bağırsak sağlığını iyileştirir ve bağışıklık sistemini destekler.

Laktoz İntoleransı Olanlar İçin Alternatifler: Laktoz intoleransı olan bireyler için laktozsuz süt ve süt ürünleri bulunmaktadır. Ayrıca, badem sütü, soya sütü ve yulaf sütü gibi bitkisel alternatifler de tercih edilebilir.

Süt Tüketimi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler: Süt tüketiminin faydaları kadar, bazı durumlarda dikkatli olunması gerekmektedir. Özellikle alerjik reaksiyonlar ve laktoz intoleransı gibi durumlar göz önünde bulundurulmalıdır. Herhangi bir sağlık sorunu olanların doktorlarına danışarak süt tüketmeleri önemlidir.

Bu haber, süt ve süt ürünlerinin potansiyel faydalarını ve tüketiminde dikkat edilmesi gerekenleri özetlemektedir.

Ünlü bir oyuncu, uzun süre sadece yorgunluk sandığı sağlık sorunlarının aslında sinsi bir hastalığın belirtileri olduğunu açıkladı. Vücudu sessizce tüketen bu hastalık, erken teşhisin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Oyuncu, yaşadığı belirtileri ilk başta yoğun çalışma temposuna bağladığını ve dinlenerek geçeceğini düşündüğünü belirtti. Ancak, belirtilerin giderek artması üzerine doktora başvurdu ve yapılan tetkikler sonucunda hastalığı teşhis edildi.

Hastalığın vücudu yavaş yavaş tükettiği ve erken teşhisin hayati önem taşıdığı vurgulanıyor. Oyuncu, bu süreçte yaşadıklarını ve hastalığın belirtilerini kamuoyuyla paylaşarak farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Özellikle sürekli yorgunluk, halsizlik, kilo kaybı gibi belirtilerin ciddiye alınması gerektiğinin altını çiziyor.

Uzmanlar, bu tür sinsi hastalıkların genellikle erken evrelerde belirti vermediğini veya belirtilerin başka rahatsızlıklarla karıştırılabildiğini belirtiyor. Bu nedenle düzenli sağlık kontrollerinin ve vücudumuzdaki değişikliklere karşı dikkatli olmanın önemi vurgulanıyor.

Oyuncunun açıklaması, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Birçok kişi, geçmişte benzer belirtiler yaşadıklarını ve teşhis konulana kadar geçen sürede yaşadıkları zorlukları paylaştı. Oyuncuya destek mesajları yağarken, erken teşhisin hayat kurtardığına dair farkındalık arttı.

Bu durum, sinsi hastalıklar konusunda toplumun bilinçlenmesi ve düzenli sağlık kontrollerinin önemi hakkında bir kez daha dikkat çekiyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB-Çin ilişkilerinde diplomatik bir sıfırlama umudunun azaldığını ifade etti. Von der Leyen, Çin'in Rusya ile artan yakınlığı ve AB pazarına yönelik ekonomik rekabetin, ilişkileri zorlaştırdığını vurguladı.

Von der Leyen, Çin'in Rusya'ya verdiği destek ve Ukrayna savaşındaki tutumu nedeniyle AB'nin endişelerinin arttığını belirtti. Ayrıca, Çin'in ekonomik politikalarının Avrupa şirketleri için haksız rekabet yarattığına dikkat çekti. Özellikle, Çin'in devlet destekli endüstrileri ve sübvansiyon uygulamaları, Avrupa pazarında rekabet eşitsizliğine yol açıyor.

AB, Çin'e karşı daha stratejik bir yaklaşım benimsemeye hazırlanıyor. Bu yaklaşım, ekonomik bağımlılığı azaltmayı, kritik sektörlerde yerli üretimi teşvik etmeyi ve insan hakları konularında Çin'e baskı yapmayı içeriyor. Von der Leyen, AB'nin Çin ile diyalog kanallarını açık tutmaya devam edeceğini, ancak ilişkilerin karşılıklı saygı ve adil rekabet ilkelerine dayanması gerektiğini vurguladı.

AB yetkilileri, Çin'in 'koşulsuz ortaklık' söylemlerine rağmen, uygulamada farklı bir tablo sergilediğini belirtiyor. Özellikle, Çin'in ticaret uygulamaları ve jeopolitik hedefleri, AB'nin çıkarlarıyla örtüşmüyor. Bu nedenle, AB, Çin'e karşı daha temkinli ve dikkatli bir politika izlemeye hazırlanıyor.

Sonuç olarak, Ursula von der Leyen'in açıklamaları, AB-Çin ilişkilerinde yakın zamanda önemli bir düzelme beklenmediğini gösteriyor. İlişkilerin geleceği, Çin'in Rusya ile ilişkileri, ekonomik politikaları ve insan hakları konusundaki tutumuna bağlı olacak.

İngiltere, savunma harcamalarını artırarak ve askeri teknolojilere yatırım yaparak olası bir savaşa hazırlanıyor. Ülkenin savunma stratejileri, hibrit savaş tehditlerine karşı koyma ve siber güvenlik önlemlerini güçlendirme gibi çeşitli unsurları içeriyor. İngiltere'nin savunma hazırlıklarına dair bilinenler şu şekilde özetlenebilir:

• Savunma Bütçesi Artışı: İngiltere, savunma bütçesini önemli ölçüde artırarak askeri modernizasyon projelerine ve yeni teknolojilere yatırım yapmayı planlıyor. Bu artış, ülkenin savunma kabiliyetlerini geliştirme ve caydırıcılık yeteneğini artırma amacı taşıyor.
• Teknolojik Yatırımlar: İngiltere, yapay zeka, siber güvenlik ve insansız sistemler gibi alanlarda teknolojik yatırımlar yaparak askeri gücünü modernize etmeyi hedefliyor. Bu yatırımlar, gelecekteki savaşların doğasını değiştirecek teknolojilere odaklanıyor.
• Hibrit Savaş Stratejileri: İngiltere, dezenformasyon kampanyaları ve siber saldırılar gibi hibrit savaş tehditlerine karşı koymak için yeni stratejiler geliştiriyor. Bu stratejiler, sivil ve askeri kurumlar arasındaki işbirliğini artırmayı ve toplumun dirençliliğini güçlendirmeyi amaçlıyor.
• Uluslararası İşbirliği: İngiltere, NATO ve diğer müttefik ülkelerle savunma alanındaki işbirliğini artırarak kolektif güvenliği güçlendirmeyi hedefliyor. Bu işbirliği, ortak tatbikatlar, bilgi paylaşımı ve teknoloji transferi gibi çeşitli faaliyetleri içeriyor.
• Askeri Personel Eğitimi: İngiltere, askeri personelinin eğitimine önem vererek onları gelecekteki savaşların gerektirdiği becerilerle donatmayı amaçlıyor. Bu eğitimler, siber güvenlik, insansız sistemlerin kullanımı ve hibrit savaş taktikleri gibi alanlarda yoğunlaşıyor.

İngiltere'nin bu savunma hazırlıkları, ülkenin ulusal güvenliğini sağlama ve uluslararası arenada etkili bir rol oynama amacını taşıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını haydutluk olarak değerlendirerek, bu tür eylemlerin bölgedeki gerginliği tırmandırdığını vurguladı.

Erdoğan konuşmasında, Gazze'deki insani krize de dikkat çekti. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ve uyguladığı ablukanın kabul edilemez olduğunu belirten Erdoğan, uluslararası toplumu Gazze'ye yönelik daha fazla destek sağlamaya çağırdı. Gazze'deki insanların temel ihtiyaçlara erişiminin sağlanması gerektiğini ve bu konuda İİT üyesi ülkelere önemli görevler düştüğünü ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, İslam dünyasının birlik ve beraberlik içinde hareket etmesinin önemine değindi. İİT'nin, İslam ülkeleri arasındaki işbirliğini güçlendirmek ve ortak sorunlara çözüm bulmak için önemli bir platform olduğunu vurguladı. Erdoğan, İslam ülkelerinin Filistin meselesi başta olmak üzere çeşitli konularda ortak bir duruş sergilemesi gerektiğini belirtti.

Erdoğan, konuşmasının sonunda, Türkiye'nin İslam dünyasının sorunlarına duyarlılığını ve bu konularda aktif rol oynamaya devam edeceğini yineledi. Bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için Türkiye'nin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunu ifade etti.

Özetle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İİT toplantısındaki konuşması, İsrail'in saldırgan politikalarına yönelik eleştirileri, Gazze'deki insani krize vurguyu ve İslam dünyasının birlik içinde hareket etme çağrısını içeriyordu.

Almanya'da hangi mesleklerin en çok kazandırdığı merak konusu olmaya devam ediyor. Ülkede yüksek maaşlı işler genellikle uzmanlık gerektiren ve belirli sektörlerde yoğunlaşıyor. İşte Almanya'da en çok kazandıran meslekler ve ortalama maaşları:

Tıp Doktorları: Almanya'da tıp doktorları, özellikle uzmanlık alanlarına sahip olanlar, en yüksek maaşları alıyor. Ortalama yıllık brüt maaşları 80.000 Euro ile 120.000 Euro arasında değişiyor. Cerrahlar ve uzman doktorlar bu aralığın üstünde kazanabiliyor.

Mühendisler: Özellikle otomotiv, makine mühendisliği ve elektrik mühendisliği alanlarında uzmanlaşmış mühendisler yüksek talep görüyor. Yıllık ortalama brüt maaşları 60.000 Euro ile 90.000 Euro arasında.

Bilişim Uzmanları: Yazılım geliştiriciler, veri bilimciler ve siber güvenlik uzmanları gibi bilişim sektörü çalışanları da yüksek maaşlar alıyor. Ortalama yıllık brüt maaşları 55.000 Euro ile 85.000 Euro arasında değişiyor. Özellikle büyük şehirlerde ve tecrübeli uzmanlarda bu rakamlar daha da artabiliyor.

Satış ve Pazarlama Yöneticileri: Satış ve pazarlama alanında yönetici pozisyonunda olanlar da yüksek gelir elde ediyor. Şirketin büyüklüğüne ve sorumluluklarına göre yıllık ortalama brüt maaşları 70.000 Euro ile 110.000 Euro arasında değişiyor.

Danışmanlar: Yönetim danışmanları ve finans danışmanları gibi uzmanlar da yüksek talep görüyor. Proje bazlı çalışmaları ve uzmanlık alanları sayesinde yıllık ortalama brüt maaşları 80.000 Euro ile 130.000 Euro arasında değişebiliyor.

Bu maaşlar, çalışanın deneyimi, şirketin büyüklüğü ve bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca, belirtilen rakamlar brüt maaşlar olup, vergi ve diğer kesintiler düşüldükten sonraki net maaşlar farklılık gösterecektir.

Almanya'da yüksek maaşlı bir kariyere sahip olmak isteyenlerin, ilgili alanlarda uzmanlaşmaları ve sürekli olarak kendilerini geliştirmeleri önemlidir.