Alman futbolunun genç yeteneklerinden Florian Wirtz'in geleceğiyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Bayern Münih'in uzun süredir ilgilendiği Wirtz, sürpriz bir kararla Bavyera ekibinin teklifini reddetti.

Haber Global'in haberine göre, 21 yaşındaki on numara pozisyonunda oynayan Wirtz, kariyerine İngiltere Premier Lig'de devam etme kararı aldı. Wirtz'in yeni takımının, önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edecek olan Liverpool olduğu belirtildi. Jürgen Klopp'un ayrılığının ardından takımın başına geçen Arne Slot'un, Wirtz'i kadrosunda görmek istediği ve bu transferde önemli rol oynadığı ifade edildi.

Florian Wirtz, Bayer Leverkusen formasıyla gösterdiği performansla Avrupa'nın en gözde genç oyuncuları arasına girdi. Geçtiğimiz sezon Bundesliga'da şampiyonluk yaşayan Leverkusen'in başarısında büyük pay sahibi olan Wirtz, 32 maçta 11 gol ve 11 asistlik bir performans sergiledi. Genç oyuncunun, Liverpool'a transfer olması halinde hücum hattına önemli bir katkı sağlaması bekleniyor.

Bayern Münih'in yanı sıra Real Madrid ve Manchester City gibi dev kulüplerin de ilgilendiği Wirtz'in Liverpool'u tercih etmesinde, kulübün projesi ve Arne Slot'un etkisi büyük oldu. Transferin önümüzdeki günlerde resmi olarak açıklanması bekleniyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin ifade işlemleri başladı. Soruşturma, İBB'nin bazı iştirak şirketlerinde tespit edilen usulsüzlük iddiaları üzerine başlatılmıştı.

Gözaltına alınan şüpheliler arasında eski ve mevcut İBB çalışanları ile bazı şirket yöneticilerinin bulunduğu belirtiliyor. Şüphelilerin, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kamu kurumunu zarara uğratma gibi suçlamalarla karşı karşıya oldukları öğrenildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, İBB'nin bazı projeleri ve ihaleleri mercek altına alındı. Savcılık, özellikle son yıllarda yapılan bazı alım ve satım işlemlerinde usulsüzlük yapıldığına dair şüpheler üzerine harekete geçmişti.

Şüphelilerin emniyetteki ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilmeleri bekleniyor. Soruşturmanın seyrine göre yeni gözaltıların da olabileceği belirtiliyor.

Soruşturmanın kapsamı:

• İhaleye fesat karıştırma iddiaları
• Görevi kötüye kullanma suçlamaları
• Kamu kurumunu zarara uğratma şüphesi
• Usulsüz alım ve satım işlemleri

Soruşturma ile ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

Adana'da meydana gelen olayda, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi sulama kanalına düştü. Olay yerine sevk edilen Adana Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı CANKUR ekipleri, hızlı bir şekilde müdahale ederek şahsı kurtardı.

Edinilen bilgiye göre, olay Seyhan ilçesine bağlı Sarıhamzalı Mahallesi'nde gerçekleşti. Sulama kanalında bir kişinin yardım beklediği ihbarı üzerine itfaiye ekipleri olay yerine intikal etti. Ekipler, kanalda bulunan şahsa ulaşarak güvenli bir şekilde karaya çıkardı.

Vatandaşın Durumu İyi

Kurtarılan vatandaşın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. İtfaiye ekiplerinin profesyonel ve hızlı müdahalesi sayesinde olası bir facianın önüne geçildi.

İtfaiye Ekiplerine Teşekkür

Olay yerinde bulunan vatandaşlar, itfaiye ekiplerinin başarılı kurtarma operasyonundan dolayı memnuniyetlerini dile getirerek teşekkürlerini sundular.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Elazığ’daki afet konutlarını ziyaret etti. Ziyaret sırasında önemli açıklamalarda bulunan Kurum, deprem bölgesindeki çalışmaların hızla devam ettiğini vurguladı.

Bakan Kurum, Elazığ’da yapımı tamamlanan konutların hak sahiplerine teslim sürecinin başladığını belirtti. Konutların deprem yönetmeliklerine uygun, güvenli ve modern yaşam alanları olarak inşa edildiğini ifade etti. Ayrıca, afetzedelerin mağduriyetini gidermek için devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini söyledi.

Kurum, konuşmasında, “Afet konutlarımızın yapımını tamamladık ve hak sahiplerine teslim etmeye başladık. Elazığ’da yaşanan depremin ardından yaraları sarmak için hızlı bir şekilde harekete geçtik. Vatandaşlarımızın güvenli ve huzurlu yuvalarına kavuşması için gece gündüz çalıştık.” dedi.

Bakan Kurum, afet bölgesindeki diğer illerde de benzer çalışmaların sürdürüldüğünü ve kısa sürede tamamlanacağını müjdeledi. Ayrıca, kentsel dönüşüm projeleriyle şehirlerin daha dirençli hale getirilmesi için çalışmaların devam ettiğini belirtti.

Ziyaret sırasında, konutların yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Kurum, vatandaşlarla da bir araya gelerek onların görüş ve önerilerini dinledi.

Bakan Kurum'un açıklamalarından öne çıkanlar:

• Afet konutlarının yapımı tamamlandı ve teslimatlar başladı.
• Deprem bölgesindeki diğer illerde de çalışmalar devam ediyor.
• Kentsel dönüşüm projeleriyle şehirler daha dirençli hale getirilecek.

Mersin'de, özellikle balıkçı barınaklarında yaşayan deniz kaplumbağaları, insanların kolayca ulaşılabilir besinler sunması nedeniyle doğal yaşam alanlarını terk etme eğilimi gösteriyor. Bu durum, deniz kaplumbağalarının doğal avlanma davranışlarını kaybetmelerine ve insanlara bağımlı hale gelmelerine yol açıyor.

Uzmanlar, deniz kaplumbağalarının bu davranış değişikliğinin uzun vadede türün sağlığı ve ekosistem üzerindeki etkileri konusunda endişelerini dile getiriyor. Balıkçı barınaklarında kolayca yiyecek bulan kaplumbağalar, doğal avlarını aramak yerine sürekli olarak bu alanlarda kalmayı tercih ediyor. Bu durum, kaplumbağaların doğal seçilim süreçlerinden uzaklaşmasına ve genetik çeşitliliğin azalmasına neden olabilir.

Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Deniz Ayas, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, deniz kaplumbağalarının korunması için bilinçlendirme çalışmalarının önemine vurgu yaptı. Ayas, “Vatandaşlarımızın bu konuda duyarlı olması ve kaplumbağaları beslememesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu canlıların doğal davranışları bozulmaya devam edecek ve uzun vadede türün geleceği tehlikeye girecektir” dedi.

Ayrıca, Prof. Dr. Ayas, balıkçılara da önemli uyarılarda bulundu. Balıkçıların avladıkları küçük balıkları ve diğer deniz canlılarını kaplumbağalara atmamaları gerektiğini belirten Ayas, bu tür davranışların kaplumbağaların barınaklara bağımlılığını artırdığını ve doğal yaşam döngülerine zarar verdiğini ifade etti.

Deniz kaplumbağalarının korunması için alınması gereken önlemler arasında, balıkçı barınaklarında besleme yapılmasının önüne geçilmesi, doğal yaşam alanlarının korunması ve rehabilitasyon merkezlerinin desteklenmesi yer alıyor. Bu sayede, deniz kaplumbağalarının doğal davranışlarını sürdürmeleri ve sağlıklı bir şekilde yaşamaları sağlanabilir.

Türkiye elektrikli otomobil pazarında rekabet kızışıyor. Özellikle %10 ÖTV dilimine giren uygun fiyatlı elektrikli otomobiller, tüketicilerin ilgisini çekiyor. Bu segmente olan ilgi, otomobil üreticilerini de harekete geçiriyor ve yeni modellerin Türkiye pazarına sunulmasına zemin hazırlıyor.

Mayıs ayında Türkiye otomobil pazarında 7 yeni elektrikli modelin satışa sunulması bekleniyor. Bu modellerin, farklı segmentlerde ve fiyat aralıklarında olması beklenirken, özellikle uygun fiyatlı seçeneklerin pazarda önemli bir hareketlilik yaratması öngörülüyor.

Elektrikli otomobil pazarındaki bu genişleme, Türkiye'deki elektrikli şarj altyapısının gelişimini de beraberinde getiriyor. Birçok firma, şehirlerde ve otoyollarda şarj istasyonları kurarak elektrikli araç kullanıcılarının menzil endişelerini azaltmaya çalışıyor.

Mayıs ayında gelmesi beklenen modellerden bazıları şunlar:

• BYD ATTO 3: Çinli otomobil üreticisi BYD'nin popüler elektrikli SUV modeli.
• MG ZS EV: İngiliz kökenli MG markasının uygun fiyatlı elektrikli SUV'u.
• Seres 3: Bir diğer Çinli marka olan Seres'in elektrikli SUV modeli.

Bu modellerin yanı sıra, farklı markalardan da yeni elektrikli otomobillerin Mayıs ayında Türkiye'de satışa sunulması bekleniyor. Elektrikli otomobil pazarındaki bu canlılık, tüketicilere daha fazla seçenek sunarken, çevreci ulaşım çözümlerine olan ilgiyi de artırıyor.

Özetle, Türkiye elektrikli otomobil pazarı büyümeye devam ediyor ve Mayıs ayında gelecek yeni modellerle birlikte rekabetin daha da artması bekleniyor.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) adaylarının merakla beklediği sınav giriş belgeleriyle ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. ÖSYM'nin sınav takvimine göre, 8-9 Haziran 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan YKS'ye kısa bir süre kaldı. Adayların sınav giriş belgelerine ÖSYM'nin Aday İşlemleri Sistemi (AİS) üzerinden erişebilmesi bekleniyor.

YKS sınav tarihleri şu şekilde:

• TYT (Temel Yeterlilik Testi): 8 Haziran 2024
• AYT (Alan Yeterlilik Testleri): 9 Haziran 2024
• YDT (Yabancı Dil Testi): 9 Haziran 2024

Sınav giriş belgelerinin açıklanmasıyla birlikte adaylar, sınav yerlerini ve diğer önemli bilgileri öğrenebilecekler. Belgede adayların fotoğrafı, kimlik bilgileri ve sınav kuralları yer alacak. Adayların sınav giriş belgelerini renkli veya siyah beyaz çıktı almaları ve sınav günü yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.

ÖSYM'nin internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılacak duyuruları takip ederek sınav giriş belgelerinin erişime açılıp açılmadığını öğrenebilirsiniz. Sınavla ilgili tüm gelişmelerden haberdar olmak için ÖSYM'nin resmi kanallarını takip etmeye devam edin.

Adayların sınav öncesinde kimlik kartlarını yenilemeleri veya ehliyetlerini yanlarında bulundurmaları gerekmektedir. Nüfus cüzdanı veya T.C. kimlik kartı olmayan adaylar sınava alınmayacaktır. Sınav günü yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçmek için bu hususa dikkat edilmesi önemlidir.

ÖSYM Aday İşlemleri Sistemi (AİS) üzerinden sınav giriş belgenizi kontrol edebilirsiniz.

Çin'de yaşayan isimsiz bir genç, akıllı telefon kullanımının yol açtığı sıra dışı bir sağlık sorunuyla tıp dünyasında dikkat çekti. Uzun saatler boyunca cep telefonuna bakmaktan kaynaklanan duruş bozukluğu, gencin boynunda kalıcı bir eğriliğe neden oldu. Bu durum, tıp literatürüne 'Telefon Boynu' olarak geçti.

Genç, şiddetli boyun ağrıları ve hareket kısıtlılığı şikayetleriyle hastaneye başvurdu. Yapılan detaylı incelemeler sonucunda, omurgasında ciddi bir eğrilik tespit edildi. Doktorlar, bu durumun uzun süreli ve yanlış pozisyonda cep telefonu kullanımından kaynaklandığını belirledi.

'Telefon Boynu' Nedir?

'Telefon Boynu', özellikle akıllı telefon ve tablet gibi cihazların uzun süreli kullanımında başın öne doğru eğilmesi sonucu ortaya çıkan bir duruş bozukluğudur. Bu pozisyon, boyun kaslarına ve omurgaya aşırı yük bindirerek ağrı, sertlik ve zamanla kalıcı hasarlara yol açabilir.

Tedavi Süreci

Gencin tedavi süreci, fizik tedavi ve rehabilitasyon egzersizlerini içeriyor. Doktorlar, duruşunu düzeltmek ve omurgasındaki baskıyı azaltmak için özel bir program uyguluyor. Ayrıca, cep telefonu kullanım alışkanlıklarını değiştirerek, daha ergonomik bir duruş benimsemesi konusunda da bilgilendiriliyor.

Bu vaka, akıllı telefon kullanımının potansiyel sağlık risklerine dikkat çekiyor ve uzun süreli ekran kullanımında duruşa dikkat etmenin önemini vurguluyor. Uzmanlar, düzenli aralıklarla mola vermeyi, doğru duruş pozisyonunu korumayı ve boyun egzersizleri yapmayı öneriyor.

Önleyici Tedbirler

• Cep telefonu kullanırken başınızı dik tutmaya özen gösterin.
• Ekranı göz hizasında tutmak için telefonunuzu yukarı kaldırın.
• Uzun süreli kullanımdan kaçının ve düzenli molalar verin.
• Boyun kaslarınızı güçlendirmek için egzersizler yapın.

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, halefi Olaf Scholz'u Ukrayna savaşı konusunda daha kararlı bir duruş sergilememesi ve Almanya'nın savunma harcamalarını yeterince artırmaması nedeniyle eleştirdi. Merkel'in bu eleştirileri, Almanya'da siyasi tartışmalara yol açtı.

Merkel'in eleştirilerinin temelinde, Scholz hükümetinin Rusya'ya karşı uyguladığı politikaların yeterince güçlü olmadığı düşüncesi yatıyor. Merkel, Scholz'un Ukrayna'ya daha fazla askeri destek sağlaması ve Rusya'ya karşı daha sert yaptırımlar uygulaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Almanya'nın savunma bütçesini NATO'nun hedefi olan GSYH'nin %2'sine çıkarılması gerektiğini vurguluyor.

Scholz ise Merkel'in eleştirilerine yanıt olarak, hükümetinin Ukrayna'ya önemli ölçüde destek sağladığını ve savunma harcamalarını artırma konusunda kararlı olduklarını belirtti. Ancak, Scholz hükümetinin bu konulardaki adımlarının yeterli olup olmadığı konusunda kamuoyunda farklı görüşler bulunuyor.

Merkel'in eleştirileri, Almanya'daki siyasi dengeleri de etkileyebilir. Scholz'un liderliğindeki koalisyon hükümeti, zaten çeşitli zorluklarla karşı karşıyayken, Merkel'in eleştirileri hükümetin üzerindeki baskıyı artırabilir. Özellikle, hükümetin savunma politikaları ve dış politika konularındaki kararları daha yakından izlenecektir.

Sonuç olarak, Angela Merkel'in Olaf Scholz'u eleştirmesi, Almanya siyasetinde önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu durum, Almanya'nın Ukrayna savaşına yaklaşımı, savunma politikaları ve genel olarak dış politikası üzerinde etkili olabilir.