Oğul Türkkan’ın 'Aklımda Kalan Lezzetler' adlı kitabı okuyucuyla buluştu. Kitap, Türkkan’ın çocukluk anılarından başlayarak gastronomiye olan tutkusunu ve bu alandaki deneyimlerini samimi bir dille anlatıyor.

Kitapta, yazarın ailesiyle geçirdiği zamanlarda tattığı lezzetlerden, seyahatlerinde keşfettiği yöresel yemeklere kadar pek çok farklı konu yer alıyor. Türkkan, her bir lezzetin ardındaki hikayeyi okuyucuyla paylaşarak, yemeğin sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir kültür ve anı biriktirme aracı olduğunu vurguluyor.

'Aklımda Kalan Lezzetler', sadece bir yemek kitabı değil, aynı zamanda bir anı kitabı olma özelliği taşıyor. Yazar, kendi yaşamından kesitler sunarak, okuyucularını geçmişe götürüyor ve onlara kendi lezzet dolu anılarını hatırlatıyor.

Kitapta yer alan bazı başlıklar:

• Çocukluk Lezzetleri
• Aile Sofraları
• Seyahat Notları
• Yöresel Lezzetler
• Gastronomiye Yolculuk

Oğul Türkkan, kitabıyla okuyucularına hem lezzetli tarifler sunuyor hem de gastronomi dünyasına keyifli bir yolculuk vadediyor.

Türkiye'de konut fiyatlarındaki artış ve yüksek faiz oranları, ev sahibi olmayı giderek zorlaştırıyor. Artan maliyetler nedeniyle birçok kişi konut kredisi kullanmakta zorlanırken, yaşanan bu durum, bir doktor çiftin deneyimiyle somutlaşıyor.

Konut almak isteyen ancak yüksek faiz oranları nedeniyle kredi çekemeyen doktor çift, yaşadıkları durumu şu sözlerle ifade ediyor: "Bu faizlerle konut almak imkansız hale geldi. Bir ev kendine, iki ev bankaya çalışmak anlamına geliyor."

Konut kredisi faiz oranlarının yüksekliği, özellikle dar ve orta gelirli vatandaşların ev sahibi olma hayallerini ertelemesine neden oluyor. Bankaların uyguladığı faiz oranları, kredi taksitlerinin ödenmesini zorlaştırırken, vatandaşlar yüksek maliyetler altında eziliyor.

Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre, konut fiyatlarındaki artışın devam etmesi ve faiz oranlarının yüksek seyretmesi durumunda, konut sahibi olmak daha da zorlaşacak. Bu durumun önüne geçilmesi için, hükümetin ve ilgili kurumların konut sektörünü destekleyici ve faiz oranlarını düşürücü önlemler alması gerektiği vurgulanıyor.

Konut piyasasında yaşanan bu gelişmeler, vatandaşların ev sahibi olma hayallerini tehdit ederken, sektör temsilcileri de çözüm önerileri arayışında. Düşük faizli kredi imkanları ve konut arzını artırmaya yönelik projelerin hayata geçirilmesi, konut piyasasının canlanmasına ve vatandaşların ev sahibi olma fırsatına kavuşmasına yardımcı olabilir.

Özetle, yüksek faiz oranları ve artan konut fiyatları, Türkiye'de ev sahibi olmayı zorlaştırırken, bu durumdan en çok etkilenenler ise dar ve orta gelirli vatandaşlar oluyor. Konut sektörünün desteklenmesi ve faiz oranlarının düşürülmesi, vatandaşların ev sahibi olma hayallerini gerçekleştirmesi için önemli bir adım olacaktır.

Odatv'nin yaptığı haberler sonucunda, bir vurgunun boyutu ortaya çıkarıldı. Söz konusu vurgunun 500 milyon dolar olduğu belirtildi.

Odatv'nin ısrarlı takibi sonucu ortaya çıkan bu durum, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Vurgunun detayları ve sorumluları hakkında soruşturma başlatılması bekleniyor.

İddialara göre, bu vurgun uzun bir süredir devam ediyordu ve Odatv'nin araştırmaları sayesinde gün yüzüne çıkarıldı. Olayla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Soruşturmanın derinleştirilmesiyle birlikte, vurgunun tüm boyutlarının ve bağlantılarının ortaya çıkarılması hedefleniyor. Kamuoyu, bu süreçte şeffaf bir bilgilendirme bekliyor.

Odatv'nin bu konudaki takipçi yayınları devam edecek.

Vurgunun temel detayları:

• Vurgun miktarı: 500 milyon dolar
• Odatv'nin ısrarlı takibi ile ortaya çıkarıldı.
• Soruşturma bekleniyor.

Organize suç örgütü lideri Alaattin Köseler ve beraberindeki 25 kişi hakkında hazırlanan fezleke tamamlandı ve ilgili makamlara sunuldu. Fezlekede, Alaattin Köseler'in liderliğini yaptığı suç örgütünün çeşitli illegal faaliyetleri detaylı bir şekilde açıklanıyor.

Fezlekede yer alan bilgilere göre, örgütün;

• Tehdit
• Şantaj
• Yaralama
• Mala zarar verme

Ayrıca, örgütün, iş insanlarından zorla para aldığı ve çeşitli ihalelere fesat karıştırdığı iddiaları da fezlekede yer alıyor. Fezlekede, şüphelilerin telefon görüşmeleri, fiziki takip bilgileri ve tanık ifadeleri gibi deliller bulunuyor.

Soruşturma kapsamında elde edilen delillerin, örgütün yapısı ve işleyişi hakkında önemli bilgiler sağladığı ifade ediliyor. Fezlekede, Köseler ve diğer şüphelilerin cezalandırılması talep ediliyor.

Odatv'nin haberine göre, Alaattin Köseler suç örgütü uzun süredir emniyet güçleri tarafından takip ediliyordu. Yapılan operasyonlarla örgütün birçok üyesi yakalanmış ve haklarında yasal işlem başlatılmıştı. Hazırlanan fezleke, soruşturmanın önemli bir aşamasını oluşturuyor ve davanın açılması için gerekli hukuki zemini hazırlıyor.

Fezlekenin mahkemeye sunulmasının ardından, Köseler ve diğer şüpheliler hakkında dava açılması bekleniyor.

Türkiye'de cezaevlerindeki doluluk oranının artmasıyla birlikte af tartışmaları yeniden gündeme geldi. Cezaevlerindeki mahkum ve tutuklu sayısı, bazı ülkelerin nüfusunu aşmış durumda.

Türkiye'deki cezaevlerinde yaşanan kapasite sorununa dikkat çekiliyor. Cezaevlerindeki doluluk oranının artması, hem mahkumların yaşam koşullarını olumsuz etkiliyor hem de cezaevi personelinin iş yükünü artırıyor. Bu durum, af tartışmalarını da beraberinde getiriyor.

Adalet Bakanlığı'nın konuyla ilgili çalışmaları ve açıklamaları yakından takip ediliyor. Af konusunun siyasi ve hukuki boyutları değerlendirilirken, mağdur hakları ve kamu vicdanı da göz önünde bulunduruluyor.

Cezaevlerindeki kapasite sorununun çözümü için farklı öneriler gündeme geliyor. Yeni cezaevleri yapılması, denetimli serbestlik uygulamasının yaygınlaştırılması ve alternatif ceza yöntemlerinin kullanılması gibi seçenekler değerlendiriliyor.

Af tartışmaları, toplumun farklı kesimlerinde farklı görüşlere neden oluyor. Kimileri afın cezaevlerindeki doluluk oranını azaltacağını ve topluma yeniden kazandırma imkanı sunacağını savunurken, kimileri ise suçluların cezasız kalmaması gerektiğini ve afın adaleti zedeleyeceğini düşünüyor.

Sonuç olarak, Türkiye'deki cezaevlerindeki kapasite sorunu ve af tartışmaları önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Bu konuda yapılacak yasal düzenlemelerin ve alınacak önlemlerin, hem cezaevlerindeki yaşam koşullarını iyileştirmesi hem de adaletin sağlanmasına katkıda bulunması bekleniyor.

• Cezaevlerindeki doluluk oranı artışı
• Af tartışmalarının yeniden gündeme gelmesi
• Adalet Bakanlığı'nın çalışmaları
• Kapasite sorununa çözüm önerileri
• Toplumdaki farklı görüşler

Fatih Terim, Suudi Arabistan ekibi Al Shabab'ın başında geçirdiği dönem ve geleceği hakkında açıklamalarda bulundu. Terim, takımının başında çıktığı son maçın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Yeni sözleşme yapıp yapmayacağı sorusuna Terim, "Al Shabab ile devam edeceğim" şeklinde net bir yanıt verdi. Bu açıklama, Terim'in Suudi Arabistan'daki görevine devam edeceği yönündeki belirsizlikleri ortadan kaldırdı.

Fatih Terim'in Al Shabab ile sözleşmesi sezon sonunda bitiyor. Tecrübeli teknik direktörün geleceğiyle ilgili çeşitli spekülasyonlar ortaya atılmıştı. Ancak Terim'in bu açıklaması, gelecek sezon da Al Shabab'ın başında olacağını kesinleştirdi.

Terim, Al Shabab'daki performansı ve Suudi Arabistan futboluna adaptasyonuyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Takımın genel durumu ve gelecekteki hedefleri hakkında bilgi verdi.

Al Shabab taraftarları ve Suudi futbolseverler, Fatih Terim'in bu açıklamasıyla rahat bir nefes aldı. Terim'in deneyimi ve liderliğiyle takımın daha da başarılı olacağına inanıyorlar.

Fatih Terim'in Al Shabab ile yeni sezonda neler yapacağı merakla bekleniyor. Takımın transfer politikası ve hazırlık dönemi, yeni sezon hedeflerini belirlemede önemli rol oynayacak.

Gut hastalığı, özellikle erkeklerde daha sık görülen, eklem iltihabına neden olan bir metabolizma hastalığıdır. Kandaki ürik asit seviyesinin yükselmesi sonucu oluşan kristallerin eklemlerde birikmesiyle karakterizedir. Bu durum, şiddetli ağrı, şişlik ve kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösterir. Gut hastalığı, sadece eklemleri değil, böbrekleri de etkileyebilir ve kronik böbrek yetmezliğine yol açabilir.

Risk faktörleri arasında genetik yatkınlık, aşırı kilolu olmak, alkol tüketimi (özellikle bira), kırmızı et ve deniz ürünleri ağırlıklı beslenme, şekerli içecekler, bazı ilaçlar (diüretikler, aspirin) ve bazı sağlık sorunları (böbrek hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet) bulunmaktadır.

Belirtileri genellikle ani başlayan şiddetli eklem ağrısıdır. En sık ayak başparmağı etkilenir, ancak ayak bileği, diz, el bileği ve dirsek gibi diğer eklemlerde de görülebilir. Ağrıya ek olarak, etkilenen eklemde şişlik, kızarıklık ve hassasiyet de oluşabilir. Gut atakları genellikle geceleri başlar ve birkaç gün veya hafta sürebilir.

Tanısı genellikle fizik muayene, kan testleri (ürik asit seviyesi) ve eklem sıvısı analizi ile konulur. Tedavide amaç, ağrıyı gidermek, iltihabı azaltmak ve ürik asit seviyesini düşürmektir. Akut atakların tedavisinde ağrı kesiciler, anti-enflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) ve kolşisin kullanılır. Uzun dönemde ise ürik asit düşürücü ilaçlar (allopurinol, febuksostat) kullanılır.

Önleme için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Bol su içmek, alkol tüketimini sınırlamak, kırmızı et ve deniz ürünleri tüketimini azaltmak, şekerli içeceklerden kaçınmak, kilo vermek ve düzenli egzersiz yapmak gut hastalığı riskini azaltabilir. Ayrıca, doktor kontrolünde ürik asit seviyesini düzenli olarak takip ettirmek ve gerekli ilaçları kullanmak da önemlidir.

Gut hastalığı, tedavi edilmediği takdirde eklem hasarına, kronik ağrıya ve böbrek sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, belirtileri olan kişilerin vakit kaybetmeden bir doktora başvurması ve uygun tedaviye başlaması önemlidir.

Boğaziçi Üniversitesi'nde, Sosyal Doku Vakfı (SODEV) Başkanı Nurettin Yıldız'ın üniversiteye gelmesini protesto ettikleri gerekçesiyle tutuklanan 6 öğrenci, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Öğrencilerin avukatları kararı memnuniyetle karşıladı. Öğrenciler, Yıldız'ın 15 Mayıs'ta Boğaziçi Üniversitesi'nde konferans vermesine karşı çıkmış ve protesto düzenlemişlerdi. Protestolar sırasında gözaltına alınan öğrenciler, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı.

Tutuklamalar, kamuoyunda geniş yankı uyandırmış ve öğrenci çevrelerinden tepki toplamıştı. Birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti, öğrencilerin serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu. Öğrencilerin avukatları, tutuklamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunmuş ve itirazda bulunmuşlardı.

Mahkeme, avukatların itirazını değerlendirerek öğrencilerin tahliyesine karar verdi. Öğrenciler hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve belirli günlerde karakola imza verme gibi adli kontrol tedbirleri uygulandı.

Serbest bırakılan öğrencilerin isimleri henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak avukatları, öğrencilerin en kısa sürede eğitimlerine devam edebileceklerini belirtti.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Munzur Üniversitesi'nde yaşanan bir ihaleye ilişkin iddiaları Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşıdı. Gergerlioğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, ihaleye yönelik tehdit iddialarını ve rektörlüğün bu konuda neden herhangi bir men prosedürü uygulamadığını sordu.

Gergerlioğlu, Munzur Üniversitesi'nde gerçekleşen bir ihalede, bir iş insanının başka bir iş insanını tehdit ettiği ve bu tehdidin ihaleye fesat karıştırmaya yönelik olduğu iddiasını gündeme getirdi. İddiaya göre, tehdit edilen iş insanı durumu rektörlüğe bildirmesine rağmen, rektörlük tarafından herhangi bir işlem yapılmamıştır. Gergerlioğlu, soru önergesinde, bu iddiaların doğruluğunu ve rektörlüğün neden sessiz kaldığını sorguladı.

Gergerlioğlu'nun Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e yönelttiği sorular şunlardır:

• Munzur Üniversitesi'nde söz konusu ihaleye yönelik tehdit iddiaları doğru mudur?
• İhaleye giren bir iş insanının başka bir iş insanını tehdit ettiği iddiası doğru ise, bu konuda herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?
• Tehdit edilen iş insanının durumu rektörlüğe bildirmesine rağmen, rektörlük tarafından neden herhangi bir men prosedürü uygulanmamıştır?
• Rektörlüğün bu konuda sessiz kalmasının sebebi nedir?
• İhaleye fesat karıştırma iddialarının araştırılması için herhangi bir girişimde bulunulacak mıdır?

Gergerlioğlu, soru önergesinde ayrıca, ihalelerin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesinin önemine dikkat çekti ve bu tür iddiaların titizlikle araştırılması gerektiğini vurguladı.