Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı ve başrollerini oynadığı İnci Taneleri dizisinde Nehir karakterine hayat veren Sera Kutlubey'in edebiyatla olan yakınlığı ortaya çıktı. Genç oyuncunun daha önce yazdığı iki roman olduğu öğrenildi.

Sera Kutlubey, 1997 yılında Ankara'da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü mezunu olan Kutlubey, oyunculuk kariyerine 2016 yılında başladı. İlk romanı 'Plüton'u Görmüştüm'ü 2021 yılında yayımlayan Kutlubey, ikinci romanı 'Kapı Aralığında Aşk'ı ise 2023 yılında okurlarıyla buluşturdu.

İnci Taneleri dizisindeki performansıyla dikkatleri üzerine çeken Sera Kutlubey'in edebiyatçı kimliği, hayranları tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Kutlubey'in romanları, özellikle genç okurlar arasında büyük ilgi görüyor.

Kutlubey'in ilk romanı Plüton'u Görmüştüm, genç bir kadının hayatla yüzleşmesini konu alırken, Kapı Aralığında Aşk ise bir aşk hikayesini anlatıyor. Oyuncunun edebiyat alanındaki yeteneği, gelecekte de yeni eserler vermesi bekleniyor.

Sera Kutlubey'in İnci Taneleri dizisindeki başarısı ve edebiyatçı kimliği, onu son dönemin en dikkat çeken genç yeteneklerinden biri haline getirdi.

Balın sahtesini anlamak için dikkat edilmesi gereken önemli bir detay bulunmaktadır. Sahte bal, içeriğinde glikoz şurubu gibi maddeler barındırırken, gerçek bal doğal enzimler ve polenler içerir. İşte balın sahtesini anlamanın yolları:

Kristalleşme: Gerçek bal zamanla kristalleşebilir. Bu, balın doğal bir özelliğidir ve sahte ballarda bu durum genellikle görülmez. Ancak her kristalleşen balın gerçek olduğu da söylenemez.

Koku ve Tat: Gerçek balın kendine özgü bir aroması ve tadı vardır. Sahte ballar genellikle şekerli bir tada sahip olup, doğal balın kompleks aromasını taşımazlar.

Akışkanlık: Balın akışkanlığı da önemli bir göstergedir. Gerçek bal, yavaş ve kesintisiz bir şekilde akar. Sahte ballar daha hızlı ve sulu bir şekilde akabilir.

Etiket Bilgileri: Balın etiketinde içerik bilgileri detaylı bir şekilde yer almalıdır. Glikoz şurubu veya benzeri katkı maddeleri içeriyorsa, o balın sahte olma olasılığı yüksektir.

Polen Analizi: En güvenilir yöntemlerden biri polen analizidir. Balın içerdiği polen miktarı ve çeşitliliği, balın hangi çiçeklerden elde edildiğini gösterir ve sahtecilik durumunda bu analiz farklı sonuçlar verebilir.

Bal alırken güvendiğiniz markaları tercih etmek ve yukarıdaki yöntemlerle balın sahte olup olmadığını kontrol etmek, sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır.

TRT 1'in sevilen dizisi Gönül Dağı'nın ekranlara veda edeceği tarih belli oldu. Köprü Film/Ferhat Eşsiz yapımcılığını üstlendiği dizi, 4 sezondur cumartesi akşamları izleyicisiyle buluşuyordu. Gönül Dağı, 15 Haziran Cumartesi akşamı yayınlanacak 150. bölümüyle final yapacak.

Başrollerini Berk Atan, Semih Ertürk ve Cihat Süvarioğlu'nun paylaştığı dizi, bozkırda hayallerinin peşinden koşan üç kuzenin hikayesini anlatıyor. Yayınlandığı günden itibaren büyük ilgi gören Gönül Dağı, reytinglerde de önemli başarılar elde etti. Dizinin yapımcısı Ferhat Eşsiz, yaptığı açıklamada, 'Gönül Dağı, Türk televizyon tarihinde önemli bir yere sahip oldu. Bizi yalnız bırakmayan tüm izleyicilerimize teşekkür ediyoruz,' dedi.

Dizinin final bölümünde, Taner, Veysel ve Ramazan'ın hayallerine ulaşıp ulaşamayacağı, Dilek'in hastalığıyla ilgili gelişmeler ve kasabadaki diğer karakterlerin hikayeleri sonuçlanacak.

Gönül Dağı'nın final bölümü 15 Haziran Cumartesi akşamı TRT 1'de yayınlanacak.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yasa dışı egzotik hayvan ticareti yapan şüphelilere yönelik operasyon düzenledi. Operasyon sonucunda çok sayıda egzotik hayvan ele geçirildi ve şüphelilere toplam 472 bin TL idari para cezası uygulandı.

Ekipler, yaptıkları istihbari çalışmalar neticesinde, bazı şüphelilerin yasa dışı yollarla ülkeye soktukları veya ülkede bulundurulması yasak olan egzotik hayvanları ticaretini yaptığını tespit etti. Bu tespitler üzerine harekete geçen ekipler, belirlenen adreslere eş zamanlı operasyonlar düzenledi.

Operasyonlarda ele geçirilen hayvanlar arasında şunlar yer aldı:

• Çeşitli türlerde maymunlar
• Yılanlar
• Iguana
• Papağanlar
• Diğer egzotik kuş türleri

Ele geçirilen hayvanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü yetkililerine teslim edildi. Veteriner hekimler tarafından sağlık kontrolleri yapılan hayvanların, uygun koşullarda barınmaları sağlandı.

Yakalanan şüpheliler hakkında, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında işlem yapıldı. Şüphelilere toplamda 472 bin TL idari para cezası kesildi. Yetkililer, yasa dışı egzotik hayvan ticaretine karşı mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini bildirdi.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

HaberGlobal'de yayınlanan bir içerikte, Adanalı aşçıların dahi zorlandığı bir zeka testi yer alıyor. Bu testte, bir resimdeki farklı olan biberi bulmak gerekiyor. İddiaya göre, bu farklı biberi sadece gerçek dahiler 7 saniyede bulabiliyor.

Zeka testleri, bireylerin bilişsel yeteneklerini ve problem çözme becerilerini ölçmek için kullanılan araçlardır. Bu tür testler, dikkat, odaklanma, görsel algı ve analitik düşünme gibi çeşitli zihinsel süreçleri değerlendirir. Resimdeki farklı nesneyi bulma türündeki zeka testleri, özellikle görsel zeka ve detaylara dikkat etme yeteneğini ölçmek için sıklıkla kullanılır.

Bu özel test, Adanalı aşçıların dahi zorlanmasıyla dikkat çekiyor. Adana mutfağı, zengin baharat kullanımı ve lezzetli yemekleriyle bilinir. Dolayısıyla, Adanalı aşçıların biberler konusunda oldukça bilgili ve deneyimli oldukları varsayılabilir. Buna rağmen, bu testte zorlanmaları, testin ne kadar zorlayıcı olduğunu gösteriyor.

Testin amacı, resimdeki çok sayıda benzer biber arasında farklı olanı en kısa sürede tespit etmektir. Bu, yüksek düzeyde görsel dikkat ve hızlı analiz yeteneği gerektirir. 7 saniye gibi kısa bir sürede doğru cevabı bulmak, sadece görsel zekası yüksek olan ve detaylara dikkat edebilen kişilerin başarabileceği bir durum olarak değerlendiriliyor.

Bu tür zeka testleri, eğlenceli bir aktivite olmanın yanı sıra, bireylerin zihinsel becerilerini geliştirmelerine ve potansiyellerini keşfetmelerine de yardımcı olabilir.

Yapay zeka (YZ) halüsinasyonu, YZ modellerinin, özellikle de üretken YZ sistemlerinin, gerçekte var olmayan veya yanlış bilgileri üretmesidir. Bu durum, YZ'nin öğrenme sürecindeki eksikliklerden, veri setlerindeki hatalardan veya modelin karmaşıklığından kaynaklanabilir.

YZ halüsinasyonunun temel nedenleri:

• Veri Kalitesi: YZ modelleri, eğitildikleri veri setlerinin kalitesine bağımlıdır. Eğer veri setleri eksik, yanlış veya biaslı ise, model de hatalı sonuçlar üretebilir.
• Model Karmaşıklığı: Çok karmaşık YZ modelleri, bazen verilerdeki örüntüleri doğru bir şekilde öğrenmek yerine, rastgele veya anlamsız çıktılar üretebilir.
• Eğitim Eksikliği: YZ modelinin yeterince çeşitli ve kapsamlı verilerle eğitilmemesi, modelin gerçek dünya senaryolarında doğru performans göstermesini engelleyebilir.

YZ halüsinasyonunun sonuçları:

1. Yanlış Bilgi Yayılımı: YZ halüsinasyonları, yanlış veya uydurma bilgilerin yayılmasına neden olabilir. Bu durum, özellikle haber ve bilgi kaynaklarında güven sorunlarına yol açabilir.
2. Karar Alma Süreçlerinde Hatalar: YZ'nin karar alma süreçlerinde kullanılması durumunda, halüsinasyonlar hatalı kararlara ve olumsuz sonuçlara yol açabilir.
3. Güven Kaybı: YZ sistemlerinin güvenilirliği, halüsinasyonlar nedeniyle azalabilir. Bu durum, YZ teknolojilerinin benimsenmesini ve kullanımını olumsuz etkileyebilir.

YZ halüsinasyonunu önleme yöntemleri:

• Veri Kalitesini Artırma: YZ modellerini eğitmek için kullanılan veri setlerinin kalitesini artırmak, halüsinasyon riskini azaltabilir. Bu, veri temizleme, doğrulama ve zenginleştirme süreçlerini içerir.
• Model İzleme ve Değerlendirme: YZ modellerinin performansını sürekli olarak izlemek ve değerlendirmek, halüsinasyonları erken tespit etmeye yardımcı olabilir.
• Doğruluk Kontrolleri: YZ tarafından üretilen bilgilerin doğruluğunu teyit etmek için ek mekanizmalar kullanmak, yanlış bilgilerin yayılmasını engelleyebilir.

Deprem felaketini yaşayan birçok insan, deprem sonrasında dahi sallanıyormuş gibi hissetmeye devam ediyor. Bu durumun psikolojik nedenleri ve başa çıkma yöntemleri uzmanlar tarafından açıklanıyor. Psikologlar, bu hissin travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile ilişkili olabileceğini belirtiyor.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Deprem gibi travmatik olaylar, bireylerde TSSB'ye yol açabilir. TSSB, travmatik bir olaydan sonra ortaya çıkan ve kişinin olayı sürekli yeniden yaşamasına, kaçınma davranışları göstermesine ve sürekli tetikte olmasına neden olan bir durumdur. Sallanma hissi, TSSB'nin bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir.

Psikolojik Nedenler: Deprem sonrasında hissedilen sallantı hissinin temelinde, beynin tehlike algısı yatmaktadır. Deprem sırasında yaşanan korku ve panik, beyinde kalıcı bir iz bırakabilir. Bu nedenle, kişi güvende olduğunu bilse bile, beyin sürekli olarak tehlike sinyalleri göndermeye devam edebilir. Bu durum, sallanma hissi gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterebilir.

Başa Çıkma Yöntemleri:

• Profesyonel Yardım Almak: TSSB belirtileri yaşayan kişilerin, bir psikolog veya psikiyatristten yardım alması önemlidir. Terapi, travmanın işlenmesine ve başa çıkma mekanizmalarının geliştirilmesine yardımcı olabilir.
• Rahatlama Teknikleri: Derin nefes egzersizleri, meditasyon ve yoga gibi rahatlama teknikleri, anksiyeteyi azaltmaya ve bedeni sakinleştirmeye yardımcı olabilir.
• Sosyal Destek: Aile ve arkadaşlarla konuşmak, duyguları paylaşmak ve destek almak, travmanın etkilerini azaltmada önemli bir rol oynar.
• Kendine İyi Bakmak: Düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve egzersiz, genel ruh sağlığını iyileştirmeye ve stresle başa çıkmaya yardımcı olabilir.

Deprem sonrası sallanma hissi, normal bir tepki olabilir, ancak uzun süre devam etmesi ve günlük yaşamı olumsuz etkilemesi durumunda profesyonel yardım almak önemlidir.

Ekonomist Mert Başaran, evini satan vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Başaran, gayrimenkul satışından elde edilen gelirin korunması ve doğru yatırımlara yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Başaran, özellikle enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde paranın değerini korumanın önemine dikkat çekerek, “Sakın ha paranızı kaptırmayın” uyarısında bulundu. Ev satışından elde edilen nakdin, farklı yatırım araçlarıyla değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Ekonomist, yatırım yaparken dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı:

• Piyasaları İyi Araştırın: Yatırım yapmadan önce piyasaları detaylı bir şekilde araştırın ve uzman görüşlerine başvurun.
• Riskleri Değerlendirin: Her yatırımın bir riski olduğunu unutmayın. Risk toleransınıza uygun yatırımlar yapın.
• Çeşitlendirme Yapın: Tek bir yatırım aracına bağlı kalmayın. Portföyünüzü çeşitlendirerek riskinizi azaltın.
• Uzun Vadeli Düşünün: Kısa vadeli dalgalanmalardan etkilenmeyin. Uzun vadeli yatırım stratejileri geliştirin.

Başaran ayrıca, gayrimenkul satışından elde edilen gelirin bir kısmının yeniden gayrimenkule yatırılmasının da mantıklı bir seçenek olabileceğini ifade etti. Ancak, bu durumda da piyasa koşullarının ve gelecekteki potansiyelin iyi analiz edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Son olarak, ekonomist, vatandaşların finansal konularda bilinçli kararlar alabilmeleri için düzenli olarak ekonomi haberlerini takip etmelerini ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmelerini tavsiye etti.

Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli kurumlarından biri olan devşirme sisteminin nasıl işlediği ve zaman içinde neden bozulduğu bu videoda detaylı bir şekilde inceleniyor. Devşirme sisteminin, Osmanlı'nın askeri ve idari kadrolarını oluşturmada kritik bir rol oynadığı belirtiliyor. Sistemin başlangıçta adil ve liyakate dayalı olduğu, ancak zamanla çeşitli faktörlerin etkisiyle bozulmaya başladığı vurgulanıyor.

Devşirme sisteminin temel amacı, Hristiyan tebaanın yetenekli çocuklarını alarak onları İslam dinine geçirmek ve Osmanlı devletine sadık, yetenekli yöneticiler ve askerler yetiştirmekti. Bu sistem sayesinde, Osmanlı İmparatorluğu, farklı etnik kökenlerden gelen yetenekli insanları bünyesinde barındırarak gücünü artırmıştır. Ancak, 17. yüzyıldan itibaren sistemde çeşitli aksaklıklar görülmeye başlanmıştır. Rüşvet, iltimas ve kayırmacılık gibi faktörler, liyakatin yerini almaya başlamış ve devşirme sisteminin etkinliği azalmıştır.

Sistemin bozulmasında etkili olan faktörlerden biri, devşirme yapılan bölgelerdeki nüfus yapısının değişmesi ve bazı ailelerin çocuklarını devşirmeye vermek istememesi olmuştur. Ayrıca, devletin mali kaynaklarının azalması da devşirme sisteminin sürdürülebilirliğini olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, devşirme sistemine alternatif olarak yeni askeri ve idari yapılar oluşturulmaya çalışılmış, ancak bu çabalar da tam olarak başarılı olamamıştır.

Sonuç olarak, devşirme sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş döneminde önemli bir rol oynamış, ancak zamanla değişen koşullar ve içsel sorunlar nedeniyle bozulmuştur. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu'nun genel zayıflama sürecinde önemli bir etken olarak değerlendirilmektedir.