31 Mart yerel seçimlerinde farklı partilerden seçilerek göreve gelen bazı belediye meclis üyelerinin, seçmenlerinin iradesini hiçe sayarak Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) geçmeleri kamuoyunda tepkilere neden oldu. Sözcü gazetesinin haberine göre, bu durum, seçmenlerin güvenini sarsarken, siyasi etik tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Haberde, hangi partilerden seçilip AKP'ye geçen meclis üyelerinin isimleri ve geçiş gerekçelerine dair detaylı bilgi verilmemektedir. Ancak, bu tür geçişlerin, seçmenlerin oy verme davranışlarını etkileyebileceği ve siyasi partilere olan güveni zedeleyebileceği belirtilmektedir. Seçimden sonra partiler arası geçişler, seçmenlerin beklentilerini karşılamama ve siyasi istikrarsızlık gibi sorunlara yol açabilmektedir.

Siyasi analistler, bu tür olayların, yerel yönetimlerdeki dengeyi değiştirebileceğine ve seçmenlerin siyasi tercihlerini yeniden gözden geçirmesine neden olabileceğine dikkat çekiyorlar. Haberde, bu geçişlerin yerel siyaset üzerindeki etkileri ve seçmenlerin tepkileri hakkında daha fazla bilgiye yer verilmesi beklenmektedir.

Söz konusu haberde, isim belirtilmemesi ve geçiş gerekçelerine dair detaylı bilgi verilmemesi, haberin eksik yönleri olarak değerlendirilebilir. Ancak, seçmen iradesinin önemi ve siyasi etik konularına dikkat çekilmesi açısından önemli bir haberdir.

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında dikkat çekici bir iddiayı gündeme getirdi. Başarır, Menzil şeyhi Saki El Hüseyni'nin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gittiği yönünde duyumlar aldığını belirtti.

Başarır, bu iddiayı kamuoyu ile paylaşarak, “Menzil şeyhi Saki El Hüseyni Saray'a mı gitti? Bu iddia doğru mu? Eğer doğruysa, hangi sıfatla ve ne amaçla gitti?” sorularını yöneltti.

Milletvekili Başarır, konunun aydınlatılması gerektiğini vurgulayarak, bu ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmediği ve gerçekleştiyse içeriğinin ne olduğu konusunda yetkililerden açıklama beklediğini ifade etti. Başarır, Menzil cemaatinin son dönemlerdeki etkinliğine dikkat çekerek, bu tür ziyaretlerin kamuoyunda farklı yorumlara neden olabileceğini belirtti.

Başarır ayrıca, “Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir. Bu türden iddiaların açıklığa kavuşturulması, devletin şeffaflığı ve hesap verebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.

Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, Başarır'ın bu iddiaları siyasi kulislerde geniş yankı uyandırdı ve konuyla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Amerika Birleşik Devletleri'ne olası ziyareti hakkında net bir bilgiye sahip olmadığını ifade etti. Trump, Putin'in gelip gelmeyeceğini bilmediğini belirtirken, Rusya'ya karşı ikinci bir yaptırım uygulamasının da mümkün olabileceğini dile getirdi.

Trump, Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Putin ile görüşme olasılığına ilişkin soruları yanıtladı. Putin'in ziyaretine dair kesin bir durumun olmadığını vurgulayan Trump, “Putin'in gelip gelmeyeceğini bilmiyorum” dedi. Ayrıca, Rusya'ya yönelik olası yeni yaptırımlar konusunda da değerlendirmelerde bulunan Trump, bu seçeneğin masada olduğunu ve değerlendirilebileceğini ima etti.

Trump'ın bu açıklamaları, ABD-Rusya ilişkilerindeki gerilimin devam ettiğine işaret ediyor. Özellikle Rusya'nın Ukrayna'daki eylemleri ve seçimlere müdahale iddiaları, iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkilemeye devam ediyor. Trump yönetiminin Rusya'ya yönelik yaptırım politikası, zaman zaman eleştirilere neden olsa da, ABD'nin Rusya üzerindeki baskısını sürdürme çabasının bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

ABD Başkanı'nın bu açıklamaları, uluslararası arenada yakından takip ediliyor. Putin'in olası ziyareti ve yeni yaptırımlar, küresel siyaset ve ekonomi üzerinde önemli etkilere sahip olabilir. İki lider arasındaki olası bir görüşme, diplomatik çözüm arayışları için bir fırsat yaratabileceği gibi, yaptırımların uygulanması ise gerilimi daha da tırmandırabilir.

Trump'ın açıklamaları, ABD-Rusya ilişkilerinin geleceği hakkında belirsizlik yaratmaya devam ediyor. İki ülkenin liderlerinin önümüzdeki dönemde nasıl bir yol izleyeceği, uluslararası kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.

Çilekli mini tart, hem göze hem de damağa hitap eden, yapımı pratik bir tatlı alternatifi sunuyor. İşte evde kolayca hazırlayabileceğiniz çilekli mini tart tarifi:

Malzemeler:

• Tart Hamuru için:
• 125 gr tereyağı (soğuk ve küp küp doğranmış)
• 1,5 su bardağı un
• Yarım çay kaşığı tuz
• 3-4 yemek kaşığı soğuk su
• Kreması için:
• 250 ml süt
• 2 adet yumurta sarısı
• Yarım su bardağı şeker
• 2 yemek kaşığı un
• 1 paket vanilya
• 1 yemek kaşığı tereyağı
• Üzeri için:
• 250 gr çilek
• Pudra şekeri (isteğe bağlı)

Hazırlanışı:

1. Tart hamuru için, un ve tuzu bir kapta karıştırın. Soğuk tereyağını ekleyip parmak uçlarınızla veya bir mutfak robotu yardımıyla kum gibi olana kadar karıştırın.
2. Soğuk suyu azar azar ekleyerek hamuru toparlayın. Hamuru streç filme sarıp buzdolabında en az 30 dakika dinlendirin.
3. Krema için, sütü bir tencereye alın. Yumurta sarılarını, şekeri ve unu ayrı bir kapta çırpın. Sütü ısıtırken, yumurtalı karışımı azar azar süte ekleyerek sürekli karıştırın.
4. Krema kıvam alınca vanilya ve tereyağını ekleyip karıştırın. Ocaktan alın ve soğumaya bırakın.
5. Dinlenen tart hamurunu merdane yardımıyla açın ve tart kalıplarına yerleştirin. Hamurun tabanına çatalla delikler açın.
6. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında tart hamurlarını hafifçe kızarana kadar pişirin.
7. Fırından çıkan tartları soğumaya bırakın. Soğuyan tartların içine kremayı paylaştırın.
8. Çilekleri dilimleyip tartların üzerini süsleyin. İsteğe bağlı olarak pudra şekeri serpip servis yapın.

Afiyet olsun!

Usta oyuncu Selçuk Yöntem, önceki gün düzenlenen törende onur ödülüne layık görüldü. Yöntem'e ödülünü, öğrencisi ve meslektaşı Burak Dakak takdim etti. Dakak'ın sahnede Yöntem'e sarılarak yanaklarından öpmesi ve ona yönelik sevgi dolu sözleri geceye damga vurdu.

Burak Dakak, ödül takdimi sırasında Selçuk Yöntem'in hayatında önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, 'Hayatımı değiştirdin' ifadelerini kullandı. Dakak, Yöntem'in sadece bir hoca değil, aynı zamanda bir yol gösterici olduğunu ve kendisine her zaman ilham verdiğini belirtti.

Selçuk Yöntem ise, Dakak'ın sözlerinden dolayı duygulandığını ifade ederek, genç oyuncunun başarısıyla gurur duyduğunu söyledi. Yöntem, Dakak'ın yeteneğine ve çalışkanlığına dikkat çekerek, onun Türk tiyatrosunun geleceği için umut vaat ettiğini dile getirdi.

Ödül törenine katılan diğer isimler de Selçuk Yöntem'e övgüler yağdırdı. Yöntem'in Türk tiyatrosuna katkıları ve genç oyuncular üzerindeki etkisi sıkça vurgulandı.

Törende, Selçuk Yöntem'in kariyerinden kesitlerin yer aldığı bir video gösterimi yapıldı. Gösterim, Yöntem'in uzun ve başarılı kariyerine ışık tutarken, salonda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu.

Gecenin sonunda Selçuk Yöntem, tüm davetlilere teşekkür ederek, bu anlamlı ödülü almaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Ünlü oyuncu Melisa Döngel, Cannes Film Festivali'nde katıldığı bir davette giydiği kıyafetle ilgili yaşadığı bir anısını anlattı. Döngel, davette dekolteli kıyafetlerin yasaklanması nedeniyle büyük bir telaş yaşadığını ve son anda bir elbise bulmak zorunda kaldığını ifade etti.

Döngel, “Normalde daha açık bir şeyler giymeyi düşünüyordum. Ama Cannes’da dekolte yasakmış! Son anda bu elbiseyi buldum” şeklinde konuştu. Bu açıklaması, festivaldeki kıyafet yönetmeliğinin ne kadar sıkı olduğunu gözler önüne serdi. Oyuncunun son anda bulduğu elbise, şıklığı ve zarafetiyle dikkat çekti.

Melisa Döngel'in bu açıklaması, magazin gündeminde geniş yankı uyandırdı. Birçok kişi, Cannes Film Festivali'ndeki kıyafet kurallarının katılığına dikkat çekerken, Döngel'in duruma esprili bir yaklaşımla karşılık vermesi takdirle karşılandı.

Olay, ünlülerin kırmızı halı ve davetlerde ne kadar dikkatli olmak zorunda olduklarını bir kez daha gösterdi. Özellikle uluslararası etkinliklerde, organizasyonların belirlediği kurallara uymak büyük önem taşıyor.

Oyuncu Pelin Akil, ikiz kızları Alin ve Lina'nın doğumuyla hayatında meydana gelen değişiklikleri anlattı. Akil, annelik deneyiminin kendisini tamamen değiştirdiğini ve artık önceliklerinin farklılaştığını belirtti.

Eskiden daha cesur ve dikkat çekici pozlar vermekten çekinmeyen Akil, annelikten sonra bu tür yaklaşımların değiştiğini ifade etti. Sosyal medya paylaşımlarında daha doğal ve anne kimliğine uygun içerikler paylaşmaya özen gösterdiğini vurguladı.

'Artık öyle pozlar beklemeyin' diyen Akil, takipçilerinden bu konuda anlayış beklediğini dile getirdi. Annelik sürecinde yaşadığı fiziksel ve duygusal değişimlerin kendisini olgunlaştırdığını ve hayata bakış açısını değiştirdiğini söyledi.

Akil, röportajında ayrıca çocuklarıyla geçirdiği zamanın kıymetini bildiğini ve onların mutluluğu için elinden geleni yapmaya çalıştığını belirtti. Kariyerine devam edeceğini ancak ailesinin her zaman önceliği olacağını sözlerine ekledi.

Pelin Akil, annelik deneyiminin kendisini daha güçlü ve bilinçli bir birey yaptığını, bu nedenle gelecekteki projelerinde de bu yeni kimliğinin izlerini taşıyacağını ifade etti.

Ünlü oyuncu, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle zor günler geçirirken, kendisinden 35 yaş küçük olan sevgilisi ve kızı bir an olsun yanından ayrılmadı. Hastanede tedavi gören oyuncunun, hem acı hem de mutluluk dolu anlarında destekçileri olan sevgilisi ve kızı, elini hiç bırakmadı.

Oyuncunun sağlık durumuyla ilgili detaylı bilgi verilmezken, miras paylaşımı konusu gündeme geldi. İddialara göre, oyuncunun kızının babasının mirasından daha büyük bir pay alacağı konuşuluyor. Bu durum, aile içinde nasıl bir etki yaratacağı merak konusu.

Oyuncunun kariyeri boyunca elde ettiği başarılar ve özel hayatıyla ilgili çeşitli spekülasyonlar da basında yer almaya devam ediyor. Özellikle genç sevgilisiyle olan ilişkisi, magazin gündemini uzun süre meşgul etmişti.

Oyuncunun sevenleri, onun bir an önce sağlığına kavuşması için dualarını eksik etmiyor. Sosyal medyada da oyuncuya destek mesajları yağmaya devam ediyor.

Miras paylaşımı konusundaki iddiaların doğruluğu henüz teyit edilmezken, oyuncunun ailesi tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı. Konuyla ilgili gelişmelerin takipçisi olacağız.

• Oyuncunun sağlık durumu ciddiyetini koruyor.
• Genç sevgilisi ve kızı, oyuncuyu yalnız bırakmıyor.
• Miras paylaşımı konusunda çeşitli iddialar ortaya atıldı.

Avrupa Birliği (AB), Rusya'ya yönelik yeni yaptırım paketini onayladı. Bu yaptırımlar, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı finanse etme kabiliyetini hedef almayı amaçlıyor. Yaptırımlar, enerji, finans ve ticaret sektörlerini kapsıyor. Özellikle Rusya'nın sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatına kısıtlamalar getirilmesi bekleniyor.

Öte yandan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek amacıyla yapılan ateşkes çağrılarını reddetti. Putin, Rusya'nın hedeflerine ulaşana kadar askeri operasyonların devam edeceğini belirtti. Bu durum, diplomatik çözüm umutlarını azaltırken, AB'nin yaptırımlarla Rusya'yı müzakere masasına oturtma çabalarını desteklemeyi amaçlıyor.

Yeni yaptırım paketi, AB üyesi ülkeler arasındaki uzun müzakereler sonucunda kabul edildi. Bazı üye ülkelerin yaptırımların enerji sektörüne etkileri konusundaki endişeleri nedeniyle, paketin içeriği üzerinde çeşitli değişiklikler yapıldı. Ancak genel olarak, AB ülkeleri Rusya'ya karşı güçlü bir mesaj verme konusunda birlik sağladı.

Yaptırımların Rus ekonomisi üzerindeki etkileri yakından takip edilecek. AB, yaptırımların Rusya'nın askeri operasyonlarını finanse etme kabiliyetini azaltacağını ve Ukrayna'da barışın sağlanmasına katkıda bulunacağını umuyor. Ancak, bazı uzmanlar yaptırımların Rus ekonomisi üzerindeki etkilerinin sınırlı olabileceğini ve Rusya'nın alternatif kaynaklar bulabileceğini belirtiyor.

AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımları, Batı dünyasının Rusya'ya karşı uyguladığı geniş kapsamlı ekonomik baskının bir parçasını oluşturuyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer ülkeler de Rusya'ya karşı benzer yaptırımlar uyguluyor. Bu yaptırımların amacı, Rusya'yı uluslararası hukuk normlarına uymaya ve Ukrayna'daki savaşı sona erdirmeye teşvik etmek.