İtalya ve Danimarka'nın öncülüğünde, aralarında Avusturya, Çekya, Yunanistan, Kıbrıs, Malta, Hollanda ve Bulgaristan'ın da bulunduğu dokuz Avrupa Birliği (AB) ülkesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) günümüz şartlarına uyarlanması için çağrıda bulundu. Bu ülkeler, AİHS'nin özellikle terörizm ve organize suçlarla mücadeledeki etkinliğinin artırılması gerektiğini savunuyor.

Ülkeler, AİHS'nin 'herkesin yaşam hakkını' güvence altına almasına rağmen, terörizm ve organize suçlarla mücadelede yetersiz kaldığını belirtiyor. Bu bağlamda, sözleşmenin mevcut haliyle, devletlerin bu tür tehditlere karşı yeterli önlemleri almasını zorlaştırdığı iddia ediliyor.

Söz konusu ülkeler, AİHS'nin özellikle sınır dışı etme, gözetim ve veri toplama gibi konularda daha esnek bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, AİHS'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) içtihat hukuku ile sürekli olarak genişletilmesinin, üye devletlerin egemenlik haklarını zedelediği ve hukuki belirsizliklere yol açtığı da dile getiriliyor.

Bu talep, Avrupa Konseyi bünyesinde tartışmalara yol açması bekleniyor. AİHS'nin değiştirilmesi veya güncellenmesi için tüm üye devletlerin oybirliği gerekiyor. Ancak, insan hakları örgütleri ve bazı üye devletler, AİHS'nin temel hak ve özgürlüklerin korunmasında kritik bir rol oynadığını ve herhangi bir değişikliğin bu korumayı zayıflatabileceğini savunuyor.

Özetle: İtalya ve Danimarka önderliğindeki dokuz AB ülkesi, AİHS'nin terörizm ve organize suçlarla mücadeledeki etkinliğinin artırılması amacıyla gözden geçirilmesini talep ediyor. Bu talep, Avrupa Konseyi'nde geniş kapsamlı tartışmalara yol açabilir.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, cumhurbaşkanı adaylığından çekildiğini açıkladı. İnce, bu kararını düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu.

İnce, adaylıktan çekilme nedenlerini açıklarken, son günlerde kendisine yönelik yapılan eleştirilere ve özellikle itibar suikastı olarak nitelendirdiği olaylara değindi. '45 gündür memleketin ne sorunu varsa Muharrem İnce' denildiğini belirten İnce, bu durumun kendisini yıprattığını ifade etti.

Adaylıktan çekilme kararının ardından, İnce'nin seçimlere etkisi ve oy oranları merak konusu oldu. İnce'nin çekilmesiyle birlikte, seçmenlerin nasıl bir eğilim göstereceği ve diğer adayların oy oranlarında nasıl bir değişiklik olacağı yakından takip ediliyor.

Muharrem İnce, konuşmasında kendisine destek verenlere teşekkür ederken, ülkenin geleceği için doğru kararı verdiğine inandığını belirtti. İnce'nin bu kararı, seçim sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

İnce, 'Adaylıktan çekiliyorum. Bunu memleketim için yapıyorum' dedi. İnce'nin adaylıktan çekilmesiyle, cumhurbaşkanlığı yarışında yeni bir denge oluşması bekleniyor.

Seçimlere kısa bir süre kala yaşanan bu gelişme, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Partilerden ve adaylardan konuyla ilgili açıklamalar gelmeye başladı.

Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilme kararı, Türkiye siyasetinde önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Seçim sonuçları üzerindeki etkisi önümüzdeki günlerde daha net görülecek.

İnce, kendisine yönelik eleştirilere ve montaj kaset iddialarına da değinerek, bu tür saldırıların amacının kendisini yıpratmak olduğunu söyledi. İnce, bu tür olayların demokrasiye zarar verdiğini ve siyasetin kalitesini düşürdüğünü vurguladı.

Adaylıktan çekilme kararının ardından Memleket Partisi'nin nasıl bir strateji izleyeceği de merak konusu. Partinin önümüzdeki günlerde konuyla ilgili bir açıklama yapması bekleniyor.

Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bulunan Wuppertal kentinde, bir tren istasyonunda bıçaklı saldırı meydana geldi. Olayda 6'sı ağır olmak üzere toplam 12 kişi yaralandı.

Saldırı, Wuppertal Merkez İstasyonu'nda yerel saatle sabah saatlerinde gerçekleşti. Polis, saldırganın kimliği ve olayın nedeni hakkında henüz net bir açıklama yapmadı. Ancak, görgü tanıklarının ifadelerine göre saldırgan, istasyonda bulunan insanlara rastgele saldırdı.

Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Ağır yaralı olan 6 kişinin hayati tehlikesi bulunduğu belirtildi. Polis, istasyon çevresinde geniş güvenlik önlemleri alırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Saldırının ardından Wuppertal Belediye Başkanı Uwe Schneidewind, olay yerinde incelemelerde bulundu ve yaptığı açıklamada, saldırıyı kınadığını belirterek, yaralılara acil şifalar diledi. Schneidewind, ayrıca, polisin olayın aydınlatılması için tüm imkanları seferber ettiğini ifade etti.

Olayla ilgili soruşturma devam ederken, polis, halkı sakin olmaya ve yetkililerin talimatlarına uymaya çağırdı.

Olayın ardından yetkililer şu açıklamaları yaptı:

• Saldırganın kimliği henüz belirlenemedi.
• Olayın terör saldırısı olup olmadığı henüz net değil.
• Polis, soruşturmayı çok yönlü olarak sürdürüyor.

Yaralıların durumu:

• 6 kişinin durumu ağır.
• 6 kişinin durumu hafif.

Olayla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

TasteAtlas, dünyanın en iyi sakatat yemeklerini sıraladığı listeyi yayınladı. Listede Türkiye'den bir sokak lezzeti olan kokoreç, üçüncü sırada yer alarak büyük bir başarı elde etti. Yunanistan'dan Gardouba yemeği birinci, Portekiz'den Isquinhos yemeği ise ikinci sırayı aldı.

Kokoreç, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde yaygın olarak tüketilen, koyun veya kuzu bağırsağından yapılan bir sokak lezzetidir. Baharatlarla tatlandırılan ve genellikle ekmek arası servis edilen kokoreç, Türk mutfağının önemli bir parçası olarak kabul edilir.

TasteAtlas'ın listesi, dünya genelindeki sakatat yemeklerinin çeşitliliğini ve kültürel önemini vurguluyor. Sakatat yemekleri, farklı ülkelerde farklı pişirme teknikleri ve baharatlarla hazırlanarak yerel lezzetlere dönüşüyor. Listenin ilk sıralarında yer alan Gardouba ve Isquinhos gibi yemekler de, kendi ülkelerinde popüler ve sevilen lezzetler arasında bulunuyor.

Türkiye'nin sokak lezzeti kokoreçin bu listede üçüncü sırada yer alması, Türk mutfağının uluslararası alandaki tanınırlığını ve değerini artırıyor. Kokoreç, sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da Türk restoranlarında sıklıkla karşılaşılan ve beğenilen bir lezzet haline gelmiştir. TasteAtlas'ın bu sıralaması, kokoreçin popülaritesini ve lezzetini bir kez daha tescillemiş oldu.

İşte TasteAtlas'ın En İyi Sakatat Yemekleri Listesindeki İlk 5 Yemek:

1. Gardouba (Yunanistan)
2. Isquinhos (Portekiz)
3. Kokoreç (Türkiye)
4. Stridie umplute (Romanya)
5. Skhayla (Fas)

Adalet Bakanlığı, İtalyan Senatosu Başkan Yardımcısı Roberto Calderoli'nin Türkiye'deki tutuklu İtalyan vatandaşı Silvia Costanza Romano'nun serbest bırakılması yönündeki çağrısı üzerine bir açıklama yaptı.

Bakanlık açıklamasında, Silvia Costanza Romano'nun Türkiye'de herhangi bir tutukluluğunun bulunmadığı belirtildi. Ancak, Türkiye'de halen tutuklu bulunan İtalyan vatandaşlarının olduğu ifade edildi.

Adalet Bakanlığı'nın açıklaması şöyle devam etti:

• "Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada yer alan, İtalyan Senatosu Başkan Yardımcısı Sayın Roberto Calderoli’nin ülkemizdeki İtalyan vatandaşı Silvia Costanza Romano’nun serbest bırakılması yönündeki çağrısı üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur.
• Yapılan araştırmalar neticesinde, bahse konu şahsın ülkemizde herhangi bir tutukluluğu bulunmamaktadır.
• Bununla birlikte, ülkemizde halen tutuklu bulunan İtalyan vatandaşları bulunmaktadır. Hukuki süreçleri devam eden bu kişilerle ilgili olarak yargı makamlarımız gerekli değerlendirmeleri yapmaktadır.

Bakanlık, tutuklu bulunan diğer İtalyan vatandaşlarının hukuki süreçlerinin devam ettiğini ve yargı makamlarının gerekli değerlendirmeleri yaptığını vurguladı.

Ertuğrul Özkök'ün anlattığına göre, Zeki Müren'in Tina Turner'ın meşhur olmasına katkısı, ikilinin 1980'li yıllarda bir televizyon programında karşılaşmasıyla başlıyor. Zeki Müren, o dönemde Avrupa'da pek tanınmayan Tina Turner'ı programına davet ediyor.

Özkök'ün aktardığına göre, program sırasında Zeki Müren, Tina Turner'a büyük bir ilgi gösteriyor ve onunla yakından ilgileniyor. Program sonrasında Zeki Müren, Tina Turner'ın Avrupa'da tanınması için kendi çevresini harekete geçiriyor. Bu destek, Tina Turner'ın Avrupa'da daha geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı oluyor.

Zeki Müren'in bu jesti, Tina Turner'ın kariyerinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Tina Turner, daha sonraki yıllarda Zeki Müren'e olan minnetini birçok kez dile getiriyor. Bu olay, iki ünlü sanatçının dostluğunun ve birbirlerine olan desteklerinin bir göstergesi olarak hatırlanıyor.

Özkök, Zeki Müren'in sadece Türkiye'de değil, uluslararası alanda da sanata ve sanatçıya verdiği değeri vurguluyor. Zeki Müren'in bu davranışı, onun vizyoner kişiliğinin ve sanat dünyasına olan katkılarının bir örneği olarak değerlendiriliyor.

Haberde ayrıca, bu olayın Türk sanat dünyasının uluslararası ilişkilerine ve sanatçıların birbirlerine olan desteklerinin önemine dikkat çekiliyor.

Hakan Çalhanoğlu, İtalya'da bir restoranda eşi ve çocuğuyla yemek yerken tatsız bir olay yaşadı. İddiaya göre, bir grup taraftar Hakan Çalhanoğlu'na yönelik sözlü sataşmada bulundu. Bu durum, Çalhanoğlu'nu ve ailesini oldukça rahatsız etti.

Hakan Çalhanoğlu, eşi ve çocuğuyla birlikte özel bir akşam yemeği için Milano'da ünlü bir restorana gitti. Yemek sırasında, yan masalardan birinde oturan bir grup taraftarın sözlü tacizine uğradı. Taraftarların, Çalhanoğlu'nun geçmişte Milan'da oynaması ve sonrasında Inter'e transfer olması nedeniyle tepki gösterdiği belirtildi.

Çalhanoğlu, taraftarların sözlü sataşmalarına rağmen sakinliğini korumaya çalıştı. Ancak, taraftarların ısrarlı ve provokatif davranışları üzerine, durumu restoran görevlilerine bildirdi. Restoran görevlilerinin araya girmesiyle olay daha fazla büyümeden önlendi.

Olayın ardından Hakan Çalhanoğlu'nun moralinin bozuk olduğu ve ailesiyle birlikte yemeği yarıda keserek restorandan ayrıldığı öğrenildi. Yaşanan bu tatsız olay, İtalya'da büyük yankı uyandırdı. Birçok futbolsever, Hakan Çalhanoğlu'na destek mesajları gönderdi ve taraftarların bu tür davranışlarını kınadı.

Bu olay, futbolcuların ve ailelerinin özel hayatlarına saygı duyulması gerektiği konusunu bir kez daha gündeme getirdi. Futbolseverlerin, oyunculara olan sevgilerini ve desteklerini uygun ve saygılı bir şekilde göstermeleri gerektiği vurgulandı.

Hacettepe Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencileri, çeşitli sorunlara dikkat çekmek amacıyla eylemler gerçekleştirdi. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'nde öğrenciler, yurtlardaki koşulların iyileştirilmesi ve artan fiyatlara karşı bir araya geldi. Öğrenciler, yemekhane fiyatlarındaki artışları ve genel yaşam koşullarını protesto etti.

ODTÜ'de ise öğrenciler, okul yönetiminin politikalarını eleştirmek ve taleplerini dile getirmek amacıyla rektörlük binası önünde toplandı. Öğrenciler, daha demokratik bir yönetim anlayışı ve öğrenci katılımının artırılması gibi konularda taleplerini dile getirdiler. Eylemlerde, öğrencilerin ortak talepleri arasında barınma sorunlarının çözülmesi, eğitim kalitesinin artırılması ve öğrenci temsilciliğinin güçlendirilmesi yer aldı.

Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin yurt sorunlarına ilişkin açıklamalarında, yurtlardaki hijyen koşullarının yetersizliği, yetersiz ısınma ve sıcak su problemleri vurgulandı. Ayrıca, yurt ücretlerindeki artışların öğrencilerin bütçelerini zorladığı belirtildi. ODTÜ öğrencilerinin ise okul yönetiminin kararlarında öğrencilerin görüşlerinin alınmamasına tepki gösterdikleri ifade edildi. Öğrenciler, rektörlük seçimlerinde daha demokratik bir sürecin işletilmesi gerektiğini savundu.

Her iki üniversitedeki eylemlerde de öğrenciler, sorunlarına çözüm bulunana kadar protestolarına devam edeceklerini belirtti. Öğrenci temsilcileri, üniversite yönetimleriyle görüşmeler yaparak taleplerini iletmeye devam edeceklerini ifade ettiler.

Uluslararası Kampçılık Dostluk Derneği (ICF) Kelebek Ödülü, Prof. Dr. Şükrü Hatun'a verildi. Ödül, Hatun'un çocuk endokrinolojisi alanındaki bilimsel çalışmaları ve Tip 1 diyabetli çocuklara yönelik kamplardaki gönüllü hizmetlerinden dolayı takdim edildi.

Prof. Dr. Şükrü Hatun, ödül töreninde yaptığı konuşmada, bu anlamlı ödüle layık görülmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Hatun, çocuk endokrinolojisi alanında yaptığı çalışmaların ve Tip 1 diyabetli çocuklara yönelik kampların önemine vurgu yaparak, bu tür çalışmaların çocukların yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynadığını belirtti.

ICF Kelebek Ödülü, derneğin kuruluşundan bu yana, çocukların ve gençlerin gelişimine katkıda bulunan, onlara ilham veren ve topluma örnek olan kişilere veriliyor. Ödül, adını kelebeğin dönüşümünden alıyor ve çocukların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına destek olmayı amaçlıyor.

Prof. Dr. Şükrü Hatun, çocuk endokrinolojisi alanındaki çalışmalarıyla Türkiye'de ve dünyada tanınan bir bilim insanıdır. Tip 1 diyabet, büyüme bozuklukları ve diğer endokrinolojik sorunlar üzerine birçok bilimsel yayını bulunmaktadır. Ayrıca, Tip 1 diyabetli çocuklar için düzenlediği kamplarla, çocukların ve ailelerinin bu hastalıkla başa çıkmalarına yardımcı olmaktadır.

Ödül törenine, ICF yöneticileri, Prof. Dr. Şükrü Hatun'un meslektaşları, öğrencileri ve ailesi katıldı.