Fatih Terim, Suudi Arabistan ekibi Al Shabab'ın başında geçirdiği dönem ve geleceği hakkında açıklamalarda bulundu. Terim, takımının başında çıktığı son maçın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Yeni sözleşme yapıp yapmayacağı sorusuna Terim, "Al Shabab ile devam edeceğim" şeklinde net bir yanıt verdi. Bu açıklama, Terim'in Suudi Arabistan'daki görevine devam edeceği yönündeki belirsizlikleri ortadan kaldırdı.

Fatih Terim'in Al Shabab ile sözleşmesi sezon sonunda bitiyor. Tecrübeli teknik direktörün geleceğiyle ilgili çeşitli spekülasyonlar ortaya atılmıştı. Ancak Terim'in bu açıklaması, gelecek sezon da Al Shabab'ın başında olacağını kesinleştirdi.

Terim, Al Shabab'daki performansı ve Suudi Arabistan futboluna adaptasyonuyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Takımın genel durumu ve gelecekteki hedefleri hakkında bilgi verdi.

Al Shabab taraftarları ve Suudi futbolseverler, Fatih Terim'in bu açıklamasıyla rahat bir nefes aldı. Terim'in deneyimi ve liderliğiyle takımın daha da başarılı olacağına inanıyorlar.

Fatih Terim'in Al Shabab ile yeni sezonda neler yapacağı merakla bekleniyor. Takımın transfer politikası ve hazırlık dönemi, yeni sezon hedeflerini belirlemede önemli rol oynayacak.

Gut hastalığı, özellikle erkeklerde daha sık görülen, eklem iltihabına neden olan bir metabolizma hastalığıdır. Kandaki ürik asit seviyesinin yükselmesi sonucu oluşan kristallerin eklemlerde birikmesiyle karakterizedir. Bu durum, şiddetli ağrı, şişlik ve kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösterir. Gut hastalığı, sadece eklemleri değil, böbrekleri de etkileyebilir ve kronik böbrek yetmezliğine yol açabilir.

Risk faktörleri arasında genetik yatkınlık, aşırı kilolu olmak, alkol tüketimi (özellikle bira), kırmızı et ve deniz ürünleri ağırlıklı beslenme, şekerli içecekler, bazı ilaçlar (diüretikler, aspirin) ve bazı sağlık sorunları (böbrek hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet) bulunmaktadır.

Belirtileri genellikle ani başlayan şiddetli eklem ağrısıdır. En sık ayak başparmağı etkilenir, ancak ayak bileği, diz, el bileği ve dirsek gibi diğer eklemlerde de görülebilir. Ağrıya ek olarak, etkilenen eklemde şişlik, kızarıklık ve hassasiyet de oluşabilir. Gut atakları genellikle geceleri başlar ve birkaç gün veya hafta sürebilir.

Tanısı genellikle fizik muayene, kan testleri (ürik asit seviyesi) ve eklem sıvısı analizi ile konulur. Tedavide amaç, ağrıyı gidermek, iltihabı azaltmak ve ürik asit seviyesini düşürmektir. Akut atakların tedavisinde ağrı kesiciler, anti-enflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) ve kolşisin kullanılır. Uzun dönemde ise ürik asit düşürücü ilaçlar (allopurinol, febuksostat) kullanılır.

Önleme için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Bol su içmek, alkol tüketimini sınırlamak, kırmızı et ve deniz ürünleri tüketimini azaltmak, şekerli içeceklerden kaçınmak, kilo vermek ve düzenli egzersiz yapmak gut hastalığı riskini azaltabilir. Ayrıca, doktor kontrolünde ürik asit seviyesini düzenli olarak takip ettirmek ve gerekli ilaçları kullanmak da önemlidir.

Gut hastalığı, tedavi edilmediği takdirde eklem hasarına, kronik ağrıya ve böbrek sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, belirtileri olan kişilerin vakit kaybetmeden bir doktora başvurması ve uygun tedaviye başlaması önemlidir.

Boğaziçi Üniversitesi'nde, Sosyal Doku Vakfı (SODEV) Başkanı Nurettin Yıldız'ın üniversiteye gelmesini protesto ettikleri gerekçesiyle tutuklanan 6 öğrenci, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Öğrencilerin avukatları kararı memnuniyetle karşıladı. Öğrenciler, Yıldız'ın 15 Mayıs'ta Boğaziçi Üniversitesi'nde konferans vermesine karşı çıkmış ve protesto düzenlemişlerdi. Protestolar sırasında gözaltına alınan öğrenciler, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı.

Tutuklamalar, kamuoyunda geniş yankı uyandırmış ve öğrenci çevrelerinden tepki toplamıştı. Birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti, öğrencilerin serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu. Öğrencilerin avukatları, tutuklamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunmuş ve itirazda bulunmuşlardı.

Mahkeme, avukatların itirazını değerlendirerek öğrencilerin tahliyesine karar verdi. Öğrenciler hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve belirli günlerde karakola imza verme gibi adli kontrol tedbirleri uygulandı.

Serbest bırakılan öğrencilerin isimleri henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak avukatları, öğrencilerin en kısa sürede eğitimlerine devam edebileceklerini belirtti.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Munzur Üniversitesi'nde yaşanan bir ihaleye ilişkin iddiaları Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşıdı. Gergerlioğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, ihaleye yönelik tehdit iddialarını ve rektörlüğün bu konuda neden herhangi bir men prosedürü uygulamadığını sordu.

Gergerlioğlu, Munzur Üniversitesi'nde gerçekleşen bir ihalede, bir iş insanının başka bir iş insanını tehdit ettiği ve bu tehdidin ihaleye fesat karıştırmaya yönelik olduğu iddiasını gündeme getirdi. İddiaya göre, tehdit edilen iş insanı durumu rektörlüğe bildirmesine rağmen, rektörlük tarafından herhangi bir işlem yapılmamıştır. Gergerlioğlu, soru önergesinde, bu iddiaların doğruluğunu ve rektörlüğün neden sessiz kaldığını sorguladı.

Gergerlioğlu'nun Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e yönelttiği sorular şunlardır:

• Munzur Üniversitesi'nde söz konusu ihaleye yönelik tehdit iddiaları doğru mudur?
• İhaleye giren bir iş insanının başka bir iş insanını tehdit ettiği iddiası doğru ise, bu konuda herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?
• Tehdit edilen iş insanının durumu rektörlüğe bildirmesine rağmen, rektörlük tarafından neden herhangi bir men prosedürü uygulanmamıştır?
• Rektörlüğün bu konuda sessiz kalmasının sebebi nedir?
• İhaleye fesat karıştırma iddialarının araştırılması için herhangi bir girişimde bulunulacak mıdır?

Gergerlioğlu, soru önergesinde ayrıca, ihalelerin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesinin önemine dikkat çekti ve bu tür iddiaların titizlikle araştırılması gerektiğini vurguladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılının ikinci Enflasyon Raporu'nu 22 Mayıs 2024 tarihinde açıklayacak. Raporun tanıtım toplantısı, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan tarafından Ankara'da gerçekleştirilecek.

Enflasyon Raporu, TCMB'nin enflasyon görünümüne ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sunmanın yanı sıra, gelecekteki para politikası kararları için de önemli bir yol haritası niteliği taşıyor. Raporda, enflasyonu etkileyen faktörler detaylı bir şekilde analiz edilerek, yıl sonu enflasyon tahminleri güncellenecek.

Piyasalar ve ekonomistler, TCMB'nin yıl sonu enflasyon tahminlerinde herhangi bir değişiklik yapıp yapmayacağını yakından takip edecek. Bir önceki raporda TCMB'nin yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 36 olarak belirlenmişti. Ayrıca, raporda para politikası duruşuna ilişkin yapılacak açıklamalar da büyük önem taşıyor. TCMB'nin mevcut sıkı para politikasına devam edip etmeyeceği veya gelecekte faiz indirimlerine başlayıp başlamayacağına dair sinyaller aranacak.

Raporun içeriği şu başlıkları kapsayacak:

• Küresel ekonomik görünüm ve etkileri
• Enflasyonu etkileyen temel faktörlerin analizi (talep, maliyet, beklentiler)
• Para politikası uygulamaları ve etkileri
• Enflasyon tahminleri ve belirsizlik aralığı
• Risk senaryoları ve politika önerileri

22 Mayıs'ta açıklanacak olan Enflasyon Raporu, Türkiye ekonomisi için kritik bir öneme sahip. Rapor, yatırımcılar, ekonomistler ve politika yapıcılar için önemli bir referans kaynağı olacak ve gelecekteki ekonomik kararların şekillenmesinde etkili olacaktır.

Sağlık Bakanlığı, içerisinde sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunan oda spreylerinin satışını yasaklayarak önemli bir adım attı. Bu ürünlerin 'oda kokusu' adı altında piyasada satıldığı ve aslında zehirli maddeler içerdiği tespit edildi. Bakanlık, bu tür ürünlerin insan sağlığına ciddi zararlar verebileceği uyarısında bulundu.

Yapılan incelemeler sonucunda, yasaklanan oda spreylerinin içerisinde solunum yolu rahatsızlıklarına, alerjik reaksiyonlara ve hatta uzun vadede kansere neden olabilecek kimyasallar tespit edildi. Özellikle çocukların ve kronik rahatsızlığı olan bireylerin bu tür ürünlerden daha fazla etkilenebileceği belirtiliyor.

Bakanlık yetkilileri, tüketicileri bu konuda uyararak, oda spreyleri satın alırken içeriklerini dikkatlice okumalarını ve bilmedikleri, güvenilir olmayan markalardan uzak durmalarını tavsiye etti. Ayrıca, doğal içerikli ve sertifikalı ürünlerin tercih edilmesi gerektiği vurgulandı.

Yasak kapsamında, bu tür ürünlerin üretimi, ithalatı ve satışı tamamen durduruldu. Denetimlerin sıklaştırılacağı ve yasağa uymayan firmalara ağır cezalar uygulanacağı açıklandı. Sağlık Bakanlığı, halk sağlığını korumak amacıyla bu tür denetimlerin ve yasakların devam edeceğini bildirdi.

Bu gelişme, tüketicilerin bilinçlenmesi ve sağlıklı ürünlere yönelmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, oda spreyleri yerine doğal yöntemlerle ortamın havalandırılmasının ve bitkisel yağlarla hoş koku sağlanmasının daha sağlıklı bir alternatif olduğunu belirtiyor.

• Yasaklanan Ürünler: Sağlığa zararlı kimyasal içeren oda spreyleri.
• Risk Grupları: Çocuklar, kronik rahatsızlığı olanlar.
• Öneriler: İçerik okuma, doğal ürün tercih etme.

Adana'da, CHP'li Adana Büyükşehir Belediyesi'nin çöp toplama hizmetlerindeki aksaklıklar vatandaşların tepkisine neden oldu. Özellikle yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte sokaklarda biriken çöpler, hem kötü kokular yayıyor hem de halk sağlığını tehdit ediyor.

Vatandaşlar, belediyenin çöp toplama sıklığını yetersiz bulduklarını ve bu durumun özellikle yaz aylarında dayanılmaz hale geldiğini belirtiyorlar. Çöp konteynerlerinin dolup taşması ve çöplerin etrafa saçılması, özellikle çocukların ve yaşlıların sağlığı açısından risk oluşturuyor.

Vatandaşların şikayetleri şu şekilde:

• Çöp toplama sıklığının yetersiz olması
• Çöp konteynerlerinin düzenli olarak yıkanmaması
• Çöplerin etrafa saçılması nedeniyle çevre kirliliğinin artması
• Kötü kokuların yayılması
• Halk sağlığının tehdit altında olması

Adana Büyükşehir Belediyesi'nin konuyla ilgili bir açıklama yapması ve sorunun çözümü için gerekli adımları atması bekleniyor.

Vatandaşlar, sorunun çözülmemesi halinde daha büyük eylemler yapabileceklerini de dile getiriyorlar. Çevre temizliği ve halk sağlığının korunması için yetkililerin bir an önce harekete geçmesi gerektiği vurgulanıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması'nın sonuçlarını yayımladı. Araştırmaya göre, 18-24 yaş arasındaki genç bireylerin mutluluk düzeyi incelendiğinde, bu yaş grubundaki kişilerin %51,8'inin mutlu olduğu tespit edildi.

Mutluluk düzeyinin yanı sıra, gençlerin en önemli mutluluk kaynakları da belirlendi. Bu bağlamda, gençlerin mutluluk kaynakları arasında aileleri (%71,6) ilk sırada yer alırken, bunu sırasıyla arkadaşları (%11,8) ve okulları (%4,7) izledi.

Araştırmada, gençlerin gelecek beklentileri de değerlendirildi. Gençlerin geleceğe dair umutları ve beklentileri, onların yaşam memnuniyetini etkileyen önemli faktörlerden biri olarak öne çıktı. Gelecekten beklentisi olan gençlerin oranının yüksek olması, genel mutluluk düzeyini de olumlu yönde etkilediği gözlemlendi.

TÜİK'in Yaşam Memnuniyeti Araştırması, gençlerin yaşam koşulları, sosyal ilişkileri ve gelecek beklentileri gibi çeşitli konuları kapsayan geniş kapsamlı bir çalışma olarak değerlendiriliyor. Bu araştırma, gençlerin genel refah düzeyini anlamak ve politika geliştirme süreçlerine katkıda bulunmak amacıyla yapılıyor.

Sonuç olarak, Türkiye'deki gençlerin mutluluk oranının 2024 yılında %51,8 olarak belirlenmesi, bu kesimin yaşam kalitesi ve geleceğe yönelik umutları hakkında önemli bir gösterge sunmaktadır. Aile, arkadaşlar ve eğitim gibi faktörlerin gençlerin mutluluğunda önemli rol oynadığı da araştırmanın dikkat çeken sonuçları arasında yer alıyor.

İstanbul merkezli 7 ilde eş zamanlı operasyon düzenlenerek gözaltına alınan Alaattin Köseler ve beraberindeki 25 kişi hakkında soruşturma tamamlandı. İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan fezleke, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

Fezlekede, şüphelilerin 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak', 'Nitelikli yağma', 'Tehdit' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' gibi suçlardan yargılanması talep edildi. Operasyon, Köseler'in liderliğini yaptığı iddia edilen suç örgütünün faaliyetlerine yönelik uzun süren teknik ve fiziki takibin ardından gerçekleştirilmişti.

Soruşturma sürecinde elde edilen deliller ve mağdur ifadeleri doğrultusunda hazırlanan fezlekede, örgütün İstanbul başta olmak üzere farklı illerde gerçekleştirdiği suçlara ilişkin detaylı bilgilere yer verildi. Şüphelilerin, özellikle iş insanlarını hedef alarak tehdit ve şiddet yoluyla haksız kazanç elde ettiği iddia ediliyor.

Fezlekenin savcılığa gönderilmesinin ardından, iddianame hazırlanması ve şüphelilerin yargılanmasına başlanması bekleniyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin bir kısmı tutuklanırken, bir kısmı ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.