İzmir'de bugün saat 13:28'de, yerin 9.7 kilometre derinliğinde 3.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem, özellikle Bornova ve çevresinde hissedildi. Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre depremin büyüklüğü 3.5 olarak belirlendi.

Deprem sonrasında herhangi bir olumsuz durum veya hasar bildirilmedi. Ancak, kısa süreli bir panik yaşandı. İzmir'de yaşayan vatandaşlar, depremin ardından sosyal medya üzerinden deneyimlerini paylaştı. Bazı vatandaşlar, depremin özellikle yüksek katlı binalarda daha fazla hissedildiğini belirtti.

Yetkililer, depremin ardından herhangi bir hasar ihbarı almadıklarını ve durumu yakından takip ettiklerini açıkladı. Ayrıca, vatandaşları olası artçı sarsıntılara karşı dikkatli olmaya çağırdılar.

İzmir, Türkiye'nin deprem riski taşıyan bölgelerinden birinde yer almaktadır. Bu nedenle, bölgede sık sık küçük ve orta büyüklükte depremler meydana gelmektedir. Uzmanlar, İzmir ve çevresinde yaşayan vatandaşların deprem konusunda bilinçli olmaları ve gerekli önlemleri almaları gerektiğini vurgulamaktadır.

Deprem Sonrası Yapılması Gerekenler:

• Sakin olun ve paniğe kapılmayın.
• Bulunduğunuz yerde güvenli bir pozisyon alın (örneğin, bir masa veya sıranın altına saklanın).
• Dışarıdaysanız, binalardan ve enerji hatlarından uzak durun.
• Deprem bittikten sonra, hasar olup olmadığını kontrol edin.
• Yetkililerin uyarılarını takip edin.

Depremin ardından, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve AFAD ekipleri teyakkuz halinde beklemektedir. Herhangi bir olumsuz durumda, vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aramaları önemle rica olunur.

Bolu'da Kurban Bayramı'nda gençler arasında yaşatılan geleneklerden biri, deve kostümü giyerek mahalleleri dolaşıp para toplamaktır. Bu gelenek, Bolu'nun özellikle köylerinde ve bazı mahallelerinde uzun yıllardır sürdürülmektedir. Bayramın ilk gününden itibaren bir araya gelen gençler, özenle hazırladıkları deve kostümünü giyerek kapı kapı dolaşır.

Deve kostümü genellikle tahta ve kumaşlardan yapılır. Kostümün içine giren iki genç, devenin hareketlerini taklit ederek mahalle sakinlerini eğlendirir. Ziyaret ettikleri evlerden bahşiş toplayan gençler, bu parayı kendi aralarında paylaştıkları gibi, bazen de köy veya mahalle ihtiyaçları için harcarlar.

Bu gelenek, sadece para toplama amacı taşımaz. Aynı zamanda bayram coşkusunu artırmak, birlik ve beraberliği pekiştirmek gibi sosyal işlevleri de yerine getirir. Gençler, bu sayede bayramın manevi atmosferini daha derinden yaşarken, büyükleriyle de bir araya gelme fırsatı bulurlar.

Deve kostümü geleneği, Bolu'da özellikle kırsal kesimde hala canlılığını korumaktadır. Şehir merkezinde ise daha az rastlanmaktadır. Ancak, geleneği yaşatan gençler, bu adeti gelecek nesillere aktarmak için çaba göstermektedirler. Bu bayram geleneği, Bolu'nun kültürel zenginliğinin önemli bir parçasını oluşturur.

Bayram süresince deve kostümü giyen gençler, hem eğlenirler hem de geleneklerini yaşatırlar. Bu etkinlik, Bolu'da bayramların vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilir ve her yıl merakla beklenir.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya ile yürütülen esir takası süreçlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Zelenskiy, Ukrayna'nın esir takasları yoluyla daha fazla vatandaşı geri getirme çabalarını sürdürdüğünü vurguladı.

Zelenskiy, yaptığı açıklamada, “Esir takası süreci devam ediyor. Şu ana kadar birçok vatandaşımızı geri getirdik ve bu çalışmalarımız aralıksız devam edecek. Amacımız, mümkün olan en kısa sürede daha fazla Ukraynalıyı evlerine döndürmek” ifadelerini kullandı.

Ukrayna hükümeti, Rusya ile esir takaslarını düzenli olarak gerçekleştiriyor. Bu takaslar, savaşın başından bu yana esir düşen askerler ve sivillerin geri dönüşünü sağlıyor. Zelenskiy, bu süreçte uluslararası toplumun desteğinin önemine de dikkat çekti.

Esir takaslarının karmaşık ve hassas bir süreç olduğunu belirten Zelenskiy, takasların başarıyla sonuçlanması için tüm imkanların seferber edildiğini ifade etti. Ukrayna, uluslararası kuruluşlar ve arabulucular aracılığıyla Rusya ile görüşmelerini sürdürüyor.

Zelenskiy, Ukrayna halkına, esir tutulan vatandaşların ailelerinin yaşadığı zorlukların farkında olduklarını ve onların acılarını paylaştıklarını dile getirdi. Hükümetin, esirlerin serbest bırakılması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğini yineledi.

Azerbaycan dilinde sıkça karşılaşılan kelimelerden biri olan 'Süiti'nin Türkçe'deki karşılığı merak konusu olmaktadır. Bu kelime, Azerbaycan kültüründe ve edebiyatında önemli bir yere sahiptir. 'Süiti' kelimesinin Türkçedeki en yakın karşılığı, 'Huy' veya 'Mizaç' olarak ifade edilebilir.

Süiti kelimesi, bir kişinin doğuştan getirdiği veya sonradan edindiği, davranışlarını, tepkilerini ve genel karakterini belirleyen özelliklerin tümünü kapsar. Bu anlamda, bir insanın 'süiti' onun kişiliğinin temel taşlarından birini oluşturur. Örneğin, bir kişinin 'sakin süiti' varsa, bu onun genellikle daha ılımlı ve telaşsız davrandığı anlamına gelir.

Azerbaycan'da süiti kelimesi sadece bireysel özellikler için değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel anlamda da kullanılabilir. Bir toplumun veya bölgenin 'süiti' denildiğinde, o yerin insanlarının genel karakteri, gelenekleri ve yaşam tarzı kastedilir. Bu bağlamda, 'süiti' kelimesi, bir kültürün kimliğini ve özünü yansıtan önemli bir kavramdır.

'Süiti' kelimesinin kullanıldığı bazı örnek cümleler:

• "Onun çox gözəl süiti var." (Onun çok güzel huyu var.)
• "Bu bölgənin insanlarının süiti çox qonaqpərvərdir." (Bu bölgenin insanlarının huyu çok misafirperverdir.)
• "Süitini dəyişmək çox çətindir." (Huyunu değiştirmek çok zordur.)

Görüldüğü gibi, 'süiti' kelimesi Azerbaycan dilinde geniş bir anlam yelpazesine sahiptir ve Türkçedeki 'huy' veya 'mizaç' kelimeleriyle benzer anlamları taşır. Bu kelime, hem bireysel özellikleri hem de toplumsal karakteri ifade etmek için kullanılır ve Azerbaycan kültürünün önemli bir parçasıdır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun geniş coğrafyasına yayılan yapılar, sadece mimari estetik ve mühendislik başarısıyla değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk anlayışıyla da öne çıkmıştır. Bu yapılar, zulme uğrayanlar, yoksullar ve kimsesizler için birer sığınak, birer umut kapısı olmuştur.

Külliyeler: Toplumsal Dayanışmanın Merkezleri

Külliyeler, cami merkezli olarak inşa edilen ve içinde medrese, imarethane, hamam, kütüphane, darüşşifa gibi yapıları barındıran komplekslerdir. Bu yapılar, sadece dini ibadetlerin yapıldığı yerler olmakla kalmayıp, aynı zamanda eğitim, sağlık, aşevi gibi hizmetlerin de sunulduğu merkezlerdi. İmarethaneler, yoksullara ve öğrencilere ücretsiz yemek dağıtırken, darüşşifalar hastalara şifa dağıtırdı. Külliyeler, toplumsal dayanışmanın ve yardımlaşmanın en güzel örneklerini sergileyen yapılar olarak tarihe geçmiştir.

Hanlar ve Kervansaraylar: Yolcuların Güvenli Limanları

Osmanlı coğrafyasında ticaretin gelişmesiyle birlikte, yollar üzerine hanlar ve kervansaraylar inşa edilmiştir. Bu yapılar, yolcuların konaklama, yeme içme ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, onların güvenliğini de sağlamaktaydı. Hanlar ve kervansaraylar, sadece tüccarların değil, aynı zamanda yolculuk halindeki diğer insanların da sığındığı, zorlu koşullarda onlara destek olan yapılar olmuştur.

Sebiller ve Çeşmeler: Hayat Kaynağı

Sebiller ve çeşmeler, Osmanlı şehirlerinin vazgeçilmez unsurlarıydı. Sadece su ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda kuşlar ve diğer canlılar için de birer hayat kaynağıydı. Sebillerden ücretsiz su dağıtılması, Osmanlı toplumunun yardımseverlik anlayışının bir göstergesiydi. Çeşmelerin üzerine yazılan anlamlı sözler, insanlara öğütler verir, onları iyiliğe teşvik ederdi.

Darülacezeler: Kimsesizlerin Yuvası

Darülacezeler, yaşlı, kimsesiz ve bakıma muhtaç insanların barındığı kurumlardı. Osmanlı Devleti, bu kurumlarda kalan insanların her türlü ihtiyacını karşılar, onlara huzurlu bir yaşam sunardı. Darülacezeler, Osmanlı toplumunun sosyal devlet anlayışının en somut örneklerinden biriydi.

Osmanlı yapıları, sadece taş ve tuğladan ibaret değildi. Onlar, aynı zamanda birer şefkat eli, birer umut ışığıydı. Mazlumların sığınağı, zulme uğrayanların limanıydı. Bu yapılar, Osmanlı Devleti'nin sosyal adalet ve yardımlaşma konusundaki hassasiyetini en güzel şekilde yansıtmaktadır.

Dünyada en çok kazandıran meslekler listesi yayınlandı. Bu meslekler, yüksek gelir potansiyelleri ve kariyer imkanlarıyla dikkat çekiyor. İşte milyon dolarlar kazandıran o meslekler:

• Yapay Zeka Mühendisleri: Yapay zeka (YZ) mühendisleri, YZ sistemlerini tasarlama, geliştirme ve uygulama konusunda uzmanlaşmışlardır. Makine öğrenimi algoritmaları oluştururlar, büyük veri kümelerini analiz ederler ve YZ modellerini eğitirler. Bu uzmanlık, özellikle otonom araçlar, doğal dil işleme ve robotik gibi alanlarda büyük talep görmektedir.
• Veri Bilimciler: Veri bilimciler, karmaşık veri kümelerinden anlamlı bilgiler çıkarmak için istatistiksel analiz, makine öğrenimi ve veri görselleştirme tekniklerini kullanırlar. Şirketlerin daha iyi kararlar almasına yardımcı olurlar, eğilimleri belirlerler ve gelecekteki sonuçları tahmin ederler. Veriye dayalı karar alma süreçlerinin önemi arttıkça, veri bilimcilere olan talep de artmaktadır.
• Finansal Analistler: Finansal analistler, yatırım fırsatlarını değerlendirir, finansal modeller oluşturur ve şirketlerin finansal performansını analiz ederler. Yatırım bankalarında, hedge fonlarında ve kurumsal finans departmanlarında çalışabilirler. Finansal piyasaların karmaşıklığı ve yatırım kararlarının önemi, finansal analistlerin değerini artırmaktadır.
• Avukatlar: Özellikle şirket birleşmeleri ve satın almaları, fikri mülkiyet hukuku ve ceza hukuku gibi alanlarda uzmanlaşmış avukatlar yüksek gelir elde edebilirler. Hukuki danışmanlık ve dava yönetimi becerileri, avukatları iş dünyasında vazgeçilmez kılmaktadır.
• Doktorlar ve Cerrahlar: Özellikle uzmanlık alanları olan kardiyoloji, onkoloji ve nöroşirürji gibi branşlardaki doktorlar ve cerrahlar, yüksek gelir elde ederler. Tıp alanındaki teknolojik gelişmeler ve artan sağlık harcamaları, doktorların ve cerrahların gelir potansiyelini artırmaktadır.
• Pazarlama Yöneticileri: Pazarlama yöneticileri, şirketlerin ürün ve hizmetlerini tanıtmak, marka bilinirliğini artırmak ve satışları artırmak için stratejiler geliştirirler. Dijital pazarlama, sosyal medya yönetimi ve içerik pazarlaması gibi alanlardaki uzmanlık, pazarlama yöneticilerinin değerini artırmaktadır.
• Yazılım Geliştiriciler: Yazılım geliştiriciler, bilgisayar programları, mobil uygulamalar ve web siteleri oluştururlar. Özellikle yapay zeka, bulut bilişim ve siber güvenlik gibi alanlardaki uzmanlık, yazılım geliştiricilerin değerini artırmaktadır. Teknoloji şirketleri ve start-up'lar, yetenekli yazılım geliştiricileri çekmek için rekabet halindedirler.

Ramazan Bayramı tatilini fırsat bilen vatandaşlar, güneşli havanın tadını çıkarmak için Eminönü ve Galata Köprüsü'ne akın etti. İstanbul'da bayramın ilk gününde hava sıcaklığının artmasıyla birlikte Eminönü ve Galata Köprüsü'nde yoğunluk yaşandı.

Vatandaşlar, özellikle öğle saatlerinden itibaren Eminönü'ne gelerek balık ekmek yedi, tarihi mekanları ziyaret etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi. Galata Köprüsü üzerinde ise olta balıkçıları yoğun bir şekilde balık tutmaya çalıştı.

Bayram hareketliliği havadan da görüntülendi. Görüntülerde, Eminönü meydanındaki kalabalık ve Galata Köprüsü üzerindeki yoğunluk net bir şekilde görülebiliyor.

Eminönü'ndeki esnaf, bayram yoğunluğundan memnun olduklarını dile getirdi. Bir esnaf, "Bayram bereketi yaşıyoruz. İşlerimiz çok iyi. Herkes güneşli havanın tadını çıkarmak için buraya gelmiş." dedi.

Galata Köprüsü'ndeki balıkçılar da bayramın ilk gününde bol miktarda balık yakaladıklarını belirtti. Bir balıkçı, "Hava güzel, balık da bol. Bugün bereketli bir gün oldu." şeklinde konuştu.

Bayram tatili boyunca İstanbul'da havanın güneşli olması bekleniyor. Yetkililer, vatandaşları toplu taşıma araçlarını kullanmaya ve trafik kurallarına uymaya davet etti.

• Eminönü: Bayram tatilinde yoğun ilgi gördü.
• Galata Köprüsü: Hem ziyaretçiler hem de balıkçılarla doldu taştı.
• Hava Durumu: Bayram boyunca güneşli hava bekleniyor.

Ege mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan ciroz salatası, sofralara farklı bir tat getiriyor. Özellikle deniz ürünleri sevenler için ideal olan bu salata, hem pratik hazırlanışı hem de lezzetiyle dikkat çekiyor. İşte ciroz salatası tarifi:

Ciroz Salatası Malzemeleri:

• 1 adet kuru soğan
• Yarım demet maydanoz
• 1 adet domates
• 1 adet salatalık
• 2 adet közlenmiş kırmızı biber
• 1 limonun suyu
• 3 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 tatlı kaşığı pul biber
• 1 çay kaşığı kimyon
• 1 çay kaşığı karabiber
• Tuz
• 150 gram ciroz (kurutulmuş uskumru balığı)

Ciroz Salatası Nasıl Yapılır?

1. İlk olarak cirozu haşlayın. Haşlama işlemi, cirozun tuzunu alarak daha lezzetli olmasını sağlar.
2. Haşlanan cirozu küçük parçalar halinde doğrayın.
3. Kuru soğanı ince ince doğrayın ve acısının çıkması için tuz ile ovun.
4. Maydanozu ince ince kıyın.
5. Domates ve salatalığı küp küp doğrayın.
6. Közlenmiş kırmızı biberleri de küçük parçalar halinde doğrayın.
7. Geniş bir salata kasesinde doğradığınız tüm malzemeleri bir araya getirin.
8. Üzerine limon suyunu, zeytinyağını, pul biberi, kimyonu, karabiberi ve tuzu ekleyin.
9. Tüm malzemeleri güzelce karıştırın.
10. Ciroz salatasını servis tabağına alın ve üzerini maydanoz ile süsleyerek servis yapın.

İpuçları:

• Cirozu haşlarken çok fazla kaynatmamaya özen gösterin, aksi takdirde dağılabilir.
• Salataya farklı bir lezzet katmak için nar ekşisi de ekleyebilirsiniz.
• Salatayı hazırladıktan sonra buzdolabında bir süre dinlendirirseniz, lezzetler daha iyi birbirine karışır.

Afiyet olsun!

Iğdır'da bir sağlık ocağında görev yapan Dr. Ali Değirmenci'ye yönelik saldırı gerçekleştiren şahıs, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Saldırgan, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olay, Iğdır'da meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, kimliği henüz açıklanmayan bir kişi, Dr. Ali Değirmenci'nin görev yaptığı sağlık ocağına gelerek sözlü tartışma başlattı. Tartışmanın büyümesi üzerine şahıs, Dr. Değirmenci'ye fiziki saldırıda bulundu. Olayın ardından sağlık çalışanları durumu polise bildirdi.

Olay yerine gelen polis ekipleri, saldırganı gözaltına aldı. Dr. Ali Değirmenci ise olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Iğdır Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan Değirmenci'nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen saldırgan, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve sağlık çalışanları, olayı kınayarak yetkililerden sağlıkta şiddetin önlenmesi için daha etkili tedbirler alınmasını talep etti. TTB, yaptığı açıklamada, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kabul edilemez olduğunu ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması için gerekli tüm adımların atılması gerektiğini vurguladı.