Kremlin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna ile müzakereler için İstanbul'a gelmeyeceğini duyurdu. Bu açıklama, müzakerelerin geleceği hakkında soru işaretleri yaratırken, sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu oldu.

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada, Putin'in müzakereler için İstanbul'a seyahat etmesinin planlanmadığını belirtti. Peskov, müzakerelerin mevcut durumu ve olası takvim hakkında daha fazla detay vermekten kaçındı. Bu durum, müzakere sürecinin hangi aşamada olduğu ve tarafların pozisyonları hakkında belirsizlik yaratıyor.

Rus ve Ukraynalı yetkililer arasında daha önce birçok kez müzakereler yapılmıştı. Bu müzakerelerde ateşkes, insani koridorların açılması ve siyasi çözüm yolları gibi konular ele alınmıştı. Ancak, somut bir ilerleme sağlanamamıştı. İstanbul, daha önce de müzakerelere ev sahipliği yapmıştı ve taraflar arasında bir arabulucu rolü üstlenmişti.

Putin'in İstanbul'a gelmeme kararı, müzakere sürecinde bir tıkanıklık yaşandığı şeklinde yorumlanabilir. Ancak, Kremlin'den yapılan açıklamada, müzakerelerin tamamen durdurulduğuna dair bir ifade yer almadı. Bu durum, tarafların diyalog kanallarını açık tutmaya çalıştığı şeklinde değerlendirilebilir.

Müzakerelerin geleceği hakkında belirsizlik sürerken, uluslararası toplumun çağrıları devam ediyor. Birçok ülke, Rusya ve Ukrayna'yı masaya dönmeye ve diplomatik çözüm aramaya davet ediyor. Savaşın etkileri her geçen gün artarken, diplomatik çabaların yoğunlaştırılması gerektiği vurgulanıyor.

Savaşın başından beri binlerce insan hayatını kaybetti ve milyonlarca insan yerinden edildi. Savaşın ekonomik etkileri de küresel ölçekte hissediliyor. Enerji fiyatlarındaki artış, enflasyon ve tedarik zincirlerindeki aksamalar, dünya ekonomisini olumsuz etkiliyor.

Uluslararası toplum, Ukrayna'ya askeri ve insani yardım sağlamaya devam ediyor. Ancak, sorunun çözümü için diplomatik yolların denenmesi gerektiği de sıklıkla vurgulanıyor. Müzakerelerin yeniden başlaması ve somut sonuçlar vermesi, savaşın sona ermesi ve bölgede istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararı, yatırımcılar ve ekonomistler tarafından yakından takip ediliyor. 2024 yılının son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından, 2025 yılındaki ilk toplantının tarihi ve olası faiz kararı merak konusu oldu. Piyasaların faiz beklentileri ve toplantı takvimi hakkında detaylar haberde yer alıyor.

2024 PPK Toplantıları ve Faiz Kararları:

• TCMB, 2024 yılında gerçekleştirdiği PPK toplantılarında politika faizini belirlemişti.
• Yıl boyunca alınan faiz kararları, piyasalar üzerinde önemli etkiler yarattı.

2025 PPK Toplantı Takvimi:

• 2025 yılına ait PPK toplantı takvimi henüz TCMB tarafından açıklanmadı.
• Takvimin açıklanmasıyla birlikte, yatırımcılar ve ekonomistler gelecek toplantıları ve olası faiz kararlarını takip edebilecekler.

Piyasa Beklentileri:

• Piyasalarda, 2025 yılının ilk PPK toplantısında nasıl bir faiz kararı alınacağına dair çeşitli beklentiler bulunuyor.
• Ekonomistler, enflasyon görünümü, küresel ekonomik gelişmeler ve diğer makroekonomik verileri dikkate alarak tahminlerde bulunuyorlar.

Yatırımcılar ve ekonomistler, TCMB'nin 2025 yılındaki ilk faiz kararını ve PPK toplantı takvimini merakla beklemeye devam ediyor. TCMB'nin yapacağı açıklamalar, piyasaların yönü üzerinde belirleyici bir rol oynayacak.

Vekaletle kurban kesim bedelleri, Kurban Bayramı yaklaşırken vatandaşlar tarafından merakla takip ediliyor. 2025 yılı için Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kızılay henüz vekaletle kurban kesim bedellerini açıklamadı. Ancak, geçmiş yıllardaki uygulamalar ve fiyatlar, bu konuda fikir vermesi açısından önem taşıyor.

Geçtiğimiz yıl, 2024 senesinde Diyanet İşleri Başkanlığı yurt içi vekaletle kurban kesim bedelini 11.750 TL olarak belirlemişti. Yurt dışında ise bu bedel 4.750 TL olarak açıklanmıştı. Kızılay ise 2024'te yurt içi kurban bedelini 11.750 TL, yurt dışı bedelini ise 4.300 TL olarak duyurmuştu. Bu fiyatlar, 2023 yılına göre belirli bir artış göstermişti.

Vatandaşlar, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kızılay'ın resmi internet siteleri üzerinden veya ilgili şubelerine başvurarak vekaletle kurban bağışlarını gerçekleştirebiliyorlar. Vekaletle kurban kesimi, özellikle ihtiyaç sahiplerine ulaşılması açısından büyük önem taşıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kızılay, kesilen kurbanların etlerini titizlikle ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

2025 yılı için kurban kesim bedellerinin ne zaman açıklanacağı henüz netleşmemiş olsa da, önümüzdeki günlerde bu konuda resmi açıklamaların yapılması bekleniyor. Vatandaşların, güncel bilgileri takip etmek için Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kızılay'ın duyurularını izlemesi önem arz ediyor.

Kurban ibadetini yerine getirmek isteyenler, vekalet yoluyla hem dini vecibelerini yerine getirebilir hem de ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatabilirler.

Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) başvuruları için adaylar tarih araştırması yapıyor. ÖSYM tarafından yayımlanan 2024 sınav takvimine göre, ALES/1 başvuruları 22 Mart'ta başladı ve 1 Nisan'a kadar devam edecek. Başvurular, ÖSYM'nin Aday İşlemleri Sistemi (AIS) üzerinden online olarak yapılacak.

ALES Başvurusu Nasıl Yapılır?

• Adaylar, başvurularını ÖSYM'nin https://ais.osym.gov.tr adresinden T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile yapabilecekler.
• İlk kez başvuru yapacak adaylar, başvuru merkezleri aracılığıyla veya e-Devlet üzerinden ÖSYM sistemine kayıt olabilirler.

ALES Başvuru Şartları Nelerdir?

• Lisans diplomasına sahip olmak veya başvuru tarihinde mezun olabilir durumda olmak.
• Yurt dışı üniversitelerden mezun olanların diplomalarının Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından denkliğinin onaylanmış olması gerekmektedir.
• Sınava başvuruda herhangi bir yaş sınırlaması bulunmamaktadır.

ALES Başvuru Ücreti Ne Kadar?

2024 yılı için ALES başvuru ücreti 590 TL olarak belirlenmiştir. Başvurular esnasında kredi kartı veya banka kartı ile ödeme yapılabilecektir. Adaylar, başvuru kılavuzunda belirtilen bankalar aracılığıyla da ödeme yapabilirler.

ALES Sınavı Ne Zaman?

ALES/1 sınavı 5 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirilecektir. Sınav sonuçları ise 24 Mayıs 2024 tarihinde açıklanacaktır.

ALES Geçerlilik Süresi Ne Kadar?

ALES sonuçları açıklandığı tarihten itibaren 5 yıl süreyle geçerlidir.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşenur Fişek, glutensiz ürünlerin sağlıklı olduğu düşüncesinin yaygınlığına dikkat çekerek, bu ürünlerin tüketimi konusunda önemli uyarılarda bulundu. Fişek, glutensiz ürünlerin her zaman daha sağlıklı bir seçenek olmadığını vurgulayarak, bu ürünlerin içeriklerinin dikkatle incelenmesi gerektiğini belirtti.

Glutensiz ürünlerin, çölyak hastalığı veya gluten hassasiyeti olan bireyler için hayati öneme sahip olduğunu belirten Fişek, bu ürünlerin normal ürünlere kıyasla daha fazla şeker, yağ ve katkı maddesi içerebileceğine dikkat çekti. Bu durumun, kilo alımına ve diğer sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade etti.

Ayşenur Fişek'in açıklamalarına göre, glutensiz ürün alırken dikkat edilmesi gerekenler:

• Etiket Okuma: Ürünün içeriğindeki şeker, yağ ve katkı maddesi miktarlarını kontrol edin.
• Besin Değerleri: Lif, vitamin ve mineral içeriğinin yeterli olduğundan emin olun.
• Marka Güvenilirliği: Güvenilir ve bilinen markaları tercih edin.
• Doktor ve Diyetisyen Kontrolü: Glutensiz beslenmeye başlamadan önce mutlaka bir uzmana danışın.

Fişek, glutensiz ürünlerin sadece belirli sağlık sorunları olan bireyler için gerekli olduğunu, sağlıklı bireylerin ise dengeli ve çeşitli beslenmeye özen göstermesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, doğal olarak glutensiz olan meyve, sebze, kuruyemiş ve baklagiller gibi besinlerin de sağlıklı bir diyetin önemli bir parçası olduğunu hatırlattı.

Sonuç olarak, glutensiz ürünlerin tüketimi konusunda bilinçli olmak ve etiketleri dikkatle incelemek, sağlıklı bir beslenme için büyük önem taşıyor. Uzman kontrolünde ve dengeli bir diyetle, glutensiz beslenmenin faydaları en üst düzeye çıkarılabilir.

ABD'de mortgage başvuruları, 14 Haziran ile sona eren haftada bir önceki haftaya kıyasla %1,6 oranında artış gösterdi. Mortgage Bankalar Birliği (MBA) tarafından yayımlanan verilere göre, bu artışta mortgage faizlerindeki düşüş etkili oldu.

MBA'nın Piyasa Bileşik Endeksi, mortgage başvuru hacmini ölçmektedir ve bir önceki haftaya göre %1,6'lık bir artış kaydetmiştir. Satın Alma Endeksi ise aynı dönemde %0,5 oranında yükseldi. Refinans Endeksi'nde ise %3,4'lük bir artış gözlemlendi. Bu veriler, hem konut satın alma hem de mevcut mortgage'ları yeniden finanse etme eğiliminin arttığını gösteriyor.

30 yıl vadeli mortgage için sözleşme faiz oranı, 14 Haziran haftasında 9 baz puan azalarak %6,94 seviyesine geriledi. Bu düşüş, mortgage başvurularındaki artışın önemli bir nedeni olarak değerlendiriliyor. Aynı dönemde, 15 yıl vadeli mortgage faiz oranı da 7 baz puan düşüşle %6,47'ye indi.

MBA Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti Joel Kan, mortgage faizlerindeki düşüşün, başvuruları desteklediğini belirtti. Kan, özellikle satın alma başvurularında görülen ılımlı artışın, faiz oranlarındaki düşüşe verilen bir tepki olduğunu ifade etti. Ayrıca, refinans başvurularındaki artışın da faiz oranlarındaki gerilemeden kaynaklandığına dikkat çekti.

Haberde, mortgage faizlerindeki değişimlerin konut piyasası üzerindeki etkileri ve başvuru trendleri vurgulanmaktadır.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Özer, görevden alınarak yerine kayyum atanmasına karşı açtığı davada önemli açıklamalarda bulundu. Mahkemede konuşan Özer, kayyum atama süreçlerinin arka planına dikkat çekerek, bu süreçlerde etkin rol oynayan kişilere gönderme yaptı.

Ahmet Özer, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılmasının ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanmasına karşı yargı yoluna başvurmuştu. Dava sürecinde savunma yapan Özer, kayyum atama kararlarının siyasi saiklerle alındığını ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savundu. Mahkemeye sunduğu dilekçede, belediye başkanlığı görevini yürüttüğü süre boyunca herhangi bir usulsüzlüğe karışmadığını ve belediye hizmetlerinin aksatılmadan devam ettiğini belirtti.

Özer, mahkemede yaptığı konuşmada, “Kayyum atama süreçlerinin nasıl geliştiğini ve kimlerin bu süreçlerde etkin rol oynadığını çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı. Bu sözleriyle, kayyum atama kararlarının arkasında yatan siyasi ve bürokratik mekanizmalara işaret etti. Ayrıca, kayyum atamalarının yerel yönetimlerin özerkliğine ve halkın iradesine yönelik bir müdahale olduğunu vurguladı.

Dava sürecinin devamında, Ahmet Özer'in avukatları da müvekkillerinin görevden alınma gerekçelerinin somut delillere dayanmadığını ve kayyum atamasının hukuka aykırı olduğunu savundu. Avukatlar, mahkemeden kayyum kararının iptal edilmesini ve Ahmet Özer'in görevine iade edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, tarafların iddialarını dinledikten sonra kararını açıklamak üzere duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Ahmet Özer'in kayyum atanmasına karşı açtığı dava, Türkiye'deki yerel yönetimler ve demokrasi tartışmaları açısından büyük önem taşıyor. Dava sonucunun, benzer durumlarda alınacak kararlar için emsal teşkil edebileceği belirtiliyor.

Gelecek Partisi'nden bir milletvekilinin daha AKP'ye geçmesi üzerine Genel Başkan Ahmet Davutoğlu sert açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, yaşanan transferlere tepki göstererek, “Bu transferler, ahlaki ve siyasi değerlerin ayaklar altına alınmasıdır” dedi.

Davutoğlu, partisinden istifa eden milletvekilinin transferini eleştirerek, bu tür davranışların siyasi etik açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Bir milletvekilinin, seçildiği partiyi bırakıp başka bir partiye geçmesi, seçmen iradesine saygısızlıktır” ifadelerini kullandı.

Ahmet Davutoğlu, partisinin ilkelerinden ödün vermeden yoluna devam edeceğini belirterek, bu tür transferlerin Gelecek Partisi'nin büyüme ve güçlenme hedefini etkilemeyeceğini söyledi. Davutoğlu, “Biz, ilkelerimizle ve değerlerimizle siyaset yapmaya devam edeceğiz. Bu tür transferler bizi yıldırmayacak, aksine daha da güçlendirecektir” şeklinde konuştu.

Davutoğlu ayrıca, iktidardaki partinin bu tür transferlerle siyasi rant elde etmeye çalıştığını iddia etti ve bu durumun demokrasiye zarar verdiğini savundu. “Siyasi ahlakın olmadığı yerde, demokrasiden söz edilemez” diyen Davutoğlu, tüm siyasi partileri daha etik ve ilkeli bir siyaset anlayışına davet etti.

Gelecek Partisi'nden yapılan açıklamada, istifa eden milletvekilinin kararı saygıyla karşılandığı ancak bu tür davranışların partinin genel ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtildi. Partinin, yoluna kararlılıkla devam edeceği ve Türkiye'nin geleceği için çalışmaya devam edeceği vurgulandı.

Sayıştay'ın TBMM'ye sunduğu denetim raporu, 23 kişilik bir heyetin yaptığı harcamalarla ilgili dikkat çekici bulgular içeriyor. Bir vakıf aracılığıyla gerçekleştirilen faaliyetlerde, heyetin konaklama ve diğer giderlerinde usulsüzlükler tespit edildi.

Rapora göre, söz konusu heyet, yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinde lüks otellerde konakladı. Bu konaklamaların maliyetleri oldukça yüksek bulundu. Ayrıca, heyetin yaptığı diğer harcamaların da vakfın amaçlarına uygun olmadığı belirlendi.

Sayıştay raporunda, bu tür harcamaların kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmaması anlamına geldiği vurgulandı. Raporda, vakıf yöneticilerinin ve ilgili kamu görevlilerinin sorumluluğuna dikkat çekilerek, gerekli incelemelerin yapılması ve sorumluların belirlenmesi gerektiği belirtildi.

Raporda öne çıkan bazı tespitler:

• Heyetin konaklama giderlerinin yüksekliği
• Harcamaların vakfın amaçlarına uygun olmaması
• Kamu kaynaklarının etkin kullanılmaması

Sayıştay'ın bu raporu, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, raporun içeriğiyle ilgili açıklamalarda bulunarak, konunun takipçisi olacaklarını ifade ettiler.