İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ABD'nin İran'ın iç işlerine yönelik müdahaleci tutumuna sert bir şekilde karşı çıktı. Hamaney, ABD'nin İran'daki olaylara müdahale etme hakkının olmadığını vurgulayarak, “Siz kimsiniz ki müdahale ediyorsunuz?” şeklinde konuştu.

Hamaney, ABD'nin İran'a yönelik politikalarını eleştirerek, Amerika'nın İran'daki istikrarsızlık yaratma çabalarını kınadı. İran'ın kendi sorunlarını çözebilecek kapasitede olduğunu ve dış müdahaleye ihtiyacı olmadığını belirtti.

Hamaney'in bu açıklamaları, İran ile ABD arasındaki gerilimin yüksek olduğu bir dönemde geldi. ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlar ve nükleer anlaşmazlık gibi konular, iki ülke arasındaki ilişkileri zaten gerginleştirmiş durumda. Hamaney'in sert tepkisi, bu gerginliğin daha da artabileceğine işaret ediyor.

İranlı yetkililer, ABD'nin İran'ın iç işlerine karışma girişimlerine karşı daha önce de birçok kez tepki göstermişti. İran, ABD'nin bölgedeki politikalarını eleştirerek, Amerika'yı bölgede istikrarsızlık yaratmakla suçluyor.

Ayetullah Ali Hamaney'in açıklamaları, İran'ın dış politikadaki duruşunu net bir şekilde ortaya koyuyor. İran, dış müdahaleye karşı olduğunu ve kendi kaderini kendisinin tayin etme hakkına sahip olduğunu vurguluyor.

Beyoğlu Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğiyle hayata geçirilen 'Doğanın Yüzü, Kültürün Yüzleri' projesi, farklı coğrafyalardan gelen sanatçıları İstanbul'da bir araya getirdi. Proje kapsamında; resim, heykel, seramik ve enstalasyon gibi farklı disiplinlerde eserler üreten sanatçılar, hem kendi kültürlerini yansıtıyor hem de İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginliğinden ilham alıyor.

Projenin amacı, farklı kültürler arasında köprü kurmak ve sanat aracılığıyla diyalog ortamı yaratmak. Sanatçılar, İstanbul'un tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve kültürel çeşitliliği üzerine odaklanarak, özgün eserler ortaya koyuyor. Bu eserler, İstanbul'un farklı mekanlarında sergilenerek, sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Proje, aynı zamanda genç sanatçıların gelişimine de katkı sağlamayı hedefliyor. Tecrübeli sanatçılar, genç meslektaşlarına mentorluk yaparak, onların sanatsal vizyonlarını genişletmelerine yardımcı oluyor. Proje kapsamında düzenlenen atölye çalışmaları ve seminerler, sanatçıların bilgi ve deneyimlerini paylaşmalarına olanak tanıyor.

Proje Koordinatörü yaptığı açıklamada, 'Doğanın Yüzü, Kültürün Yüzleri' projesinin, İstanbul'un kültürel hayatına önemli bir katkı sağlayacağını belirtti. Ayrıca, projenin uluslararası alanda da yankı uyandırmasını beklediklerini ifade etti.

Proje kapsamında üretilen eserler, yıl boyunca İstanbul'un çeşitli sergi salonlarında ve açık hava mekanlarında sergilenecek. Sergi programı ve diğer etkinlikler hakkında detaylı bilgiye Beyoğlu Belediyesi'nin web sitesinden ve sosyal medya hesaplarından ulaşılabilir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, projenin kültürel etkileşimi artırma ve Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunma potansiyelini vurguladı. Bu tür projelerin desteklenmeye devam edeceğini belirttiler.

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, kariyer hedefleri ve gelecekteki planları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Buruk, hayallerini ve bir gün çalıştırmak istediği takımı dile getirdi.

Okan Buruk, futbolculuk kariyerinde de hayallerinin peşinden koştuğunu ve bu doğrultuda önemli başarılar elde ettiğini belirtti. Teknik direktörlük kariyerinde de aynı vizyonla hareket ettiğini vurgulayan Buruk, Galatasaray'daki hedeflerine odaklandığını ifade etti.

Buruk, gelecekteki hedefleriyle ilgili olarak, "Bir gün mutlaka İtalya'da teknik direktörlük yapmak istiyorum. Bu benim için önemli bir hedef. İtalya'da futbol kültürü çok farklı ve orada deneyim kazanmak beni geliştirecektir" dedi.

Çalıştırmak istediği takım konusunda ise Okan Buruk, "Çocukluğumdan beri Inter Milan'ı destekliyorum. Bir gün Inter'i çalıştırmak benim için büyük bir onur olur. Bu benim hayalim" şeklinde konuştu. Buruk, İtalyan futboluna olan ilgisini ve Inter Milan'a duyduğu özel sevgiyi dile getirdi.

Okan Buruk'un bu açıklamaları, futbol dünyasında büyük yankı uyandırdı. Kariyerinde yeni bir sayfa açmak isteyen Buruk'un, gelecekte İtalya'da teknik direktörlük yapma hedefi, spor kamuoyunun dikkatini çekti.

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili soruşturmada yaşanan gelişmeler üzerine, Ateş'in ailesi Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu. Aile, soruşturmanın başından beri etkin bir şekilde yürütülmediğini ve olayın siyasi kimliğinden çıkarılmaya çalışıldığını iddia ediyor.

Başvuruda, soruşturmanın seyrine ilişkin ciddi endişeler dile getirildi. Ailenin avukatları, dosyada gizlilik kararı bulunması nedeniyle bilgi edinme haklarının kısıtlandığını ve şüphelilerin önemli delilleri karartma imkanı bulduğunu belirtiyor. Ayrıca, bazı şüphelilerin serbest bırakılması ve üst düzey sorumluların soruşturmaya dahil edilmemesi de eleştiriliyor.

Aile, AYM'ye yaptığı başvuruda, 'yaşam hakkı', 'etkili soruşturma hakkı' ve 'adil yargılanma hakkı' gibi temel haklarının ihlal edildiğini savunuyor. Başvuruda, soruşturmanın siyasi bağlantılarından arındırılması, tüm sorumluların açığa çıkarılması ve adil bir yargılama sürecinin yürütülmesi talep ediliyor.

Sinan Ateş, 30 Aralık 2022'de Ankara'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında çok sayıda kişi gözaltına alınmış, ancak soruşturmanın derinliği ve kapsamı kamuoyunda tartışma yaratmıştı.

• Ailenin AYM'ye başvurusu, soruşturma sürecindeki usulsüzlüklere ve eksikliklere dikkat çekmeyi amaçlıyor.
• Başvuruda, olayın siyasi boyutunun göz ardı edilmemesi ve tüm sorumluların yargı önüne çıkarılması isteniyor.
• AYM'nin vereceği karar, soruşturmanın geleceği açısından kritik bir öneme sahip.

Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Eşki, CHP'nin emek ve demokrasi mücadelesinde her zaman ön saflarda yer aldığını belirterek, “Kimse Cumhuriyet Halk Partisi'ni tehdit edemez” dedi.

Toplantıda, işçi hakları, sendikal örgütlenme ve Bornova Belediyesi'nin işçi dostu politikaları ele alındı. Başkan Eşki, DİSK temsilcilerinin taleplerini dinleyerek, belediye olarak işçilerin haklarını koruma ve geliştirme konusunda kararlı olduklarını ifade etti. Ayrıca, Bornova'da sendikal örgütlenmenin güçlenmesi için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtti.

Eşki, konuşmasında şunları kaydetti: “Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin en köklü ve en büyük siyasi hareketidir. Emekçinin, işçinin, köylünün partisidir. Biz her zaman emek ve demokrasi mücadelesinde ön saflarda yer aldık ve almaya devam edeceğiz. Kimse Cumhuriyet Halk Partisi'ni tehdit edemez. Biz, halkımızla birlikte bu ülkeyi aydınlık yarınlara taşıyacağız.”

Toplantı, DİSK temsilcilerinin Başkan Eşki'ye teşekkürlerini sunmasıyla sona erdi. Temsilciler, Bornova Belediyesi'nin işçi haklarına duyarlı yaklaşımından memnun olduklarını ve işbirliğinin devam edeceğini dile getirdiler.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında 2 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek olan sınavın giriş bilgilerini erişime açtı. Öğrenciler, sınav giriş belgelerine MEB'in resmi internet sitesi üzerinden ulaşabilirler.

Sınav giriş belgeleri, öğrencilerin sınava hangi okulda ve hangi salonda gireceklerini gösteren önemli bir belgedir. Bu belgede ayrıca öğrencinin kimlik bilgileri ve sınavla ilgili diğer önemli bilgiler de yer almaktadır.

Öğrencilerin sınav giriş belgelerini dikkatlice incelemeleri ve sınav günü yanlarında bulundurmaları gerekmektedir. Belgesi olmayan öğrenciler sınava alınmayacaktır.

MEB yetkilileri, sınavın sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli tüm önlemlerin alındığını belirtirken, öğrencilere sınav öncesinde moral depolamaları ve sınav günü sakin olmaları tavsiyesinde bulundu.

LGS sınavı, Türkiye genelinde binlerce öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilecek ve sonuçlar, öğrencilerin liselere yerleştirilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından, öğrenciler tercih işlemlerini gerçekleştirecek ve yerleştirme sonuçlarına göre liselere yerleşeceklerdir.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Tuğba Şengel, et tüketimiyle ilgili önemli uyarılarda bulundu. Şengel, özellikle yeni kesilmiş etin hemen tüketilmemesi gerektiğinin altını çizerek, bu durumun hazımsızlık ve şişkinlik gibi problemlere neden olabileceğini ifade etti.

Şengel, etin kesildikten sonra rigor mortis (ölüm katılığı) adı verilen bir süreçten geçtiğini ve bu sürecin tamamlanmasının zaman aldığını belirtti. Bu süreçte etin sertleştiğini ve pişirilmesinin zorlaştığını, dolayısıyla sindiriminin de güçleştiğini vurguladı. Etin daha lezzetli ve sindirimi kolay olması için belirli bir süre dinlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Etin dinlendirilme süresi, etin türüne ve büyüklüğüne göre değişebilir. Genellikle, büyük parça etlerin daha uzun süre dinlendirilmesi gerekirken, küçük parçalar daha kısa sürede tüketilebilir hale gelir. Şengel, ideal dinlendirme süresinin etin türüne göre belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

Et tüketiminde dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise pişirme yöntemidir. Şengel, etin sağlıklı bir şekilde pişirilmesi için kızartma yerine ızgara, fırın veya haşlama yöntemlerinin tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, etin iyi pişmiş olması, bakteri ve parazitlerin yok edilmesi açısından önemlidir.

Şengel, etin yanında sebze tüketiminin de önemine değinerek, sebzelerin vitamin ve mineral içeriğiyle etin besin değerini tamamladığını ve sindirimi kolaylaştırdığını söyledi. Özellikle C vitamini içeren sebzelerin, demir emilimini artırdığına dikkat çekti.

Son olarak, Şengel, et tüketiminin porsiyon kontrolü yapılarak gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Aşırı et tüketiminin, özellikle kırmızı etin, sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirterek, dengeli ve çeşitli bir beslenme planının önemini vurguladı.

Fenerbahçe'nin eski futbolcusu Fabio Luciano, Portekizli teknik direktör Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'nin başına geçeceği yönünde çarpıcı iddialarda bulundu. Luciano, oyuncuların yüzde 90'ının bu durumdan memnun olduğunu öne sürdü. Brezilyalı eski futbolcu, konuyla ilgili detayları bir televizyon programında aktardı.

Luciano'nun açıklamalarına göre, Fenerbahçe'deki futbolcuların büyük bir bölümü Jose Mourinho'nun takımın başına geçme ihtimalinden dolayı heyecanlı. Luciano, bu bilgiyi kendi kaynaklarından edindiğini ve oyuncular arasında genel bir memnuniyet havası olduğunu belirtti. Mourinho'nun olası gelişi, takım içinde yeni bir motivasyon kaynağı olarak görülüyor.

Fabio Luciano, Fenerbahçe'de oynadığı dönemde taraftarların sevgisini kazanmış ve önemli başarılara imza atmıştı. Kariyerini tamamladıktan sonra futbol yorumculuğu ve menajerlik gibi farklı alanlarda faaliyet gösteren Luciano'nun bu iddiaları, Fenerbahçe camiasında büyük yankı uyandırdı. Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'ye gelip gelmeyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Bu iddialar, Fenerbahçe'nin geleceği ve teknik direktör arayışları açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Jose Mourinho'nun kariyeri ve başarıları göz önüne alındığında, Fenerbahçe için önemli bir transfer olabileceği düşünülüyor. Ancak, şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadığı için iddiaların doğruluğu henüz teyit edilmiş değil.

Anayasa Mahkemesi (AYM), trafik çevirmesinde polise itiraz eden ve alkolmetre cihazını üflemeyi reddeden sürücünün başvurusunu karara bağladı. Olay, sürücünün 2022 yılında meydana geldi. Trafik polisleri tarafından durdurulan sürücü, alkol ölçüm cihazını kullanmayı reddetti. Bu durum üzerine sürücüye idari para cezası kesildi ve ehliyetine iki yıl süreyle el konuldu.

Sürücü, ceza kararına itiraz ederek sulh ceza hakimliğine başvurdu. İtirazında, alkol ölçüm cihazına üflemeyi reddetmesinin yasal bir dayanağı olduğunu ve cihazın hijyenik olmadığını savundu. Ancak, sulh ceza hakimliği itirazı reddetti. Kararın ardından sürücü, bir üst mahkemeye başvurarak itirazını yineledi, fakat bu başvuru da reddedildi.

Bunun üzerine sürücü, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, özel hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etti. AYM, başvuruyu değerlendirirken, sürücünün alkol ölçümüne itiraz etmesinin gerekçelerini ve trafik güvenliğiyle ilgili kamu yararını dikkate aldı.

AYM’nin kararında, sürücünün alkol ölçümünü reddetmesinin, trafik güvenliğini tehlikeye atabilecek bir davranış olduğu vurgulandı. Ayrıca, alkol ölçüm cihazlarının düzenli olarak kalibre edildiği ve hijyen standartlarına uygun olduğu belirtildi. Mahkeme, sürücünün özel hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine hükmetti ve başvurusunu reddetti. Bu kararla birlikte, sürücünün ehliyetine el konulması ve para cezası kesinleşmiş oldu.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi, trafik çevirmesinde alkolmetreye üflemeyi reddeden sürücünün başvurusunu reddederek, trafik güvenliğinin korunmasının özel hayata saygı hakkından daha öncelikli olduğuna karar vermiştir.