Eski ABD Başkanı Abraham Lincoln'e ait, üzerinde kan lekeleri bulunan eldivenler, bir müzayedede yaklaşık 6 milyon euroya satıldı. Eldivenlerin, Lincoln'ün suikaste uğradığı gece üzerinde bulunduğu ve o gece giydiği kıyafetlerle birlikte saklandığı belirtildi.

Müzayedede satılan eldivenler, Lincoln'ün görevdeyken hayatını kaybettiği 14 Nisan 1865 tarihinde, Ford Tiyatrosu'nda John Wilkes Booth tarafından vurulduğu geceye ait. Eldivenlerin yanı sıra, Lincoln'ün o gece giydiği diğer eşyaların da bulunduğu ve bunların uzun yıllar boyunca bir aile tarafından muhafaza edildiği ifade edildi.

Satışa çıkarılan bu tarihi eldivenlerin bu kadar yüksek bir fiyata alıcı bulması, Lincoln'ün Amerikan tarihindeki önemini ve mirasını bir kez daha gözler önüne serdi. Müzayede yetkilileri, eldivenlerin ve diğer eşyaların, Lincoln'ün yaşamına ve ölümüne dair önemli birer tanık olduğunu vurguladı.

Eldivenlerin yeni sahibi ve kimliği hakkında henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak, bu önemli tarihi eserin bundan sonra nerede sergileneceği veya nasıl korunacağı merak konusu olmaya devam ediyor.

Müzayede, tarihi eserlere ve özellikle Amerikan tarihine duyulan ilginin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gösterdi.

Uçaklarda ayakta yolculuk dönemi tartışmaları yeniden gündeme geldi. Bazı hava yolu şirketlerinin, yolcuların daha düşük ücretlerle seyahat edebilmesi için ayakta yolculuk uygulamasını başlatmayı planladığı iddia ediliyor. Bu durum, havacılık sektöründe farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu.

Ayakta yolculuk konsepti, ilk olarak 2003 yılında İtalyan tasarımcı Aviointeriors tarafından ortaya atılmıştı. Şirket, "Skyrider" adını verdiği bir tasarım ile yolcuların neredeyse ayakta durduğu, ancak yine de kısmi bir oturma pozisyonunda olduğu bir koltuk düzeni önermişti. Bu tasarım, uçaklara daha fazla yolcu sığdırılmasını ve bilet fiyatlarının düşürülmesini amaçlıyordu.

Bu tür bir uygulamanın hayata geçirilmesi halinde, yolcuların güvenliği ve konforu en çok merak edilen konuların başında geliyor. Olası bir türbülansta ayakta yolcuların nasıl korunacağı, uzun süreli ayakta yolculuğun sağlık etkileri gibi sorular henüz netlik kazanmış değil.

Ayakta yolculuğun potansiyel avantajları:

• Bilet fiyatlarında düşüş
• Daha fazla yolcu kapasitesi
• Kısa mesafeli uçuşlarda tercih edilebilir

Ayakta yolculuğun potansiyel dezavantajları:

• Güvenlik endişeleri
• Konfor eksikliği
• Sağlık sorunları riski

Havacılık uzmanları, ayakta yolculuk uygulamasının yaygınlaşmasının önünde birçok engel olduğunu belirtiyor. Özellikle yolcu güvenliği konusundaki endişelerin giderilmesi ve uluslararası havacılık otoritelerinin onayının alınması gerekiyor. Ayakta yolculuk, henüz yaygın bir uygulama olmasa da, gelecekte seyahat sektöründe daha fazla tartışılacağa benziyor.

Rus askeri uzman Vladislav Shurygin, Rusya'nın Ukrayna sınırında oluşturduğu tampon bölgeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Shurygin, tampon bölgede Rusya'ya doğru hareket eden her şeyin imha edilebileceğini ifade etti.

Shurygin'in açıklamalarına göre, bu tampon bölge, Rusya'nın sınır güvenliğini sağlama amacı taşıyor. Uzman, bölgede Rus ordusunun sürekli olarak devriye gezeceğini ve herhangi bir tehdit algılaması durumunda derhal müdahale edeceğini vurguladı. 'Sınırlarımıza doğru hareket eden her şey' ifadesi, potansiyel askeri araçlar, insansız hava araçları veya diğer saldırı unsurlarına işaret ediyor.

Shurygin, bu tür bir tampon bölgenin oluşturulmasının, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonlarının bir sonucu olduğunu ve gelecekte benzer bölgelerin de oluşturulabileceğini belirtti. Ayrıca, tampon bölgenin uluslararası hukuk açısından tartışmalı bir konu olabileceğine de dikkat çekti. Ancak, Rusya'nın kendi güvenliğini koruma gerekçesiyle bu tür önlemleri almaya devam edebileceği öngörülüyor.

Uzman, tampon bölgenin sadece askeri bir önlem olmadığını, aynı zamanda psikolojik bir etki yaratmayı amaçladığını da sözlerine ekledi. Bu tür bir bölgenin varlığı, potansiyel saldırganları caydırabilir ve Rusya'nın sınırlarına yönelik tehditleri azaltabilir. Shurygin, Rusya'nın bu stratejiyi uzun vadede sürdürmeyi planladığını da ifade etti.

Özetle: Rus uzman Vladislav Shurygin, Rusya'nın Ukrayna sınırında oluşturduğu tampon bölgede, ülkeye doğru hareket eden her şeyin imha edilebileceğini belirtti. Bu durumun, Rusya'nın sınır güvenliğini sağlama amacı taşıdığı ve gelecekte benzer bölgelerin oluşturulabileceği ifade edildi.

ABD Temsilciler Meclisi Denetleme Komitesi üyesi, eski Trump yetkilisi ve Netanyahu'nun kıdemli danışmanı Monica Crowley’e konuşan Karoline Leavitt, Washington DC’deki mevcut durumu ve İran ile yapılabilecek olası bir anlaşmayı değerlendirdi. Leavitt, “Şu anda gördüğümüz şey, Amerika’nın düşmanlarının cesaretlenmesi ve güçlenmesi ve Amerika’nın zayıflamasıdır” dedi.

Leavitt, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde izlenen politikaların aksine, Joe Biden yönetiminin dış politikalarının Amerika’yı zayıflattığını savundu. İran’la nükleer anlaşmaya geri dönme çabalarını eleştiren Leavitt, bu tür bir anlaşmanın İran’ın nükleer silah elde etme yolunu açacağını ve bölgedeki istikrarsızlığı artıracağını iddia etti. Leavitt ayrıca, Biden yönetiminin İsrail’e verdiği desteğin Trump dönemine göre azaldığını ve bunun da İsrail’in güvenliğini tehlikeye attığını öne sürdü.

Leavitt, “İran’a yönelik yaptırımların hafifletilmesi ve nükleer anlaşmaya geri dönülmesi, İran rejimine daha fazla kaynak sağlayacak ve bu kaynaklar terörizmi finanse etmek ve bölgedeki vekillerini desteklemek için kullanılacaktır” şeklinde konuştu. Ayrıca, Amerika’nın iç politikalarındaki kutuplaşmanın ve zayıflayan ekonominin de dış politikada elini zayıflattığını belirtti.

Netanyahu’nun kıdemli danışmanı olarak görev yaptığı döneme de değinen Leavitt, İsrail’in güvenliğinin Amerika için stratejik bir öncelik olması gerektiğini vurguladı. İran’ın nükleer silah elde etmesinin sadece İsrail için değil, tüm dünya için bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Leavitt, Amerika’nın güçlü bir liderlik sergileyerek İran’ın nükleer emellerine karşı durması gerektiğini söyledi.

Son olarak Leavitt, Trump’ın dış politika vizyonunun Amerika’yı yeniden güçlü bir konuma getirdiğini ve düşmanlara karşı caydırıcı bir güç oluşturduğunu savundu. Biden yönetiminin ise bu politikaları tersine çevirerek Amerika’nın güvenliğini tehlikeye attığını iddia etti.

İstanbul'da yaşayan sürücülerin dikkatine! Avcılar gişelerinden otoyola giriş ve çıkışlar, önemli bir bakım ve onarım çalışması nedeniyle 6 gün boyunca hizmet veremeyecek. Bu durum, özellikle bu güzergahı sıklıkla kullanan sürücüler için trafik akışında değişiklikler anlamına geliyor.

Yapılan açıklamaya göre, çalışmaların 24 Mayıs 2024 Cuma günü başlayıp 29 Mayıs 2024 Çarşamba günü sona ermesi planlanıyor. Bu süre zarfında, Avcılar gişelerinden otoyola giriş veya çıkış yapmak isteyen sürücülerin alternatif güzergahları kullanmaları gerekecek.

Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileri, sürücülerin mağduriyet yaşamaması için gerekli tüm önlemlerin alındığını ve alternatif güzergahların tabelalarla belirtileceğini ifade etti. Sürücülerin, seyahat planlarını yaparken bu durumu göz önünde bulundurmaları ve trafik işaretlerine dikkat etmeleri önemle tavsiye ediliyor.

Bu kapanma, özellikle iş saatlerinde ve hafta sonu trafiğinde yoğunluğa neden olabilir. Bu nedenle, mümkünse seyahat saatlerinizi yeniden düzenlemek veya toplu taşıma araçlarını kullanmak, trafik sıkışıklığının önüne geçilmesine yardımcı olabilir.

Çalışmaların tamamlanmasının ardından, Avcılar gişelerinden otoyola giriş ve çıkışlar normal seyrine dönecek. Yetkililer, bakım ve onarım çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte yol güvenliğinin artacağını ve sürücülerin daha konforlu bir şekilde seyahat edebileceğini belirtiyor.

Özetle, 24 Mayıs - 29 Mayıs tarihleri arasında Avcılar gişeleri kapalı olacak ve sürücülerin alternatif yolları kullanması gerekecek. Lütfen seyahat planlarınızı buna göre yapın ve trafik işaretlerine uyun.

Türkiye, Suriye'ye doğal gaz ihracatına başlama kararı aldı. Daha önce elektrik ihracatına başlanmıştı. Bu gelişme, iki ülke arasındaki enerji alanındaki iş birliğinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Enerji uzmanları, bu kararın bölgesel enerji dengeleri ve Türkiye'nin enerji politikaları açısından önemli bir adım olduğunu belirtiyorlar. İhracatın detayları ve miktarı hakkında henüz net bir açıklama yapılmadı. Ancak, bu adımın Suriye'nin enerji ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunması bekleniyor.

Türkiye'nin Suriye'ye doğal gaz ihracatı, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecine de katkıda bulunabilir. Bu karar, aynı zamanda Türkiye'nin bölgesel enerji ticaretindeki rolünü de güçlendirebilir.

Bu gelişme ile ilgili olarak, ilerleyen günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından daha detaylı bir açıklama yapılması bekleniyor.

Bir Süper Lig karşılaşmasıyla ilgili şike yapıldığı iddiası üzerine Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) başvurulduğu belirtildi. Avukat Dr. Rezan Epözdemir, şike ve teşvik primi iddiaları üzerine TFF'ye başvurduklarını açıkladı.

Epözdemir, başvuru dilekçesinde, 2023-2024 futbol sezonunda oynanan bir Süper Lig maçında şike yapıldığına dair duyumlar aldıklarını ve bu duyumların ciddi emareler taşıdığını ifade etti. Dilekçede, şikayet edilen eylemlerin Türk futbolunun etik değerlerine, sportif rekabet ilkelerine ve futbolun ruhuna aykırı olduğu vurgulandı.

TFF'den Beklentiler:

• Tüm ilgililer hakkında soruşturma başlatılması,
• Delillerin toplanması,
• İfade ve tespit tutanaklarının düzenlenmesi,
• Gerekli görülen diğer tüm işlemlerin yapılması talep edildi.

Epözdemir, TFF'nin bu iddiaları ciddiyetle soruşturarak Türk futbolunun temizliğine katkıda bulunmasını beklediklerini dile getirdi.

Galatasaray'ın transfer listesinde yer alan Nijeryalı golcü Victor Osimhen ile ilgili Fransa'dan olumsuz haberler geldi. Sarı-kırmızılıların uzun süredir ilgilendiği Osimhen için yapılan görüşmelerin olumlu yönde ilerlediği belirtildi.

Galatasaray yönetiminin, oyuncunun menajeri aracılığıyla yürüttüğü transfer çalışmalarında önemli aşama kaydettiği ifade ediliyor. Ancak, Fransa'dan gelen bilgilere göre, Osimhen'in önceliğinin Avrupa'da kalmak olduğu ve bu doğrultuda bazı Fransız kulüpleriyle de temas halinde olduğu öğrenildi.

Haberde, Osimhen'in menajerinin, Galatasaraylı yetkililerle yaptığı görüşmelerde, oyuncunun kariyer planlaması ve beklentileri hakkında detaylı bilgi verdiği vurgulanıyor. Ayrıca, Galatasaray'ın Osimhen'e sunduğu teklifin, diğer kulüplerin teklifleriyle karşılaştırıldığı ve oyuncunun karar verme sürecinde olduğu belirtiliyor.

Transfer sürecinin önümüzdeki günlerde netleşmesi beklenirken, Galatasaray yönetiminin alternatif oyuncularla da temas halinde olduğu ve Osimhen transferinde yaşanacak olumsuz bir gelişme durumunda bu isimlere yönelebileceği ifade ediliyor.

Sarı-kırmızılı taraftarlar, Osimhen transferinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini merakla bekliyor. Transfer döneminin sonuna yaklaşılırken, Galatasaray yönetiminin nasıl bir strateji izleyeceği ve hangi oyuncuları kadrosuna katacağı büyük bir merak konusu.

Emine Erdoğan, Türkiye'nin demografik yapısıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Aile yapısının korunmasının önemine dikkat çeken Erdoğan, evlilik yaşının sürekli olarak ertelenmesinin ve bunun için üretilen bahanelerin kabul edilemez olduğunu belirtti. Erdoğan, yaşlı bir dünyanın insanlığın kaderi olmaması gerektiğini vurguladı.

Erdoğan, genç nüfusun azalmasının ve doğum oranlarının düşmesinin Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Bu durumun ekonomik ve sosyal sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti. Aile kurumunun desteklenmesi ve gençlerin evliliğe teşvik edilmesi gerektiğini savundu.

Emine Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan noktalar:

• Evlenme yaşının ileri atılmasına karşı çıkılması
• Yaşlı bir dünyanın insanlığın kaderi olmaması gerektiği
• Aile kurumunun korunması ve desteklenmesi
• Gençlerin evliliğe teşvik edilmesi

Erdoğan, ailelerin çocuk sahibi olma konusunda desteklenmesinin önemini vurgulayarak, devletin bu konuda çeşitli politikalar geliştirmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, gençlerin evlilik konusunda bilinçlendirilmesi ve evliliğin öneminin anlatılması gerektiğini belirtti.

Konuşmasında, Türkiye'nin geleceği için aile yapısının korunmasının hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, bu konuda herkesin sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.

Son olarak Erdoğan, demografik yapının korunması için hükümetin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmasının gerekliliğine değindi.